İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk: “Meclis notere dönüştürüldü, Türk Bayrağı çöpe atılan mendilin üzerine basılamaz”

TBMM Genel Kurulunda Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2026 yılı bütçesi üzerine İYİ Parti Grubu adına konuşan Denizli Milletvekili ve TBMM Kâtip Üyesi Yasin Öztürk, bütçedeki yüzde 52,8’lik artışa rağmen yasama ve denetim kapasitesinde hiçbir güçlenme olmadığını savundu. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’u Anayasa’nın ilk 4 maddesi, Lozan, Türk bayrağı ve “Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” konularında sessiz kalmakla eleştiren Öztürk, Meclis çalışanlarının kart basma zorunluluğu ve ücret adaletsizliğine de dikkat çekti. TBMM logolu ve bayraklı kolonyalı mendil paketlerinin Türk Bayrağı Kanunu’na aykırı olduğunu dile getiren Öztürk, “Bayrağı çöpe giden mendilin üstüne koyamazsınız.” uyarısında bulundu.

Aralık 11, 2025 - 11:36
Aralık 11, 2025 - 14:30
İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk: “Meclis notere dönüştürüldü, Türk Bayrağı çöpe atılan mendilin üzerine basılamaz”


Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda TBMM’nin 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde İYİ Parti Grubu adına söz alan Denizli Milletvekili ve TBMM Kâtip Üyesi Yasin Öztürk, konuşmasına Gazi Meclisi selamlayarak başladı. Öztürk, tartışılanın sıradan bir mali tablo değil, “Meclisin kendisine biçtiği değer” olduğunu vurguladı.

Öztürk, “Bugün burada herhangi bir kurumun değil, cumhuriyetimizin çatısı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2026 yılı bütçesini görüşüyoruz. Mesele, Meclisin millet adına üstlendiği görevi nasıl kavradığıdır.” ifadelerini kullandı.

“Bütçe yüzde 52 arttı, Meclisin yasama ve denetim gücü artmadı”

TBMM bütçesindeki artış oranlarına dikkat çeken Öztürk, 2025 yılı bütçesinin 17,8 milyar lira, 2026 yılı bütçesinin ise 27,2 milyar lira olduğunu hatırlatarak, “Yüzde 52,8’lik artış var. Meclisin yasama kapasitesi yüzde 50 büyüdü mü, denetim faaliyetleri yüzde 50 arttı mı? Hayır. Sadece bütçe şişirildi.” dedi.

Öztürk, özellikle cari transferlerde yüzde 92,6, sermaye giderlerinde yüzde 496,8’lik artışa karşın ayrıntılı kalem ve gerekçe olmadığını belirterek, “Milletin parası adrese teslim bir düzenlemenin içine gizlenmiş durumda.” ifadesini kullandı. Mal ve hizmet alımlarındaki yüzde 44,4’lük artışa da değinen Öztürk, “Bu Meclis hangi hizmeti satın alıyor da yüzde 44’lük artışa ihtiyaç duyuyor? Hani enflasyon düşmüştü, ekonomi şahlanıyordu?” diye sordu.

Öztürk, iktidarın tasarruf söylemini eleştirerek, “Millete ‘elektriği kıs, az ye, ceket alma, ayakkabı alma, battaniyeye sarıl, sabret’ diyorsunuz; Meclis ise harcamaları büyütüyor. Bu sadece çelişki değil, vatandaşla alay etmektir.” dedi.

Meclis personeli, kart basma zorunluluğu ve ücret adaleti

Konuşmasında Meclis personelinin çalışma koşullarına geniş yer ayıran Öztürk, “Meclis çalışanlarının mesai kavramı yoktur. Meclis çalıştığı sürece onlar da çalışır.” dedi. Buna rağmen kavas, stenograf ve makam görevlilerinin sabah saatlerinde kart basma zorunluluğuna tabi tutulmasını eleştirdi.

Öztürk, “Bu insanlar Genel Kurulun her anında nefes almadan görev yapıyor ama bir dakika geç kalsalar savunma isteniyor. Bu nasıl mantıktır? Bu çağ dışı uygulamayı derhâl bırakın.” ifadelerini kullandı.

Personel arasındaki maaş dengesizliğine de dikkat çeken Öztürk, 4/D statüsündeki personelin 4/B’ye geçirilmesi halinde “maaş barışının” büyük oranda sağlanabileceğini söyledi. Lojman yönetmeliğindeki sorunlara da işaret ederek, “Görev süresi bitenler lojmanda kalmaya devam ederken, hakkı olduğu hâlde lojman kullanamayan personel var. Çift lojman işgal edeceğinize bu adaletsizliği giderin.” dedi.

“Meclis yürütmenin evrakını tasdik eden notere dönüştürüldü”

Öztürk, Meclisin yasama faaliyeti ve denetim kapasitesine ilişkin rakamlar da paylaştı. 28’inci Dönemde 3.626 kanun teklifinden sadece 110’unun kabul edildiğini, bunun toplamın yaklaşık yüzde 3’üne denk geldiğini vurguladı. “Yüzde 97’si komisyon gündemine bile alınmadı, muhalefetin verdiği tek bir teklif dahi görüşülmedi. Bu nasıl Meclis, bu nasıl yasama?” dedi.

Meclis araştırma önergeleri için de benzer bir tablo bulunduğunu söyleyen Öztürk, toplam 3.240 araştırma önergesinden sadece 53’ünün kabul edildiğini, bunun da yüzde 1,6 oranına tekabül ettiğini belirterek, “Bu oran denetimin değil, denetimsizliğin belgesidir.” yorumunda bulundu.

Yazılı soru önergeleri konusunda da eleştiriler getiren Öztürk, 35.588 önergenin yüzde 81’inin geç cevaplandığını, 9.845’inin ise hiç cevaplanmadığını belirterek, “Bu, ‘Bakanlara soru soramazsınız.’ demektir. ‘Yürütme Meclisin üstündedir.’ demektir.” ifadesini kullandı.

Komisyon çalışmalarının Meclis TV’de yayınlanmamasını da eleştiren Öztürk, “Milletin Meclisi neden kapalı kapılar ardında çalışıyor? TBMM gizli loca değildir, milletin evidir.” dedi.

“Anayasa’nın ilk 4 maddesi kırmızı çizgimizdir, Türk milletinin namusudur”

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un tutumunu da sert sözlerle eleştiren Öztürk, Meclis Başkanlığı makamının tarafsızlığına işaret ederek, “Bu makam bir partiyi, grubu değil milletin tamamını temsil eder. Son dönemde bu makamın duruşu bu ağırlığı taşıyamamaktadır.” dedi.

Anayasa’nın değiştirilemez maddeleri hedef alınırken Meclis Başkanı’nın sessiz kaldığını belirten Öztürk, “Bu suskunluk masum değildir, tarafsızlık değildir; milletin iradesine sahip çıkmamak demektir.” ifadelerini kullandı.

Öztürk, “Anayasa’nın ilk 4 maddesi kırmızı çizgimizdir, Türk milletinin namusudur. Kimse bu maddeleri tartışmaya açamaz, açtıramaz.” sözleriyle Genel Kurula seslendi.

Kürtçe mesaj, komisyon tartışmaları ve “sayın” hitabı

Meclis Başkanının yayımladığı Kürtçe mesajı, “siyaset mühendisliği ve zamanlama sorunu” olarak tanımlayan Öztürk, “Bu sadece bir dil meselesi değildir, milletin hassasiyetleri üzerinden siyaset kurgulama meselesidir.” dedi. Meclis Başkanının milletin birliğini temsil etmek zorunda olduğunu vurguladı.

Öztürk, “Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” olarak anılan yapıyı da sert biçimde eleştirerek, “Bu komisyon terörün siyasi uzantılarına alan açmıştır, Meclisi yeniden çözüm süreci benzeri bir bataklığa çekmenin zeminini hazırlamıştır.” ifadelerini kullandı.

Genel Kurulda terör örgütü elebaşına “sayın” ifadesiyle hitap edilmesini de hatırlatan Öztürk, “Teröristbaşına ‘sayın’ diyenlerin sesi bu çatı altında yankılanırken Meclis Başkanının susması Türk devlet geleneğiyle bağdaşmaz.” dedi.

Lozan Anlaşması ve Cumhuriyetin kurucu değerlerine yönelik eleştiriler yapılırken suskun kalındığını söyleyen Öztürk, “Gazi Meclisin duvarlarına gölge düşüren kim olursa olsun, Meclis Başkanının görevi karşısında dimdik durmaktır.” ifadelerini kullandı.

“Bayrağı çöpe giden bir mendilin üzerine koyamazsınız”

Konuşmasının son bölümünde Türk Bayrağı Kanunu’nun 7’nci maddesine atıfta bulunan Yasin Öztürk, TBMM tarafından dağıtılan kolonyalı mendil paketleri üzerindeki bayrak kullanımını gündeme getirdi. Paketlerin üzerinde TBMM logosu ve ay yıldızlı bayrağın yer aldığını belirten Öztürk, “Türk Bayrağı yere atılamaz, ayak basılan yerlere konulamaz, manevi değerlerini zedeleyecek şekilde kullanılamaz.” hükmünü hatırlattı.

Öztürk, “Bu kararı alırken niyetiniz neydi? Hangi aklıevvel, hangi ölçüsüz cesaret bu milletin en kutsal sembolünü çöpe atılan bir mendilin üzerine yapıştırılacak bir süs gibi gördü?” diye sordu.

Sokaklarda bir mendilin yere düşüp çiğnenmesinin sıradan bir kâğıt parçasının değil, üzerinde taşınan ay yıldızlı bayrağın onurunun zedelenmesi anlamına geldiğini belirterek, “Üzerine basılan, bu milletin hürriyetinin timsali olan ay yıldızlı bayraktır. Türk Bayrağı’na yapılan bu saygısızlığa derhâl son verin.” çağrısında bulundu.

Konuşmasını Meclis Başkanı ve yönetimini açık bir dille uyararak tamamlayan Öztürk’ün sözleri İYİ Parti sıralarından alkışlarla karşılandı.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI