CHP’Lİ YÜKSEL TAŞKIN: “ÜNİVERSİTELER ŞİDDET, VESAYET VE DEĞERSİZLEŞME KISKACINDA; AKADEMİK ÖZGÜRLÜK AFGANİSTAN SEVİYESİNE İNDİ”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuşan CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Taşkın, üniversitelerde artan şiddet vakaları, cezasızlık politikaları, rektör atamalarındaki ultra merkeziyetçi düzen ve YÖK’ün siyasi baskı altındaki uygulamalarını sert ifadelerle eleştirdi. İmamoğlu’nun diplomasının iptali girişimini “tarihî bir ayıp” olarak nitelendiren Taşkın, Akademik Özgürlükler Endeksi’nde Türkiye’nin Afganistan’la aynı kategoride sınıflandırıldığını söyledi. Barajın kaldırılması sonrası eksi netle üniversiteye giriş, düşen başvuru sayıları, değersizleşen diplomalar ve vakıf üniversitelerindeki güvencesizliği vurgulayan Taşkın, “Bu düzenle üniversite, sınıfsal bir ayrıcalık adasına dönüştü.” dedi.

Kasım 21, 2025 - 20:42
Kasım 21, 2025 - 21:30
CHP’Lİ YÜKSEL TAŞKIN: “ÜNİVERSİTELER ŞİDDET, VESAYET VE DEĞERSİZLEŞME KISKACINDA; AKADEMİK ÖZGÜRLÜK AFGANİSTAN SEVİYESİNE İNDİ”


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda söz alan CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Taşkın, yükseköğretim sisteminin yapısal bir kriz içinde olduğunu belirterek konuşmasına üniversitelerde giderek artan şiddet ortamına dikkat çekerek başladı. Üniversitede farklı görüşlere sahip öğrencilere yönelik saldırıların “sistematik bir cezasızlık politikasıyla karşılandığını” söyleyen Taşkın, Millî Eğitim Bakanı ve YÖK Başkanına çağrıda bulundu:

“Kızılay’da biri palayla saldırsa tutuklanır. Üniversitede yapan cezasızlıkla ödüllendiriliyor. Bu kabul edilemez; üniversiteler şiddetten arındırılmalıdır.”

“İmamoğlu'nun diploması üzerinden yürütülen süreç bir utançtır”
İstanbul Üniversitesi ve YÖK’ün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını hedef alan sürece dahil olmasını sert sözlerle eleştiren Taşkın, bu girişimi siyasi baskı örneği olarak tanımladı:

“Bu süreç, iktidarın Kırşehir’i muhalefete oy verdi diye ilçe yapması kadar tarihî bir ayıptır.”

“Rektör seçimleri kaldırıldı, cunta döneminin bile gerisine gidildi”
Taşkın, kısa süre önce çıkarılan düzenlemeye dikkat çekerek Türkiye’de rektör seçimlerinin tamamen kaldırıldığını hatırlattı:

“12 Eylül cuntası bile Anayasa’ya ‘seçme ve atama’ ifadelerini koymuştu. Siz cuntadan bile geriye gittiniz. Yurttaşlar muhtar seçiyor ama üniversite bileşenleri rektör seçemiyor.”

Cumhurbaşkanının dekanları dahi Ankara’dan ataması uygulamasını eleştirerek:

“Oldu olacak apartman yöneticilerini de Cumhurbaşkanı atasın, sistem tamam olsun.” dedi.

Türkiye, akademik özgürlükte Afganistan kategorisine düştü
Taşkın, uluslararası verileri paylaşarak durumun vahametini şöyle anlattı:

  • Akademik Özgürlükler Endeksi 2025: Türkiye E kategorisi, Afganistan ile aynı sınıf, “tamamen kısıtlı”.

  • V-Dem kurumsal özerklik endeksi: Türkiye 179 ülke içinde 154’üncü.

“İşinize gelen endeksleri kullanıyorsunuz ama akademik özgürlük endekslerini hiç anmıyorsunuz.”

“Barajı kaldırdınız, eksi netle üniversiteye öğrenci alıyorsunuz”
2019 sonrası kaldırılan üniversite barajının eğitimin niteliğini çökerttiğini söyleyen Taşkın, çarpıcı rakamlar sundu:

  • 2024 YÖK Atlas’a göre 203 bölüme eksi netle giriş yapıldı.

  • Bilgisayar programcılığına girişte –8,75 net görüldü.

  • 2025 YKS başvuruları önceki yıla göre 600 bin kişi azaldı.

Taşkın:

“Toplum, niteliği düşen, kültürel ve mesleki formasyon veremeyen üniversitelere çocuklarını göndermek istemiyor.” dedi.

“Üniversiteler sınıfsal bir ayrıcalık adasına dönüştü”
Hem kontenjan fazlalığı hem barajın kaldırılması hem de değersizleşen diplomalar nedeniyle üniversitelerin, “varlıklı kesimlerin sınıfsal avantajlarını sürdürebildiği bir kapalı ada” hâline geldiğini söyleyen Taşkın, üniversite mezunlarındaki işsizliğe dikkat çekti:

  • Üniversite mezunlarında işsizlik %40

  • Beyaz yakalı işsizliği, “Boşuna mı okuduk?” başlıklı eserlerden bilinen toplumsal bir meseleye dönüştü.

Beyin göçü: “Türkiye bilişimci, mühendis ve doktor yetiştiriyor; başkaları kullanıyor”
TÜİK 2024 yükseköğretim göç istatistiklerini aktaran Taşkın:

“Üniversite mezunlarının %2’si yurt dışına gidiyor ama asıl kaçış bilişim, mühendislik ve tıp alanlarında. Nitelikli gençler ülkeyi terk ediyor.”

Vakıf üniversitelerinde güvencesizlik: “Mevsimlik işçi gibi sözleşme”
Taşkın, vakıf üniversitelerinde çalışan akademisyenlerin şartlarını şöyle özetledi:

“Birçoğu bir yıllık sözleşmeyle, hiçbir iş güvencesi olmadan çalışıyor. Mahsul azsa öğretim üyesi atanıyor; böyle kurumsallık olmaz.”

YÖK’ün daha aktif denetleme yapması gerektiğini belirten Taşkın, TBMM’nin de gerekli yasal düzenlemelerle YÖK’ü güçlendirmesi gerektiğini söyledi.

Konuşmasını üniversite özerkliğinin yeniden tesis edilmesi, akademik özgürlüklerin güvence altına alınması ve eğitimde liyakatin esas alınması çağrısıyla bitirdi.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI