Zülal Tannur: “Türkiye Beni Kaybetti; Erişilebilir Bir Eğitim İçin Amerika’ya Gitmek Zorunda Kaldım”

TBMM Engelli Hakları Alt Komisyonu toplantısında söz alan Zülal Tannur, görme engelli ve otizmli bir öğrenci olarak Türkiye’de yaşadığı eğitim deneyimlerini ayrıntılarıyla aktardı. “En iyi üniversitelerimizden birinde okumama rağmen bana sağlanan erişilebilirlik, güvenlik ve akademik destek yetersiz kaldı.” diyen Tannur, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşadıklarını örneklerle anlattı.

“Kılavuz Çizgiler Kaldırıldı, Çamura Bata Çıka Yürüdüm”
Kampüste yol bulma konusunda yaşadığı güçlükleri anlatan Tannur, “Kılavuz çizgiler bir öğretmen takıldığı için kaldırılmıştı. Ben ise her gün araba çarpma tehlikesiyle karşı karşıya kaldım.” dedi. Üniversite çevresindeki trafik güvenliği eksikliği nedeniyle emniyet birimleriyle defalarca temas kurmak zorunda kaldığını dile getirdi.

“Ders Materyali Yok, Hoca Beni Tanımıyor, Sınava Giremiyordum”
Eğitsel erişim eksikliklerini paylaşan Tannur, “Sınıfa girdiğimde ders materyallerim yoktu. Hocalar engelli bir öğrenci geleceğinden haberdar değildi. Bazı derslerin sınavlarına alınmadığım oldu.” ifadelerini kullandı. Engelli öğrenci birimlerinin yapısal olarak yeterli olmadığını belirten Tannur, “Her sınavdan önce görme engelli olduğumu ve hangi uyarlamaları ihtiyaç duyduğumu hocalarıma ben anlatmak zorundaydım.” dedi.

Okuyucu Atama Sorununa Kişisel Örnek
Sınavlarda okuyucu atanmasına ilişkin sorunları kendi deneyimi üzerinden anlatan Tannur, “Matematik sınavında bana heceleyerek soru okuyan bir öğretmen verilmişti. Yabancı dil sınavına İngilizce bilmeyen bir okuyucu atanan görme engelli arkadaşlarım oldu.” diye konuştu.

“Türkiye Beni Kaybetti”
Boğaziçi’ndeki sürecin sonunda eğitimine devam edemediğini belirten Tannur, “Bağımsız hareket becerim olmasına rağmen koşullar sürdürülebilir değildi. Türkiye beni kaybetti; ABD’ye taşındım.” dedi. Arizona Üniversitesi’nde nörobilim ve bilişsel bilimler alanında eğitim aldığını aktaran Tannur, “Burada engellilik sadece teknik bir bilgi değil, akademik bir sorumluluk olarak görülüyor. Beş farklı testle öğrenme biçimim belirlendi, sınav sistemim buna göre uyarlanıyor.” ifadelerini kullandı.

“Engellilik Bir Yetersizlik Değil; Sistem İnsanları Kaybediyor”
Engelliliğin toplumsal algıyla şekillendiğini vurgulayan Tannur şunları söyledi:
“Engelli bir birey topluma eksik olarak doğmaz; toplum erişim sağlamadıkça o kişiyi kaybeder. Benim ailem bile kampüste üç hafta kalmak zorunda kaldı çünkü güvenlik yoktu. Engelli kadın öğrenciler için bu risk daha da büyüktür.”

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI