EVRİM RIZVANOĞLU TBMM’DE 11’İNCİ MADDEYİ ELEŞTİRDİ “BU BİR KANUN DEĞİŞİKLİĞİ DEĞİL, İSTANBUL’UN HAFIZASINA ÇÖKME OPERASYONUDUR”

TBMM Genel Kurulunda Vakıflar Kanunu Teklifi’nin 11’inci maddesi üzerine CHP Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, düzenlemenin kamu taşınmazlarının bir gecede “vakıf kültür varlığı” ilan edilerek devredilmesine imkân sağladığını belirterek bunun Anayasa’nın mülkiyet hakkı ve yerinden yönetim ilkesiyle açıkça çeliştiğini söyledi. Galata Kulesi örneğini ayrıntılı biçimde anlatan Rızvanoğlu, iktidarın yargıda savunamadığı işlemleri şimdi kanunla meşrulaştırmaya çalıştığını ifade etti. “Bu teklif İstanbul’un belleğine, yerel demokrasiye, halkın iradesine yönelik bir siyasi hesaplaşmadır.” dedi.

Kasım 20, 2025 - 09:57
Kasım 20, 2025 - 10:28
EVRİM RIZVANOĞLU TBMM’DE 11’İNCİ MADDEYİ ELEŞTİRDİ “BU BİR KANUN DEĞİŞİKLİĞİ DEĞİL, İSTANBUL’UN HAFIZASINA ÇÖKME OPERASYONUDUR”


Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, Vakıflar Kanununda değişiklik öngören 11’inci madde üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptığı konuşmada düzenlemenin kamu mülkiyetini tehdit eden ve yerel yönetimlerin yetkilerini aşındıran bir niteliğe sahip olduğunu belirtti.

“Modern kapitülasyon süreci başlatılıyor”
Rızvanoğlu, teklifin özünü “modern kapitülasyon” olarak tanımlayarak, bir imzayla valilik binaları, belediye arsaları, üniversite yapılarına kadar geniş bir taşınmaz grubunun Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilebilmesinin önünün açıldığına dikkat çekti.
“Kamu malı dediğiniz şey artık tek gecede el değiştirebilecek.” dedi.

Mevzuat çok açık: Vakıf olması için iki şart gerekir
Konuşmasında mevcut Vakıflar Kanunu’nun 30’uncu maddesindeki iki açık şartı hatırlattı:

  1. Yapının tescilli bir vakıf kültür varlığı olması,

  2. Vakıf eliyle yapılmış olduğunun belgeyle kanıtlanması.

Rızvanoğlu, teklifin bu iki temel koşulu yok sayıp “her ne suretle olursa olsun vakıf izi varsa devredilir” şeklinde sınırsız bir yetki tanıdığını söyledi.

Galata Kulesi örneği: “Yargıda savunulamayanı şimdi yasa değiştirerek meşrulaştırmak istiyorlar”
Rızvanoğlu, Galata Kulesi’nin mülkiyet sürecini gerekçeleriyle anlatarak iktidarın şimdi bunu hukuken güvenceye alma niyetinde olduğunu söyledi:

  • 13 Mayıs 2019’da tapu Kule-i Zemin Vakfı adına tescil ettirildi.

  • İBB dava açtı, tahliye işlemi başlatıldı.

  • 2020’de mahkeme tahliyeyi durdurdu ancak siyasi baskılar devam etti.

  • Kule sonunda boşaltıldı ve Turizm Bakanlığı tarafından işletilmeye başlandı.

  • “Restorasyon” adı altında yapılan müdahaleler için hem meslek odaları hem İBB suç duyurusunda bulundu.

  • Son bilirkişi raporu:
    “Kuleyi vakfa bağlayan hiçbir belge yoktur. Tescil hukuken mümkün değildir.”

Duruşmanın 9 Aralık tarihine ertelendiğini belirten Rızvanoğlu, “İktidar bu yargı sürecini beklemek yerine yasayı değiştirerek işlemi meşrulaştırmak istiyor.” dedi.

“Bu teklif İstanbul’un hafızasına, halkın iradesine karşı siyasi bir operasyondur”
Rızvanoğlu, AK Parti’nin yerel demokrasiyi zayıflatmayı hedeflediğini savunarak teklifin motivasyonunu şöyle değerlendirdi:
“Bu düzenlemenin iki motivasyonu var: İntikam ve yağma. Sandıkta kazanamadıklarını yasayla almaya çalışıyorlar.”

İBB yönetiminin koruduğu ve yeniden işlevlendirdiği kültür miraslarını örnek gösterdi:
Müze Gazhane, Feshane, Moda İskelesi, Casa Botter, Yerebatan Sarnıcı…
Bunların yalnızca binalar olmadığını, “kamusal nefes alanları” olduğunu söyledi.

“Ensar’a mı, TÜRGEV’e mi devredilecek?”
Rızvanoğlu, teklifin arkasındaki niyeti sorgulayarak:
“Bu mallar Ensar’a mı, TÜRGEV’e mi devredilecek? Vakıf maskesi altında siyasi paylaştırma mı yapılacak?” sorusunu yöneltti.

“Anayasa’nın 35 ve 127’nci maddelerine açık aykırılık var”
Düzenlemenin:

  • mülkiyet hakkına (madde 35),

  • yerinden yönetim ilkesine (madde 127)

aykırı olduğunu belirten Rızvanoğlu, belediyelerin gelirlerini, yetkilerini ve karar alma gücünü hedef alan bir müdahale olduğunu söyledi.

“Güçlü Türkiye zayıflatılmış kurumlarla değil, özgür kentlerle olur”
Rızvanoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu ülkenin ortak mirası böyle yönetilemez. Güçlü Türkiye, güçlü yerel yönetimler ve özgür kentlerle ayakta kalır.”

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI