Ankara’da Çatışmadan İstikrara ve Umuda Sudan Panelinde Sudan’daki Çok Katmanlı Krizin Siyasi ve İnsani Boyutları Ayrıntılarıyla Ele Alındı
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi ile Ankara Sivil Toplum Platformu işbirliğinde düzenlenen “Çatışmadan İstikrara ve Umuda Sudan” paneli, akademisyenlerin, uluslararası öğrencilerin ve sivil toplum temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Panelde Sudan’daki çatışmaların jeopolitik arka planı, darbeci yapılarla süren güç mücadelesi, sivillere dönük ağır insan hakları ihlalleri ve küresel aktörlerin rolü kapsamlı biçimde değerlendirildi.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Ankara Sivil Toplum Platformu ile ortaklaşa düzenlenen “Çatışmadan İstikrara ve Umuda Sudan” başlıklı panele ev sahipliği yaptı. Etkinlik, akademisyenlerden sivil toplum kuruluşlarının başkanlarına kadar geniş bir katılımla takip edildi.
Panel, ASTP dönem sözcüsü Mehmet Fatih Serenlinin takdim konuşmasıyla başladı. Açılış hitabını yapan Sudan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Nadir Yousif Eltayeb, değerlendirmelerini salondaki katılımcılarla paylaştı.
Sudan’daki Krizin Çok Katmanlı Yapısı
Konuşmacılar, Sudan’da devam eden çatışmaların ani bir gerilim değil, 2009’dan itibaren şekillenen çok katmanlı bir jeopolitik mühendisliğin sonucu olduğunu belirtti. 2011’de Güney Sudan’ın ayrılışının ülkenin tarihsel ve coğrafi bütünlüğüne yönelik planlı bir sürecin parçası olduğu ifade edildi.
Ordunun ve HDK’nın Çatışması
Panelistler, Sudan ordusu ile dış destekli Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında 15 Nisan 2023’te başlayan çatışmaların ülkeyi küresel vekâlet savaşlarının sahasına dönüştürdüğünü dile getirdi. Darfur’daki gelişmelerin ise bölgenin geleceğini belirleyebilecek kritik bir kırılma noktası taşıdığı vurgulandı.
Devlet Yapısındaki Güvenlik Açığı
Sunumlarda, Sudan’ın stratejik konumunun küresel güç merkezleri açısından önem taşıdığı belirtildi. Bazı bölgesel aktörlerin sahadaki darbeci unsurlara verdiği desteğin ülkenin siyasi iradesini zayıflattığı ifade edildi. Ülkenin 18 eyaletinden beşinde darbeci yapıların hâlâ etkin olması, “devlet bütünlüğünü tehdit eden bir güvenlik boşluğu” olarak tanımlandı.
İnsani Kriz Derinleşiyor
Panelde, sivillere yönelik yaygın hak ihlallerinin, etnik hedefli saldırıların ve toplu tecavüz vakalarının uluslararası hukukun sistematik biçimde ihlal edildiğini gösterdiği belirtildi. Konuşmacılar, 8 milyon Sudanlının göç, açlık ve güvenlik kaybı arasında sıkıştığını, bazı kentlerde sivillerin sistematik bir yok oluş tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını aktardı.
Uluslararası Topluma Çağrı
Panelistler, uluslararası toplumu Sudan’daki savaşı besleyen aktörlere karşı acil harekete geçmeye davet etti ve silah ticareti üzerinden çıkar sağlayan yapılara yönelik etkin bir denetim çağrısında bulundu.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI
