CHP’Lİ GÜLİZAR BİÇER KARACA’DAN ADALET BAKANINA 25 KASIM, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ, STAJYER AVUKATLAR VE TUTUKLAMA ELEŞTİRİSİ: “OLMAYAN ADALETİN BÜTÇESİNİ KONUŞUYORUZ”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Adalet Bakanlığı ve bağlı kurumların 2026 yılı bütçesi görüşmelerinin akşam oturumunda söz alan CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, konuşmasına günün anlam ve önemiyle başladı. Biçer Karaca, “Bugün 25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü, Uluslararası Mücadele Günü.” diyerek, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açılış konuşmasına atıf yaptı.

Karaca, “Bugün konuşmanıza başlarken, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede hukuksuzca çıkılmasının ardından erkekler tarafından katledilen, şüpheli şekilde yaşam hakkı ellerinden alınan kadınlardan özür dileyerek sözlerinize başlamanızı dilerdim.” ifadelerini kullandı. “Bırakın özür dilemeyi, tüm sunumunuzda buna ilişkin tek bir cümle dahi kurmadınız.” diyerek eleştiride bulundu. Adalet Bakanı Tunç’un, “Siz yoktunuz, kurdum.” sözleri üzerine Biçer Karaca, “Buradaydım Sayın Bakan, buradaydım, sonuna kadar da dinledim.” karşılığını verdi.

“İzinli çıkan failler kadınları öldürüyor, risk değerlendirme kurulu kurulmalı”

CHP Denizli Milletvekili, son dönemde cezaevinden izinli çıkan failler tarafından işlenen kadın cinayetlerindeki artışa dikkat çekti. “Son günlerde cezaevinden izinli çıkan failler tarafından katledilen kadın cinayetleriyle ülkemiz sarsılıyor.” diyen Biçer Karaca, seçim bölgesi Denizli’den iki örnek vererek, “Denizli’de de 2 kadın, daha önce kendisine karşı suç işlemiş ve cezaevinden izinli çıkan erkekler tarafından – eski koca, iş arkadaşı – katledildi.” bilgisini paylaştı.

Bu tablo karşısında dünyadaki uygulamaları incelediklerini belirten Biçer Karaca, “‘Risk değerlendirme kurulu’ adıyla oluşturulan yapılar görüyoruz. Böyle bir kurulun Türkiye’de de oluşturulması elzemdir.” dedi. Sadece 2025 yılında tespit edebildikleri kadarıyla 7 kadının bu şekilde hayatını kaybettiğini ifade ederek, izin mekanizmalarının kadınların yaşam hakkını riske atmayacak şekilde yeniden düzenlenmesini istedi.

Stajyer avukatların talepleri: “Harçlardan barolara pay, stajda ücret, BAĞKUR desteği”

Geçtiğimiz günlerde Denizli Barosu Stajyer Avukatlar Komisyonu’nun bir eğitim çalışmasına katıldığını belirten Gülizar Biçer Karaca, stajyer avukatların kendisine ilettiği notları Adalet Bakanına aktardı. “Stajyer avukat arkadaşlarımızın cümlelerini lütfen dinlerseniz sevinirim.” diyerek, talepleri şöyle sıraladı:

Stajyer avukatlar adına Biçer Karaca şunları aktardı:

• “Diğer meslek odalarında bütçelerden kaynak aktarılıyor, odalara veriliyor ve onların stajyerleri staj süresince maaş alıyor.”

• “Dava harçları ve yargı cezalarından barolara pay aktarılmasını, bu kaynağın stajyer avukatların aylık ücret almasını sağlayacak şekilde kullanılmasını istiyoruz.”

CHP’li Karaca, bu talebi “stajda ücret ve sosyal güvence” için somut bir çözüm önerisi olarak Adalet Bakanlığının gündemine taşıdı.

Genç avukatlar: “BAĞKUR primini bile ödeyemiyoruz, beş yıl istisna istiyoruz”

Adalet Bakanı Tunç’un konuşmasında avukatlara yeşil pasaport ve baro aidatı muafiyeti vurgusunu hatırlatan Biçer Karaca, sahadaki tabloyu şu sözlerle anlattı:

“Avukat arkadaşlarımız, mesleğe yeni başlayan meslektaşlarımız bırakın yeşil pasaportu, BAĞKUR primlerini dahi ödeyemiyorlar.”

Genç avukatların ilettiği kaygıları şu şekilde aktardı:

• Mesleğe yeni başlayan avukatların bir yıl BAĞKUR primlerinden istisna tutulduğunu,

• Ancak bu bir yıllık istisnanın kaldırılacağına dair duyumlar aldıklarını,

• Bu istisnanın kalkması hâlinde primlerini ödeyemeyeceklerini ilettiklerini söyledi.

Biçer Karaca, “Bırakın kaldırmayı, baro aidatlarıyla birlikte bu bir yıllık BAĞKUR istisnasının da beş yıla çıkarılmasını talep ediyorlar.” diyerek, genç avukatların beş yıl baro aidatı ve BAĞKUR desteği beklentisini dile getirdi.

Masumiyet karinesi ve 19 Mart sonrası tutuklamalar: “Fakültede öğretilenle bugün yaşananlar zıt”

Stajyer avukatların masumiyet karinesi ve tutuklama rejimi konusunda ciddi bir kafa karışıklığı yaşadığını söyleyen CHP’li Biçer Karaca, onların şu sorularını Bakan’a iletti:

“Hukuk fakültelerinde bize masumiyet karinesi öğretiliyor; ‘suçluluğu ispatlanıncaya kadar herkes masumdur’ deniyor. Peki Sayın Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu ve içeride tutuklu bulunanların masumiyet karinesinden yararlanma hakkı yok mu? Bugünün hukuk düzeninde masumiyet karinesi ortadan mı kaldırıldı?”

Tutuklama rejimine dair de şu soruların altını çizdi:
“Hukuk fakültelerinde tutuklama istisnadır, tutuksuz yargılama esastır deniyor. Peki 19 Marttan bu yana belediye başkanlarımız, Cumhurbaşkanı adayımız ve bürokratlarımız, herhangi bir somut delile erişmeden neden tutuklandılar?”

Biçer Karaca, bu soruların “sadece siyasi değil, hukuk eğitimi alan genç kuşakların adalet algısını sarsan temel sorular” olduğuna dikkat çekti.

“Hesap verilebilirlik” değeri ve soru önergeleri tartışması

CHP Denizli Milletvekili, Adalet Bakanlığının resmi internet sitesinde yer alan “değerler” bölümüne dikkat çekerek, “Sitenizde değerleriniz arasında ‘hesap verilebilirlik’ yazıyor.” dedi. Bu değerin uygulanıp uygulanmadığını görmek için TBMM soru önergelerine verilen yanıtları incelediğini belirten Biçer Karaca, elindeki verilere göre şunları söyledi:

“Tek adam rejimine geçtikten sonra elimizde kalan az sayıdaki denetim mekanizmasından biri soru önergeleri. Süresi içinde soru önergelerine yanıt verme oranınız yüzde 9,5; süresi geçtikten sonra yüzde 52,5. Yaklaşık 1.800 önergeye hiç cevap vermemişsiniz.”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise bu verilere itiraz ederek, “3.123 soru önergesine cevap verdim.” dedi ve sayıların yanlış olduğunu savundu. “Benim cevaplarım teferruatlı.” diyen Bakan Tunç’a karşılık, Biçer Karaca “Resmî kayıtlarda gördüğüm yüzde 9,5. O zaman kayıtlarınızı düzeltin.” ifadelerini kullandı. Bakan Tunç ise söz konusu kaydın “eski bir kayıt” olduğunu belirtti.

“Olmayan adaletin bütçesini konuşuyoruz” vurgusu

Konuşmasının genelinde, Adalet Bakanlığı bütçesinin “mevcut adalet tablosuyla bağdaşmadığını” savunan Gülizar Biçer Karaca, kadına yönelik şiddetle mücadelede İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış, cezaevinden izinli çıkan failler tarafından öldürülen kadınlar, genç avukatların ekonomik çıkmazı ve 19 Mart sonrası İBB ve CHP’li belediye başkanlarına yönelik tutuklamalar üzerinden adalet ve güven bunalımına işaret etti.

CHP Denizli Milletvekili, tüm bu örnekler ışığında “Bugün burada, olmayan adaletin bütçesini konuşuyoruz.” diyerek Adalet Bakanlığı 2026 bütçesine karşı olduklarını ifade etti.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI