Hindistan’da Bir Türün Yok Oluşu Zincirleme Felakete Yol Açtı: 150 Milyar Dolarlık Akbaba Krizi

1990’ların başında Hindistan’daki akbaba popülasyonunun %99’a varan oranda azalmasıyla başlayan kriz, sadece ekosistemi değil halk sağlığını, ekonomiyi ve kültürel yapıyı da sarstı. Diklofenak adlı veteriner ilacı nedeniyle yaşanan bu felaket, doğadaki tek bir türün yok olmasının ne denli yıkıcı sonuçlara yol açabileceğini tüm dünyaya gösterdi.

Mayıs 9, 2025 - 09:43
Hindistan’da Bir Türün Yok Oluşu Zincirleme Felakete Yol Açtı: 150 Milyar Dolarlık Akbaba Krizi

Ekosistem zinciri ve trofik kaskad etkisi
Doğadaki tüm türler, bir ekolojik zincirin halkaları olarak işlev görür. Bu zincirden herhangi bir halkayı koparmak, tüm sistemin dengesini bozar. Bu duruma ekolojide "trofik kaskad" denir. Zincirdeki bir türün yokluğu, diğer türlerin sayılarında artış ya da azalışa neden olur, bu da tüm besin zincirini etkiler.

1990’larda başlayan kriz
Hindistan’da bu etkinin en çarpıcı örneği, 1990’lı yılların başında yaşandı. O dönemde milyonlarca akbabanın yaşadığı ülkede, bu leşçil kuşlar çevre sağlığını koruyarak hayvan ölülerinin doğal olarak bertaraf edilmesini sağlıyordu. Ancak büyükbaş hayvanlarda kullanılan diklofenak adlı veteriner ilacı, akbabalar için son derece toksik çıktı. Leşler aracılığıyla bu ilacı tüketen kuşlar, böbrek yetmezliği nedeniyle hızla ölmeye başladı.

Popülasyonda dramatik düşüş
1992 ile 2003 yılları arasında Hindistan’daki üç ana akbaba türünün (Gyps indicus, Gyps bengalensis, Gyps tenuirostris) nüfusu %96 ila %99 oranında azaldı. 40 milyon civarındaki akbaba sayısı, 19.000’e kadar düştü. Bu durum leşlerin doğada birikmesine, zoonotik hastalıkların yayılmasına ve özellikle kuduzun artmasına yol açtı. Sokak köpeklerinin sayısında artış gözlendi ve bu durum halk sağlığını ciddi şekilde tehdit etti.

Ekonomik ve sağlık faturası ağır oldu
Araştırmalara göre, akbaba nüfusundaki azalma Hindistan’a sadece sağlık harcamaları ve leşlerin bertarafıyla ilgili süreçlerde 1992-2006 arasında yaklaşık 150 milyar dolarlık ekonomik yük getirdi. Kuduz vakalarında belirgin artış görüldü. Sadece Hindistan değil, Pakistan, Nepal ve Bangladeş gibi komşu ülkeler de bu krizden etkilendi.

Kültürel önemi de vardı
Hindistan’da akbabalar sadece ekolojik değil, aynı zamanda kültürel açıdan da önemli bir yere sahiptir. Hindu mitolojisinde yer alan Jatayu karakteri, akbabaların cesaret ve fedakârlık sembolü haline gelmesine yol açmıştır. Bu nedenle, yaşanan yok oluş yalnızca doğayı değil, kültürel değerleri de etkiledi.

Geciken müdahale ve koruma çabaları
Hindistan hükümeti 2006’da diklofenak kullanımını yasakladı. Alternatif ilaçların geliştirilmesiyle birlikte bazı bölgelerde akbaba popülasyonları toparlanma belirtileri göstermeye başladı. Ancak akbabaların hâlâ tehdit altında olduğu belirtiliyor. Taş ocakları, madencilik, besin kaynaklarındaki azalma ve habitat kaybı gibi etkenler akbabaların yeniden çoğalmasını zorlaştırıyor.

Afrika’da benzer bir tablo
Benzer bir kriz Afrika kıtasında da yaşanıyor. Sahra Altı Afrika’da akbaba popülasyonları zehirlenme, habitat kaybı ve geleneksel inançlara bağlı avlanma nedeniyle hızla azalmakta. Zehirli yemler, pestisitler ve kurşun içeren mühimmat gibi unsurlar akbaba ölümlerinin %62’sinden sorumlu tutuluyor. Akbaba parçalarına şans veya kehanet getirdiği düşüncesiyle olan inançlar da popülasyon kaybını artırıyor.

Doğanın dengesi, insanın geleceği
Asya ve Afrika’da yaşanan bu krizler, doğadaki tek bir türün bile kaybının sağlık, ekonomi ve toplum düzeni üzerinde nasıl büyük etkiler yaratabileceğini ortaya koyuyor. Uzmanlar, biyoçeşitlilik kaybına karşı daha fazla bilinçlenme ve önlem alınması gerektiğini vurguluyor. Türlerin yok oluşunun sonuçları sadece doğayı değil, doğrudan insan yaşamını da tehdit ediyor.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI