AK PARTİ DENİZLİ MİLLETVEKİLİ NİLGÜN ÖK: “SAĞLIKTA KAPSAYICI BİR SİSTEM KURDUK, CHP’Lİ BELEDİYELER YATIRIM ÖNÜNE ENGEL KOYUYOR”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığı bütçesi görüşülürken söz alan AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök, son yirmi üç yılda sağlık alanında “dünya ölçeğinde bir başarı hikâyesi” yazıldığını savunarak hekim, hemşire, yoğun bakım yatağı ve nitelikli yatak sayılarını karşılaştırmalı verilerle anlattı. Ök, sağlığa ayrılan payın bütçede yüzde 2,5’ten yüzde 8,4’e çıktığını, sosyal güvenlik kapsamının yüzde 99’a ulaştığını belirtti. Denizli’de acil durum hastanesi ve şehir hastanesi yatırımlarına dikkat çeken Ök, Sarayköy’de 100 yataklı fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesi ile Babadağ’da yapılması planlanan sağlık yatırımlarının “CHP’li belediyelerin yer vermemesi ve plan değişikliklerini engellemesi” nedeniyle geciktiğini öne sürerek “Yeri verin, biz yapalım.” çağrısında bulundu.

Kasım 22, 2025 - 09:55
Kasım 22, 2025 - 10:15
AK PARTİ DENİZLİ MİLLETVEKİLİ NİLGÜN ÖK: “SAĞLIKTA KAPSAYICI BİR SİSTEM KURDUK, CHP’Lİ BELEDİYELER YATIRIM ÖNÜNE ENGEL KOYUYOR”


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşülürken söz alan AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök, konuşmasına sağlık çalışanlarına teşekkür ederek başladı. Ök, “Gece gündüz çalışan sağlık çalışanlarımıza saygılarımı, selamlarımı iletmek istiyorum.” dedi.

Sağlık bütçesinin “insanın hayatına, onuruna ve yarınlarına dokunan büyük bir dönüşümün hikâyesi” olduğunu belirten Ök, son yirmi üç yılda AK Parti iktidarlarının sağlıkta ortaya koyduğu vizyonu “dünya ölçeğinde başarı hikâyesi” olarak nitelendirdi. “OECD ortalamalarını aşmış, bölgesinde sağlık üssü hâline gelmiş, bilimin, teknolojinin ve insan kaynağının en yüksek seviyeye taşındığı bir sağlık mimarisinden bahsediyoruz.” ifadesini kullandı.

“Sağlık insan gücü 257 binden 877 bine, hekim sayısı 91 binden 230 bine çıktı”

Karşılaştırmalı rakamlar paylaşan Nilgün Ök, 2002’de 257 bin olan sağlık insan gücünün bugün 877 bine yükseldiğini, hekim sayısının ise 91.900’den 230.353’e çıktığını söyledi. Diş hekimi sayısının 16.371’den 51.556’ya, hemşire ve ebe sayısının ise 113 binden 326 binli rakamlara ulaştığını belirtti.

Yoğun bakım yatak sayısının dönüşümünü de örnekleyen Ök, “Yoğun bakım yatak sayısı 869’du, bugün neredeyse 26 bine ulaştı. Türkiye genelinde nitelikli yatak oranı yüzde 6,4’tü, bugün bu oranın yüzde 83’e çıktığını görmüş olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi.

“Sağlığa ayrılan pay yüzde 2,5’ten 8,4’e çıktı, sosyal güvenlik kapsamı yüzde 99’a ulaştı”

Sağlığa ayrılan bütçe payını da değerlendiren Ök, 2002’de bu oranın yüzde 2,5 olduğunu, bugün ise yüzde 8,4’e yükseldiğini ifade etti. Sosyal güvenlik sisteminin kapsayıcılığına dikkat çeken Ök, “Eskiden vatandaşların yüzde 46–50’si sosyal güvenlikten yararlanırken, bugün Türkiye’nin şefkatli, kuşatıcı eliyle vatandaşların yüzde 99’u sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyor. Yüzde 1’lik kesim ise özel sigorta ve hizmetleri tercih edenlerdir.” dedi.

Ök, geçmişteki eczane ve hastane kuyruklarını hatırlatarak, “Sağlık yaprakları, karneler vardı, sistem bunlardan ibaretti. Bugün geldiğimiz noktada kapsayıcı, kucaklayıcı bir sosyal güvenlik sistemi kurduk.” değerlendirmesinde bulundu.

“100 bin kişiye 57,2 yoğun bakım yatağıyla OECD ortalamasının üzerinde, pandemide farkımızı gösterdik”

Şehir hastaneleriyle birlikte Türkiye’de yoğun bakım altyapısının güçlendiğini söyleyen Nilgün Ök, 100 bin kişiye düşen yoğun bakım yatak sayısının 57,2 olduğunu, bunun OECD ortalamasının “birkaç kat üzerinde” olduğunu savundu. Bu kapasitenin faydasının pandemi ve deprem dönemlerinde görüldüğünü vurgulayan Ök, “Birçok Avrupa ülkesi yoğun bakım krizi yaşarken, Türkiye ambulans uçakları, helikopterleri ve nitelikli yataklarıyla vatandaşına hizmet götürdü. Bu anlamda ülkemizle gurur duyuyorum.” diye konuştu.

Evde sağlık ve gezici hizmetlere ilişkin verileri de paylaşan Ök, “3 milyon 237 bin kişiye evde sağlık hizmeti sunuldu. Ambulansla taşınan vaka sayısı 382 binden 6 milyon 800 bine ulaştı.” dedi. Aile hekimleri ve gezici ekiplerin beldelere, köylere, mezralara gittiğini, 5,4 milyon vatandaşa yerinde hizmet götürüldüğünü kaydetti.

“Kamu-özel iş birliği o dönem için zorunlu bir finansman modeliydi”

Şehir hastaneleri ve kamu-özel iş birliği (KÖİ) modeli hakkındaki eleştirileri de yanıtlayan Ök, AK Parti iktidarının devraldığı dönemde nitelikli yatak sayısının sadece 7 bin olduğunu, 50 bin yeni nitelikli yatağa ihtiyaç duyulduğunu, yaklaşık 100 bin yatağın yenilenmesi gerektiğini söyledi. “Bu bir finansman modelidir. 2002 Türkiyesinde ya bunu tamamen kamu kaynaklarıyla yapacaktınız ya da dünyanın da uyguladığı kamu-özel iş birliği modeline gidecektiniz. Biz KÖİ modelini seçtik. İyi ki de o dönemde şehir hastanelerini böyle inşa ettik.” dedi.

Eski hastanelerde koğuş sisteminin yaygın olduğunu, hastane binalarının yaş ortalamasının 49 yıl olduğunu hatırlatan Ök, “Bugün geldiğimiz noktada bu ortalamanın 13 yıla kadar düştüğünü görüyoruz.” dedi. Sağlık memnuniyet oranlarının 2002’de yüzde 30’larda seyrettiğini, daha sonra yüzde 80’lere kadar çıktığını, pandemi sonrası yük ve ertelenen hizmetler nedeniyle bugün yüzde 64–68 bandına gerilediğini, ancak MHRS ve diğer iyileştirmelerle bu tablonun yeniden yukarı taşındığını savundu.

MHRS, Pamukkale Üniversitesi ve ağız diş sağlığı hizmetleri

Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nin (MHRS) iyileştirildiğini belirten Ök, Pamukkale Üniversitesi Hastanesinin Türkiye’de MHRS’den randevu alma sistemine dâhil edilen ilk üniversite hastanesi olduğunu hatırlattı. “MHRS üzerinden randevu alanların randevuya uyma oranı yüzde 90 civarında, 5 üzerinden yapılan memnuniyet anketinde de 4 puan almış durumda. Bu da sistemin doğru çalıştığını gösteriyor.” dedi.

Ağız ve diş sağlığının birçok ülkede genel sağlık kapsamı dışında kaldığına dikkat çeken Ök, “Biz Türkiye olarak ağız ve diş sağlığını da ücretsiz tedavi kapsamına aldık.” sözleriyle bu alanı da vurguladı. Diş hekimi sayısında yüzde 215 artışla 51.556 seviyesine ulaşıldığını ifade etti.

“Primer sezaryende yüzde 12,3 düşüş önemli, anne ölümleri dünya ortalamasının çok altında”

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun sunumunda yer alan sezaryen oranlarıyla ilgili verileri olumlu bulduğunu belirten Ök, “Primer sezaryende yüzde 12,3 oranında düşüş sağlanmış olması çok kıymetli. Normal doğum hem anne hem bebek sağlığı için son derece önemli. Bu konuda kararlı bir duruş sergileniyor.” dedi. Ebelerin bireyselleştirilmiş hizmet vermesini de önemli bulduklarını söyledi.

Anne ölümlerine ilişkin rakamlar paylaşan Ök, “100 bin canlı doğumda anne vefat sayısı Türkiye’de 13,5. Orta üst gelir grubu ülkelerde bu 64, dünya genelinde 225. Bu da başlı başına bir başarı hikâyesidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Denizli’de acil durum hastanesi ve şehir hastanesi yatırımı

Konuşmasının yerel bölümünde Denizli’de devam eden yatırımlara değinen Nilgün Ök, 400 yataklı Acil Durum Hastanesinin hızla ilerlediğini, bu hastanenin önümüzdeki yılın başında hizmete alınacağını söyledi. Ardından 1.000 yatak kapasiteli şehir hastanesi projesine dikkat çekerek, “Şehir hastanemizin de hızlı bir şekilde tamamlanması için sizlerden destek bekliyoruz Sayın Bakanım.” çağrısında bulundu.

“Sarayköy’de 100 yataklı termal fizyoterapi hastanesi yatırım programında, CHP’li belediye yer vermiyor”

Nilgün Ök, Sarayköy ilçesinde yapılması planlanan 100 yataklı fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesine özel bir parantez açtı. Sağlık Bakanı’nın Denizli ziyareti sırasında bu hastane için söz verildiğini, projenin yatırım programına alındığını hatırlatan Ök, “Termal suyu olan bir alanda yüz yataklı fizik tedavi hastanesi planladık. Üniversite ile belediye arasında yüz dönümlük alanda karşılıklı yer takası yapıldı, üniversitenin arazisi belediyeye, belediyenin mülkü üniversiteye devredildi; şartı da ‘İleride buraya yüz yataklı hastane yapılacak’ idi.” dedi.

Ancak yerel seçimlerden sonra belediyenin CHP’ye geçtiğini belirten Ök, “Yatırım programına alınmış olmasına rağmen belediye yeri vermediği için bu hastaneyi yapamıyoruz. İlçelerde kamu arazisi bulmak kolay değil. CHP’li belediyeler nelerle uğraştığımızın tipik örneğini veriyor. ‘Biz geliriz, neler yaparız’ diyorlar, önce iyi niyetlerini bu alanlarda göstersinler.” sözleriyle tepki gösterdi.

CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı’nın itirazları üzerine tartışma kısa süreli yükselirken, Ök “Bahane yok, yeri verin, yapalım.” çağrısını tekrarladı.

Babadağ örneği: “Büyükşehir plan değişikliğine ‘hayır’ diyor, biz Çevre Şehircilik üzerinden plan tadilatı yapıyoruz”

Denizli’nin Babadağ ilçesindeki sağlık yatırımı tartışmasını da gündeme getiren Ök, mülkiyeti Sağlık Bakanlığına ait olan bir taşınmazın Belediye Kanunu ve Büyükşehir Kanunu gereğince 1/5000’lik planda “sağlık alanı” olarak işaretlenmesi gerektiğini, bunun için Denizli Büyükşehir Belediyesine resmi yazı yazıldığını, ancak gelen cevabın “veremem” şeklinde olduğunu söyledi.

Bir yıldır oyalanıyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza başvurduk, plan tadilatı yapıldı, şu an askıda. İnşallah itirazla zaman kaybettirmezler. Plan kesinleştiğinde buraya aile sağlığı merkezi, 112 istasyonu ve toplum sağlığı merkezi içeren bir kompleks yapılacak.” diyen Ök, CHP’li belediyelerin bu süreçte “engel siyasetini” tercih ettiğini ileri sürdü.

CHP sıralarından gelen “Beceremediklerinizi belediyeye atmayın” itirazlarına rağmen, Nilgün Ök “Sarayköy’de yer belediyeye hastane yapılmak için verildi, samimi iseler, buyursunlar, bu yeri Sağlık Bakanlığına geri versinler, biz yapalım.” dedi.

Milletvekili Nilgün Ök, konuşmasını, Sağlık Bakanlığı bütçesinin Türkiye’nin sağlık vizyonunu güçlendiren bir çerçeve sunduğunu, Denizli’de yürütülen ve planlanan yatırımlar için Bakanlıktan destek beklediklerini belirterek tamamladı.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI