CHP’Lİ SÜREYYA ÖNEŞ DERİCİ: “DIŞ POLİTİKADA KIRILGANLIK DERİNLEŞTİ, TÜRKİYE MÜLTECİ DEPOSUNA DÖNÜŞTÜ, MEŞRUİYET DIŞARIDAN ARANIR HÂLE GELDİ”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda konuşan CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, Türkiye’nin dış politikasının sloganlar ve afişlerdeki güçlü Türkiye imajıyla değil, sahadaki verilerle değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin on bir yıldır dünyanın en fazla mülteci barındıran ülkesi olduğunu ancak BM ve AB fonlarının yüzde 38 oranında azaltıldığını söyleyen Derici, “Türkiye göçü tutan ülkeye dönüştürüldü ve bu alanda fiilen yalnız bırakıldı.” dedi. İngiltere’nin Türkiye ile yaptığı geri kabul düzenlemeleri, İstanbul’da MI6 Başkanı Richard Moore’un ajan çağrısı ve hükümetin meşruiyeti dışarıdan alma eğilimi üzerine sorular yönelten Derici, “Bir ülkenin gücü kurumlarının hukukuna bağlıdır; meşruiyet halktan gelmedikçe dış politikada istikrar mümkün değildir.” ifadelerini kullandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Dışişleri Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde söz alan CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, Türkiye’nin dış politikasının güncel durumunu, iç politikadaki gelişmelerle bağlantılı kırılgan bir yapıya sahip olduğunu söyleyerek değerlendirdi. Konuşmasına, dış politikayı retorikten ziyade sahadaki gerçekliklerle konuşmanın zorunluluğuna dikkat çekerek başlayan Derici, mevcut dış politika çizgisinin Türkiye’yi uluslararası alanda yalnızlaştırdığını savundu.
BM ve AB fonları azalırken Türkiye yalnız bırakıldı
Türkiye’nin 11 yıldır dünyada en fazla mülteci barındıran ülke olduğunu hatırlatan Derici, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin 2024–2025 planlamasında Türkiye’ye ayrılan bütçeyi yüzde 38 oranında azalttığını açıkladı.
Bu tablonun Türkiye’nin uluslararası sistemde yük paylaşımında yalnız bırakıldığını gösterdiğini belirten Derici, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye fiilen tek başına bırakıldı, neredeyse sadece göçü tutan ülke olarak tanımlanır hâle geldi. Bu başarısız göç yönetiminin sonucudur.”
“Ülkelerle ilişkiler birkaç yıl içinde düşman-dost ekseninde değişti”
Süreyya Öneş Derici, hükümetin zag-zag niteliğindeki dış politikasını eleştirerek, dün sert söylemlerle hedef alınan ülkelerle bugün ekonomik anlaşmalar yapılmasını örnek gösterdi.
Diplomaside değişimin doğal olduğunu ancak bunun gerekçelerinin millete açıklanması gerektiğini vurguladı:
“Kapıları kapatmak diplomasi değildir; ancak bu dönüşümlerin gerekçesi kamuya izah edilmiyor.”
“AB ile stratejik ortaklık krize dönüştü”
İnsan hakları ve hukuk devletindeki gerileme nedeniyle Avrupa Konseyinin mekanizmalarının devreye alındığını söyleyen Derici, AB ile ilişkilerin stratejik ortaklıktan kriz yönetimi seviyesine düştüğünü belirtti:
“Türkiye AB diyaloğu artık stratejik ortaklık değil; kriz yönetiminin bir parçası hâline geldi.”
İngiltere ile geri kabul anlaşması ve Ruanda iddiaları
CHP’li vekil, İngiltere ile yapılan Geri Kabul Anlaşmasının akıbetinin belirsiz olduğunu hatırlatarak Dışişleri Bakanına şu soruları yöneltti:
-
Anlaşma kapsamında İngiliz sınır birlikleri Türkiye’de göreve başladı mı?
-
Ruanda’yla yapılan turizm anlaşması üzerinden mültecilerin yönlendirilmesi iddiası doğru mudur?
Bu konuların kamuoyuna açıklanması gerektiğini söyleyen Derici, “İngiltere Türkiye’yi mülteci deposu olarak mı görüyor?” sorusunu yöneltti.
Richard Moore’un ajan çağrısı: “Türkiye’yi ajan cennetine mi çevirmek istiyorlar?”
İngiltere Dış İstihbarat Servisi MI6 Başkanı Richard Moore’un İstanbul’da yaptığı konuşmada “gizli kimlik garantisiyle bilgi iletilmesi” çağrısını hatırlatan Derici, bu sözlere Dışişlerinin sessiz kalmasını eleştirdi.
Derici, bu çağrının Rusya için söylendiği savunmasının inandırıcı olmadığını belirtti:
“Hedef kim olursa olsun, bir yabancı istihbarat başkanının böyle bir çağrıyı İstanbul’dan yapmasını nasıl kabul ediyorsunuz? Türkiye ajan devşirme üssü müdür?”
Derici, aynı süreçte iktidara yakın medyada İngiliz ajanlığı iddiasıyla yürüyen tartışmalara atıf yaparak,
“Tele1’den İmamoğlu’na uzanan akıl almaz casusluk senaryoları konuşulurken İngiliz istihbaratının Türkiye’de böyle bir konuşma yapmasına ses çıkarmamak nasıl izah ediliyor?” dedi.
“Türkiye meşruiyetini dışarıdan mı alıyor?”
Konuşmasının son bölümünde en kritik soruyu yönelten Derici, hükümetin son yıllarda dış ilişkilerde “meşruiyet arayışını” başka ülkelerle kurulan kişisel dostluklara dayandırdığını savundu:
“Türkiye Cumhuriyeti devleti ne zamandır meşruiyetini dışarıdan talep ediyor? İktidarın devamı için dışarıdan destek mi aranıyor?”
Derici, bir ülkenin gücünün kurumlarının hukuka uygun işleyişinden geldiğini belirterek, demokrasi standartlarındaki gerilemenin dış politikayı doğrudan zayıflattığını ifade etti:
“Gerçek meşruiyeti Türk halkı vermedikçe dış politikada istikrar mümkün değildir. İçerideki otokratik hamleler dışarıdaki manevra alanını daraltır.”
“Bütçenin toplumun gerçek menfaatleri için kullanıldığına dair kamuoyu ikna edilmelidir”
Son olarak Dışişleri Bakanlığı bütçesinin ancak hukukun üstünlüğü ve demokratik işleyiş güçlendirildiğinde ülkenin çıkarına hizmet edeceğini söyleyen Derici,
“Muhalefet ve toplum ikna edilmeden bu bütçenin ülkeye fayda sağlayacağını söylemek mümkün değildir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI