CIA'in Latin Amerika'daki darbe planları, suikast girişimleri ve diplomatik dinleme operasyonlarına dair belgeler gün yüzüne çıktı

CIA'in Latin Amerika'daki müdahale geçmişi
Amerika Birleşik Devletleri'nin Latin Amerika ülkelerine yönelik gizli müdahaleleri, Soğuk Savaş döneminde zirveye ulaşmıştı. Küba, Nikaragua, Brezilya ve Şili gibi ülkelerdeki darbe ve isyanlarda aktif rol oynadığı bilinen CIA, bölge halkı arasında hala tepkiyle anılıyor.

Yeni belgeler CIA’in taktiklerini gözler önüne seriyor
ABD Başkanı Donald Trump döneminde alınan bir kararla, John F. Kennedy suikastına dair belgelerin erişime açılmasının ardından CIA’in Latin Amerika’daki faaliyetlerine ilişkin daha fazla bilgi gün yüzüne çıktı. Açıklanan belgeler, 20’nci yüzyıl ortasında yürütülen Amerikan casusluk operasyonlarına dair detaylar içeriyor.

Telefon dinleme ve kimyasal izleme yöntemleri
Belgelerde, CIA’in 1962-1963 yıllarında Mexico City’deki telefonları dinlediği ve bu süreçte ajanlara, cihazlara sadece ultraviyole ışıkla tespit edilebilecek kimyasal izler bırakmaları talimatı verildiği aktarılıyor. Bu bilgilerin uzun süre gizli tutulmasının nedeni olarak, casusluk yöntemlerinin ifşa olma korkusu gösteriliyor.

Sovyet elçilikleri ve çift taraflı ajanlar
Yayımlanan belgelerde, CIA’in Sovyetler Birliği büyükelçiliklerini gözetlediği, bu kurumlarda çalışanlar arasından çift taraflı ajanlar devşirmeye çalıştığı bilgisi yer alıyor. ABC News'in incelediği bir belgede, CIA yetkilisinin ‘Bu projede paramızın karşılığını fazlasıyla aldığımızı hissetmekten kendimi alamıyorum’ ifadelerine yer verildi.

Fidel Castro’ya yönelik suikast planları
Belgeler, CIA’in Küba lideri Fidel Castro’ya yönelik suikast planlarını da ortaya koyuyor. Haziran 1961 tarihli bir belgede, Arthur Schlesinger’ın Kennedy’ye yazdığı notta CIA’in başarısız Domuzlar Körfezi Çıkarması sonrası faaliyetleri eleştiriliyor. 1964 tarihli başka bir belgede ise, Lyndon Johnson döneminde iki istihbarat görevlisinin Castro’yu öldürme planını değerlendirdiği belirtiliyor.

CIA-mafya bağlantısı ve Robert Kennedy'nin uyarısı
Daha önce yayınlanmış belgelerle birlikte değerlendirildiğinde, Robert Kennedy’nin bu tür operasyonlardan haberdar olduğu ve CIA'in mafya ile yeniden çalışmaya başlamadan önce bilgilendirilmek istediği vurgulanıyor.

Dışişleri ile istihbarat arasında yetki çatışması
Açıklanan belgeler, CIA ile Dışişleri Bakanlığı arasında dış operasyonlara dair yaşanan yetki çatışmalarına da ışık tutuyor. Paris’teki ABD büyükelçiliğinde, CIA’in bazı Fransız siyasi figürlerle teması tekeline almaya çalıştığı, bu durumun dışişleri bakanlığının geleneksel misyonuna müdahale niteliği taşıdığı ifade ediliyor.

CIA'in büyükelçilikler üzerinden yürüttüğü faaliyetler
Belgelerde Avusturya ve Şili'deki CIA kaynaklarının sayıları da ifşa ediliyor. Bu durum, CIA’in ABD büyükelçiliklerini operasyonel merkezler olarak kullandığına dair şüpheleri doğrular nitelikte.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI