YENİ YOL Grup Başkanvekili Mehmet Emin Ekmen: “İstanbul Başsavcılığı tek merkezli siyasi operasyon üssüne döndü, Netanyahu hakkındaki 2 bin suç duyurusu 25 ay niçin bekletildi”

TBMM Genel Kurulunda Dışişleri, Adalet Bakanlığı, TBMM ve ilişkili kurumların bütçeleri üzerine YENİ YOL Partisi Grubu adına konuşan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Av. Mehmet Emin Ekmen, yargıya güvenin en dip seviyeye indiği bir dönemin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç dönemine denk gelmesinin “üzücü bir şanssızlık” olduğunu söyledi. Son bir yılda kayyum atamaları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmaları, tartışmalı tutuklamalar, cezaevi nakilleri, hasta tutuklular, gazeteciler ve siyasetçilere dönük soruşturmaların neredeyse tamamının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı çevresinde yürütülmesine dikkat çeken Ekmen, “Bu işlemler tek bir merkezden, tek bir başsavcılıktan yönetiliyor.” dedi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve savaş kabinesi hakkında yapılan 2 bini aşkın suç duyurusunun 25 ay boyunca işleme konulmamasını sorgulayan Ekmen, hukuk fakültelerinin nitelik sorunu, Sayıştay kararlarının şeffaf olmaması, Suriye’de 10 Mart mutabakatının uygulanması ve Gazze’ye asker gönderme ihtimali hakkında hükümetten açıklama istedi.

Aralık 11, 2025 - 10:01
Aralık 11, 2025 - 11:19
YENİ YOL Grup Başkanvekili Mehmet Emin Ekmen: “İstanbul Başsavcılığı tek merkezli siyasi operasyon üssüne döndü, Netanyahu hakkındaki 2 bin suç duyurusu 25 ay niçin bekletildi”


Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, TBMM ve ilişkili kurumların 2026 yılı bütçeleri görüşülürken Grup Başkan Vekilleri adına söz alan YENİ YOL Partisi Grubu Başkanvekili, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Av. Mehmet Emin Ekmen, hem yargı alanındaki son gelişmelere hem de dış politika dosyalarına ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasına, görüşülen bütçelerin ülke için hayırlı olması temennisinde bulunarak başlayan Ekmen, Ankara Milletvekili İdris Şahin’in gün içinde Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi ve Sayıştay üzerine ayrıntılı değerlendirmeler yaptığını hatırlattı, kendisinin sınırlı süre içinde bazı başlıklara odaklanacağını söyledi.

“Hukuka güvenin bu kadar düştüğü bir dönemin Tunç’un bakanlığına denk gelmesi üzücü bir şanssızlık”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a hitaben sözlerine devam eden Ekmen, “Kişiliğini, ahlakını, mütevazı yaşamını ve hukuka dair görüşlerini yakından bildiğimiz bir arkadaşımızdır.” diyerek başlayan cümlesini şu tespitle sürdürdü:

Hukuka güvenin bu kadar azaldığı, yargının bu kadar tartışıldığı bir dönemin kendi Bakanlığına denk gelmesi kendisi adına üzücü bir şanssızlıktır.

Bazı işlerin Bakanın iradesi dışında dönebileceğini, ancak Meclis kürsüsünden gelen uyarıların bundan sonra daha etkili müdahalelere vesile olmasını umduklarını belirtti.

“Son bir yılda kayyumlar, İBB dosyaları, tartışmalı tutuklamalar tek merkezden, tek başsavcılıktan yürütülüyor”

Ekmen, özellikle 2023 Ekiminden sonra başlayan yeni siyasal iklimde, toplumda daha fazla hukuk, adalet, demokrasi ve özgürlük beklentisinin yükseldiğini hatırlatarak şöyle devam etti:

Bu süre içerisinde sadece son bir yılda yaşadığımız kayyum atamaları, İBB soruşturmalarının yöntemi, cezaevi nakilleri, hasta hükümlü ve tutuklular, gözaltı ve tutuklamaların cezalandırma aracına dönüşmesi; Ayşe Barım, Fatih Altaylı, Murat Çalık gibi isimlerin sağlık durumu ve yargılama usulleri, Kent Uzlaşısı’nda yaşananlar, Hüseyin Kocabıyık’ın Ankara’da gözaltına alınması ve tutuklanması, akademisyen Emrah Gülsunar, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ve emekli asker Orkun Özeller’in tutuklanmaları ve son olarak Furkan Bölükbaşı olayı... Bütün bu işlemler sürecin ruhuna aykırı olarak tek bir merkezden, tek bir yargı çevresinden, tek bir başsavcılıktan yürütülmektedir.

Kendinde “özel misyon” gören bazı başsavcı ve mahkeme başkanlarının tarihte nasıl hatırlandığını hatırlatan Ekmen, “Nusret Demiral’ı, Zekeriya Öz’ü, Salim Başol’u, Sabih Kanadoğlu’nu hatırlatıyorum; bugün toplum bunları hayırla anmıyor.” sözleriyle uyardı.

“Bu tabloya göre iki ihtimal var: Ya İstanbul Başsavcılığı işgüzarlık yapıyor ya da diğer savcılıklar görev yapmıyor”

Özellikle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı çevresinde yoğunlaşan soruşturmalara dikkat çeken Ekmen, şu soruyu gündeme getirdi:

Bu soruşturmaların tamamı İstanbul’da. Ankara’da Cumhuriyet Başsavcılığı yok mu? İzmir’de yok mu, Konya’da yok mu? Niçin benzer soruşturmalar buralarda yürütülmüyor? Ortada iki ihtimal var: Ya İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı işgüzarlık yapıyor, HSK buna göz yumuyor, siyasi irade sırtını sıvazlıyor ya da diğer tüm başsavcılıklar görevini yapmıyor. O zaman hepsini görevden alın.

Bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirten Ekmen, konunun Bakanın yetkisini aşabileceğini ancak bu eleştiriyi Cumhurbaşkanına ve ilgili makamlara taşıyacağına inandıklarını söyledi.

“Netanyahu hakkında 2 binden fazla suç duyurusu 25 ay bekletildi; bunun hikmeti nedir?”

Konuşmasının dış politika ve uluslararası ceza hukuku bölümünde Gazze ve İsrail dosyasına ayrı bir başlık açan Ekmen, hem Adalet Bakanına hem Dışişleri Bakanına aynı anda şu soruyu yöneltti:

7 Ekim 2023’ten sonra İsrail’de bir soykırım başladı. Netanyahu ve savaş kabinesi hakkında insanlığa aykırı fiiller ve savaş suçlarından 2 binden fazla suç duyurusu yapıldı. Uzunca bir süre Türk savcılıkları sanki yetkili değilmiş gibi davrandı, oysa yetkiliydik. Uluslararası Ceza Mahkemesine de önce ‘müdahil olamayız’ denildi, sonra olduk. Peki, bu adam hakkında iki yıldan sonra ilk işlem 8 Kasım 2025’te niçin yapıldı? Soykırımcı Netanyahu hakkındaki bu suç duyuruları 25 ay niçin bekletildi? Bunda murat neydi, hikmeti neydi?

Bu gecikmenin kamuoyu açısından izaha muhtaç olduğunu vurgulayan Ekmen, “Söyleyin de içimiz soğusun.” ifadesini kullandı.

“Her özel üniversiteye hukuk fakültesi verdiniz, şimdi mezunlar icra müdürlüğü sınavına giriyor; insan kaynağı heba oluyor”

Ekmen, hukuk fakültelerinin kontrolsüz artışı ve nitelik sorunu konusunda da Adalet Bakanına ve iktidara çağrı yaptı:

AK Parti döneminde ciddi bir yanlış yapıldı: Her özel üniversiteye bir hukuk fakültesi verildi. Bir profesörün diplomasını kapıya astınız, kontenjanları sınırlamadan öğrenci aldınız, çok ciddi ücretlerle diplomalar dağıttınız.

Bu tablonun Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavında ortaya çıktığını söyleyen Ekmen, “Mezunlar icra müdürlüğü ve infaz koruma memurluğu sınavlarına giriyor. Bu ülkenin insan kaynağına yazıktır.” diyerek belirli yeterlilikleri taşımayan hukuk fakültelerinin YÖK’le birlikte cesurca kapatılması gerektiğini savundu.

“Sayıştay kararları niçin kamuya açık değil?”

Konuşmasının denetim boyutunda Sayıştay Başkanlığına da seslenen Ekmen, kamu zararı tespit edilen dosyalarla ilgili kararların şeffaf olmadığını söyledi:

Sayıştayın kendi tespitiyle kamu zararı görülen durumların raporlarını, daire kararlarını, temyiz kararlarını incelemek istedim. Danıştayda var, AYM’de var, Yargıtayda var; Sayıştay’da yok. Neyi saklıyorsunuz, kimden saklıyorsunuz? Eğer bir kişi yetim hakkını yemişse, beytülmale el uzatmışsa niçin bunları koruma altına alıyoruz? Niçin bu kararlar kamuya açık değil?

Suriye: Lazkiye ve Hama saldırıları, 10 Mart anlaşması ve Türkiye’nin rolü

Suriye konusunda Türkiye’nin “tam kapasiteyle devreye girmediği” yönünde bir kanaat olduğunu dile getiren Ekmen, iki başlıkta soru yöneltti:

  • Lazkiye, Süveyda ve Hama’da Alevilere yönelik saldırılar karşısında Türkiye’nin “hem söylem hem eylem olarak daha aktif olması gerektiğini” söyleyerek, bu konuda geri planda kalındığı algısının giderilmesini istedi.

  • 10 Mart anlaşmasının uygulanmasında başta ABD, İngiltere ve Fransa’nın inisiyatifinin öne çıktığını belirterek, “Türkiye burada daha etkin rol alıyor mu? Almıyorsa sebebi nedir? Bu konuda kamuya açık alanda yeterli bilgi yok.” sorularını yöneltti.

“Gazze’ye asker gönderme planı varsa Meclis ve millet bilgilendirilmeli”

Konuşmasının sonunda Gazze’ye asker gönderme tartışmalarına değinen Ekmen, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan bir çerçeve çizmesini istedi:

Gazze’ye asker gönderme mevzusu konuşuluyor. Bu konuda plan nedir? Mehmetçik’in Gazze’de bulunma ihtimali masadaysa, bunun kapsamını, hukuki dayanaklarını, süresini Meclisin ve milletin bilmeye hakkı var.

Mehmet Emin Ekmen, konuşmasını hem Adalet Bakanına hem Dışişleri Bakanına teşekkür ederek tamamladı. YENİ YOL Partisi sıralarından ve muhalefet kanadından konuşma ilgiyle takip edilirken, iktidar sıralarında Ekmen’in sorularına doğrudan yanıt verilmedi.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI