CHP’li Cavit Arı TBMM’de Milli Savunma Bakanı’na Seslendi: “10 Kasım’da Anıtkabir’de Siyasi Slogan Atılırken Gençliğe Hitabe’yi Okuyan Gençleri Susturamazsınız”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Millî Savunma Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerinde son konuşmacı olarak söz alan CHP Antalya Milletvekili Av. Cavit Arı, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’e hem Anıtkabir’deki uygulamalar hem de C-130 kazası ve genç teğmenlerin ihracı konusunda sert sorular yöneltti.

Komisyon Başkanı Orhan Erdem’in “Süreniz beş dakika.” uyarısıyla kürsüye gelen Arı, önce Anıtkabir tartışmasını gündeme taşıdı. “Sayın Bakanım, siz Genelkurmay Başkanlığı yapmış bir bakansınız, önce askerî personel olarak yetişmiş bir komutansınız; bunu unutmamanız gerekir.” diyen Arı, 10 Kasım’daki görüntülere dikkat çekti.

“Gençliğe Hitabe’yi Okuyan Gençler Susturuluyor, Erdoğan İçin Slogan Serbest”

Arı, 10 Kasım’da Anıtkabir’e gelen genç bir grubun Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni yüksek sesle okumaya başladığını, buna karşılık askerî personelin müdahale ettiğini anlatarak, “Askerî personel geldi ve ‘Burada Gençliğe Hitabe’yi okuyamazsınız.’ dedi. Bu görüntüler sosyal medyada da var.” sözleriyle uygulamayı eleştirdi.

Buna karşılık AK Parti gençlik ve kadın kollarının “bindirilmiş kıtalar hâlinde” Anıtkabir’e taşındığını savunan Arı, “AK Parti’nin gençlik kolları, kadın kolları 10 Kasım’da oraya gelip Tayyip Erdoğan için, bir partinin genel başkanı için slogan atamaz Sayın Bakan. Orası bir mezar, bir anma mekânıdır.” dedi.

“Anıtkabir Tayyip Erdoğan’ın propaganda alanı değildir, sarayda miting yapın”

CHP’li Arı, Anıtkabir’in siyasetten uzak, tören disiplininin olduğu bir mekân olduğunun altını çizerek, “Orası Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanının propaganda yeri değildir. Propaganda yapacaksanız gidin sarayda yapın kardeşim, Anıtkabir’de yapamazsınız, haddinizi bilin.” ifadelerini kullandı.

“Vatandaş kendi gelmiş” savunmasına katılmadığını söyleyen Arı, “Bunların hepsi gençlik kolları, kadın kollarından gelen kişilerdir. Neden Cumhurbaşkanı ayrıldıktan sonra o topluluk dağılmış oluyor? Bu kendiliğinden gelen vatandaş tablosu değildir.” diyerek organizasyonun siyasi boyutuna işaret etti.

Arı, Millî Savunma Bakanına hitaben, “Bu görev sizin, bu yanlışları önlemek sizin sorumluluğunuzda. Orduda yetişmiş, Atatürk ilkeleriyle yetiştiğine inandığımız bir komutan olarak buna müdahale etmelisiniz.” çağrısında bulundu.

C-130 Kazası: “Bu Uçağa Siz Biner miydiniz, 20 Askeri Niye Bindirdiniz?”

Konuşmasının ikinci bölümünde Gürcistan–Azerbaycan sınırında düşen C-130 kargo uçağı kazasına değinen Arı, 20 askerin şehit olduğu olaya ilişkin olarak Bakan’ın vicdanına seslendi:

“Bir kargo uçağı düştü, 20 askerimiz, subayımız şehit oldu. Size soruyorum: Siz görevli olarak bu kargo uçağına binerek bir yerden bir yere gider miydiniz, gitmez miydiniz? Bu 20 vatan evladını bindirecek başka bir uçak bulamadınız mı?”

Cumhurbaşkanının emrinde 13 uçak bulunduğunu vurgulayan Arı, buna karşın envanterde bakımı ve yaşı tartışmalı bir kargo uçağının personel taşımak için kullanıldığını savundu. “Eğer bu uçak sağlam olsaydı, bakımı tam olsaydı, başka sebep yoksa düşmezdi. Bunu savunmayın Sayın Bakan, bu tabloyu önce sizin vicdanınıza havale ediyorum.” dedi.

AK Parti sıralarından “İnsaf”, “Bilmeden konuşuyorsun” itirazları gelirken Arı, kazanın sorumluluğunun görmezden gelinemeyeceğini belirterek, teknik inceleme sonuçlanmadan bile “bakım ve envanter yönetiminin sorgulanması gerektiğini” ima etti.

Genç Teğmenler ve Tuzla Tartışması: “Bu Ordu 5 Teğmenden mi Korktu?”

Arı, daha önce de gündeme gelen Kara Harp Okulu’ndaki 5 teğmenin ihracı ve Tuzla Piyade Okulu’nda Atatürk rozeti nedeniyle yaşandığı iddia edilen ihraçlara yeniden değindi. Kara Harp Okulu’ndaki mezuniyet töreninde kendi aralarında and içip “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan teğmenlerin TSK’den atılmasını, “Bu ordu 5 genç teğmenden mi korktu?” sözleriyle eleştiren Arı, iktidarın “disiplinsizlik” savunmasını yeterli bulmadığını söyledi.

Millî Savunma Bakanı Güler’in, tören sonunda 1’incilik kürsüsüne çıkan teğmenin ailelere “Tören alanını terk edin” çağrısı yaptığını ve bunun disiplin suçu sayıldığını açıklamasına atıfla, Arı, “Neymiş, aileleri alanı terk etmeye çağırmış; bu mu ihraç gerekçesi? Böyle bir gerekçeyle yetişmiş insanı ordudan atmak kabul edilebilir mi?” diye sordu.

Tuzla’da Atatürk Rozeti Krizi: “Takmayanlar geri döndü, uyaranlar dışarıda; bu vicdana sığıyor mu?”

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım töreninde yakaya Atatürk rozeti takmayı reddeden teğmen ve bu duruma tepki gösterenlerin farklı muamelelere maruz kaldığını hatırlatan Arı, Bakan’a şu soruyu yöneltti:

“Tuzla’da yakasına Atatürk rozeti takmadığı için ihraç edilenler göreve dönerken, rozeti takmayanı uyaranlar geri dönemedi. Rozet takmayanlar döndü, uyaran Atatürkçü teğmenler dışarıda kaldı. Bu karar sizin vicdanınıza uyuyor mu, uymuyor mu?”

AK Parti ve MHP sıralarından “Doğru değil” tepkilerine rağmen Arı, bu uygulamaların ordunun siyasallaşması ve Atatürkçü kadroların tasfiyesi algısını güçlendirdiğini savundu.

“Ordu Siyasallaşıyorsa Baş Sorumlu Sizsiniz Sayın Bakan”

Konuşmasının sonunda Cavit Arı, ordunun siyasi iktidarın emrine sokulmaya çalışıldığını iddia ederek, özellikle YAŞ yapısındaki değişiklikler, rütbe bekleme sürelerindeki düzenlemeler ve terfi–ihraç yetkisinin Cumhurbaşkanlığı etrafında yoğunlaşmasını eleştirdi.

“Bugün ordu siyasallaşmaya doğru gidiyorsa, YAŞ’la, terfilerle, ihraç yetkileriyle bir parti ordusu algısı yaratılıyorsa baş sorumlu sizsiniz Sayın Bakan.” diyen Arı, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’i hem Anıtkabir törenleri hem de personel rejimi konusunda sorumluluk almaya ve değişim için adım atmaya çağırdı.

Komisyon Başkanı Orhan Erdem, Arı’nın konuşmasının ardından gergin tartışmaların büyümesi üzerine tarafları sakinleştirmeye çalışırken, Millî Savunma Bakanı Güler’in bu eleştirilere ve sorulara kapanış bölümünde topluca yanıt vereceğini belirtti.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI