Kültürel Mirasın Yeniden Doğuşu Sergisi Ankara’da Açıldı: Emine Erdoğan “Sof kumaşı medeniyetimizin ruhunu ve belleğini dokur” dedi
Anadolu Medeniyetleri Müzesinde düzenlenen “Anadoludakiler: Sof’un Zamansız Yolculuğu Sergisi”, Emine Erdoğan’ın açılış konuşmasıyla ziyaretçilere kapılarını açtı. Erdoğan, sof kumaşının Ankara’nın hafızasında yüzyıllardır var olan bir kültür mirası olduğunu vurgulayarak, usta kadınların emeğiyle yeniden canlandırılan bu değer için “medeniyetimizin kimliğini dokumak” ifadesini kullandı. Sergi kapsamında 35 parçalık sof koleksiyonu tanıtıldı, defile düzenlendi ve tiftik keçisi geleneğinin geleceğe aktarılması için çağrıda bulunuldu.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi, “Anadoludakiler: Sof’un Zamansız Yolculuğu” başlıklı sergiye ev sahipliği yaptı. Açılış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın konuşmasıyla gerçekleştirildi.
“Sof Kumaşı Ankara’nın Asırlık Hafızasıdır”
Emine Erdoğan, sof kumaşının Ankara taşına ve toprağına sinmiş kadim bir kültür olduğuna dikkat çekti. Konuşmasında, “Biliyoruz ki sof kumaşı asırlara yayılan bir birikimin ürünüdür.” dedi.
Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ankara Valiliği, Ankara Kalkınma Ajansı ve Ankara El Sanatları ve Tasarım Merkezinin bu mirası yeniden canlandırmak için büyük emek verdiğini belirterek, “Onu müze vitrinlerinden çıkarıp usta ellerle buluşturdular.” ifadelerini kullandı.
Tarihî Seyyahların Notları Hatırlatıldı
Sof kumaşının 16. ve 17. yüzyıllarda Avrupa’da rağbet gören seçkin bir ürün olduğuna değinen Erdoğan, tarihî seyahatnamelerde geçen övgüleri aktardı. Polonyalı bir seyyahın 1618’deki, Evliya Çelebi’nin ise 1640’lardaki kayıtlarını hatırlatarak, “Sof dokumasındaki ustalık onu dünyaca tanınan bir kumaş haline getirmiştir.” dedi.
Erdoğan, tiftik keçisi ve sof kumaşının Ankara’nın alametifarikaları arasında yer aldığını vurgulayarak, “Bugün dokuma tezgahlarında tekrar sof kumaşı dokumak, medeniyetimizin ruhunu, başarısını, kimliğini ve belleğini dokumaktır.” açıklamasında bulundu.
Kumaşın Kültürel Derinliği Anlatıldı
Dokuma geleneğinin Anadolu’da yüzyıllardır hayatın her aşamasına eşlik ettiğini ifade eden Erdoğan, “Bir kumaşın yüzeyine dokunduğunuzda, uzun bir medeniyet hikâyesine dokunursunuz.” değerlendirmesini yaptı.
Türk Dokuma Atlası Projesi’nin 2021’de hayata geçirildiğini hatırlatan Erdoğan, yedi bölgedeki dokuma kültürünün kimliklendirildiğini söyledi.
“Kültürel Mirası Korumak Vefa Borcudur”
Anadolu’daki zanaatların yaşatılması için yürütülen çalışmalara değinen Erdoğan, “Her ilmeği, her motifi, her zanaatı korumalı ve yaşatmalıyız.” dedi. Geleneksel sanatların gençler için bir kariyer seçeneği olması gerektiğini vurgulayarak, “Modern tasarımlarla yorumlarsak bu sanatlar yaşatılan bir miras haline gelir.” ifadelerini kullandı.
Sofun Özellikleri ve Yeni Ürünler Tanıtıldı
Sof kumaşının ipeksi yapısına ve dayanıklılığına dikkat çeken Erdoğan, İz Ankara Tasarım ve El Sanatları Merkezinin sof kumaşından şal, fular ve atkı ürettiğini belirterek, “Sof, başlı başına bir zarafet şöleni sunuyor.” dedi.
Geleneksel el sanatlarının sofla buluşturulmasının takdire şayan olduğunu söyleyen Erdoğan, tasarımcıların bu mirası dünyaya tanıtabilecek potansiyele sahip olduğunu vurguladı.
35 Parçalık Koleksiyon Defileyle Sunuldu
Açılış öncesinde sof kumaşından hazırlanan 35 parçalık koleksiyon sergilendi. Etkinlikte sunuculuğu Ebru Akel üstlendi. Defilenin finalinde eski Türkiye ve dünya güzeli Azra Akın sahne aldı.
Programa, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve protokol üyeleri katıldı. Konuşmaların ardından aile fotoğrafı çekildi.
Sofun Tarihî Yolculuğu Müzede Canlandırıldı
Müze duvarlarına sof kumaşının tarihî serüvenini anlatan görüntüler yansıtıldı. Tiftik keçisinden elde edilen iplikle üretilen sof kumaşın 15. yüzyıldan itibaren yurt içinde ve dışında ilgi gördüğü, zamanla kaybolmaya yüz tuttuğu aktarıldı.
Dokuma Atlası Projesi ve Ankara Olgunlaşma Enstitüsünün çalışmalarıyla sofun yeniden canlandırıldığı, üretilen kumaşların aslına en yakın örnekler olduğu tescillendi. Türk Patent Enstitüsünün 2022’de yaptığı başvurunun kabul edildiği bilgisi paylaşıldı.
Zamansız Zarafetin Yeniden Yorumlanması
Ankara’nın dokuma geleneğini çağdaş tasarımlarla birleştiren “Zamansız Zarafet: Sof Dokumanın Yeniden Doğuşu” koleksiyonunun içerdiği çarpana, suzeni, tel kırma, filkete oyası, ebru ve diğer el sanatlarının sof kumaşıyla buluştuğu belirtildi. Doğal boyama ve sıfır atık yaklaşımıyla hazırlanan tasarımların, Anadolu’nun estetik mirasını günümüze taşıdığı ifade edildi.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI