Şirketler İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Risklerine Karşı Aksiyon Almalı: Yeni Düzenlemeler ve Zorluklar
İklim değişikliği, ekonomik belirsizlikler ve toplumsal eşitsizlik gibi dışsal riskler, şirketlerin gelecek stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Türkiye, uluslararası sürdürülebilirlik standartlarına uyum sağlayarak bu alanda öncülük etmeye hazırlanıyor.

Sürdürülebilirlik Riskleri Gündemde Son yıllarda şirketlerin karşı karşıya olduğu riskler önemli ölçüde değişti. Eskiden çoğunlukla içsel faktörler tarafından şekillendirilen riskler, bugün dışsal faktörler tarafından belirleniyor. İklim değişikliği, toplumsal eşitsizlik, kutuplaşma gibi konular, gelecek dönemde en çok yönetilmesi gereken risk başlıkları olarak öne çıkıyor. Şirketler, bu dışsal riskleri yönetme sorumluluğunu üstlenmek zorunda.
İklim Riski ve Küresel Düzenlemeler İklim değişikliği ile ilgili riskler, küresel ölçekte büyüyen bir sorun haline geldi. 1972'de Roma Kulübü tarafından yayınlanan "Büyümenin Sınırları" raporunda, kaynakların sınırlı olduğu ve bu hızla büyümenin sürdürülemez olduğu vurgulanmıştı. Bugün gelinen noktada, uluslararası standartlar şirketlerin sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği ile ilgili raporlama yükümlülüklerini zorunlu hale getirmiştir. Bu bağlamda Türkiye de, uluslararası sürdürülebilirlik standartlarını ilk uygulayan ülkelerden biri olma yolunda ilerliyor.
Yeni Raporlama Standartları ve Türkiye Uygulaması Uluslararası sürdürülebilirlik raporlama standartlarına, özellikle çevresel ve iklimle ilgili modüller eklenmiştir. Türkiye’de Kamu Gözetim Kurumu (KGK), sürdürülebilirlik raporlama sistemini denetlemekle görevlendirildi. KGK'nın kapsamına giren şirketler, belirli büyüklük parametrelerini karşılayan ve halka açık olan firmalar, 2024 yılının sonunda bu raporları sunmaya başlayacak. Türkiye, bu alandaki ilk uygulayıcı olarak önemli bir adım atıyor.
Şirketlerde Yönetimsel Dönüşüm Şirketlerin, sürdürülebilirlik alanında başarılı olabilmeleri için yönetimsel yapılarında dönüşüm yapmaları gerekmektedir. Yönetim kurulu, sürdürülebilirlik stratejisini belirlerken tüm paydaşları sürece dahil etmelidir. İç denetim fonksiyonları, stratejilerin doğru bir şekilde uygulandığını denetlemek için kritik rol oynar. Ayrıca, sürdürülebilirlik dönüşümünün finansmana erişimle doğrudan bağlantılı olduğu unutulmamalıdır. Şirketler, doğru teknolojik yatırımlar yaparak verimlilik artışı sağlayabilir ve finansal kaynaklara daha kolay erişebilir.
Teknolojik Dönüşüm ve Tedarik Zinciri Yönetimi Sürdürülebilirlik yolculuğunda teknoloji ve inovasyon önemli bir rol oynamaktadır. Yapay zeka, veri analitiği, nesnelerin interneti (IoT) gibi dijital dönüşüm araçları, tedarik zincirlerinin yönetilmesinde büyük kolaylık sağlayabilir. Bu teknolojiler, şirketlerin kaynak kullanımını optimize etmelerini, atıkları azaltmalarını ve enerji verimliliğini artırmalarını sağlar. Tedarik zincirinde sürdürülebilirliği sağlamak için şirketler, tedarikçilerini de bu dönüşüm sürecine dahil etmelidir.
Finansal Riskler ve Yeşil Dönüşüm Yeşil varlık oranı yönetmeliği, bankaların kendi portföylerini izlemelerini zorunlu hale getiriyor. Bu uygulama, yeşil dönüşüme ayak uyduramayan şirketlerin finansman bulmada zorluk yaşayacaklarını ve rekabet avantajını kaybedeceklerini gösteriyor. Şirketler, sürdürülebilirlik dönüşümünü gerçekleştirirken, aynı zamanda finansal kaynakları etkin bir şekilde kullanmalıdır.
CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI