Büyük Veri ve Yapay Zekâ: Kişisel Verilerin Gizliliği Tehdit Altında mı?

Büyük veri ve yapay zekâ mahremiyeti nasıl etkiliyor?
Günümüzde büyük veri analizi ve yapay zekâ teknolojileri, kullanıcı verilerini işleyerek çeşitli alanlarda devrim yaratıyor. Ancak bu gelişmeler, kişisel veri güvenliği ve mahremiyet konularında ciddi tartışmalara yol açıyor. Veri ihlalleri, izinsiz takip sistemleri ve kullanıcı verilerinin ticari amaçlarla paylaşılması gibi sorunlar, bireylerin dijital dünyadaki haklarını tehdit ediyor.

Yasal düzenlemeler yeterli mi?
Avrupa Birliği’nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) ve Türkiye’deki Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) gibi düzenlemeler, kullanıcıların kişisel verilerini koruma amacı taşıyor. Ancak birçok uzman, mevcut yasaların hızlı ilerleyen yapay zekâ ve büyük veri teknolojileri karşısında yetersiz kaldığını belirtiyor. Büyük teknoloji şirketlerinin, kullanıcı verilerini nasıl işlediği ve sakladığı konusunda daha şeffaf olması gerektiği vurgulanıyor.

Yapay zekâ etiği neden önemli?
Yapay zekânın etik çerçevede kullanımı, kişisel verilerin izinsiz işlenmesini önlemede büyük önem taşıyor. Yapay zekânın önyargılı kararlar vermesi, kullanıcıları manipüle etmesi ve mahremiyeti ihlal etmesi gibi riskler, teknoloji etiği alanında yeni tartışmaları beraberinde getiriyor. Uzmanlar, yapay zekânın etik kodlar çerçevesinde geliştirilmesi ve bağımsız denetim mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini belirtiyor.

Gelecekte ne olacak?
Teknoloji ilerledikçe veri güvenliği konusundaki kaygılar da artıyor. Yapay zekâ ve büyük veri teknolojileri, mahremiyet sorunlarını daha da derinleştirebilir. Bu nedenle devletler, teknoloji şirketleri ve bireylerin veri güvenliği konusunda daha bilinçli hareket etmesi gerekiyor.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI