Yapay zeka hangi yaşta kansere yakalanabileceğinizi tahmin edebiliyor
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği yetkilileri, yapay zekanın kanser riskini belirlemede önemli bir rol üstlenebileceğini, hatta kişinin hangi yaşa kadar kansere yakalanma ihtimalinin yüksek olduğunu öngörebildiğini belirtti. Genetik veriler ve aile geçmişiyle yapay zeka destekli risk haritaları oluşturulabiliyor.

Yapay zeka, kanser riskini öngörmede yeni bir çığır açıyor
12. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi'nde konuşan Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nuri Karadurmuş ve Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Karabulut, yapay zekanın kanser risk analizi üzerindeki etkisini değerlendirdi.
Prof. Dr. Karadurmuş, Türkiye'de hastaların tedaviye erişim konusunda avantajlı olduğunu ifade ederek, "Hastalarımız bize çok kısa sürede ulaşabiliyor. Bu da bizi yurtdışındaki tedavilere kıyasla daha erişilebilir ve güçlü kılıyor. Türkiye, onkoloji tedavilerinde bölgesel liderliğe oynuyor. Bin 282 tıbbi onkoloji uzmanıyla, ülkenin en ücra köşesinde bile hizmet veriliyor" dedi.
Kanserde yapay zekanın rolü genişliyor
Prof. Dr. Bülent Karabulut ise yapay zekanın kanser riskini belirleyip belirleyemeyeceği konusundaki soruya şu yanıtı verdi: "Yapay zeka belki size ‘şu tarihte kanser olacaksınız’ diyemez ama 'şu yaşa kadar kansere yakalanma riskiniz yüksek' diyebilir. Özellikle BRCA1 ve BRCA2 gibi genetik mutasyonlar taşıyan bireylerde yapay zekayla kişiselleştirilmiş risk haritaları oluşturulabilir."
Karabulut, örnek olarak meme kanseri riskini taşıyan bireylerde organ koruyucu önlemler alınabildiğini belirterek, "60-70 yaşına kadar kansere yakalanma riski yüzde 60 ila 90 arasında olan bireylerde, önleyici cerrahiyle risk ortadan kaldırılabilir" dedi.
Genetik verilerle desteklenen analizler
Aile geçmişi ve genetik yatkınlık gibi verilerin yapay zekaya entegre edilmesiyle, bireyin kanser olasılığına dair daha net tahminlerde bulunulabiliyor. Prof. Dr. Karabulut, bu yaklaşımın hastalığı oluşmadan engelleme potansiyeli taşıdığını ifade etti.
Duygusal etkenler ve kanser ilişkisi
Karabulut, kanserin nedeninin çoğunlukla çok faktörlü olduğunu vurgularken, halk arasında yaygın olan ‘üzüntü kanser yapar’ inancının bilimsel bir dayanağı olmadığını söyledi. "O zaman evladını kaybeden herkesin kanser olması gerekirdi. Böyle bir ilişki yok. Pozitif düşünmek elbette önemli ama tek başına belirleyici değil" ifadelerini kullandı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI