TİP Milletvekili Ahmet Şık: “Barış gizli gelmez, AYM ve AİHM kararları uygulanmadan İmralı tartışması tali kalır”

Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Komisyonun 18’inci toplantısında yaptığı konuşmada, gündemdeki İmralı ziyareti tartışmalarının yöntemine ve siyasal çerçevesine ilişkin eleştirilerini dile getirdi. Şık, konuşmasına Komisyon Başkanı’na yönelttiği soruyla başladı: “Abdullah Öcalan'la yapılacak görüşmeye sadece grubu olan partilerin gideceğine dair açıklamalar oldu, bunun doğru olup olmadığını bilmiyoruz.”

Bu tartışmanın grubu olmayan partileri dışlaması halinde bunun “siyasi nezaketi ihlal ettiğini” söyledi.

“Kısır bir tartışma içindeyiz, asıl sorunları konuşmuyoruz”
Şık, son haftalardaki gündemin, “Kim gider, kim gitmez, hangi parti ne der?” başlıklarına sıkıştırıldığını belirterek, “Bu meseleye dair en önemli provokasyonlar olan yargı tasarrufları konuşulmuyor.” dedi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmamasını eleştiren Şık, “Bu şartlarda hangi partinin İmralı Adası’nda Abdullah Öcalan'la görüşüp görüşmeyeceği tali kalır.” ifadesini kullandı.

“Demirtaş’ın hâlâ hapiste tutulmasını anlamakta zorlanıyorum”
Şık, tutuklu siyasetçilere ilişkin kararları gündeme getirerek, “Selahattin Demirtaş için bir kez daha ihlal kararı verilmişken hâlâ hapiste tutulmasını anlamakta zorlanıyorum.” dedi. Aynı şekilde Tayfun Kahraman, Osman Kavala, Figen Yüksekdağ ve Can Atalay’la ilgili kararların da uygulanmadığını vurguladı.

Bu tabloyu “yargının provokatif tutumu” olarak nitelendiren Şık, “Bunları konuşmuyoruz.” sözleriyle Komisyonun tartışma çerçevesini eleştirdi.

“Barış gizli gelmez, kapalı oturuma sonuna kadar itiraz ederim”
İmralı ziyareti tartışmalarının kapalı oturumda yürütülmesine karşı çıkan Şık, “Barış dediğiniz şey şeffaflıktan uzak bir şekilde gelmez.” dedi.

Devamında, “Bu toplantıda herkes tutumunu açıkça beyan etmişken neyi kapalı yapacağız?” ifadelerini kullanarak gizli oylamaya da itiraz etti.

“Gerekirse Kandil’e de gidilmeli, Demirtaş ve Yüksekdağ’la da görüşülmeli”
Şık, sürecin yalnızca İmralı’ya gidilmesi tartışmasına sıkıştırılmasını doğru bulmadığını belirtti:
“Bu süreci gerçekten ilerleteceksek Abdullah Öcalan’la da görüşülmeli, Kandil’le de görüşülmeli, Selahattin Demirtaş’la da, Figen Yüksekdağ’la da görüşülmeli.”

Sürecin siyasi cesaret gerektirdiğini belirterek, “Savaşmakta bu kadar cesur olunurken barışmakta bu kadar ikircikli davranmak siyaseten doğru değil.” dedi.

“On iki yıl önce ne yaşandıysa bugün aynısı yaşanıyor”
2013–2015 çözüm sürecine ilişkin tutanakları incelediğini söyleyen Şık, “On iki yıl önce yaşananların aynısını yaşıyoruz. O zaman da aynı kriz vardı: Abdullah Öcalan’la görüşülsün mü?” değerlendirmesini yaptı.

BDP’nin şerh düştüğü eski raporlara atıfta bulunarak, “Sorunun tespiti o zaman da doğruydu, bugün de doğru. İlerici adım atılmadığı için kilitlenildi.” dedi.

“Komisyonun varlığı, kapalı yürürse tartışmalı hâle gelir”
Şık, tartışmaların kapalı oturumda yapılmasının Komisyonun kredibilitesini zedeleyeceğini savunarak, “Eşitlik, adalet, özgürlük talep eden bir tutum almaya çağırıyorum bütün partileri.” dedi.

Konuşmasının sonunda Komisyonun asıl sorumluluğuna işaret etti:
“Barışmak cesaret ister. Kim barış için adım atıyorsa desteklenmeli. Bu sebeple kapalı oylamayı doğru bulmuyorum.”

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI