ŞERAFETTİN KILIÇ TBMM’DE VAKIF DÜZENLEMESİNİ ELEŞTİRDİ “VAKIF MALINDA KÂR DEĞİL EMANET BİLİNCİ ESASTIR, DENETİM ZAYIFLARSA GELENEK YARA ALIR”
TBMM Genel Kurulunda Vakıflar Kanunu teklifinin 15’inci maddesi üzerine konuşan Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, vakıfların tarihsel olarak toplumsal dayanışmanın omurgası olduğunu belirterek düzenlemenin kira süresini uzatan, doğrudan kiralamayı genişleten ve işgalli taşınmazlara yeni haklar tanıyan hükümlerinin ciddi belirsizlikler içerdiğini söyledi. Kılıç, kamu yararı, denetim ve şeffaflığın garanti altına alınmadığı bir modelin vakıf geleneğini güçlendiremeyeceğini vurguladı: “Vakıf malı şirket mantığıyla değil emanet bilinciyle yönetilir.”
Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 229 sıra sayılı kanun teklifinin 15’inci maddesi üzerine söz alarak vakıfların toplumsal yapıda tarihsel yerini hatırlattı ve düzenlemenin vakıf geleneğini zayıflatabileceği uyarısında bulundu.
“Vakıflar kimsesizin yurdu, öğrencinin bursu, hastanın tedavisidir”
Kılıç, konuşmasına vakıfların Anadolu’daki tarihsel ve sosyal işlevini anlatarak başladı:
“Bu kurumlar yalnızca mal sahibi tüzel yapılar değildir; dayanışmanın, eğitim ve sosyal desteğin taşıyıcılarıdır.” dedi.
Vakıf taşınmazlarının bir “emanet” olduğu, ticari kazanç mantığıyla değil toplumsal fayda anlayışıyla yönetilmesi gerektiğini vurguladı.
“Kira süresinin 3 yıldan 5 yıla çıkması denetimi zorlaştırır”
Teklifte yer alan kira süresinin uzatılması düzenlemesini değerlendiren Kılıç, sürenin artmasının taşınmazların kullanım amaçlarının kontrolünü zorlaştıracağını söyledi:
“Kira süresi uzadıkça kamu yararına aykırı dönüşümler geç tespit edilir. Bu, denetimin zayıflaması demektir.”
“Doğrudan kiralama rekabeti azaltır, karar alma süreçlerini daraltır”
Vakıflar Genel Müdürlüğüne tanınan doğrudan kiralama yetkisinin şeffaflık ve eşitlik açısından riskli olduğunu ifade eden Kılıç,
“Rayiç bedel tek başına güvence değildir; rayiç kimin tarafından, hangi kriterle belirlenecek?” diye sordu.
“Denetim, rekabet ve yerel katılımın olmadığı bir düzenleme kamu yararını koruyamaz”
Teklifin yerel paydaşları karar mekanizmasının dışına ittiğini belirten Kılıç, vakıf taşınmazlarıyla ilgili süreçlerde yerel yönetimlerin, meslek örgütlerinin ve toplumun görüşünün alınması gerektiğini söyledi.
“Ekonomik kazanç tek ölçüt olamaz” diyen Kılıç; eğitim, kültür ve sosyal destek başlıklarının da değerlendirme kriteri olması gerektiğini kaydetti.
“Vakıf geleneği şeffaflıkla güçlenir; belirsizlikle zayıflar”
Kılıç konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Doğrudan kiralama istisna olmalıdır. Kira süreleri düzenli denetime bağlanmalıdır. Yerel aktörlerin katılımı güvence altına alınmadıkça bu düzenleme vakıf geleneğini güçlendiremez.”
Konuşma YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkış aldı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI