İYİ Parti’li Erhan Usta TBMM’de Ulaştırma Bütçesine Yüklendi: “Osmangazi Köprüsü Asrın Soygunuydu, Şimdi 101 Milyarlık Yeni Yük İçin Hesap İstiyoruz”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde söz alan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Erhan Usta, kamu-özel iş birliği projeleri, köprü ve otoyol garantileri, olası özelleştirme hazırlıkları, limanlarda bekleme süreleri ve Türk Telekom’un çağrı merkezi şirketi AssisTT çalışanlarının banka promosyonu talepleri üzerinden iktidara sert eleştiriler yöneltti. Dünya Bankası verilerine göre Türkiye’nin PPP büyüklüğünde dünyada üst sıralarda olduğuna dikkat çeken Usta, yalnızca Karayolları kapsamındaki yap-işlet-devret projeleri için 2026 yılında öngörülen 101,3 milyar liralık garanti ödemesinin hangi sözleşmelere gideceğinin açıklanmasını istedi ve Osmangazi Köprüsü üzerinden “2,8 milyar dolarlık maliyete karşılık en az 14 milyar dolar garanti gelir verilen bir modelden” söz ederek sözleşmelerin yeniden müzakere edilmesi çağrısında bulundu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun 2026 yılı bütçe ve 2024 kesin hesapları ele alınırken İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Erhan Usta söz aldı. Komisyon Başkanı Mehmet Muş’un konuşma öncesi yemek arası duyurusu üzerine esprili bir giriş yapan Usta, değerlendirmesini ağırlıklı olarak kamu-özel iş birliği (KÖİ / PPP) projeleri ve garanti ödemeleri üzerinden yürüttü.
“Dünya Bankası’na Göre PPP Büyüklüğünde Dünyada İlk Sıralardayız”
Usta, kamu-özel iş birliği projelerinin büyüklüğüne dikkat çekerek, Dünya Bankası verilerine göre Türkiye’nin proje büyüklüğünde dünyada 4’üncü, proje sayısında 6’ncı sırada yer aldığını söyledi. “Hiçbir alanda, yolsuzluk tartışmaları ve hukuksuzluk iddiaları dışında dünyada ilk sıralarda yer almıyoruz ama PPP projelerinde üst sıralardayız.” diyen Usta, bu tabloya bakarak modelin sonuçlarının sorgulanması gerektiğini vurguladı.
KÖİ projelerinin politikacılar açısından cazip olabildiğini belirten Usta, “Özel sektörün finansmanı kullanılıyor, açılışı yapan siyasi iktidar oluyor ama borcu gelecek iktidarlar ve gelecek nesiller ödüyor.” diyerek modelin felsefesine işaret etti.
“Keşke Daha Fazla PPP Yapsaydık’ Açıklaması Sorumlu Devlet Yönetimi Değil”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın kamu-özel iş birliği projeleriyle ilgili “Keşke daha fazla yapsaydık” sözlerini hatırlatan Usta, bu görüşün hangi çalışmaya dayandığını sordu. “En büyük kalemler Ulaştırma Bakanlığı’nda. Bu söz, sizin Bakanlığınızın hazırladığı bir fizibiliteye, etki analizine dayanıyor mu yoksa çıplak gözle mi söyleniyor?” diyerek Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’ndan açıklama talep etti.
Böyle bir değerlendirmeyi “sorumlu yönetici açıklaması” olarak görmediğini söyleyen Usta, “Döviz cinsinden yüzde 10’larla borçlanarak, ‘carry trade’cilere yüzde 20 reel faiz vererek yaptığımız projeler için ‘keşke daha fazla yapsaydık’ denemez.” ifadelerini kullandı.
Avrupa Sayıştayı Raporları ve Sözleşme Riskleri
Erhan Usta, Avrupa Birliği Sayıştayı’nın PPP projelerine yönelik raporlarını hatırlatarak, bu projelerde iyimser tahminler, gerçekleşmeyen trafik ve gelir projeksiyonları ve kamunun üstlendiği yüksek sözleşme riskleri bulunduğunu söyledi. Bu raporların Bakanlık tarafından da incelenmesi gerektiğini ifade eden Usta, “Bu yalnızca muhalefetin değil Avrupa Sayıştayı’nın da eleştirdiği bir alan.” değerlendirmesinde bulundu.
“2026’da 101,3 Milyar Liralık Garanti Ödemesinin Detayını Açıklayın”
Konuşmanın merkezinde, Karayolları Genel Müdürlüğü bütçesindeki garanti ödeme kalemleri yer aldı. Usta, Karayolları cetvelinde yer alan verileri okuyarak şunları söyledi:
“‘Bu projeler için beş kuruş para çıkmayacak, bedavaya yaptırıyoruz.’ denilen kamu-özel iş birliği projeleri için yalnızca 2026 yılında 101,3 milyar lira garanti ödemesi yapacağınızı Meclise sunmuşsunuz. 2027 yılında 125 milyar, 2028 yılında 150 milyar lira öngörmüşsünüz.”
2017–2028 dönemi için Ulaştırma Bakanlığı kapsamındaki KÖİ projelerine 21,4 milyar dolar civarında ödeme yapıldığını belirten Usta, 2026 için öngörülen 101,3 milyar liranın hangi köprü, otoyol ve proje sözleşmelerine gideceğinin kalem kalem açıklanmasını istedi.
Osmangazi Köprüsü İddiası: “Asgari 2,8 Milyar Dolarlık Maliyete Karşılık 14 Milyar Dolar Gelir Garantisi”
Osmangazi Köprüsü’nü “asrın soygunu” olarak nitelendiren Usta, daha önce paylaştığı hesabı Komisyon’da tekrarladı. Usta, “Toplam finansman maliyeti, ağır bakım onarım giderleri ve işletme giderleriyle birlikte on sekiz buçuk yıllık toplam maliyet 2,8 milyar dolar. Garanti edilen gelir ise en az 14 milyar dolar.” dedi.
Köprünün gelir garantisinin dolar üzerinden ve ABD TÜFE’sine endeksli olduğunu hatırlatan Usta, “Dünyanın neresinde 2,8 milyar dolar koyup 14 milyar dolar asgari gelir garantisi verilen bir iş var?” sorusunu yöneltti. Bu hesaba bugüne kadar Bakanlık tarafından itiraz gelmediğini savunan Usta, “Excel dosyalarını verelim, teknik olarak konuşalım.” çağrısında bulundu.
“Vatandaş 20 Dolar Ödüyor, Hazine Üstüne 37 Dolar Daha Veriyor”
Osmangazi Köprüsü için verilen geçiş ücreti ve trafik garantisi üzerinden yıllık yük hesabı da yapan Usta, geçiş ücretinin ABD doları cinsinden arttığını hatırlattı:
“Şu anda yanlış hatırlamıyorsam köprüde geçiş bedeli 57 dolar seviyesinde. Vatandaştan 20 dolar civarında alınıyor, kalan 37 doları Hazine ödüyor. Günlük 40 bin araç garantisi var. 37 dolar x 40 bin araç x 365 gün dediğinizde, bugünkü kurla yıllık yaklaşık 540 milyon dolar karşılığı ödüyorsunuz. Bunu da on sekiz buçuk yıla yaydığınızda 10 milyar dolarlık bir yükten bahsediyoruz.”
Bu hesabın kaba bir çerçeve olduğunu, teknik çalışmalarda daha ayrıntılı hesaplamalar yaptıklarını belirten Usta, “Eğer bu rakamlar yanlışsa, ‘Yalan konuşuyorsunuz.’ deyin, düzeltin.” ifadelerini kullandı.
Sözleşmelerin Yeniden Müzakeresi ve Tahkim Önerisi
Portekiz’in bazı PPP sözleşmelerini yeniden müzakere ettiğini hatırlatan Usta, Türkiye’nin de benzer adımları atabileceğini savundu. “Biz burada milletin hakkını savunmak zorundayız.” diyen Usta, Ulaştırma Bakanı’na şu çağrıyı yaptı:
“Bu sözleşmeleri alın karşınıza, ‘Arkadaş, burada kamunun aleyhine oranlar oluşmuş.’ deyin, oturun yeniden müzakere edin. Gerekirse uluslararası tahkime gidilsin. Bu projelerde bir hata, yolsuzluk, haksız kazanç şüphesi varsa devlet olarak bunu savunmak ve düzeltmek zorundasınız.”
Bu adımlar atılmadığı sürece “iyi niyet sorgulamasının kaçınılmaz olduğunu” dile getiren Usta, Osmangazi Köprüsü’nün ardından enerji alanında yapılan bir ihalenin de “asrın soygunu” ifadesini hak edecek büyüklükte olduğunu savunarak, EPDK üzerinden 53,2 milyar dolarlık yük iddiasında bulundu.
Köprü ve Otoyolların Satışı Tartışması: “Türkiye Bunu Yabancı Basından Öğrenmemeli”
Bazı köprü ve otoyolların özelleştirilmesine yönelik hazırlıkların ilk olarak yabancı basında yer almasını eleştiren Usta, “Madem demokratik bir hukuk devletiyiz, bunu Türkiye’nin yabancı basından öğrenmesi doğru değildir.” dedi.
İstanbul’daki köprü ve otoyolların halka açık sermaye yapısına sahip, makul geçiş ücretleriyle yönetilmesi gerektiğini savunan Usta, bedeli vatandaş tarafından ödenmiş veya kamu kaynaklarıyla yapılmış projelerin yeniden yüksek bedelli işletme devirlerine konu edilmesinin doğru olmayacağını söyledi.
Dünya örneklerinde KÖİ ile yapılmış bazı köprü ve otoyolların, yatırım bedelinin çıkmasının ardından vatandaşlara ücretsiz veya çok düşük ücretle kullandırıldığını hatırlatan Usta, “Bizde tam tersine yeni özelleştirme dalgası konuşuluyor. Bu, yeni zenginleştirme alanları yaratır.” değerlendirmesinde bulundu.
Limanlarda Bekleme Süreleri ve Maliyetler: “Yıllık 4–5 Milyar Dolar Ek Yük”
Limanlardaki yükleme–boşaltma ve bekleme sürelerinin ihracat ve ithalat maliyetlerini artırdığını belirten Usta, eski Gümrük Müsteşar Yardımcısı Mehmet Korkmaz’ın açıklamalarına atıfla, sadece ihracat tarafında 4–5 milyar dolar civarında ek maliyet oluştuğunu, ithalatla birlikte bu yükün daha da büyüdüğünü vurguladı.
Mersin Limanı başta olmak üzere ardiye, demoraj ve acente ücretlerinin yüksekliğine işaret eden Usta, “Bu ücretleri belirlerken devletin bir tavan, narh uygulaması var mı? Yoksa tamamen şirketlerin inisiyatifine mi bırakılıyor?” sorusunu yöneltti.
Liman işletmeciliğinde rekabetin sınırlı olduğuna dikkat çekerek, “Bir şehirde tek liman varsa rekabetten bahsedemeyiz. Bizim fiyatlarımızı rakip ülkelerle karşılaştıran bir çalışma yapılmalı; Rotterdam’la değil, örneğin Mısır limanlarıyla kıyaslanmalı.” dedi.
Türk Telekom AssisTT Çalışanlarının Promosyon Talebi ve İfade Özgürlüğü
Konuşmasının sonunda Türk Telekom’un çağrı merkezi şirketi AssisTT çalışanlarından gelen bir mesajı paylaşan Usta, çalışanların banka promosyonu konusunda mağdur olduklarını ifade etti.
Usta, bir çalışanın kendisine attığı mesajı şöyle aktardı: “AssisTT’te çalışıyorum, 18 bine yakın çalışan var. Banka promosyonu verilmedi, açıklama yapılmadı. Mesaj attım, sonra müdürler ‘Şirketin adını kötülemeyin.’ diye uyardı, mesajı sildim.”
Bu örneği Türkiye’deki ifade özgürlüğü tartışmalarına bağlayan Usta, “Genç bir çalışan, yalnızca promosyon hakkını sorduğu için uyarı alıp mesajını siliyorsa bu, geldiğimiz özgürlük seviyesini gösteriyor.” dedi. Türk Telekom ve ilgili kurumlara promosyon meselesinin çözülmesi çağrısında bulundu.
Bütçenin genelinde milletin vergileriyle oluşan kaynakların etkin ve adil kullanılmasının önemine vurgu yapan Erhan Usta, konuşmasını “Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.” sözleriyle tamamladı; Samsun’a ilişkin ayrıntılı taleplerini yazılı önergelerle ileteceğini belirtti.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI