İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz: “Gemilerin adı güçlü ama gemilerde kaç tane Fatih, kaç tane Yavuz var”
TBMM Genel Kurulu’nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde konuşan İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, Karadeniz’deki keşfin ardından büyütülen sondaj filosunda insan kaynağı ve yerli uzman oranına dikkat çekti. Uz, “Türkleşme” gerçekleşmeden 5’inci ve 6’ncı gemilerin alınmasının “yabancı personele bağımlılık” riskini artıracağını savunarak takvim, hedef ve maliyet kalemleriyle şeffaf denetim çağrısı yaptı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesi görüşülürken İYİ Parti Grubu adına söz alan İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, Türkiye’nin sondaj filosu, insan kaynağı planlaması ve stratejik kapasite yönetimi başlıklarında eleştiriler yöneltti.
Uz, konuşmasının başında tartışmayı “gemi sayısı” üzerinden değil “devlet aklı” vurgusuyla kurdu. “Bugün burada suyun üstünde tutmayı beceremediğimiz gemi sayısı meselesini değil, devlet aklıyla yürütülmesi gereken kapasite, insan kaynağı ve strateji meselesini konuşmak istiyorum.” dedi.
“Karadeniz’de keşif yapılalı beş yılı aştı, filo 6’ya çıkıyor”
Karadeniz’de keşfin üzerinden geçen süreyi hatırlatan Uz, “Karadeniz’de keşif yapılalı beş yılı aştı.” ifadelerini kullandı. Bu süreçte filonun büyütüldüğünü belirten Uz, “Türkiye sondaj filosunu büyüttü, 4 gemiden sonra 2 yeni gemi daha alındı, sayı 6’ya çıkıyor.” dedi.
Uz, gemi alımına “ilkesel” bir itirazı olmadığını da vurgulayarak, “Ben gemi alınmasına ilkesel olarak karşı değilim.” dedi, ancak “Karşı olduğumuz şey şudur: İnsan kaynağını Türkleştirmeden, kritik görevlerde yerli uzman oranını arttırmadan, yetiştirdiğin mühendisi elinde tutamadan filoyu büyütmek meseleyi büyütmez, problemi büyütür.” ifadelerini kullandı.
“Kanuni, Yavuz, Fatih… ama ‘Bu gemilerde kaç tane Fatih var’”
Sondaj gemilerinin isimlerine atıf yapan Uz, “Gemilerin isimleri çok güçlü; Kanuni, Yavuz, Fatih, Abdülhamit.” dedi. Ardından “Ben soruyorum: Bu gemilerde kaç tane Fatih, kaç tane Yavuz var? Bu gemilerde niye Türk evladı yok?” ifadelerini kullandı.
Kritik operasyon alanlarını tek tek sayan Uz, “Kuyu kontrolünde, DP operasyonlarında, tesis dengesi (BoP) ve ‘subsea’ sistemlerinde, sondaj süpervizörlüğünde, başmühendislikte kaç tane yetişmiş Türk uzman var?” diye sordu. Uz, “Daha önemlisi, yetiştirdiğiniz uzmanlar neden kurumlarda kalamıyor?” sözleriyle “elde tutma” sorununu gündeme taşıdı.
“Maliyet sadece satın alma değil, yabancı personele bağımlılık riski”
Bütçe disiplini ve geçim sıkıntısı vurgusu yapan Uz, “Bütçe disiplinini konuştuğumuz, halkın geçim derdiyle boğuştuğu bir dönemdeyiz.” dedi. Bu çerçevede, “Türkleşme gerçekleşmeden 5’inci ve 6’ncı gemiyi almak bu millete nasıl izah edilecek?” diye sordu.
Uz, “Maliyet sadece satın alma bedeli değildir.” diyerek dört başlıkta riskleri sıraladı: “Bir, yabancı personele bağımlılık riskini artırıyorsunuz. İki, rotasyonla gelen ekipte kurumsal hafıza kaybı oluyor. Üç, mühendisi yetiştirip kaybediyorsan yatırımın heba olması anlamına gelir.” ifadelerini kullandı.
“Pakistan, Somali deniliyor; ‘hangi anlaşmayla, hangi takvimle’”
İktidarın gerekçelerini öngördüğünü söyleyen Uz, “İktidar ne diyecek biliyoruz: ‘Yeni gemileri aldık çünkü yurt dışına açılıyoruz; Pakistan’a, Somali’ye…’” dedi. Ardından şu soruları yöneltti: “Peki, yurt dışına açılmak önce içeride ayakta durmayı gerektirmez mi? Eğer kendi geminde kendi insanın yoksa dışarıya açılmak sadece bayrak göstermek olur.” ifadelerini kullandı.
Uz, “Pakistan diyorsunuz, Somali diyorsunuz; iyi de hangi anlaşmayla, hangi takvimle, hangi finansmanla, hangi hukuki zeminde, hangi operasyonla bu planlamayı yaptınız? Daha önemlisi, hangi Türk insan kaynağıyla?” diye sordu.
“Sondaj gücü çelikten ibaret değildir”
Sondaj kapasitesinin yalnızca donanım olmadığını vurgulayan Uz, “Bu ülkede sondaj gücü sadece çelikten ibaret değildir.” dedi. Uz, “Sondaj gücü aynı zamanda mühendislik kültürüdür, emniyet disiplinidir, eğitimdir, sertifikasyondur ve tecrübedir.” ifadelerini kullandı.
“Açık denetim talebi: hedef, sertifika, elde tutma, maliyet”
Konuşmasını “denetim talebiyle” sürdürdüğünü belirten Uz, dört başlıkta somut sorular yöneltti. “Bir, Türkleşme takvimi yapmalıyız; 2026 sonuna kadar her tür kritik görev için Türk oranı hedefiniz nedir?” dedi.
Uz, “İki, kuyu kontrolü, DP, ‘subsea’, MPD gibi alanlarda kaç sertifikalı Türk uzmanınız var, kaçı hedefliyorsunuz?” diye sordu. “Üç, elde tutma planı olarak ücret, kariyer basamakları, rotasyon, sosyal haklar… sahadaki koşulları düzenlemeyi düşünüyor musunuz?” ifadelerini kullandı ve “Yetiştir gönder değil, yetiştir tut dönemi başlatmak zorundasınız.” dedi.
Dördüncü başlıkta ise “şeffaf maliyet” çağrısı yapan Uz, “Bu 2 yeni geminin toplam sahip olma maliyeti nedir? Yabancı personel gideri nedir? Bu kapasite artışı hangi üretim hedefiyle ölçülmektedir?” sorularını yöneltti.
“Türkleşme slogan değil, takvimdir”
Konuşmasının sonunda “büyük proje” tartışmasına yaklaşımını özetleyen Uz, “Bu millet büyük projeye karşı değil, bu millet büyük projelerin plansızlığa ve gösterişe kurban edilmesine karşı.” dedi. Uz, “Gemiye isim vermek kolay, zor olan o gemilerde kendi insanını büyütmektir.” ifadelerini kullandı.
Çağrısını “net” sözlerle tamamlayan Uz, “Türkleşme slogan değil, takvimdir, bütçedir, hedef ve hesap verilebilirliktir.” dedi. Uz, “Aksi hâlde 6 gemi değil, 6 kat risk almış olursunuz.” sözleriyle Genel Kurulu selamladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI