CHP’li Sezgin Tanrıkulu: “Türkiye hukuk devletinden çıktı; yargı, anayasal düzeni yok sayan bir baskı aracına dönüştürüldü”

Cumhuriyet Halk Partisi Diyarbakır Milletvekili Av. Dr. Sezgin Tanrıkulu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda Adalet Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerine CHP Grubu adına söz aldı. Tanrıkulu, konuşmasına vatandaşların en çok şikâyet ettiği iki konudan birinin adalet, diğerinin ekonomi olduğunu hatırlatarak başladı.

Tanrıkulu, “Yargıya güven cumhuriyet tarihinin en dip noktasında; yüzde 20’ler bile değil.” dedi ve mevcut tabloyu şöyle nitelendirdi:

“Türkiye bir hukuk devleti olmaktan çıktı, başka bir devlete dönüştü ve bu dönüşümün başında Adalet Bakanı olarak siz varsınız.”

“OHAL döneminde bile yargıya ulaşmak bugünkünden daha mümkündü”

Kırk yıldır hukuk pratiğinin içinde olduğunu hatırlatan Tanrıkulu, Türkiye’de yargının bugünkü kadar etkisizleştiği bir döneme tanık olmadığını söyledi:

“Darbeyi gördüm, sıkıyönetimi gördüm, 15 yıl OHAL olan Diyarbakır’da avukatlık yaptım ama bugünkü kadar yargının ulaşılmaz, kapısının kapalı olduğu bir dönem olmadı.”

Tanrıkulu, artık işkence iddialarının dahi savcılara iletilemediğini belirterek, “Bugün savcının kâtibine işkence iddiasını iletemeyen bir Türkiye yarattınız.” eleştirisini getirdi.

“Cezaevlerinde 428 bin kişi var; suçlular bile adil yargılanmadığına inanıyor”

Türkiye’de cezaevlerinde 428 bin kişinin bulunduğunu kaydeden Tanrıkulu, bu yoğunluğun temel sebeplerinden birinin adalete güvenin çökmesi olduğunu ifade etti.
“Yüzde yüz suç işlemiş olduğu kesin olan insanlar bile ‘Adil yargılanmadım.’ diyor. Çünkü yargının bağımsız olmadığına inanıyor.”

“AYM kararını tanımamak anayasal düzene karşı suçtur”

Sezgin Tanrıkulu en sert sözlerini, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayan mahkemeler konusunda söyledi.
“Bir mahkeme ‘AYM kararına uymuyorum.’ diyorsa bu bir takdir meselesi değil, doğrudan doğruya anayasal düzene karşı suçtur.” ifadelerini kullandı.

Bu durumda Adalet Bakanının sessiz kalamayacağını vurgulayan Tanrıkulu:
“Eğer sessiz kalırsanız bu suça ortak olursunuz.” dedi.

“Ana muhalefeti seçim dışı bırakmak için adım adım bir yol haritası uyguluyorsunuz”

Tanrıkulu, ana muhalefet partisine yönelik yargısal baskı iddialarını ayrıntılandırdı.
“Siz hem seçim olsun diyorsunuz hem de ‘sonuç değişmesin’ istiyorsunuz. Bunun için ana muhalefeti ve yerel aktörlerini hedef alan yargı süreçleri işletiyorsunuz.”

Bu kapsamda özellikle CHP’nin güçlü belediye başkanlarına yönelik soruşturmaları işaret eden Tanrıkulu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar hakkında hazırlanan iddianameyi de gündeme getirdi.

“Bunu seçimden üç ay önce yapamazsınız. İki-üç yıl önceden adım adım başlatırsınız. Şu anda yaptığınız budur.” sözleri Genel Kurulda dikkat çekti.

“Yargı direnci Türkiye’nin sürecini tıkıyor; siyasallaşmış yargı barışa hizmet etmiyor”

Türkiye’nin içinden geçtiği toplumsal-siyasal süreçlerde en sert direncin yargıdan geldiğini savunan Tanrıkulu,
“Yargı, Türkiye’nin barış sürecine hizmet etmek yerine tam karşısında duruyor.” ifadelerini kullandı.

Eğer yargı bağımsız olsaydı:

• Selahattin Demirtaş,

• Figen Yüksekdağ,

• Osman Kavala,

• Can Atalay,

• Tayfun Kahraman

gibi isimlerin bugün cezaevinde olmayacağını söyleyen Tanrıkulu, AYM’nin Tahliye kararlarına rağmen uygulama yapılmamasını Türkiye’nin hukuk devleti vasfını ortadan kaldıran bir durum olarak nitelendirdi.

“AİHM ve AYM kararlarına uyulmadıkça kimse Türkiye’ye hukuk devleti diyemez”

Tanrıkulu, Adalet Bakanına hitaben şöyle konuştu:

“AİHM ve AYM kararlarına uymadığınız sürece kimse Türkiye’de hukuk devleti olduğuna inanmaz, siz de Bakanlıkta inandırıcı olamazsınız.”

CHP sıralarından uzun süre alkışlanan Tanrıkulu, konuşmasını Türkiye’de hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi çağrısıyla bitirdi.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI