Bilim İnsanları Onayladı: Spinosaurus Tam Anlamıyla Suda Yaşayan İlk Dinozor!

Kuzey Afrika’nın dev avcısı: Spinosaurus
Geç Kretase Dönemi’nde, yaklaşık 99 ila 93.5 milyon yıl önce Kuzey Afrika’nın bataklık ve nehir sistemlerinde yaşayan Spinosaurus, devasa boyutu ve eşsiz morfolojisiyle paleontologların ilgisini çekiyor. İlk kez 1915 yılında Alman paleontolog Ernst Stromer tarafından tanımlanan bu dinozor, sucul yaşama uyum sağlamış olmasıyla bilinen ilk tür olma özelliğini taşıyor.

Fosillerin kaybı ve yeniden keşif
Spinosaurus’a ait ilk fosiller 1912 yılında Mısır’da bulunmuş ancak bu örnekler, II. Dünya Savaşı’nda Münih’teki müzeye yapılan bombardımanda yok olmuştu. Bu kayıp, araştırmaları yıllarca yavaşlattı. Ancak 2014 ve 2020 yıllarında yapılan yeni keşiflerle tür hakkında çok daha net bilgiler elde edildi. Nizar İbrahim ve ekibinin yürüttüğü çalışmalarda, Spinosaurus’un kısa arka bacaklara, yoğun kemik yapısına ve yelken benzeri omurlarına sahip olduğu ortaya konuldu.

Yüzücü dinozorun kanıtı: Kuyruk morfolojisi
2020 yılında bulunan yeni kuyruk fosilleri, Spinosaurus’un yüzmeye son derece elverişli bir anatomiye sahip olduğunu ortaya koydu. Kuyruğun esnek ve yassı yapısı, onun suda hızlı ve çevik bir şekilde hareket etmesini sağlıyordu. Bilim insanları, bu özelliklerin Spinosaurus’u tam anlamıyla suya bağımlı ilk dinozor yaptığını belirtti.

Spinosaurus’un yaşam alanı ve diş bulguları
Portsmouth Üniversitesi tarafından yürütülen başka bir araştırma ise Fas’taki Kem Kem Nehir Sistemi’nde çıkarılan 1.200 fosilleşmiş Spinosaurus dişiyle türün suyla olan ilişkisini doğruladı. Profesör David Martill, bu yoğun diş bulgusunun Spinosaurus’un nehirde yaşayan bir yırtıcı olduğunu net şekilde gösterdiğini belirtti. Aynı bölgede bulunan diğer kalıntılar ise timsahlar, testere balıkları ve diğer karasal dinozorlarla Spinosaurus’un aynı ekosistemi paylaştığını ortaya koyuyor.

Spinozorgiller ailesi ve taksonomi tartışmaları
Spinosaurus’un ait olduğu Spinosauridae familyası içinde Sigilmassasaurus ve Oxalaia gibi benzer türler de yer alıyor. Ancak bu türlerin gerçekten farklı cinsler mi olduğu, yoksa Spinosaurus’un farklı bireylerine mi ait olduğu hâlâ tartışma konusu. Özellikle Sigilmassasaurus’un geçerliliği, fosil eksikliği nedeniyle netlik kazanmış değil. Öte yandan Brezilya’da bulunan Oxalaia fosillerinin 2018 yılında çıkan yangında yok olması da çalışmaları güçleştiriyor.

Evrimsel anlamı ve ekolojik sonuçları
Spinosaurus’un morfolojik yapısı, dinozorların yalnızca karada değil, aynı zamanda sucul ortamlarda da evrimleşebileceğini gösteriyor. Bu bulgu, dinozor evrimine dair genel kabul gören birçok görüşü de yeniden değerlendirmeye açıyor. Araştırmacılar, bu adaptasyonların yalnızca Spinosaurus’a özgü olmadığını, aynı familyadaki diğer türlerde de benzer özelliklerin bulunabileceğini düşünüyor.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI