DEVA’lı Sadullah Ergin: “Bu bir faiz bütçesidir; devlet tarıma ayırdığının 16 katını faize, Meclisin 100 katını faize ödüyor”

TBMM Genel Kurulunda 2026 Yılı Ticaret Bakanlığı bütçesi üzerine YENİ YOL Grubu adına konuşan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Sadullah Ergin, bütçenin 2 trilyon 713 milyar lira açıkla başladığını ve 2 trilyon 742 milyar liralık faiz ödemesiyle “tam anlamıyla bir faiz bütçesi” olduğunu söyledi. Faiz kaleminin, TBMM bütçesinin 100 katına, Sağlık Bakanlığının 2 katına, Millî Eğitim Bakanlığının 1,5 katına, Tarım Bakanlığının ise 5 katına ulaştığını vurgulayan Ergin, 2002-2016 döneminde yıllık ortalama 50 milyar lira olan faiz ödemesinin 2016 sonrası “Ali Babacan’sız yıllarda” geometrik artışla 2 trilyon 742 milyara çıktığını belirtti. Deprem bölgesinde ev eşyasını kaybeden afetzedelere verilen sözlerin tutulmadığını dile getiren Ergin, “Futbol turnuvaları için KDV ve ÖTV muafiyeti getiriyorsunuz; depremzedeye gelince KDV ve ÖTV almayı sürdürüyorsunuz.” sözleriyle iktidara çağrı yaptı.

Aralık 11, 2025 - 10:15
Aralık 11, 2025 - 12:38
DEVA’lı Sadullah Ergin: “Bu bir faiz bütçesidir; devlet tarıma ayırdığının 16 katını faize, Meclisin 100 katını faize ödüyor”


Türkiye Büyük Millet Meclisinde 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nin Ticaret Bakanlığı ayağı görüşülürken, YENİ YOL Partisi Grubu adına DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Sadullah Ergin Genel Kurula hitap etti. Ergin, konuşmasının başında bütçenin genel karakterini eleştirerek “Bu bütçe, sahadaki ekonomik sorunlara çözüm üretmekten uzak bir bütçedir.” ifadesini kullandı.

Ergin, kâğıt üzerinde büyüyen rakamlarla sahada yaşanan hayat pahalılığı arasındaki farkı şöyle özetledi:

Kâğıt üzerinde büyüyen rakamlar, esnafın, memurun, emeklinin, sanayicinin, çiftçinin yaşadığı sıkıntıları gidermemektedir.

2026 bütçesindeki temel dengesizliği rakamlarla anlatan Ergin, toplam giderin 18 trilyon 929 milyar lira, gelir kaleminin ise 16 trilyon 216 milyar lira olarak öngörüldüğünü hatırlatarak “Henüz yolun başındayken bütçe 2 trilyon 713 milyar lira açık veriyor.” dedi.


“Bu bütçe bir faiz bütçesidir; Sağlık’ın 2, Eğitim’in 1,5, Tarım’ın 5 katı faize gidiyor”

Konuşmasının merkezine faiz ödemelerini alan Ergin, 2026 bütçesinin en çarpıcı yönünün “tümüyle faiz yüküne endeksli oluşu” olduğunu söyledi:

2026 bütçesinde faiz ödemelerine ayrılan pay 2 trilyon 742 milyar liradır. Bu, bütçenin yüzde 14,5’ine tekabül ediyor. Bu tablo bize şunu söylüyor: Bu bütçe bir faiz bütçesidir.

Faiz kalemini diğer kurumların bütçeleriyle karşılaştıran Ergin, çarpıcı oranları tek tek sıraladı:

  • Cumhurbaşkanlığı bütçesinin 128 katı,

  • TBMM bütçesinin 100 katı,

  • Dışişleri Bakanlığı bütçesinin 58 katı,

  • Ticaret Bakanlığı bütçesinin 35 katı,

  • İçişleri Bakanlığı bütçesinin 22 katı,

  • Enerji Bakanlığı bütçesinin 75 katı kadar faiz ödemesi yapıldığını belirtti.

Sosyal ve üretim odaklı bakanlıklara ayrılan kaynaklarla da karşılaştırma yapan Ergin, “Sağlık Bakanlığı bütçesinin 2 katını, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin 1,5 katını faize ödüyoruz. Tarım Bakanlığının bütçesi 541 milyar lira; bunun 5 katını faize ödüyoruz. Çiftçiye ayrılan tarımsal destek bütçesi 168 milyar lira, faize verilen tutar bunun 16 katı.” sözleriyle tablonun ağırlığını ortaya koydu.

Bu ülkenin üretiminden, emeğinden, vergisinden toplanan para, milletin cebinden çıkan her kuruş önce faize gidiyor. Bu tabloyla sağlıklı bir ekonomik düzen kurulamaz.” diyen Ergin, bütçenin önceliklerinin vatandaşın ihtiyaçlarıyla uyuşmadığını söyledi.


“Kurumlar vergisi + vergi cezaları bile faizi karşılamıyor”

Ergin, vergi gelirlerinin faiz yükünü dahi karşılamadığına dikkat çekerek şu rakamları paylaştı:

  • Kurumlar vergisi: 1 trilyon 741 milyar TL

  • Vergi cezaları: 205 milyar TL

  • Özel İletişim Vergisi: 59 milyar TL

  • Trafik cezaları: 129 milyon TL

Bu kalemlerin tamamını topladığınızda 2 trilyon 6 milyar ediyor. Oysa bütçedeki faiz ödemesi 2 trilyon 742 milyar TL. Vergiler ve cezalar bile faizi ödemeye yetmiyor.” diyerek bütçe yapısının sürdürülemez olduğunu vurguladı.


“2002–2016 Ali Babacan’lı yıllar, 2016 sonrası ‘gözlerdeki ışıltı’ dönemi”

Faiz yükünün nasıl bu seviyeye geldiğini açıklamak için 2002–2026 dönemini inceleyen Ergin, Meclis kürsüsünden bir tabloya işaret ederek şunları söyledi:

Bu tabloda 2002 ile 2016 arasında bütçeden yılda ortalama 50 milyar lira faiz ödemesi yapıldığını görüyoruz. Bu on dört yıl boyunca faiz ödemeleri 50 milyar TL civarında sabit kalmış, artmamış. Ne olduysa 2016’dan sonra oldu.

2016 sonrası dönemi “geometrik artış dönemi” olarak nitelendiren Ergin, 2026’ya gelindiğinde 2 trilyon 742 milyar lira faiz ödemesi tablosu ile karşılaşıldığını, bunun 2016’daki 50 milyar liranın 55 katı olduğunu söyledi.

Ergin, dönemi ikiye ayırarak şu çarpıcı tespiti yaptı:

2002–2016 arasını ‘Ali Babacan’lı yıllar’, 2016 sonrasını ise ‘Ali Babacan’sız yıllar’ olarak tanımlayabiliriz. Ya da şöyle diyelim: 2002–2016 arası rasyonel politikaların uygulandığı yıllardı; 2016’dan bugüne ise ‘gözlerdeki ışıltıyla’ siyaset yapılan bir dönem yaşıyoruz.


“Esnaf, KOBİ, ihracatçı borç sarmalında; Mısır’a giden yatırımcı tesadüf değil”

Ergin, sahadaki ekonomik tabloyu özetlerken bütçenin üreticiye çözüm getirmediğini vurguladı:

Esnafın ve KOBİ’lerin finansmana erişim maliyetleri arttıkça işletmeler borç sarmalına mahkûm hâle geliyor. Her gün yüzlerce esnaf kepenk kapatırken bu bütçe sektörlere derman olacak imkân oluşturamıyor.

İhracatçıların da benzer bir baskı altında olduğunu belirten Ergin, kur politikasındaki belirsizliğin rekabet gücünü kırdığını ifade etti:

Kur müdahaleleri kısa vadede fren işlevi görmüş olabilir ama uzun vadede ülkenin üretim gücünü zayıflattı. Üretici maliyet altında eziliyor, yatırımcı başka ülkelere yöneliyor. İş insanlarımız Mısır gibi ülkelere üretim tesisi kurmak zorunda kalıyor.

Ergin, icra–iflas dosyalarındaki artışı da yanlış ekonomik politikaların sonucu olarak yorumladı:

İcra ve iflas dosyaları 25 milyonu aşmış durumda. Sadece 2025’in ilk dokuz ayında 8,5 milyon icra dosyası sisteme girmiş. Bu rakamlar, bu politikaların doğrudan sonucudur.

Sonuç olarak, bütçenin mevcut ekonomik sorunlara çözüm üretme kapasitesini “çok sınırlı” olarak nitelendiren Ergin, “Türkiye’nin daha cesur, daha akılcı, üretim ve teknoloji odaklı bir dış ticaret vizyonuna ihtiyacı var; bu bütçe o vizyonu taşımıyor.” dedi.


Deprem bölgesi için çağrı: “UEFA’ya KDV-ÖTV muafiyeti var, depremzedeye yok mu?”

Konuşmasının ikinci bölümünde Ergin, 6 Şubat depremlerinde ev eşyasını kaybeden vatandaşlar için verilen ama tutulmayan sözleri gündeme getirdi. Dönemin İçişleri Bakanının depremzedelere ev eşyası yardımı sözü verdiğini hatırlatarak şunları söyledi:

Sonra denildi ki: ‘Afet yasasında böyle bir hüküm yok, veremiyoruz.’ Biz de bu mazereti ortadan kaldırmak için 6 Aralık 2024’te Afet Yasası’nda değişiklik öngören kanun teklifi verdik. Ev eşyasını kaybeden vatandaşlara yasal dayanarak eşya yardımı yapılmasını teklif ettik.

Ergin, bu teklifin üzerinden bir yıl geçtiğini, ancak tek bir adım atılmadığını belirtti:

Bir sene geçti, bu kanun teklifiyle ilgili en ufak bir adım atılmadı. Bugün Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman hâlâ normal hayata dönemedi. İnsanlar konteyner kentlerde, akraba yanında yaşamaya çalışıyor. Teslim edilen TOKİ ve Emlak Konut dairelerine taşınmak için bile ciddi eşya maliyetleri var.

İktidar grubuna seslenen Ergin, “Bu teklif siyasi tartışmanın değil, toplumsal sorumluluğun gereğidir. Devletin verdiği sözü tutması vatandaşın devlete güvenini güçlendirir. Gelin, bu teklifi yasalaştıralım, depremzedelerin evlerini eşyayla donatalım; milyonlarca afetzedenin hayır duasını alalım.” çağrısında bulundu.

Eğer bu teklifin kabul edilmeyeceği düşünülüyorsa, iktidarın geçen hafta çıkardığı 239 sıra sayılı Kanunu hatırlatan Ergin, şu karşılaştırmayı yaptı:

Geçen hafta bu Genel Kuruldan bir yasa geçti; UEFA marifetiyle Türkiye’nin 2026, 2027 ve 2032’de ev sahipliği yapacağı futbol organizasyonlarında yapılacak mal ve hizmet alımları için hem KDV hem ÖTV muafiyeti getirdiniz.

Depremzedelerin durumuna işaret eden Ergin, “Futbol turnuvaları için KDV ve ÖTV muafiyeti getiren Hükûmet, asrın felaketinde evini, eşyasını kaybetmiş vatandaşın ev eşyası alırken KDV ve ÖTV ödemesine razı olmamalı.” dedi.

Ergin, son olarak şu çağrıyı yineledi:

Gelin, deprem bölgesinde alınacak ev eşyaları için depremzedeleri KDV ve ÖTV’den muaf tutan bir düzenleme yapalım. Deprem bölgesinde yaşayan insanlarımızın yaşama sevincini artıracak adımları hep birlikte atalım.

Konuşmasını “Bu duygularla Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.” sözleriyle tamamlayan Sadullah Ergin, YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlarla desteklendi.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI