DEVA’lı Mehmet Emin Ekmen: “Evrensel Hizmet Fonu nereye gitti, Kanal İstanbul yargı kararına rağmen dolaylı sürdürülüyor mu, bu bütçede esnaf ve tüketici yok”

TBMM’de 2026 bütçesinin ikinci turunda YENİ YOL Partisi Grubu adına söz alan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığını hedef alan sert sorular yöneltti. Ekmen, Kanal İstanbul’la ilgili iptal kararlarına rağmen Sazlıdere Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu ve bağlantılı projeler üzerinden “örtülü biçimde” çalışmalar yürütüldüğü iddialarının açıklığa kavuşturulmasını isterken, Evrensel Hizmet Fonu’ndan bugüne kadar ne kadar para toplandığını ve ne kadarlık kısmının gerçekten kırsal altyapıya harcanıp ne kadarının genel bütçeye aktarıldığını sordu. BTK’nin hız ve kalite denetimlerinde yetersiz kaldığını, Ordu-Giresun Havalimanı pist çökmelerine ilişkin proje ve müteahhitlik hatasının açıklanmadığını belirten Ekmen, Ticaret Bakanının sunumunda “esnaf ve tüketiciye dair tek kelime olmamasını” eleştirerek “Denetim zafiyeti, algoritmaların kötüye kullanımı ve baskılanmış kur yüzünden hem tüketici hem ihracatçı kaybediyor.” dedi.

Aralık 11, 2025 - 10:16
Aralık 11, 2025 - 13:19
DEVA’lı Mehmet Emin Ekmen: “Evrensel Hizmet Fonu nereye gitti, Kanal İstanbul yargı kararına rağmen dolaylı sürdürülüyor mu, bu bütçede esnaf ve tüketici yok”


Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanunu Teklifi’nin ikinci tur görüşmeleri devam ederken, YENİ YOL Partisi Grubu adına söz, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Av. Mehmet Emin Ekmen’e verildi. Ekmen, hem Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının hem de Ticaret Bakanlığının sunumlarına yanıt niteliğinde kapsamlı eleştiriler yöneltti.

Konuşmasına, hukuk devleti ve stratejik plan–yargı ilişkisine atıfla başlayan Ekmen, “Bir şeyin çok tekrar edilmesi o şeyin eksikliğine delalet eder. Dün Adalet Bakanına hukuk devleti vurgularının çokluğu üzerinden eleştiri yapılmıştı; bugün de Ulaştırma Bakanlığının yargıyla arasının pek iyi olmadığı görülüyor.” ifadelerini kullandı.


Kanal İstanbul sorusu: “Yargı iptal kararlarına rağmen dolaylı çalışmalar sürüyor mu?”

Ekmen, Kanal İstanbul projesine ilişkin iddiaları doğrudan Meclis kürsüsünden dile getirdi. Ulaştırma Bakanlığının stratejik planları ve Karayolları Genel Müdürlüğü düzenlemelerinde, projeye dair iptal kararlarına rağmen bağlantılı yatırımların sürdüğü yönünde iddialar bulunduğunu ifade etti:

“Toplam maliyeti 15 milyar doları bulacağı söylenen Kanal İstanbul’la ilgili birtakım iptal kararlarına rağmen, Sazlıdere Köprüsü ve bağlantı yolları, Kuzey Marmara Otoyolu ve diğer kapsamlı bazı çalışmaların yürütüldüğü iddia edilmektedir. Yargı kararlarına rağmen Kanal İstanbul ve civarındaki projelerle bağlantılı olarak yapım faaliyetleri devam etmekte midir; bu sorunun açık ve net şekilde cevaplanması gerekir.”

Ekmen, bu projenin Montrö rejimine etkisine de atıf yaparak, “Akla zarar ve Montrö Antlaşması’ndaki haklarımızı tartışmalı hâle getirme ihtimali olan Kanal İstanbul için, bütçenin bu kadar daraldığı bir dönemde hâlâ dolaylı ısrar var mı, yok mu?” sorusunu gündeme taşıdı.


Evrensel Hizmet Fonu: “Ne kadar toplandı, ne kadar gerçekten köylere gitti?”

Ulaştırma Bakanlığına yönelik en somut soru başlıklarından biri Evrensel Hizmet Fonu oldu. Ekmen, telekom operatörlerinin cirolarından kesilen bu fonun, amacına uygun kullanılmadığına dair güçlü bir kanaat olduğunu vurguladı:

“Evrensel Hizmet Fonu’ndan bugüne kadar ne kadar para toplanmıştır? Bunun ne kadarı fiilen altyapı yatırımlarında kullanılmış, ne kadarı genel bütçeye aktarılmıştır? 2026 bütçesinde bu fondan kaynak aktarılarak hangi köy, mahalle ve bölgelerde hangi altyapı hizmetleri tasarlanmıştır?”

Fonun “amaç dışı kullanıldığı” yönünde çok güçlü bir algı bulunduğunu dile getiren Ekmen, bu konuda şeffaf bilgilendirme çağrısı yaptı.


BTK ve internet kalitesi: “Taahhüt var ama hız yok, altyapı tekelleşmiş durumda”

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) denetim yetkilerine de işaret eden Ekmen, iki alanda ciddi eksiklik olduğunu söyledi:

  • Hız taahhütleri ve gerçek hız arasındaki fark,

  • Veri yükleme/indirme (upload/download) kalitesi.

Ekmen, “1 GB’lık bir dosyayı Türkiye içinde, farklı illerde, farklı operatörlerle yüklerken ve indirirken çok farklı sonuçlar alıyoruz. Avrupa’yla kıyasladığınızda bazı yerlerde üçte 1’e kadar düşen bir hizmet kalitesi var.” diyerek teknik performansın tüketici aleyhine seyrettiğini belirtti.

Ortak altyapı şirketi ve Türk Telekom’un imtiyaz süresi konusunu da gündeme taşıyan Ekmen, şunları sordu:

“Ortak altyapı şirketi konusunda son durum nedir? Kamuoyunda şeffaf bilgi yok. Türk Telekom’un imtiyaz sözleşmesi 2026’da sona eriyor; bu çerçevede ortak altyapı şirketiyle ilgili atacağınız adımlar ne olacak?”

Ayrıca, mobil erişim ve kapsama oranının net biçimde açıklanmasını isteyerek, “Türkiye coğrafyasını yüzde 100 kabul edersek, mobil iletişim kapsaması sizin kayıtlarınıza göre yüzde kaçtır?” sorusunu yöneltti.


Ordu–Giresun Havalimanı: “10 yıl dolmadan pist çöktü; proje mi, müteahhitlik mi sorunlu?”

Ekmen, Ulaştırma Bakanı’na Karadeniz’in ilk deniz dolgulu havalimanlarından Ordu–Giresun Havalimanı’nda yaşanan pist çökmesini de hatırlattı:

“Bu yıl Ordu–Giresun Havalimanı’nda pistte çökme yaşandı, elli gün bakım nedeniyle kapalı kaldı. On yılını doldurmamış bir havalimanında böyle bir çökme varsa burada proje hatası mı var, müteahhitlik hatası mı? Deniz dolgusuyla yapılan diğer havalimanlarında risk analizi yaptınız mı? Kamuoyunu bilgilendirecek misiniz?”


“Bu sunumda esnaf yok, tüketici yok”

Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın sunumuna geçerek, esnaf ve tüketici başlıklarının yokluğunu eleştiren Ekmen, şunları kaydetti:

“Ticaret Bakanımızın sunumunda –elbette gündemindedir– esnaf ve tüketiciye dair neredeyse tek bir cümle yoktu. Oysa Türkiye’de 85 milyon tüketici ve milyonlarca esnaf bu bütçeden doğrudan etkileniyor.”

Sahada yaptıkları gözlemleri aktararak, “Esnaf kan ağlıyor, siftah yapamıyor; dükkânda otururken elektrik zayi olmasın diye ışığını yakmıyor.” dedi.

Zincir marketler, e-ticaret devleri ve hegemonik yapıların esnafı sıkıştırdığını belirten Ekmen, “Esnafa sağlanan doğrudan ya da dolaylı kredi destekleri yetersiz, koruma tedbirleri yetersiz.” eleştirisini tekrarladı.


“Enflasyonist ortam ahlaksızlığı teşvik ediyor, denetim yetersiz”

Ekmen, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “Enflasyon ahlaksızlık üretir.” sözünü hatırlatarak, yüksek enflasyonun kötüye kullanıldığını söyledi:

“Bugün enflasyonist ortamın ürettiği ahlaksızlık nedeniyle 85 milyon tüketici çok çeşitli fiyat ve hizmet oyunlarına maruz kalıyor. Denetim yetersiz olduğu için ‘Nasılsa yakalanmam, istediğim fiyatı koyarım.’ diyen bir piyasa davranışı oluşmuş durumda.”

Ticaret Bakanlığının sosyal medyada bazı ürün fiyatlarına örnek tepkiler göstermesini “güzel ama yetersiz” bulan Ekmen, bankacılıktan e-ticarete, restoranlardan servis sağlayıcılara kadar geniş alanda “yapısal ve sistematik denetim eksiği” bulunduğunu savundu.

Tüketici hakem heyetlerinin işleyişine de değinerek, “Dosyaların 8–12 aya kadar uzayan süreçlere yayılması, yaptırım etkisini zayıflatıyor; kötü niyetli satıcılara cesaret veriyor.” dedi.


“E-ticaret algoritmaları tüketici aleyhine çalışıyor, üretici hatası ‘kullanıcı hatası’na çevriliyor”

Ekmen, e-ticaret platformlarındaki algoritmik yönlendirmelerin tüketici aleyhine kurgulandığını söyledi:

“E-ticaret uygulamalarına lütfen siz de zaman zaman tüketici olarak girin Sayın Bakan. Algoritmaların, yazılımların, reklam sıralamasının tüketici aleyhine nasıl çalıştığını bizzat görürsünüz.”

Birçok teknik servisin üretim kaynaklı sorunları “kullanıcı hatası” olarak kodlayıp sorumluluktan kaçtığını, vatandaşın bu süreçle mücadele etmekten yorulduğunu söyleyen Ekmen, bu yorgunluğun piyasada “cezasızlık algısı” yarattığını vurguladı.


“Tüm üreticilerin denetim karnesi kamuya açık olmalı”

Tüketici hakkını güçlendirmeye dönük somut bir öneri de getiren Ekmen, üretici firmaların denetim geçmişinin şeffaflaştırılmasını istedi:

“Ben bir firmanın üretim kalitesinin karnesini görmek istiyorum. Ne demek istiyorum? Denetimden geçtiyse ve sonuç olumluysa bunu yayınlayın. Tüketici bir siteye girdiğinde firmanın adını yazıp onunla ilgili denetim yapılıp yapılmadığını, sonuçlarının ne olduğunu görebilmeli.”

Tarım Bakanlığı Denetim Genel Müdürlüğünden bunun mevzuat sorunu olduğuna dair yanıt aldığını belirten Ekmen, “Tüketiciyi merkeze koyan bir anlayışla tüm üreticilerin ve satıcıların ‘denetim karnesi’ni görme hakkımız olduğunu düşünüyorum. Bunu ancak kamusal otorite sağlayabilir.” dedi.


“Baskılanmış kur ihracatçıyı boğdu, tekstil istihdamı 1,5 milyondan 1 milyona düştü”

Ticaret Bakanının ihracat başarısı vurgusunun kur politikası ve istihdam kaybı boyutuna değinmediğini söyleyen Ekmen, özellikle tekstil sektöründeki gerilemeye işaret etti:

“İhracattan bahsettiniz ama baskılanmış kur nedeniyle ihracatçının rekabet kabiliyeti kayboldu. En çarpıcı örnek tekstil sektörüdür; 1,5 milyon olan istihdam 1 milyona kadar geriledi. Buna karşı hangi tedbirleri almayı düşünüyorsunuz?”

Ekmen, ihracatçının hem kur hem de finansman baskısı karşısında korunması gerektiğini vurguladı.


“Hal Kanunu hem üreticiyi hem tüketiciyi koruyacak şekilde acilen ele alınmalı”

Konuşmasını Hal Kanunu vurgusuyla bitiren Ekmen, tarım ürünlerinin üretici–tüketici zincirinde yaşanan sorunları hatırlatarak:

“Hal Yasasının, hem üreticiyi hem tüketiciyi koruyan bir anlayışla bir an önce ele alınması gerekiyor. Aksi hâlde hem çiftçi hem tüketici aynı zincirin farklı uçlarında mağdur olmaya devam edecek.”

diyerek sözlerini tamamladı.

YENİ YOL ve muhalefet sıralarından alkışlarla karşılanan Mehmet Emin Ekmen’in konuşması, Kanal İstanbul, Evrensel Hizmet Fonu, BTK ve Türk Telekom imtiyazı, Ordu–Giresun Havalimanı, esnafın korunması, e-ticaret algoritmaları ve hal yasası başlıklarında hükümete yöneltilmiş kapsamlı bir sorgulama olarak Meclis tutanaklarına geçti.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI