İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş: “Polislerimizin fiilî çalışma düzeni modern bir kölelik hâline gelmiş durumda”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanlığı ve bağlı kurumların 2026 yılı bütçesi görüşülürken, İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş partisinin grubu adına söz aldı. Konuşmasına İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya ve Komisyon üyelerine hitap ederek başlayan Karakaş, Bakanlığın sunumunu dikkatle dinlediğini belirtti.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın konuşma öncesinde Karakaş’a, daha önceki tartışmalarda 2911 sayılı Kanun’a atıf yapan sözleri için “2911'e hürmetle ilgili cümle kullandın, çok duygulandırdın beni.” diye hitap etmesi üzerine Karakaş, “Sayın Bakanım, ben konuşabilir miyim?” diyerek söze girdi ve eleştirilerini sıraladı.

“Trafik düzenlemesini İçişleri değil, Adalet Komisyonunun görüşmesi ciddiyetsizliktir”

Karakaş, İçişleri Bakanının bütçe sunumunda Bakanlığın pek çok faaliyetini “Biz Bakanlık olarak şunu yaptık, bunu yaptık.” şeklinde anlattığını, ancak trafik kazalarına ilişkin bölümde “AK PARTİ iktidarının 36 maddelik Trafik Kanunu” ifadesini kullandığını hatırlatarak, bu tercihi eleştirdi.

Karakaş, “Trafik kazalarındaki acı tablodan bahsettikten sonra sunumunuzun tamamında ‘Bakanlık olarak şunu yaptık’ derken, bu defa ‘AK PARTİ iktidarının 36 maddelik Trafik Kanunu’ndan bahsettiniz.” dedi. Ardından, söz konusu kanun teklifinin İçişleri Komisyonu yerine Adalet Komisyonunda görüşülmesine dikkat çekerek şunları söyledi:

“İçişleri Komisyonunda partinizden çok kıymetli milletvekili arkadaşlarımız var, siz Bakanlık olarak konuya hâkimsiniz. Bu niye Adalet Komisyonunda görüşüldü, niye Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanıyor? (…) Bu, tamamen kurumlar arasındaki Hükûmetin ciddiyetsizliğini ortaya koyan bir durumdur; bunu hiçbir şekilde kabul edemiyoruz.”

Karakaş, mizahi bir dille, “Acaba Sayın Adalet Bakanı size geldi ya da Sayın Cumhurbaşkanımıza gitti ‘Ben bu oyuncağı çok sevdim, ben bununla oynamak istiyorum, o yüzden bunu ben hazırlayacağım, ben Adalet Komisyonunda görüşeceğim.’ mi dedi? Böyle bir şey olabilir mi?” sözleriyle durumu ironik şekilde eleştirdi.

“Polislerimizin meslek kanunu olmalı, 12/12 çalışma modern köleliktir”

Konuşmasının merkezine polislerin çalışma koşullarını yerleştiren Ömer Karakaş, İçişleri bütçesinde polislerin sorunlarına çözüm üretecek düzenlemelerin yer almadığını savundu. “En önemlisi, gecesini gündüzüne katan polislerimizin çok büyük sıkıntıları varken bunlarla ilgili bu bütçede aslında hiçbir şey yok.” diyen Karakaş, şu çağrıyı yaptı:

“Ben geçen yılki bütçede de söyledim; artık polislerimizin bir kanunu olmalı, meslek kanunu olmalı, bunu el birliğiyle hazırlayalım. Polislerimiz zulüm görmesin.”

Polislerin resmiyette 12/36, gerçekte ise 12/12 çalıştığını söyleyen Karakaş, “Kâğıt üzerinde 12/36 çalışan polislerimiz fiilen 12/12 çalışarak insanlık dışı bir muameleyle karşı karşıya, haftada yetmiş iki saatlik bir çalışma oranı var.” dedi. Bu tabloyu “Bu çalışma düzeni maalesef modern bir kölelik düzeni hâline gelmiş durumda Sayın Bakanım.” sözleriyle nitelendirdi.

“Jandarma asker sayılmıyor, resmî törenlerde general İzmir’den geliyor”

İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş, konuşmasında Jandarma Genel Komutanlığına ilişkin bir başka tartışmalı alana da dikkat çekti. Aydın’daki resmî törenlerde yaşanan protokol uygulamalarını örnek göstererek, jandarmanın asker kabul edilmemesini eleştirdi.

“Bu ülkede jandarma Hükûmet tarafından asker sayılmıyor.” diyen Karakaş, şu ifadeleri kullandı:

“Ben Aydın Milletvekili olarak Aydın’daki tüm resmî törenlere gidiyorum, orada bir generalimiz var. Şimdi, Kara Kuvvetlerinin temsilcisi, oradaki komutanı jandarmanın daha alt sınıfında olduğu için her resmî törende İzmir’den Kara Kuvvetlerinden paşa geliyor. Yıllarca terörle mücadele eden, her türlü mücadeleyi yapan, aynı okuldan mezun, aynı devre jandarmadaki insanlar; bunlar nasıl asker olmaz?”

Bu ifadeleriyle Karakaş, Hükûmetin genel anlamda koordinasyon eksikliğine vurgu yaparak, “Jandarmanın askerden sayılmaması çok yanlış.” değerlendirmesinde bulundu.

“Polis alım sisteminde 2015’ten beri büyük adaletsizlik var”

Polis alım süreçlerindeki uygulamaları da eleştiren Ömer Karakaş, 2015’te başlatılan sistemin polis adaylarını ve devleti zor durumda bıraktığını söyledi. Polis meslek yüksekokulları ve üniversite mezunlarının alım modelini hatırlatan Karakaş, şu örneği verdi:

“Bir öğrenci arkadaşımız sınava giriyor, sınavdan geçiyor, polis okuluna alınıyor; ön sağlık koşulu isteniyor, onu da sağlıyor, altı ay, iki sene eğitim görüyor. Eğitim bitiyor, eğitim bittikten sonra bir sözlü mülakat yapılıyor. Sözlü mülakatı geçemeyen arkadaşımıza iki yıl eğitim gördükten sonra ‘Polis olamazsın.’ deniliyor.”

Devletin iki yıl boyunca masraf yapmasına ve öğrencilerin emeklerinin boşa gitmesine dikkat çeken Karakaş, “Yazık günah değil mi? (…) Bu sınavı başında yaparsınız.” dedi. Öğrencilerin zaten eğitim süresince notlandırıldığını hatırlatarak, mezuniyet sonrası sözlü mülakatla elenmenin adil olmadığını savundu: “Hem çocuklarımıza yazık hem de devlete yazık Sayın Bakanım.”

“Sağlık raporu ve mahkeme süreçleri yüzünden altı yıl polislik yapanlar meslekten atılıyor”

Polis adaylarına uygulanan sağlık raporu prosedürüne de değinen Karakaş, düşük kan değeri gibi nispeten basit bulgular nedeniyle olumsuz rapor verildiğini, adayların idari yargıya başvurduğunu ve davaların yıllarca sürdüğünü anlattı. Karakaş, bu sürecin yarattığı mağduriyeti şöyle özetledi:

“Bir öğrencinin sağlık raporu olumsuz geliyor, idari mahkemeye gidiyor ve mahkemeler iki yıl, üç yıl, beş yıl sürüyor. Çocuk okuldan mezun oluyor, arkasından polisliğe başlıyor, silah veriyorsunuz, operasyona giriyor, altı sene, yedi sene polislik yapıyor; sonra idari mahkeme karar veriyor, diyor ki: ‘Hastanenin verdiği sağlık raporu doğruymuş, bu polis olamaz.’”

Bu durumda polisle ilişiğin kesildiğini belirten Karakaş, “Altı sene polislik yapan çocuğa ‘Sen polis değilsin.’ deniliyor.” sözleriyle yaşanan çelişkiyi vurguladı. Bu kişilerin aileleri ve çevresi karşısında zor durumda kaldığını söyleyerek, “Ailesi diyecek ki: ‘Yolsuzluk mu yaptın sen, hırsızlık mı yaptın?’ (…) ‘Ben ta öğrenciyken sağlık kuruluna müracaat etmiştim, mahkemeye başvurmuştum, bu sonuç geldi.’ dese bu çocuğa kim inanır?” ifadelerini kullandı.

Karakaş, çözüm önerisini de net biçimde dile getirdi:

“Bu öğrencilere yazık etmeyin, devlete de yazık etmeyin. Sağlık raporu, mülakat, KPSS her neyse, ne yapacaksanız, hangi şartlarda alacaksanız alın bu çocukları ama bu çocukları almadan önce yani o okula başlamadan önce her türlü sınavı yapın, ondan sonra okula başlatın; bu çocuklar da geleceğini görsün.”

“Uyuşturucu ortaokul 1. sınıfa indi, sınırlarımız kevgir oldu”

Uyuşturucuyla mücadele başlığında da sert uyarılarda bulunan Karakaş, yürütülen çalışmaların yetersiz kaldığını belirterek, “Uyuşturucuyla mücadele yapılıyor ama yetersiz.” dedi. Uyuşturucu kullanımının çok erken yaşlara indiğine dikkat çekerek, “Artık uyuşturucu ortaokullarda, ortaokul 1’inci sınıflarda.” ifadesini kullandı.

Sınır güvenliğini “kevgir” benzetmesiyle eleştiren Karakaş, “Maalesef artık sınırlarımız kevgir oldu. Her türlü uyuşturucu madde değişik şekillerde sokuluyor.” dedi. Uyuşturucunun genç nesli tehdit ettiğini vurgulayan Karakaş, “Her şeyin telafisi olur, ekonomik sıkıntının olur ama ortaokul gençliği uyuşturucuya bağımlı hâle gelirse, gençlerimiz biterse ülke biter, hiçbir şeyin anlamı olmaz.” sözleriyle uyarıda bulundu.

İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere tüm ilgili bakanlıkların koordinasyon içinde hareket etmesi gerektiğini söyleyen Karakaş, “Sadece İçişleri Bakanlığı olarak değil, tüm diğer bakanlıklarda da koordinasyonu sağlayıp sınır güvenliğini muntazam şekle getirip kararlılıkla bu işe el atmanız lazım.” çağrısında bulundu.

“Adalet Bakanı Trafik Kanunu değil, suçlu kapıdan çıkamasın diye kanun yapmalı”

Konuşmasının devamında, yargı ve ceza sistemiyle ilgili de mesajlar veren Ömer Karakaş, Adalet Bakanına yönelik dolaylı bir eleştiride bulundu. Trafik kanunu hazırlığı yerine ceza infaz ve adli süreçlere odaklanılması gerektiğini savunarak, “Adalet Bakanı da Trafik Kanunu yapmak yerine şunu yapmalı; polislerim suçluyu yakalayıp cezaevine gönderdiğinde, yasaları öyle yapmalı ki diğer kapıdan çıkmamalı.” dedi.

“Adalet Bakanı kendi işini yapmalı, Trafik Kanunu’nu değil.” diyen Karakaş, bu sözleriyle suçluların kısa sürede serbest kalmasına yönelik toplumsal rahatsızlığı da dile getirdi: “O bakımdan işiniz zor.” ifadesini kullandı.

Aydın’dan somut talepler: Valilik ve AFAD binası 2026 bütçesine alınsın

İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş, konuşmasının son bölümünde Aydın’daki kamu yatırımlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, doğru buldukları hizmetleri de takdir ettiklerini vurguladı. İçişleri Bakanına dönerek, “Biz yapılan doğru şeyleri de takdir ediyoruz.” diyen Karakaş, “Özellikle Aydın’da Söke Hükûmet Konağı tamamlandı, Karpuzlu Hükûmet Konağı da tamamlandı.” diyerek teşekkür etti.

Bakan Yerlikaya’nın Aydın ziyaretine atıfla, “Siz Aydın'a geldiğinizde söz verdiniz, özellikle Aydın valilik binası ve AFAD binasının da 2026 yılı bütçesine mutlaka alınmasını istiyoruz.” çağrısında bulundu.

AFAD’a ilişkin eleştirel bir not da düşen Karakaş, “Her ne kadar AFAD Başkanımız sözlerini çok fazla yerine getirmese de biz AFAD'ın hakkını da savunuyoruz, AFAD binamızın da bir an önce yapılması gerektiğini söylemiş olalım.” dedi.

Konuşmasını Komisyon Başkanına teşekkür ederek tamamlayan Ömer Karakaş, “Teşekkür ediyorum.” sözleriyle kürsüden indi.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI