Komisyon Uzmanı Esra Ersoy: “Okuyucu ve işaretleyici deneyimsiz olunca sınavda iletişim engeli oluşuyor, bu durum ağır etkilenimli adaylarda hak kaybına yol açıyor”
TBMM Engelli Bireyler İçin Mevzuat İnceleme Komisyonunda hem uzman hem serebral palsi yaşayan bir birey olarak söz alan Komisyon Uzmanı Esra Ersoy, YKS ve EKPSS’de okuyucu–işaretleyici uygulamalarında yaşanan sorunları, görsel içerikli sorularda diğer engel gruplarının muaf tutulmaması nedeniyle oluşan hak kayıplarını, uzun paragraf sorularının dinleme yoluyla sınava giren adaylarda ciddi dezavantaj oluşturduğunu ve deneyimsiz gözetmenlerin iletişim engeline yol açtığını anlattı. ÖSYM yetkilileri, okuyucu havuzları, yazılım geliştirmeleri, görevli seçim kriterleri ve bina sorumluları üzerinden yapılan anlık değişim mekanizmasını açıkladı.
TBMM Engelli Bireyler İçin Mevzuat İnceleme Komisyonunda ÖSYM sunumu sonrasında söz alan Komisyon Uzmanı Esra Ersoy, hem mesleki uzmanlığı hem de serebral palsi yaşayan bir birey olarak sınavlarda karşılaşılan uygulama sorunlarını detaylı biçimde aktardı. Ersoy, engelli adayların YKS ve EKPSS’de maruz kaldığı teknik ve iletişim kaynaklı engellerin sınav performansını doğrudan etkilediğini belirtti.
“Görsel sorulardan muaf tutulmayan engel gruplarında hak ihlali ortaya çıkıyor”
Esra Ersoy, YKS’de görme engelliler için hazırlanan filigranlı soru kitapçığı uygulamasını hatırlatarak, diğer engel gruplarında aynı kapsayıcılığın sağlanmadığını söyledi. Ersoy, “Görme engelliler için filigranlı kitapçık var fakat CP gibi okuyucu–kodlayıcı desteği alan adaylar görsel sorulardan muaf tutulmuyor. Bu da ciddi bir hak kaybı oluşturuyor.” dedi.
Ersoy, karmaşık tablo, grafik ve resim içeren soruların dinleme yoluyla çözülmesinin birçok aday için imkânsız olduğunu belirterek, “Bu durum kapsayıcılığın tam sağlanamamasına yol açıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Okuyucu–kodlayıcılar alanda deneyimsiz. Ağır etkilenimli adaylar kendini ifade edemeyince iletişim engeli doğuyor”
Komisyona iletilen en önemli şikâyetlerden birinin okuyucu–kodlayıcı uygulaması olduğunu belirten Esra Ersoy, ağır etkilenimli engelli bireylerde iletişim güçlüğünün sınav anını daha da zorlu hâle getirdiğini anlattı. Ersoy, yaşanan bir örneği aktararak şunları söyledi:
“Aday ‘Cevap D’ diyor, okuyucu anlamıyor. ‘Denizli’nin D’si’ dediğinde de anlayamıyor. Aday konuşma kasları etkilenimli olduğu için kendini ifade edemiyor. Stresli olan sınav süreci daha da stresli hâle geliyor.”
Ersoy, okuyucu–kodlayıcıların çoğu zaman gönüllü ve deneyimsiz kişiler arasından seçildiğini, bu nedenle özellikle İngilizce ve uzun metinli soruların yanlış ya da eksik okunduğunu söyledi. “Bu alanda deneyimli kişilerin, tercihen özel eğitimcilerin görevlendirilmesi gerekir.” çağrısında bulundu.
“Sadece dinleyerek sınava giren adaylar için uzun paragraf soruları büyük dezavantaj”
Ersoy, özellikle Türkçe testindeki uzun paragraf sorularının dinleme yoluyla çözülmesinin son derece zor olduğunu ifade ederek, “Soru kökü okunuyor, sonuna gelindiğinde aday bağlamı kaçırıyor. Ben okumayı bilen biri olarak bile uzun metinlerde başa dönüyorum. Dinleyerek yapan biri için bu çok daha zor.” dedi.
Ersoy, soru kalıplarının engel türlerine göre yeniden düzenlenmesi, özellikle alternatif soru biçimlerinin geliştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
ÖSYM: “Okuyucu havuzlarımız var, deneyim kriteri uygulanıyor”
Esra Ersoy’un sorularının ardından söz alan ÖSYM Engelli Adaylar Daire Başkanı Belma Atak, okuyucu–işaretleyici atamalarının belirli kriterlerle yapıldığını ve üç ayrı havuz bulunduğunu açıkladı. Atak, “Sayısal okuyucu, sözel okuyucu ve yabancı dil okuyucu olmak üzere üç havuzumuz var. Yabancı dil havuzu alan uzmanları ve filoloji mezunlarından seçilir.” dedi.
Atak, Boğaziçi Üniversitesi GETEM ile yürütülen çalışmalar, JAWS ekran okuyucu ve e-sınav uygulamalarındaki erişilebilirlik modüllerinin örnek olduğunu belirtti. Okuyucu değişimi konusunda adaylara açık bir tercih hakkı olduğunu hatırlatarak, “Aday memnun değilse hemen salon başkanına bildirir, okuyucu değiştirilebilir.” dedi.
“Engel gruplarına göre test ve süre uygulamaları Bilim Kurulu kriterlerine göre belirlendi”
Atak, EKPSS’de engel türlerine göre üç farklı test, üç eğitim düzeyi ve üç punto türü bulunduğunu; bu nedenle 27 farklı kitapçık hazırlandığını hatırlattı. “Bilim Kurulu, Millî Eğitim Bakanlığının engelli öğrenciler için ayrı müfredatı olmadığı görüşünü de dikkate alarak soruların içerik olarak aynı kalmasını uygun gördü.” dedi.
ÖSYM Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Halil Şengün ise ölçme bilimindeki zorunluluklara değinerek uzun paragraf sorularının tüm adaylarda benzer güçlükler oluşturduğunu, soruların farklılaştırılmasının kurumların talep ve mevzuatlarıyla sınırlandığını söyledi.
Komisyon Uzmanı Esra Ersoy, sınav uygulamalarında erişilebilirliğin artırılması ve deneyimli görevli havuzlarının genişletilmesi için kurumlar arası iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI