CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ EVRİM RIZVANOĞLU: “İKLİM KRİZİ SAĞLIĞIN ALTYAPISINI ÇÖKERTEBİLİR, SAĞLIK BAKANLIĞI STRATEJİ BELGELERİNDE HÂLÂ YOK”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Bankası verilerine atıf yaparak iklim değişikliğinin Türkiye’de aşırı sıcaklara, hava kirliliğine, sel ve yangınlara bağlı devasa bir halk sağlığı krizine dönüştüğünü vurguladı. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun bütçe sunumunda iklim krizine, aşırı sıcaklara ve hava kirliliğine tek kelimeyle değinmemesini eleştiren Rızvanoğlu, 2030–2050 yılları arasında her yıl 250 bin ek ölüm beklendiğini, sadece sağlık sistemlerine binecek ek yükün 2–4 milyar dolar olarak hesaplandığını hatırlattı; Türkiye’nin sıcaklık artışı, aşırı sıcaklara bağlı fazladan ölümler ve PM2.5 kirliliğine bağlı yılda 60 bin önlenebilir ölüm riskiyle karşı karşıya olduğunu söyleyerek, “İklim eylemi aynı zamanda sağlık eylemidir; ama Türkiye’nin ne bir sıcak sağlık eylem planı var ne de hava kirliliğiyle mücadelede bağlayıcı hedefleri.” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığı ve bağlı kurumların 2026 yılı bütçesi görüşülürken, CHP İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu iklim krizinin sağlık boyutuna dikkat çekti. Rızvanoğlu, Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası raporlara atıf yaparak, iklim değişikliğinin artık doğrudan bir “halk sağlığı krizi” olduğunu söyledi.
Rızvanoğlu, sözlerine “Dünya Sağlık Örgütü uyarıyor: 2030–2050 arasında her yıl 250 bin ek ölüm, yalnızca sağlık sistemlerinin üzerine binecek ek yük 2 ila 4 milyar dolar.” hatırlatmasıyla başladı. Aşırı sıcaklar, kirli hava, seller, fırtınalar ve orman yangınlarının birbirinden kopuk “tekil afetler” değil, aynı büyük tablonun birbirine kenetlenen parçaları olduğunu vurgulayan Rızvanoğlu, “Bu tablo devasa bir halk sağlığı krizidir.” dedi.
“İklim krizi sağlığın altyapısını çökerten çok katmanlı bir tehdit hâline geldi”
CHP’li vekil, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun sunumunu eleştirerek, “Sayın Bakan, siz sunumunuzda bunlardan tek kelime bile bahsetmediniz.” ifadesini kullandı. İklim değişikliğinin sağlığın en temel direkleri olan temiz hava, güvenli içme suyu, besleyici gıda ve güvenli barınmayı teker teker zayıflattığını söyleyen Rızvanoğlu, “Mesele sadece ‘iklim krizi sağlığı etkiliyor’ meselesi değil; iklim krizi sağlığın altyapısını çökertebilecek çok katmanlı bir tehdit hâline geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Gıda kalitesinin, su güvenliğinin ve şehirlerin dayanıklılığının giderek kırılganlaştığını vurgulayan Rızvanoğlu, “Küresel iklim politikaları ve uyum stratejileri artık sağlığı merkeze koymak zorunda.” dedi.
COP30 ve Belem Sağlık Eylem Planı: “İklim eylemi aynı zamanda sağlık eylemidir”
Konuşmasında, Brezilya’nın Belém kentinde yapılan Birleşmiş Milletler İklim Konferansı COP30a da değinen Rızvanoğlu, bu konferansta Dünya Sağlık Örgütü ile birçok ülkenin desteklediği “Belem Sağlık Eylem Planı”nın açıklandığını hatırlattı. “Bu konferansta tarihî bir cümle kuruldu: ‘İklim eylemi aynı zamanda sağlık eylemidir.’ denildi.” dedi.
Belem Sağlık Eylem Planı’na göre:
-
Sağlık sistemlerinin iklim şoklarına hazırlanmasının,
-
Erken uyarı sistemlerinin sağlık verileriyle bütünleştirilmesinin,
-
Hastanelerin aşırı hava olaylarına dayanıklı hâle getirilmesinin,
-
Tüm süreçlerin sağlık eşitliği ilkesiyle yürütülmesinin zorunlu olduğunu belirten Rızvanoğlu, “Dünya buraya giderken biz sağlık bütçesini konuştuğumuz oturumda iklim krizine tek satır ayırmıyoruz.” diye konuştu.
“Aşırı sıcaklar sessiz bir kitlesel ölüm riski, Türkiye 1,2 derece ısındı”
Rızvanoğlu, aşırı sıcak dalgalarını “sessiz kitlesel ölüm riski” olarak nitelendirerek, Lancet Countdown 2025 raporuna göre her yıl 546 bin kişinin aşırı sıcaklar nedeniyle hayatını kaybettiğini, 1990’lara göre ölüm oranının yüzde 23 arttığını kaydetti. “2024, insanlık tarihinin en sıcak yılı oldu ve bu sadece Pasifik’in, Afrika’nın değil, Türkiye’nin de hikâyesi.” dedi.
Dünya Bankasının uyarılarını da gündeme taşıyan CHP İstanbul Milletvekili, “Türkiye hızla daha sıcak bir iklim rejimine gidiyor. 1991–2020 dönemine göre bugün Türkiye 1,2 derece daha sıcak.” diye konuştu. Bu artışın bedelinin sadece hissedilen sıcaklık olmadığını vurgulayan Rızvanoğlu, “Bu artışın bedeli insan hayatı.” ifadesini kullandı.
İstanbul özelinde yapılmış çalışmalara atıf yapan Rızvanoğlu, 2004–2017 yılları arasında sadece İstanbul’da 4.281 fazladan ölüm kaydedildiğini, bu ölümlerin aşırı sıcaklarla ilişkilendirildiğini belirtti. “Bu ölümler kader değil; hazırlıksızlığın, ihmallerin ve politika eksikliğinin sonucudur.” dedi.
“Türkiye’nin sıcak sağlık eylem planı var mı?”
Bu çerçevede Sağlık Bakanına doğrudan soru yönelten Rızvanoğlu, “Türkiye’nin sıcak sağlık eylem planı hazır mı?” diye sordu. Erken uyarı sistemleri, hastane kapasite planlaması ve kırılgan gruplar için özel protokoller konusundaki hazırlıkları sorgulayan CHP’li vekil, “Eğer hazır değilse, bilin ki önümüzdeki her yaz bir önceki yaza göre daha sıcak ve daha fazla kayıp demek.” uyarısında bulundu.
Hava kirliliği: “Türkiye’de DSÖ kriterlerine göre hava kalitesi iyi olan tek bir il yok”
İkinci büyük başlık olarak hava kirliliğini gündeme getiren Evrim Rızvanoğlu, Temiz Hava Hakkı Platformunun Kara Rapor 2025 bulgularının çok net olduğunu söyledi. Raporun, 2024 yılında Türkiye’de Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre hava kalitesi “iyi” olan tek bir il bile olmadığını ortaya koyduğunu hatırlattı.
Iğdır, Erzincan ve Kütahya’nın en kirli iller arasında yer aldığını, İstanbul’un ise “hassas” kategorisinde, yani sağlık için riskli seviyede bulunduğunu belirtirken, “Mesele sadece ‘kötü hava soluyoruz’ demek değil; bu kirlilik doğrudan can kaybına, kronik hastalıklara ve sağlık sisteminin çökmesine yol açıyor.” dedi.
Kara Rapor’un bulgularına göre, hava kirliliği DSÖ standartlarına çekilebilirse Türkiye’de her yıl 60 bin kişinin hayatta kalabileceğini vurgulayan CHP’li vekil, KOAH ölümlerinin yüzde 41’inin, kalp hastalığına bağlı ölümlerin yüzde 27’sinin, inme ölümlerinin yüzde 27’sinin, akciğer kanseri ölümlerinin yüzde 18’inin hava kirliliğiyle ilişkili olduğunun altını çizdi. “Demans riskini de yüzde 8 artırdığı gösteriliyor.” dedi.
138 milyar dolarlık ekonomi kaybı: “Bu rakam 2024 GSYH’nin yüzde 10’u”
Ekonomik maliyete de değinen Rızvanoğlu, PM2.5 kirliliği üzerinden hesaplanan yıllık kaybın 138 milyar dolar olduğunu, bunun da 2024 gayrisafi yurt içi hasılasının yaklaşık yüzde 10’una karşılık geldiğini söyledi. “Bilim ne diyor? ‘PM2.5 için ulusal limit belirleyin, sağlık etkilerini hesaplayın, yatırımı buna göre planlayın.’ diyor. Türkiye ne yapıyor? Hâlâ bekliyor.” sözleriyle eleştirisini sürdürdü.
“PM2.5 için DSÖ ile uyumlu ulusal limit belirlemek üzere çevre bakanlığıyla bir planınız var mı?”
CHP İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, Sağlık Bakanına şu soruyu yöneltti:
“PM2.5 için bağlayıcı bir ulusal limit belirlemek ve hava kalitesinin limit değerlerini Dünya Sağlık Örgütü kılavuz değerleriyle uyumlu hâle getirmek üzere Çevre Bakanlığıyla yürüttüğünüz bir plan var mıdır?”
Rızvanoğlu, Sağlık Bakanlığının 2024–2028 stratejik belgesine atıf yaparak, “Ne sıcak dalgalar ne de hava kirliliği bu belgede yer alıyor. Bu da şunu gösteriyor: Önleyici sağlık sisteminiz yok; insanlar hastalansın, birileri de daha fazla para kazansın anlayışı hâkim.” ifadelerini kullandı.
“Hem iklimin hem sağlığın ihmali ağır bedeller doğuruyor”
Konuşmasını, iklim ve sağlık politikalarındaki ihmallerin vatandaşa ağır bedeller ödettiği vurgusuyla tamamlayan Rızvanoğlu, “Bu ülkenin insanları artık sağlıklarıyla da ekonomileriyle de bedel ödemek istemiyor.” dedi. Muhalefet olarak Hükûmetin bu sorumluluğunu hatırlatmaya devam edeceklerini belirten CHP İstanbul Milletvekili, “Kamu sağlığı ertelenemez.” sözleriyle konuşmasını bitirdi.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI