CHP’Lİ DR. AYLİN YAMAN: “GENEL SAĞLIK SİGORTASINA YÜZDE 100 ZAMLA SAĞLIĞI ERİŞİLEMEZ KILIYORSUNUZ, KORUYUCU HEKİMLİK ÇÖKERKEN SİSTEM GÜVEN VERMİYOR”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığı bütçesini değerlendiren CHP Ankara Milletvekili Dr. Aylin Yaman, Resmî Gazete’de yayımlanan karar ile genel sağlık sigortası prim oranının brüt asgari ücretin yüzde 3’ünden yüzde 6’sına çıkarılmasını “sağlık hizmetini fiilen erişilemez kılan bir adım” olarak nitelendirdi. Hâlihazırda yaklaşık 10 milyon vatandaşın 100 milyar lirayı aşan GSS borcu bulunduğunu, borcu olanların ilaçlarını cebinden ödemek zorunda kaldığını belirten Yaman, uzman hekim ve diş hekimi dağılımındaki dengesizlik, yılda kişi başı 12,2 hekime başvuru, acil servislere 140 milyon başvuru, bölgesel yatak ve yoğun bakım eşitsizlikleri, hemşire açığı, düşük mamografi ve HPV aşılaması, hızla artan diyabet ve obezite, zayıflayan aile hekimliği ve palyatif/rehabilitasyon hizmetleri, laboratuvar–radyoloji taşeron sistemi ve veteriner hekimlerin sağlık statüsü dışında tutulması gibi başlıkları sıralayarak “Bu bütçede önceliklendirme yanlış; sağlık sisteminin geleceği konusunda güven vermiyorsunuz.” dedi.

Kasım 22, 2025 - 09:55
Kasım 22, 2025 - 10:35
CHP’Lİ DR. AYLİN YAMAN: “GENEL SAĞLIK SİGORTASINA YÜZDE 100 ZAMLA SAĞLIĞI ERİŞİLEMEZ KILIYORSUNUZ, KORUYUCU HEKİMLİK ÇÖKERKEN SİSTEM GÜVEN VERMİYOR”


CHP Ankara Milletvekili Dr. Aylin Yaman, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığının 2026 yılı bütçesini ele alarak, sağlık hizmetine erişim, finansman, insan gücü ve koruyucu sağlık politikaları üzerinden kapsamlı eleştirilerde bulundu. Yaman, konuşmasının başında “Her bireyin ekonomik durumuna bakılmaksızın hizmet alabilmesi, erişilebilir sağlık hizmetinin temel koşuludur.” vurgusunu yaptı.

GSS primine yüzde 100 zam: “Sağlığı fiilen erişilmez kılıyorsunuz”

Dr. Yaman, genel sağlık sigortası (GSS) prim oranında yapılan son artışı gündeme taşıdı. Bugüne kadar GSS priminin brüt asgari ücretin yüzde 3’ü oranında hesaplandığını, Resmî Gazete’de yayımlanan kararla bu oranın yüzde 6’ya çıkarıldığını, 781 lira olan primin 1.560 liraya yükseldiğini, 1 Ocak’tan sonra asgari ücret artışıyla birlikte daha da yükseleceğini hatırlattı.

Yaman, “Hâlen yaklaşık 10 milyon vatandaşın 100 milyar lirayı aşan GSS borcu varken, bu borçların erteleneceği söylenmişken prim oranını iki katına çıkarmak ‘bir yandan verip öte yandan fazlasını alma’ anlayışıdır.” dedi. GSS borcu olan vatandaşların sağlık hizmetine başvurabildiğini fakat ilaçlarını cepten ödemek zorunda kaldığını hatırlatarak, bu artışın “sağlık hizmetini fiilen erişilemez hâle getirdiğini” söyledi.

Uzman ve diş hekimi dağılımı: “Hekime kamuda erişim zor, özelde yoğunlaşma var”

Sağlık insan gücü dağılımına dikkat çeken CHP’li vekil, toplam uzman hekimin yüzde 30’unun, toplam diş hekiminin yüzde 58’inin özel sektörde çalıştığını belirterek, “Kamuda hekime erişim zorlaşırken, özel sektör ağırlığı artıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“Kışkırtılmış sağlık hizmeti”: Kişi başı 12,2 başvuru, OECD ortalamasının iki katı

Sağlıkta Dönüşüm Programı ile “kışkırtılmış sağlık hizmeti” ortamı oluştuğunu savunan Yaman, Türkiye’de kişi başı hekime başvuru sayısının yılda 12,2’ye, OECD ortalamasının ise 6,4’e ulaştığını hatırlattı. “Çözüm bulamayan, sevk mekanizması olmayan bir sistemde hastalar sürekli farklı sağlık kurumlarına başvuruyor; sonuçta çareyi acil serviste arıyor.” dedi.

2023 verilerine göre acil servislere yaklaşık 140 milyon başvuru yapıldığını, “ayakta başvuruların yaklaşık yüzde 25’inin acil servislerden geçtiğini” söyleyen Yaman, bunun gerçek acil hastaların hizmete erişimini bozduğunu, nitelikli hizmetin önünde engel oluşturduğunu belirtti. Acillerde paramedik ve ATT sayısal yetersizliğinin, hekimin iş yükünü artırarak sağlıkta şiddeti tırmandırdığını da ekledi.

Bölgesel yatak/yoğun bakım eşitsizliği: “Batı 41,1; Güneydoğu 26,3 yatak”

Sağlık Bakanlığının 10 bin kişi başına düşen hastane yatağı hedefini 33,5 olarak belirlediğini, mevcut değerin 31,2 olduğunu; ancak bu hedefin bölgesel eşitsizlikleri dikkate almadan konulduğunu söyleyen Yaman, bölgelere göre ciddi farklılıklar olduğuna dikkat çekti:

  • Batı Anadolu’da yatak sayısı: 10 bin kişiye 41,1,

  • Güneydoğu Anadolu’da yatak sayısı: 10 bin kişiye 26,3.

Yoğun bakımda da benzer eşitsizlikler olduğunu hatırlatan Yaman, “10 bin kişiye düşen yoğun bakım yatak sayısı Batı Anadolu’da 7,1 iken Kuzeydoğu Anadolu’da 4,4. Bu tablo, sağlık hizmetinin niteliğini doğrudan etkileyen bölgesel adaletsizliktir.” dedi.

Diş hekimi sayısında da dağılımın sorunlu olduğunu belirten Yaman, 100 bin kişiye düşen toplam diş hekimi sayısının 62 olduğunu, hedefin 68’e çıkmak olduğunu ifade ederek, “Buradaki hedef toplamı artırmak değil, kamudaki diş hekimi sayısını artırmak olmalı. Diş hekimlerinin yüzde 58’i özelde, kamuda ağız diş sağlığına erişim ciddi bir sorun.” dedi.

Bakanlığın pilot olarak başlattığı aile diş hekimliği uygulamasına dair kamuoyuna veri sunulmadığını, birçok ağız ve diş sağlığı teknikerinin atama ve sistemin geleceğiyle ilgili belirsizlik yaşadığını da ekledi.

Personel alımı, eksik meslek kanunları ve hemşire açığı

Ekim ayında açıklanan 15.247 personel alımının hâlâ göreve başlatılmadığını, birçok kişinin bu işe güvenerek kira tuttuğunu ve bütçe planlaması yaptığını belirten Yaman, “Personelimiz beklemede, sahadaki iş yükü aynı, hastaların beklentisi artmış durumda.” dedi.

Birçok sağlık meslek grubunun meslek kanunu olmadan güvencesiz çalıştığını, hemşire sayısının hâlâ OECD ortalamasının üçte birinde olduğunu vurgulayan Yaman, uzman hemşireliğin yeterince tanınmadığını söyledi.

Mamografi ve HPV aşısı: “Meme kanserinde sondan üçüncüyüz, HPV sözü bütçeye yansımadı”

OECD sağlık kalite göstergeleri arasında yer alan mamografi tarama programına dikkat çeken Yaman, 50–69 yaş arası kadınlarda mamografi tarama oranında Türkiye’nin 34 Avrupa ülkesi arasında yüzde 31’le sondan üçüncü sırada olduğunun altını çizdi. “Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser; buna rağmen taramada gerideyiz.” dedi.

Serviks kanseri için de çarpıcı rakamlar verdi: “Türkiye’de her gün 7 kadın serviks kanseri tanısı alıyor, 3 kadın bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor.” dedi.

Yaman, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun 13 Haziran 2025’te TRT ekranlarında HPV aşısının yıl sonu itibarıyla ücretsiz uygulanacağını duyurduğunu hatırlatarak, “Bu duyuruya uygun şekilde 2025 yılı sonunda HPV aşılamasının başlayabilmesi ve sürdürülebilir olması için bu bütçede pay ayrıldı mı?” sorusunu yöneltti; bütçe tablolarında bu başlıkta net bir kaynak göremediğini söyledi.

Tedavi edilebilir ölüm hızı: OECD 100 binde 80, Türkiye 144

Tedavi edilebilir ölüm hızını sağlık sisteminin işleyişini gösteren kritik bir parametre olarak nitelendiren Yaman, “İskemik kalp hastalığı bu ölümlerin yüzde 20’sini oluşturuyor, pnömoni ikinci sırada. OECD ortalaması 100 binde 80; Türkiye’de ise 144.” dedi. Uygun kurgulanmış bir sağlık sisteminde bu hastaların önemli bir kısmının erken tanı ve etkili tedaviyle kaybedilmeyeceğini vurguladı.

Obezite ve diyabet: “15 yaş üstü fazla kilolulukta OECD’yi geçtik, diyabet oranı yüzde 16,6”

Obezite ve diyabet verilerini de paylaşan CHP’li vekil, 15 yaş üzeri obez veya fazla kilolu birey oranının OECD ortalamasında yüzde 54, Türkiye’de yüzde 56 olduğunu, yani Türkiye’nin artık OECD ortalamasını geçtiğini söyledi. Diyabet oranının ise Türkiye’de yüzde 16,6, OECD ortalamasında yüzde 8,6 olduğuna dikkat çekerek, “Neredeyse iki katıyız.” dedi.

Bakanlığın “İdeal Kilonu Öğren” türü saha taramalarıyla 10 milyon kişinin beden kitle indeksini ölçtüğünü, yüzde 65’inin yönlendirildiğini söylediğini hatırlatan Yaman, bunun pratikte ne anlama geldiğini şöyle sorguladı:
“Bu 6,5 milyon kişiyi yönlendirdiğinizi söylüyorsunuz ama ülkede sadece 286 sağlıklı hayat merkezi var. Sağlıklı hayat merkezi başına 23 bin obez hasta düşüyor; sürdürülebilir bir rakam değil.”

Bu merkezlerde diyetisyen, fizyoterapist, psikolog ve çocuk gelişim uzmanı olduğunu söyleseler de atamaların yeterli yapılmadığını, yükün personel ve altyapı kapasitesiyle orantısız olduğunu ifade etti.

Sosyal Güvenlik Kurumunun yetkisinde olmakla birlikte glikoz sensörlerinin yaş sınırı olmadan geri ödeme kapsamına alınmasının hem klinik hem ekonomik açıdan kritik olduğunu söyleyen Yaman, “Diyabet yönetiminde çağı yakalamazsak, komplikasyon maliyetleri katlanarak artacak.” uyarısında bulundu.

Koruyucu sağlık, ASM’ler ve aile hekimliği: “Yılda 1.000 ASM sözü 100’e düşmüş”

Koruyucu sağlık hizmetlerinin bütçedeki payının yüzde 27,5’e kadar düştüğünü belirten Yaman, “Koruyucu hekimlik çok yara aldı Sayın Bakanım.” dedi. Kiralarını ödeyemediği için tek tek kapanan aile sağlığı merkezleri (ASM) olduğunu, Sağlık Komisyonunda “yılda 1.000 ASM yapacağız” denildiğini ancak 2026 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında Sağlık Bakanlığı hedefleri arasında “yılda 100 ASM yapımı” ifadesinin yer aldığını hatırlattı.

Aile hekimlerinin kamuya ait binalarda hizmet vermesinin zorunlu bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Yaman, özel binalarda kiracı olan ASM’lerin enflasyon nedeniyle ağır baskı altında olduğunu belirtti. Aile hekimlerinin gelir vergisi dilimi ve enflasyon nedeniyle özlük haklarında ciddi erime yaşadığını, ASM grup elemanlarının ise asgari ücretin altında, güvencesiz çalıştırıldığını, kamu kadrosu sözü verilmesine rağmen kadroya geçirilmediklerini söyledi.

Bakanlığın “aile sağlığı merkezlerinde değer bazlı ödeme sistemine geçtik” söylemine de itiraz ederek, “Bu, gerçek anlamda değer bazlı bir sistem değil.” dedi.

Palyatif, evde bakım ve rehabilitasyon: “Yatak sayısı yetersiz, hedef yok”

Yaşlanan nüfusla birlikte palyatif bakımın öneminin arttığını vurgulayan Yaman, mevcut 7.537 palyatif yatak sayısını “son derece yetersiz” olarak niteledi. Bütçede palyatif bakım kapasitesini artırmaya dönük bir hedef veya ciddi yatırım öngörüsü göremediğini söyledi.

Evde bakım hizmetinde ise Sağlık Bakanlığı ve Aile Bakanlığı tarafından sunulan hizmetlerin homojen olmadığını, standartların farklı olduğunu ifade eden Yaman, rehabilitasyon altyapısının da inme, iskemik kalp hastalığı ve yaşlılıkla artan engellilik için yetersiz kaldığını, bütçede bu alanda anlamlı bir yatırım görmediğini söyledi.

MHRS hedefi, taşeron laboratuvar–radyoloji ve sağlıkta kalite

Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden gelen hastaların oranına da değinen Yaman, “Hekimlerin baktığı hastaların sadece yüzde 50’si MHRS üzerinden geliyor, geri kalanı rastgele başvurular. Siz hedef olarak yüzde 55 koymuşsunuz. Bu, hekimi tüketen bir yapı; sistemin daha düzenli işlemesi gerekirken hedefin marjinal artırılması anlayışa işaret ediyor.” dedi.

Laboratuvar ve radyoloji hizmetlerinde taşeron uygulamasının hasta ve çalışan güvenliği açısından ciddi risk taşıdığını söyleyen Yaman, buralarda maliyet odaklı firmaların, konunun uzmanı laboratuvar ve radyoloji teknikerleri yerine farklı nitelikte personel çalıştırdığını, bu durumun gereksiz MR ve tomografi artışında da payı olduğunu savundu. “Bu maliyet odaklı taşeron sisteminden derhal vazgeçilmelidir.” çağrısında bulundu.

Tek sağlık yaklaşımı ve veteriner hekimler: “Zoonozlar ve gıda güvenliği kapıda, biz hâlâ hazırlıksızız”

Yaman, konuşmasının sonunda “tek sağlık” (One Health) yaklaşımını gündeme getirerek, veteriner hekimlerin statüsünü ele aldı. “Veteriner hekimler hâlâ sağlık meslek grubu içinde sayılmıyor. Harç uygulamasında sağlık mesleği diye hatırladığınız bu grubun önemini, önümüzdeki yıllarda çok daha iyi anlayacaksınız.” dedi.

İnsan–hayvan–çevre üçlüsüne bütüncül bakmayı hedefleyen tek sağlık prensibinin benimsenmesinde gecikildiğini, zoonotik hastalıklar ve gıda güvenliğinin önümüzdeki döneme damga vuracağını, buna karşın hazırlığın yetersiz olduğunu belirtti.

“Bütçe payı değil, önceliklendirme sorunu: Bu dağılım sağlık sistemine güven vermiyor”

CHP Ankara Milletvekili Dr. Aylin Yaman, Sağlık Bakanlığının merkezi bütçeden aldığı yüzde 7,8’lik payın, “yanlış dağılım ve önceliklendirme sorunları nedeniyle” sağlık sisteminin geleceği açısından güven vermediğini söyledi. “Kaynağı nereye harcadığınız, kimleri öncelediğiniz en az seviyeden daha önemli. Bu bütçe yapısıyla, koruyucu hekimliğin çöktüğü, bölgesel eşitsizliklerin derinleştiği, emek gücünün tükendiği bir tablo çiziyorsunuz.” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI