AK PARTİLİ NECMETTİN ERKAN: “DIŞ POLİTİKAMIZI TARİHİ SORUMLULUĞUMUZ, İNSANİ ŞAHSİYETİMİZ VE MİLLÎ DUYGULARIMIZ ŞEKİLLENDİRİYOR”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun 16’ncı Birleşiminin üçüncü oturumunda söz alan AK Parti Kırşehir Milletvekili Necmettin Erkan, Dışişleri Bakanlığının 2024 yılı kesin hesabı ve 2026 yılı bütçesi üzerine AK Parti Grubu adına görüşlerini paylaştı. Erkan, konuşmasına 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinin sonuna yaklaşılırken dünyanın içinde bulunduğu tabloyu anlatarak başladı.

“Bilimde İlerliyoruz Ama Terör, Açlık ve Adaletsizlik Bitmiyor”

Erkan, küresel manzarayı “insanlığın küresel barışa, huzura ve refaha duyduğu hasretin arttığı” bir dönem olarak niteleyerek, “Bilimde, teknolojide, tarımda, sanayide, ulaşım ve iletişimde yaşanan onca ilerlemeye rağmen insanlık temel meselelerini çözüme kavuşturamadı.” dedi.

Terörizm, açlık, yoksulluk, adaletsizlik, iç savaşlar ve iklim krizinin yol açtığı çevre felaketlerinin hâlâ küresel gündemin baş sıralarında olduğunu vurgulayan Erkan, “Dünya genelinde ekonomiler büyürken, şehirler kalabalıklaşırken, gökdelenler yükselirken, belli ülkeler sürekli zenginleşirken maalesef bazı ülkelerde çocuklar açlıktan ölmeye devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

Göç ve mülteci krizine dikkat çeken Erkan, “İstikrarsızlık ve çatışmalar sebebiyle milyonlarca insan evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kalıyor. Sadece 2014 yılından bu yana Akdeniz'in mavi suları 30 binden fazla umut yolcusunun mezarı oldu.” dedi. Son on yılda dünya genelinde mülteci sayısının 2 kattan fazla artarak 120 milyona ulaştığını hatırlatan Erkan, yerinden edilen kişi sayısının artmaya devam ettiğini belirtti ve “Böyle bir dünyada hayal ettiğimiz kalıcı barış, huzur ve istikrarın tesis etmesi beklenemez.” değerlendirmesinde bulundu.

“Nerede Yaşarsak Yaşayalım ‘Bana Ne’ Diyemeyiz”

Teknolojinin dünyayı “büyük bir köye” dönüştürdüğünü söyleyen Erkan, “Nerede yaşarsak yaşayalım hiçbirimiz ‘Başkasından bana ne.’ diyemeyiz.” ifadesini kullandı. Durdurulamayan her çatışmanın, engellenemeyen her zulmün, çözülemeyen her sorunun eninde sonunda Türkiye’yi de etkilediğini vurgulayan Erkan, “Filistin'de, Suriye'de, Yemen'de, Afganistan'da, Libya'da, Irak'ta, Arakan'da, daha birçok kriz bölgesinde bunu gördük; Gazze dünya tarihinin en büyük katliamlarından birine sahne oldu.” dedi.

Bu çatışma alanlarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere milyonlarca sivilin hayatını kaybettiğini belirten Erkan, uluslararası kuruluşlara duyulan güvenin ciddi biçimde sarsıldığını ifade ederek, “Uluslararası kuruluşlara bugün kimse güvenmiyor. Birtakım hesaplarla dünyanın görmezden geldiği bu kriz bölgelerindeki ihmallerin bedelini sadece sorumlular değil bütün insanlık ödüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“Dünya 5’ten Büyüktür: Adaletsiz Güvenlik Sistemine İtirazımızı Sürdürüyoruz”

Günümüzde yaşanan pek çok sorunun temelinde İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzeninin bulunduğunu söyleyen Erkan, “Savaştan galip çıkan 5 devletin menfaatlerini koruyan mevcut güvenlik sistemi günümüz dünyasının ihtiyaçlarına cevap veremiyor.” dedi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin yapısına dikkat çekerek, “Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülkenin kaderini Güvenlik Konseyinin daimi üyesi olan 5 ülkenin insafına bırakan bu adaletsiz sisteme Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Dünya 5'ten büyüktür.’ diyerek her fırsatta itiraz ediyor.” sözlerini kullandı.

Türkiye’nin dış politikasının temelinde barış ve hakkaniyet bulunduğunu vurgulayan Erkan, “Bizim siyasetimiz barış, adalet, uluslararası hukuk, egemenliğe saygı, hakkaniyet ve dayanışma ilkeleri üzerine kuruludur.” dedi. Bu nedenle, nerede bir haksızlık, adaletsizlik ve zulüm görülse “belli bir üslup içinde tepki ortaya koyduklarını, kimseden çekinmediklerini” belirtti.

Gazze ve Suriye örneğini öne çıkaran Erkan, “Gazze'de insani yardım malzemesi girişine izin verilmediği için açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukların derdi bizim derdimizdir. On üç buçuk yıllık zulmün ardından 8 Aralık devrimiyle umutların yeniden yeşerdiği Suriye'ye yönelik saldırılar bizim sorunumuzdur.” ifadeleriyle Türkiye’nin kriz bölgelerine bakışını anlattı.

“Dış Politikamız Tarihî Sorumluluk, İnsani Şahsiyet ve Millî Duygularla Şekilleniyor”

Türkiye’nin dış politikasının yalnızca jeopolitik ve ekonomik şartlarla değil, aynı zamanda tarihî ve insani boyutlarla da şekillendiğini ifade eden Erkan, “Bizim dış politikamızı yaşadığımız coğrafya, siyasi ve iktisadi şartlar şekillendirdiği gibi tarihî sorumluluklarımız, insani şahsiyetimiz, millî duygularımız da şekillendiriyor.” dedi.

Erkan, dış politikanın temel amaçlarını ise “İstikbalimizin ve hâkimiyetimizin korunması, uluslararası hukukun ve insan değerlerinin savunulması, bölgesel istikrar ve iş birliğinin güçlendirilmesi; barış arayışının, diyaloğun ve diplomasinin esas alınması; ekonomik, kültürel ve stratejik ilişkilerin derinleştirilmesi” şeklinde sıraladı. Bu ilkelerin Türkiye’yi “tek eksenli politikalardan uzaklaştırdığını” vurgulayan Erkan, Türkiye’nin NATO, Avrupa, Balkanlar, Orta Doğu, Kafkasya, Afrika, Türk dünyası, Asya, Latin Amerika ve Pasifik bölgelerinde eş zamanlı, dengeleyici ve aktif diplomasi yürütme becerisi kazandığını söyledi.

“Türkiye NATO’nun Aktif Üyesi, Aynı Anda Avrasya Girişimlerinin de Etkin Aktörü”

Türkiye’nin çok taraflı platformlardaki konumuna değinen Erkan, “Türkiye NATO'nun aktif bir üyesi, Avrupa-Atlantik güvenlik mimarisinin ayrılmaz bir parçası, aynı zamanda Avrasya merkezli uluslararası girişimlerin etkin bir aktörüdür.” dedi. Türkiye’nin Birleşmiş Milletler, AGİT, G20, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı gibi çok taraflı örgütlerde “karar verici ve istikamet belirleyici rol üstlendiğini” belirtti.

Bu sorumluluk bilinciyle dış politikada “denge, çeşitlilik ve bağımsız inisiyatif alma” ilkelerini sürdüreceklerini vurgulayan Erkan, “Dünyayı 360 derecelik bir bakış açısıyla tarayacak; hiçbir coğrafyadan, hiçbir siyasi ve ekonomik oluşumdan uzak kalmamaya özen göstereceğiz.” dedi.

“Kıbrıs’tan Afrika’ya, AB’den Türk Dünyasına Eş Zamanlı Aktif Diplomasi”

Türkiye’nin coğrafyasındaki öncelik alanlarına da vurgu yapan Erkan, “Kıbrıs'tan Ege'ye, Karadeniz'den Trakya'ya kadar her yerde ülkemizin ve milletimizin çıkarlarına uygun politikaları hayata geçireceğiz.” sözleriyle bölgesel dosyalara işaret etti. “Balkanlardan Kafkasya'ya, Türkistan'dan Afrika'ya kadar coğrafyamızdaki kardeşlerimizle sıkı ilişkilerimizi daha ileri taşıyacağız.” diyen Erkan, Avrupa Birliği ile ilişkileri “hakkaniyete dayalı bir çizgiye oturtmak için” gayret göstereceklerini söyledi.

Türkiye’nin yumuşak güç unsurlarına da değinen Erkan, TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, AFAD, Kızılay, Maarif Vakfı gibi kurumlar ile çok sayıda sivil toplum kuruluşunun dünyanın her yerinde güçlü ilişkiler kurduğunu hatırlattı ve bu ağın daha da güçlendirileceğini vurguladı.

“Hakan Fidan Kararlı, Vakar ve Cesur Bir Duruşla Milletimizi Temsil Ediyor”

Konuşmasının bir bölümünü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a ayıran AK Parti Kırşehir Milletvekili Necmettin Erkan, Bakan Fidan’ın performansına teşekkür etti. “Adaletli ve istikrarlı bir uluslararası sistemin kurulmasına katkı sunmak için fedakârca çalışan; milletimizin hak ve menfaatlerini her platformda güçlü bir şekilde savunan; katıldığı her platformda kararlı, vakarlı, itibarlı ve cesaretli duruşuyla milletimizi temsil eden Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan'a teşekkür ediyorum.” dedi.

Erkan, bu sözlerin ardından gündeme taşıdığı güncel bir tartışma ile Komisyonun dikkatini İsrail kaynaklı eleştirilere yöneltti.

İsrail Diaspora İşleri Bakanının Hakan Fidan’ı Hedef Alan Paylaşımı Gündemde

Erkan, konuşmasının sonunda İsrail Diaspora İşleri Bakanının sosyal medya hesabından yaptığı ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı hedef alan bir paylaşımı da okudu. Paylaşımda, Hakan Fidan hakkında Müslüman Kardeşler’in temsilcisi olduğu, Suriye’de cihatçı altyapı kurduğu, El Nusra'yı silahlandırdığı, IŞİD ve Hamas’la ilişkilendirildiği yönünde ağır iddialar yer aldığını hatırlatan Erkan, metni özetle Komisyon tutanaklarına geçirdi.

İsrailli bakanın, Fidan’ı “Batı'nın düşmanı, cihatçı hareketin ortağı” olarak tanımlayan ve Türkiye’yi “otoriter İslamcı devlet” şeklinde niteleyen ifadelerine değinen Erkan, bu açıklamaların Türkiye karşıtı çevrelerin tutumunun bir yansıması olduğunu ifade etti.

Erkan, Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın “İsrail lobisi ve FETÖ çevreleri tarafından yıllardır benzer şekilde hedef alındığını” belirterek, “Türkiye düşmanı bu mihrakların sizlere bu şekilde saldırmalarını bizler artık doğal olarak karşılıyoruz.” dedi.

“Bu Saldırılar Dış Politikadaki Hedeflerimiz Yüzünden mi?”

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a doğrudan hitap eden Erkan, söz konusu ağır eleştirilerin nedenleri konusunda görüş istedi. “Hem sosyal medyada hem yazılı basında bu kadar eleştiriliyor olmak sizce son yıllardaki dış politikadaki hedeflerimiz yüzünden mi oluyor, bu konuda neler söyleyebilirsiniz?” diyerek Bakanın değerlendirmesini talep etti.

Erkan, konuşmasını Dışişleri Bakanlığı bütçesine ilişkin temennisiyle tamamladı: “Bu vesileyle, Dışişleri Bakanlığımızın 2026 bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum. Sizleri saygıyla selamlıyorum.” Komisyon Başkanı Mehmet Muş, Erkan’a teşekkür ederek birleşimi sürdürdü.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI