İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Plan ve Bütçe Komisyonu’nda: “Suçla mücadelede geri adım yok, eleştirilere rağmen Türkiye güvenli bir ülke”
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2026 bütçesinin görüşmeleri sırasında milletvekillerinin yoğun eleştirilerine ayrıntılı rakamlarla yanıt verdi. Soru önergelerine verilen cevap oranlarından belediyelere açılan soruşturmaların parti dağılımına, geri gönderme merkezlerindeki denetimlerden Hakan Tosun cinayeti soruşturmasına, toplantı ve gösteri yürüyüşü yasaklarının hukuki dayanaklarından CHP İstanbul İl Başkanlığı ablukasına, polis intihar oranlarının uluslararası kıyaslamasından uyuşturucu, düzensiz göç ve trafik güvenliği verilerine kadar geniş bir başlıkta savunma yapan Yerlikaya, “Türkiye ne düzensiz göçte ne uyuşturucuda ne de organize suçta ‘mış gibi’ yapmıyor, rakamlar ortada.” dedi. Muhalefetin organize suç endeksine dayalı eleştirilerini “FETÖ bağlantılı çevrelerin yayınlarına yaslanmak” sözleriyle reddeden Bakan, Emniyet–Jandarma–Sahil Güvenlik personelinin özlük hakları için “zamanı geldiğinde açıklanacak” bir çalışma yürütüldüğünü de açıkladı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2026 yılı bütçe görüşmelerinin sonunda, gün boyunca kendisine yöneltilen 230’u aşkın soruyu yanıtlamak üzere kürsüye çıktı. Yerlikaya, hem teknik veriler açıkladı hem de muhalefetin sert eleştirilerine karşı siyasi mesajlar verdi.
Soru önergeleri: “Yüzde 65’ine cevap verdik, hızlanacağız”
Soru önergelerine yanıt verilmediği eleştirilerine karşı Yerlikaya, 30 Ekim 2025 itibarıyla rakamları şöyle paylaştı:
-
Gelen soru önergelerinin yüzde 59,5’ine, güncel durumda ise yüzde 65’ine cevap verildiğini belirterek,
-
“Bundan sonra bu oranı ve hızını artıracağız.” dedi.
Belediyelere soruşturma izni: “En çok AK Parti’li belediye için izin verdik”
Yerlikaya, yerel yönetimlere yönelik siyasi ayrım yapıldığı iddialarına karşı, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden bugüne kadar belediyeler hakkında verilen soruşturma izinlerinin detaylarını açıkladı:
-
Toplam 1.048 belediye için soruşturma izni verildi.
-
Parti bazında dağılım:
-
AK Parti: 472 belediye (yüzde 45)
-
CHP: 267 belediye (yüzde 25,5)
-
MHP: 78 belediye (yüzde 7,5)
-
İYİ Parti: 4 belediye
-
DEM Parti: 16 belediye
-
Diğer: 211 belediye
-
Soruşturma izni verilmeyen dosya sayısının ise 1.424 olduğunu belirten Yerlikaya, burada da en çok AK Parti’li belediyelerle ilgili dosyaların reddedildiğini vurguladı:
-
AK Parti: 626, CHP: 366, diğer partiler ve bağımsızlar geri kalan kısmı oluşturdu.
“Bu dağılım apaçık şu gerçeği gösteriyor: Belediyelere bakarken parti ayrımı yapmıyoruz; dosyaya, delile bakıyoruz.” dedi.
Geri gönderme merkezleri: “Sıfır tolerans, 7/24 kamera ve yaka kamerası”
Geri gönderme merkezleriyle ilgili kötü muamele iddialarına dair eleştirilere karşı Yerlikaya, denetim rakamlarını paylaştı:
-
2023’te 884, 2024’te 898, 2025’in ilk on ayında 1.343 denetim ve ziyaret gerçekleştirildi.
-
“Hedefimiz sıfır tolerans.” diyen Yerlikaya,
-
Mahrem yerler hariç 7/24 kamera takibi yapıldığını, Ankara’daki merkezde tüm personele yaka kamerası zorunluluğu getirildiğini, 2026 içinde tüm geri gönderme merkezlerinde bu uygulamanın yaygınlaştırılacağını açıkladı.
2025’in ilk on ayında:
-
Geri gönderme merkezlerine ilişkin 17 kötü muamele şikâyeti geldiğini,
-
Bu şikâyetler sonucunda 22 personel hakkında adli, 52 personel hakkında idari soruşturma açıldığını aktardı.
Hakan Tosun cinayeti: “İki tutuklu var, müfettiş raporunu bekliyoruz”
Belgeselci–aktivist Hakan Tosun’un 10 Ekim 2025’te İstanbul’da dövülerek öldürülmesi üzerine “Bakan sessiz” eleştirilerine yanıt veren Yerlikaya:
-
Olayla ilgili iki şüpheli (Abdurrahman Murat ile Adnan Şahin) hakkında 12 Ekim’de tutuklama kararı verildiğini,
-
Olayın oluşu, polis devriyelerinin zamanlaması, sağlık müdahalesinin süresi ve ilgili tüm kamu görevlilerinin eylemlerine ilişkin müfettiş görevlendirildiğini,
-
“Rapor gelir gelmez kusuru olan varsa gereği yapılacaktır.” dedi.
Suriyeli istisnai vatandaşlık: “Kabine dönemimden önce 238 bin, benim dönemimde 2 bin”
Yerlikaya, istisnai vatandaşlık eleştirilerine de kabine dönemi ayrımı üzerinden yanıt verdi:
-
3 Haziran 2023 öncesinde, istisnai vatandaşlık kapsamında 238.697 Suriyeli’nin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, bunların 134.388’inin reşit, kalanının çocuk olduğunu ifade etti.
-
Kendi göreve başladığı 4 Haziran 2023’ten bu yana istisnai vatandaşlık verilen Suriyeli sayısının 2.147 olduğunu, bunların 1.044’ünün reşit olduğunu söyledi.
“Vatandaşlık mevzuatına aykırı işlem tespit edersek de geri alıyoruz; kimseye iltimas yok.” dedi.
Bu kapsamda 19 ilde eş zamanlı operasyon yürütüldüğünü, muvazaalı gayrimenkul satışıyla vatandaşlık kazandıran 117 şüphelinin gözaltına alındığını, bunlardan 49’unun tutuklandığını, 451 yabancının vatandaşlığının iptal edildiğini açıkladı.
Toplantı ve gösteri yürüyüşleri: “Anayasa’nın ikinci fıkrası ve 2911 devrede”
Toplantı ve gösteri yürüyüşleri üzerindeki valilik yasakları eleştirilerine karşı Yerlikaya, Anayasa’nın 34’üncü maddesinin sadece birinci değil, ikinci fıkrasına da bakılması gerektiğini söyledi:
“Herkes ilk fıkrayı okuyor ama ikinci fıkradan doğan 2911 sayılı Kanun var. Bu kanun Anayasa Mahkemesi denetiminden geçti; yürürlükte ve uygulanıyor.”
2025 yılına ait istatistikleri paylaşan Yerlikaya:
-
Toplam 1.296 gösteri, toplantı, yürüyüş başvurusunun geldiğini,
-
Bunların 1.235’ine (yüzde 95,3) izin verildiğini,
-
Sadece 54’üne (yaklaşık yüzde 4) izin verilmediğini belirtti.
“Türkiye’de toplantı ve gösteri hakkı sistematik olarak yasaklanıyor iddiası gerçeklerle uyuşmuyor.” dedi.
Diyarbakır 18 Ekim eylemi: “Yasal başladı, Sur’a yürüyüş ilanıyla yasa dışına döndü, 7 tutuklama”
Yerlikaya, Diyarbakır’da 18 Ekim 2025’te DEM Parti Gençlik Meclisi çağrısıyla düzenlenen eylemle ilgili eleştirileri şöyle yanıtladı:
-
Eylemin 2911’e uygun olarak yasal başladığını,
-
Ancak ilerleyen saatlerde grubun “Sur’a yürüyeceğiz” diyerek izin verilmeyen bir güzergahta yürümekte ısrar ettiğini,
-
Müzakere sonuç vermeyince eylemin yasa dışı hâle geldiğini ve 3 polis memuruna saldırı gerçekleştiğini,
-
8 şahıstan 7’sinin tutuklandığını, 1 kişi hakkında yakalama çalışmalarının sürdüğünü belirtti.
“Polisimize ‘düşman’ diyen söylemi lanetlediğimizi iki gün sonra açıkça ilan ettim; bu söyleme asla müsaade etmeyiz.” dedi.
CHP İstanbul İl Başkanlığı ablukası: “Mahkeme kararına itaatsizlik çağrısı olmasa bir polis bile olmazdı”
CHP İstanbul İl Başkanlığı önündeki polis ablukası ve 5 bin polis iddialarına da değinen Yerlikaya, olayın “CHP’nin kendi iç sürecinin sonucu” olduğunu savundu:
-
İstanbul’da bir mahkeme kararıyla il başkanlığı konusunda kayyum atandığını,
-
Buna karşı “mahkeme kararına itaatsizlik” çağrısı yapıldığını,
-
Bu çağrı olmasaydı “oraya bir tane polisin dahi gitmesine gerek kalmayacağını” söyledi.
“Hukuk devletinde yargı kararına itiraz hakkınız var ama ‘yok hükmünde’ deyip insanları sokağa, polise direnişe çağırırsanız biz de kamu düzenini sağlamak zorundayız.”
diyen Yerlikaya, polis teşkilatına yönelik eleştirilerle aynı ağızdan sürekli “özlük hakkı savunuculuğu” yapılmasını da “çelişki” olarak niteledi.
Polis intiharları: “Oran Fransa’nın yarısı, mobbing iddiası varsa gereğini yaparız”
Polis intiharlarına ilişkin uluslararası kıyas yapan Yerlikaya:
-
2018–2019 döneminde Türkiye’de polis intihar oranının 100 binde 15,17 olduğunu,
-
Fransa’da bu oranın 100 binde 34,92, Portekiz’de 19,54, Avustralya’da 16,9, İngiltere’de 16,44, Japonya’da 16,1 olduğunu söyledi.
Her intihar vakasının hem adli hem idari soruşturmayla incelendiğini vurgulayarak:
“Savcılar aileleri, mesai arkadaşlarını dinliyor; biz de Bakanlık olarak idari soruşturma açıyoruz. Eğer bir tane mobbing tespit edilseydi, o kişiyi teşkilatta tutmazdım.”
ifadelerini kullandı.
Organize suç endeksi eleştirisi: “FETÖ beslemesi STK’nın raporunu getirip masaya koyuyorsunuz”
Muhalefet milletvekillerinin, Türkiye’yi 193 ülke içinde organize suç riskinde ilk 10’a koyan uluslararası endeksi referans almasına tepki gösteren Yerlikaya, raportörlerden birinin FETÖ bağlantılı eski bir emniyet mensubu olduğunu öne sürerek:
“Sözde bir STK, parasını nereden alıyorsa sahibinin sesi gibi öten bir yapı; siz de bunu getirip mal bulmuş mağribî gibi önümüze koyuyorsunuz. Böyle raporlarla Türkiye’yi suç ülkesi gibi gösteremezsiniz.”
dedi.
Yaka kamerası ve çevik kuvvet: “Çevik kuvvete de takıyoruz”
Polis müdahaleleri ve kötü muamele iddialarına karşı, Yerlikaya yaka kamerası uygulamasının genişletileceğini söyledi:
-
Hâlihazırda asayiş ekiplerinde yaygın kullanılan yaka kameralarının,
-
2026 yılı itibarıyla çevik kuvvet ve toplumsal olay birimlerinde de zorunlu olacağını ifade etti.
“Bundan sonra herkes ne söylediğine, nasıl davrandığına daha dikkat etmek zorunda kalacak.” dedi.
Düzensiz göç: “Hudut duvarı, kule, drone; 326 bin deport, 303 bin engelleme”
Yerlikaya, düzensiz göçte “Türkiye hedef ülke olma konumundan çıkıyor” tezini rakamlarla savundu:
-
Hudut güvenliğinde:
-
1.406 km güvenlik duvarı,
-
1.584 km aydınlatma,
-
1.878 km devriye yolu,
-
373 km kamera ve algılayıcı sistem,
-
362 elektro-optik kule, 223 gözetleme kulesi, 284 termal kamera,
-
150 drone ile 10 bin metreden tespit, 4 bin metreden yüz tanıma kapasitesine ulaşıldığını söyledi.
-
Göreve geldiği dönemden itibaren:
-
Sınırlarımıza gelirken 303 bin 150 düzensiz göçmenin engellendiğini,
-
İçeride yakalanan düzensiz göçmenlerden 326 bin 195’inin sınır dışı edildiğini,
-
Bunun bir “rekor deport rakamı” olduğunu belirtti.
Mobil Göç Noktası araçlarına ilişkin de:
-
375 araçla şehir içinde 6 milyon 28 bin yabancının kimlik kontrolünden geçirildiğini,
-
İlk üç ayda kontrollerin yüzde 74,5’inde düzensiz göçmen tespiti varken,
-
Son yedi ayda bu oranın yüzde 1,4’e düştüğünü, bunun da sistemin caydırıcılığını gösterdiğini savundu.
Uyuşturucu ile mücadele: “91.500 tutuklama, cezaevlerinin yüzde 36’sı uyuşturucudan”
Yerlikaya, uyuşturucu ile mücadelede “rekor kırıldığı” eleştirilerini rakamlarla destekledi:
-
Baronundan torbacısına 91.500 tutuklama yapıldığını,
-
Cezaevlerinde uyuşturucu suçlarından yatanların toplam tutuklu–hükümlü nüfusun yüzde 36’sını oluşturduğunu söyledi.
Uyuşturucuya bağlı ölümlerde ise Avrupa Uyuşturucu Raporu’na referans verdi:
-
1 milyon kişide maddeye bağlı ölüm sayısında Türkiye’nin 5,1 ile 4’üncü en düşük orana sahip ülke olduğunu,
-
Norveç’te bu oranın 93,5, Letonya’da 129, İsveç’te 63 olduğunu kaydetti.
Adli Tıp verilerine göre:
-
2024’te uyuşturucuya bağlı 427 ölüm olduğunu,
-
Bu ölümler içinde 15 yaş altı hiçbir kaydın olmadığını,
-
15–18 yaş arası ölüm sayısının 6 olduğunu açıkladı.
“Madde kullanımı yaygınlığı konusunda hayatında en az bir kez kullandığını söyleyenler Avrupa’da yüzde 29 iken, Türkiye’de yüzde 3,1. Bu tabloya rağmen ‘ülke uyuşturucu bataklığı’ demek haksızlıktır.” dedi.
Suça sürüklenen çocuklar ve yeni yargı paketi: “Cezaları yeniden konuşmalıyız”
Yerlikaya, suça sürüklenen çocuklara ilişkin verilerin “caydırıcılık” ihtiyacını gösterdiğini söyledi:
-
2020’de kasten öldürme suçunun failinin çocuk olduğu oran: yüzde 12,6
-
2024’te bu oranın yüzde 15,6’ya çıktığını,
-
Kasten yaralamada benzer artışlar olduğunu ifade etti.
Gelişmiş ülkelerin 10 yaşındaki çocuk için dahi ceza sorumluluğunu tartıştığını söyleyen Yerlikaya:
“Gazi Meclisimizin bu tabloyu dikkate alarak çocuk ceza sorumluluğu ve caydırıcılık başlıklarını masaya yatırması gerektiğini düşünüyorum.”
dedi.
Yeni çıkacak yargı paketine atıf yaparak, suça sürüklenen çocuklara ilişkin caydırıcı düzenlemelerin AK Parti ve Cumhur İttifakı gruplarının öncelikleri arasında olduğunu söyledi:
“Çakarda nasıl altı ayda yüzde 87 düşüş sağladıysak, benzer caydırıcılığı burada da göreceksiniz.”
Çakar ve trafik cezaları: “Radar 30 km’de bir olacak, hız ve kırmızı ışık öldürüyor”
Trafik güvenliği eleştirilerine karşı Yerlikaya, verilerin vahametini anlattı:
-
2024’te trafik kazalarında 6.351 ölüm gerçekleştiğini,
-
Her gün 10 kişinin hız nedeniyle,
-
Her üç günde bir kişinin kırmızı ışık ihlali nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.
“Günde 10 vatandaşımızı hız yüzünden toprağa veriyoruz. Dünya Sağlık Örgütü buna ‘önlenebilir halk sağlığı sorunu’ diyor. Trafik cezasının caydırıcılık dışında bir enstrümanla çözülebildiği bir ülke yok.”
Çakar kullanımına ilişkin düzenlemeyi hatırlatan Yerlikaya:
-
Eski cezanın sadece 6.264 lira olduğunu,
-
Yeni düzenlemeyle ilk ihlalde 189 bin lira para cezası, 1 ay ehliyet ve araç bağlama,
-
İkinci ihlalde 276 bin lira ceza, 2 ay ehliyet ve araç bağlama uygulandığını,
-
Denetim oranının yüzde 378 arttığını,
-
Yasa dışı çakar kullanımının yüzde 87 azaldığını,
-
İkinci kez ceza alan sürücü sayısının on bir ayda sadece 1 olduğunu söyledi.
Özel işletilen otoyollarda da radar uygulandığı eleştirilerine karşı, bu yollarda 133.443 hız cezası kesildiğini, toplam ceza tutarının 343 milyon lira olduğunu, günlük ortalama 415 radar cezası yazıldığını açıkladı.
“Her 30 kilometrede bir radar olacak ve olacak; başka türlü hız kaynaklı ölümleri azaltamayız.”
dedi.
Polis maaşları ve özlük hakları: “Çalışma var, zamanı gelince açıklanacak”
Komisyonda hem iktidar hem muhalefet milletvekillerinden polis, jandarma ve sahil güvenlik personelinin özlük haklarına yönelik soru ve eleştiriler gelirken Yerlikaya:
“Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatlarımızda maaş ve dengelemeyle ilgili kapsamlı bir çalışmamız var. Zamanı geldiğinde ne noktaya geldiğimizi hep birlikte göreceğiz; hiç kimsenin şüphesi olmasın.”
diyerek, detay vermekten kaçındı ancak bir dengeleme paketi üzerinde çalışıldığını doğruladı.
Yerlikaya, “Teşkilat bana inanıyor, ben de onlara her platformda bu sözü veriyorum.” sözleriyle güvenlik personeline yönelik niyet beyanını yineledi.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI