CHP’Lİ SEMRA DİNÇER: “YUSUF TEKİN TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNE YAPILMIŞ BİR SUİKASTTIR; ALTINDAĞ’DA 67 MİLYONLUK OKUL İHALESİ 465 MİLYONA ŞİŞİRİLDİ, ORTADA TEK TUĞLA YOK”

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, eğitimin geleceğine dair kaygılarını güçlü ifadelerle dile getirdi. Dinçer, MEB yönetiminin laiklik ilkesinden uzaklaştığını savunarak konuşmasına başladı.

“Yusuf Tekin Türk eğitim sistemine yapılmış bir suikasttır”
Dinçer, Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in görev sürecini eleştirirken şu ifadeyi kullandı:

“Sayın Bakan eğitimi bir hak olarak değil, tarikat ve cemaatlere açılacak bir saha olarak görüyor. Protokollere devam edeceğini söylüyor. Bu, çocuklarının geleceği için kaygı duyan milyonlarca anne babayı yok saymaktır.”

Dinçer, bilimsel eğitimin zayıflatıldığı, şeffaflık ve denetimin ortadan kalktığı bir tabloyla karşı karşıya olunduğunu belirtti.

Altındağ’daki okul ihaleleri: “Arsalar boş, faturalar şişkin”
Dinçer, kendi seçim bölgesinden çarpıcı bir örnek aktararak 2021’de Altındağ’da iki okul yapımı için çıkılan ihaleyi anlattı:

• Çinçin’de 24 derslikli ilkokul,

• Yenidoğan’da 24 derslikli ortaokul.

Toplam ihale bedeli: Yaklaşık 67 milyon TL.
Süre: 360 gün.
Durum: Arsalar bomboş, tek bir kazık çakılmamış.

Dinçer:

“Ortada ne temel var ne beton ne duvar. Firma konkordatoya gidiyor, yıllar geçiyor, Bakanlık sessiz.”

2025’te aynı işin bu kez “ikmal” adıyla yeniden ihale edildiğini belirten Dinçer, rakamları şöyle verdi:

• 2025 ikmal ihalesi: Yaklaşık 465 milyon TL.

Dinçer bu tabloyu şu sözlerle değerlendirdi:

“67 milyondan 465 milyona; 7 kat artış! Ama arsalar hâlâ boş. Bu fark yoksulun cebinden çıkıyor; ekmek parasından kesilen vergilerden, akaryakıt zammından, KDV’den. Milletin lokmasıyla birilerine peşkeş çekilen şişkin ihalelerdir bunlar.”

Kamu zararının araştırılmadığını, ödemenin ne olduğunun belirsiz olduğunu ve ihalenin “ikmal” gibi gösterilmesinin kamuoyunu yanılttığını kaydetti.

“Kebapçıya çevrilen kütüphane ve intihar eden bir eğitimci”
Dinçer, Aksaray’ın Eskil ilçesinde yaşanan olayı bütçe görüşmelerine taşıdı. İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Kılıçer’in yıllarca emek verdiği kütüphanenin, belediye tarafından kebapçıya çevrilmek istendiğini ve Kılıçer’in buna karşı çıktığını söyledi.

“İtiraz ettiği için görevden alındı. Bu onur kırıcı muameleye dayanamayan Kılıçer ağır bir bunalımın ardından yaşamına son verdi. Geride biri engelli üç yetim ve kebapçıya çevrilen bir kütüphane kaldı.”

Dinçer, bu olayın MEB yönetiminin eğitimciye yaklaşımının vahim bir örneği olduğunu belirtti.

“500 bin atanamayan öğretmen, taşeronlaştırılan meslek”
CHP’li vekil, konuşmasının son bölümünde öğretmenlerin durumuna dikkat çekti:

• 500 bine yakın atanamayan öğretmen,

• Ücretli öğretmenlik uygulaması,

• Mülakat sisteminin yarattığı güvensizlik,

• Ekonomik ve psikolojik çöküş yaşayan eğitimciler.

Dinçer:

“Bu pırıl pırıl gençlerin umudunu çalarak eğitim sistemini nasıl ayağa kaldıracaksınız? Öğretmenlik mesleğini taşeronlaştıran politikadan ne zaman vazgeçeceksiniz?”

Müfredatın kapalı kapılar ardında hazırlanmasını eleştiren Dinçer, öğretmenlerin sürece dahil edilmediğini söyledi.

Konuşmasını laik, bilimsel ve kamusal eğitimin güçlendirilmesi çağrısıyla tamamlayan Dinçer, MEB’in tarikat protokollerinden derhâl vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI