AK Parti Ankara Milletvekili Orhan Yeğin: “Kimse ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ dediği için ordudan atılmadı, Atatürk’ün adı ucuz siyaset malzemesi yapılamaz”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Millî Savunma Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşmelerinin son bölümünde söz alan AK Parti Ankara Milletvekili Orhan Yeğin, hükümetin savunma politikası, savunma sanayisi ve Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik eleştiriler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Yeğin, konuşmasına Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, komutanlar ve milletvekillerini selamlayarak başladı.

AK Parti iktidarlarının yirmi üç yıldır Türkiye’yi her alanda aldıkları noktadan daha ileriye taşıdığını söyleyen Yeğin, altyapıdan insan kaynağına, toplumsal birlikten kültürel adımlara kadar her alanda önemli mesafeler kat edildiğini ifade etti. “Askerî alanda ve savunmada da çok ciddi gelişmelere imza attık.” diyen Yeğin, ordunun gücünün yalnızca savunma sanayisindeki ilerlemeden değil, sahada sergilediği tutum ve ahlaki duruştan da kaynaklandığını vurguladı.

“Ordumuz sahada da ahlakıyla, sivile zarar vermeme hassasiyetiyle örnek”

Ordunun NATO içindeki gücü, farklı kriz coğrafyalarında üstlendiği görevler ve kendi sınır ötesi operasyonlarında benimsediği yaklaşımı hatırlatan Yeğin, “Kendi içimizde bile saldırıya maruz kalındığı dönemlerde ‘Bir sivilin dahi burnu kanamasın’ diye risk alan bir ordudan bahsediyoruz.” dedi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin sahada operasyon icra ederkenki ahlakı, kültürü ve disiplininin, barışı ve huzuru koruyan tavrıyla birleştiğini belirtti.

15 Temmuz sonrasında TSK bünyesindeki “farklı klik ve dayanışmaların” tasfiye edildiğini, ordunun yeniden bütüncül bir yapıya kavuştuğunu söyleyen Yeğin, “Dün olduğu gibi bugün de göz bebeği kurumlarımızdan biridir, milletimizin arkasında dimdik durmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Savunma sanayisi ve ihracat: “Kilogram değeri 50 centten 1,5 dolara çıktıysa bunda savunmanın payı büyük”

Savunma sanayisinde ortaya konulan teknolojilerden ve projelerden uzun uzun bahsedildiğini hatırlatan Yeğin, Türkiye’nin dış ticarette elde ettiği kazanımlara dikkat çekti. 2002 yılında Türkiye’nin küresel ihracattan aldığı payın 0,5 civarındayken bugün 1’in üzerine çıkıp 1,1 seviyelerine geldiğini, ihraç edilen ürünlerin kilogram başına değerinin de 50 centten 1,5 doların üzerine çıktığını söyledi.

Yeğin, “Bu artışta savunma sanayimizde yaşanan gelişmelerin payı büyüktür.” diyerek, yüksek katma değerli savunma ürünlerinin ihracat performansına katkı verdiğini vurguladı.

“Dün dalga geçiyorlardı, bugün ‘sevindirici’ diyorlar ama araya ‘yandaş’ iftirası sıkıştırıyorlar”

Muhalefetin savunma sanayisinde gelinen noktayı artık “sevindirici” bulduğunu söylemesine rağmen, bunu “yandaş kayırma ve zenginleştirme alanı” ithamlarıyla gölgelediğini belirten Yeğin, CHP’li bazı milletvekillerinin “Damat–kayınpeder ülke ülke gezerek İHA/SİHA satıyor.” sözlerini anımsattı.

Yeğin, bu yaklaşımı “Memleketi gururlandıran bir meseleyi bile çarpıtan bakış açınız, diğer konuları nasıl okuduğunuzun da işaretidir.” diyerek eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yalnızca savunma sanayi ürünlerini değil, TOGG başta olmak üzere Türkiye’de üretilen her değeri yurtdışına taşıyan bir lider olduğunu ifade eden Yeğin, “Kim olursa olsun, CHP’li, başka partili, Alevi, Sünni, Kürt, Zaza, Çerkez fark etmeksizin bu ülkenin üretimini alıp dünyaya tanıtan bir liderdir.” dedi.

TOGG’u da gittiği ülkelerde mevkidaşlarına hediye eden Cumhurbaşkanının, savunma sanayisinde de ülkenin vitrini konumunda olduğunu söyleyen Yeğin, bu başarıların “damat-kayınpeder söylemleriyle” itibarsızlaştırılmasının haksızlık olduğunu dile getirdi.

“Kimse ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ dediği için ordudan atılmadı, mesele disiplindir”

Komisyonda gün boyu tartışma konusu olan, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen teğmenlerin ordudan atıldığı iddialarına da değinen Yeğin, bu söylemin gerçeği yansıtmadığını savundu. “Defalarca konuşuldu, kimse ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ dediği için ordudan atılmadı.” diyen Yeğin, meselenin törende emir ve kurallara aykırı hareket edilmesi olduğunu belirtti.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin temelinde disiplin olduğunu vurgulayan Yeğin, “Defalarca uyarılmalarına rağmen talimata aykırı şekilde hareket etmişler; bu, bir disiplinsizlik olarak değerlendirilmiştir.” ifadesini kullandı. Atatürk’ün adının ve mirasının, “ucuz siyaset malzemesi yapılmasını” yanlış bulduklarını belirterek, “‘Atatürk’ün askerleriyiz’ dediler diye ihraç ettiniz, yerine Atatürk düşmanlarını doldurdunuz’ söylemleri hiçbir gerçekle bağdaşmıyor.” dedi.

Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’in de araya girerek, geçen yıl atılan teğmenlerin hiçbirine “Atatürk’ün askerleriyiz” dediği için soru sorulmadığını, tartışmanın tören sonunda aileler alana girerken teğmenlerin anons ve davranışlarıyla ilgili olduğunu ayrıntılı anlattığını hatırlattı.

Karşı sıralardan gelen “İnanmıyoruz.” tepkilerine karşı Yeğin, muhalefeti Atatürk’ün adını sürekli siyasal kalkan hâline getirmekle suçlayarak, “Atatürk’ün arkasına geçip siyaset yapmaktan vazgeçin.” çağrısında bulundu.

Anıtkabir’de slogan tartışması: “Halk Cumhurbaşkanını görünce sevgisini gösteriyor, bundan rahatsızsınız”

İYİ Parti ve CHP sıralarından Anıtkabir’de Cumhurbaşkanı lehine atıldığı iddia edilen sloganlara ilişkin eleştiriler üzerine de konuşan Yeğin, Anıtkabir ziyaretlerine vatandaşların kendi iradeleriyle geldiğini savundu. “Oraya halk geliyor, ülkenin Cumhurbaşkanını görünce muhabbetini gösteriyor.” diyen Yeğin, bunun siyasi propaganda olarak görülmesinin yanlış olduğunu söyledi.

Muhalefetin Anıtkabir’de Cumhurbaşkanı’na gösterilen sevgiden rahatsız olduğunu ifade eden Yeğin, “Bu tepkilerinizden anlıyoruz ki o sevgiden rahatsızsınız ama bunu Bakan’a ‘Atatürk’le kimi kıyaslıyorsunuz?’ gibi çirkin sorularla yansıtmanız haksız ve yersizdir.” dedi. Anıtkabir’in kuralları üzerinden yürüyen tartışma sırasında salon sık sık karşılıklı laf atmalarla gerilirken, Oturum Başkanı Orhan Erdem, tarafları itidale davet etti.

Suriye politikası ve “Kürtlerle sorunumuz yok” vurgusu

Konuşmasının devamında Suriye politikası bağlamında yapılan “çelişki” eleştirilerine yanıt veren Orhan Yeğin, Millî Savunma Bakanının hem “PKK, PYD/YPG, DSG gibi hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına izin vermeyeceğiz” dediğini, hem de Suriye ile SDG arasındaki entegrasyon sürecinin sahada belli sonuçlar doğurmasını beklediklerini ifade ettiğini hatırlattı.

Muhalefetin her şeyi yalnızca müzakere ve diplomasiyle çözme yaklaşımını “Pollyanna” olarak nitelendiren Yeğin, “Biz müzakereden ve diplomasiden yanayız ama onun yeterli olmadığı yerde askere ihtiyaç vardır ve o asker orada olacaktır.” dedi. Dünyada hiçbir ülkenin ordusuz güvenlik sağlayamadığını, güç kullanma kapasitesinin her zaman masada diplomasiye destek verdiğini vurguladı.

Türkiye’nin Kürtlerle ya da herhangi bir etnik kökenle sorunu olmadığına özellikle dikkat çeken Yeğin, “Bizim Kürtlerle hiçbir meselemiz yok. Türkiye’nin hiçbir etnik aidiyetle meselesi yok; mezheple, kimlikle bir derdi yok.” dedi. Türkiye’nin sorununun, etnik kimlik veya mezhep adıyla eline silah alıp ülkeye, millete ve bölgeye düşmanlık eden yapılarla olduğunu belirterek, “Bizim meselemiz, eline silah alıp geleceğimizi tehdit edenle; onlarla mücadelemiz de sonuna kadar sürecektir.” ifadelerini kullandı.

Konuşmasını, Türkiye’nin güvenliği ve birliği için terör örgütleriyle mücadelenin kesintisiz süreceğini vurgulayarak tamamlayan Orhan Yeğin, Komisyon üyelerine teşekkür etti. Oturum Başkanı Orhan Erdem, “Bu şartlarda konuşmak zor ama teşekkür ediyoruz.” diyerek tartışmalı bölümün ardından sıradaki işlemlere geçti.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI