CHP İzmir Milletvekili Salih Uzun: “Vatandaş hem çareyi hem adaleti sosyal medyada arıyor; devletin cemal ve celal yüzü çökmüş durumda”
CHP İzmir Milletvekili Dr. Salih Uzun, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanlığı 2026 yılı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, devletin hem şefkat gösteren tarafının hem de caydırıcılık üreten güvenlik yüzünün zayıfladığını ifade etti. Sosyal medyada yardım ve adalet arayan yurttaş örneklerine dikkat çeken Uzun, yeni çete yapılanmalarının gençleri hedef aldığını, iki ayrı cinayet davasında Sedat Peker’in avukatının aileleri korur hâle gelmesinin “devletin acze düşürüldüğünün somut göstergesi” olduğunu söyledi. Uzun, “Devletin caydırıcı gücü çocuk yaşta çete üyelerini bile ürkütemiyor.” diyerek İçişleri Bakanlığına kapsamlı bir değerlendirme çağrısı yaptı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken söz alan CHP İzmir Milletvekili Dr. Salih Uzun, İçişleri teşkilatının devlet içindeki konumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Uzun, Mülkiye geleneğine atıf yaparak valiler, kaymakamlar ve kolluk kuvvetlerinin vatandaşın gözünde devleti temsil ettiğini hatırlattı ve bu temsilin her iki yönünde de ciddi zafiyet bulunduğunu söyledi.
“Devletin cemal yüzünde çözülme var: Yurttaş derdine sosyal medyada çare arıyor”
Uzun, devletin yardım ve destek üreten yönünün son yıllarda etkisini kaybettiğini ifade ederek sosyal medyada yardım çağrılarının artmasına dikkat çekti:
“Evsiz kalan, ameliyat olamayan, SMA’lı çocuğuna çare arayan insanlar devleti değil, hayırseverleri etiketliyor. Polisler bile sosyal medyada yardım arıyor. Bu, devletin müşfik yönünün çöktüğünü gösteriyor.”
Bu durumun İçişleri Bakanlığının sosyal politikalarla temas eden birimlerine yönelik geniş kapsamlı bir değerlendirmenin zorunlu olduğunu belirtti.
“Devletin celal yüzü daha da kötü: Vatandaş güvenliği sosyal medyada arıyor”
CHP’li Uzun, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde gençler arasında yaygınlaşan yeni çete türlerine ilişkin uyarılarını dile getirdi. “Redkitler, Daltonlar, Casperlar, Arap grupları ve benzeri yapılar”ın sokak güvenliğini tehdit ettiğini söyleyen Uzun, devletin caydırıcılık kapasitesinin zayıfladığını belirtti.
Uzun, Ahmet Minguzzi cinayeti üzerinden somut bir örnek verdi:
“Pırıl pırıl bir çocuk sokak ortasında katledildi. Ailesi uzun süre çocuk yaşta çete üyeleri tarafından tehdit edildi. Devlet bu çocuk yaşta çete üyelerini bile engelleyemedi; caydıramadı, korkutamadı.”
Ailenin tehditlerden ancak Sedat Peker’in avukatının davaya müdahil olmasıyla kurtulduğunu belirten Uzun, bunun “devlet adına utanç verici bir tablo” olduğunu söyledi.
“Rojin Kabaiş cinayetinde yine aynı durum: Aile devlet yerine bir mafya figürünün avukatına sığınıyor”
Uzun, son dönemde gündemde olan Rojin Kabaiş cinayetine ilişkin de benzer bir gelişmeye işaret etti:
“Babası aylardır feryat ediyor, devlet kurumları sonuç alamıyor. Şimdi yine Sedat Peker’in avukatı davaya girecekmiş. Bu mudur Türkiye’nin geldiği nokta? Devlet mi adalet sağlayacak, yoksa mafya figürleri mi?”
Bu tabloyu “devletin celal yönünün çökmesi” olarak nitelendiren Uzun, İçişleri Bakanlığına hitap ederek:
“Vatandaş çetelerle boğuşuyor, çareyi sosyal medyada arıyor; adaleti ise mafya avukatlarında buluyor. Devletin caydırıcı yüzüne ne oldu?” dedi.
“Kanun ve nizam yoksa devlet yoktur”
Uzun, konuşmasının son bölümünde kamu düzeni ve caydırıcılık konularının devletin en temel varlık sebebi olduğunu belirtip şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kanun var diyebilirsiniz ama nizam yoksa devlet yoktur. Devletin dirliği, düzen sağlayıcı gücü çökmüş durumda. İçişleri Bakanlığı bu tabloyu ciddiyetle değerlendirmek zorundadır.”
CHP İzmir Milletvekili Dr. Salih Uzun, konuşmasını devlet otoritesinin yeniden güven tesis edici hâle gelmesi için kapsamlı bir politika değişikliği gerektiğini ifade ederek tamamladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI
