MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy: “Sağlık altyapısını güçlendirmek millî güvenliğin kurucu unsurudur”
TBMM Genel Kurulu’nda 2026 bütçe görüşmelerinde MHP Grubu adına konuşan Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy, sağlık politikasını “egemenlik alanı” olarak tanımladı. Ersoy, tedavi odaklı modelden “koruyucu ve izlem merkezli” yapıya geçişin stratejik önemine vurgu yaptı; aile hekimliğinde proaktif yaklaşım, dijital sağlık dönüşümü, yerli ilaç ve tıbbi cihaz üretimi, sağlık turizminde denetim ve demografik riskler başlıklarında değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmeleri kapsamında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz alan MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kurumların bütçelerine ilişkin değerlendirmelerini paylaştı.
Ersoy, konuşmasına küresel risklere dikkat çekerek başladı. “Zaman değişiyor, riskler çeşitleniyor, tehditlerin niteliği derinleşiyor.” diyen Ersoy, “Bir ülkenin asıl gücü yarına nasıl hazırlandığında, milletinin sağlığını nasıl koruduğunda ortaya çıkar.” ifadelerini kullandı.
“Sağlık altyapısı millî güvenliğin kurucu unsurudur”
Sağlık sisteminin kriz dönemlerindeki önemini vurgulayan Ersoy, “Bir devletin dayanıklılığı en kırılgan anlarda vatandaşına uzanan sağlık sisteminin hızında, doğruluğunda ve kapsayıcılığında ölçülür.” dedi. Bu çerçevede, “Sağlık altyapısını güçlendirmek artık yalnızca idari bir tercih değil, millî güvenliğin, toplumsal direncin ve devlet aklının kurucu unsurudur.” ifadelerini kullandı.
Ersoy, sağlık politikasını “idari bir mesele” olarak görmediklerini belirterek, “Sağlık politikası yalnızca hizmet sunumunun idari bir meselesi değildir… bir egemenlik alanıdır.” dedi.
“Koruyucu ve izlem merkezli yapıya geçiş”
Türkiye’nin sağlık sisteminde yön değişikliğine gittiğini belirten Ersoy, “Türkiye… tedavi odaklı bir modelden koruyucu ve izlem merkezli bir yapıya geçiş sağlamıştır.” dedi. Ersoy, bu geçişi “örgütsel düzenleme” ile sınırlamayıp “bütçenin stratejik kurgusuna yön veren devlet idaresi” olarak tanımladı.
Ersoy, “Koruyan sağlık güçlü oldukça tedavi eden sağlık nefes alır, hastanelerin yükü azalır, sistem sürdürülebilir olur, vatandaş kendini güvende hisseder.” ifadelerini kullandı.
“Aile hekimliği ‘arayan, izleme çağıran’ yapıya dönüştü”
Aile hekimliğine ilişkin değerlendirmelerinde Ersoy, “Aile hekimliği… vatandaşını pasif başvuruyla bekleyen bir birim olmaktan çıkmış; arayan, izleme çağıran, riskleri önceden tespit eden aktif bir yapıya dönüşmüştür.” dedi. Ersoy, “Kronik hastalıkların düzenli takibi” ve “erken taramalar”ın sistem yükünü hafiflettiğini söyledi.
“1 milyon 470 bin sağlık çalışanı var, yoğunluk OECD’nin altında”
İnsan kaynağına ilişkin sayı paylaşan Ersoy, “Bugün ülkemizde yaklaşık 1 milyon 470 bin sağlık çalışanı görev yapmaktadır.” dedi. Ersoy, “Bunun yaklaşık 15 bini ise uzman hekimdir.” ifadelerini kullandı. Bu kapasiteye rağmen “hekim ve hemşire yoğunluğunun OECD ve AB ortalamalarının altında” olduğunu belirten Ersoy, “İnsan gücünün güçlendirilmesi… stratejik bir zorunluluktur.” dedi.
Nitelikli yatak oranına da değinen Ersoy, “Nitelikli yatak oranının yüzde 83’ün üzerine çıkması önemli bir başarıdır.” ifadelerini kullanırken, bölgesel dağılımda eşitsizliklerin sürdüğünü kaydetti.
“Afet refleksi: ambulans, UMKE ve sahada kurulan hastaneler”
Acil sağlık kapasitesini “kriz refleksi” olarak tanımlayan Ersoy, “Acil sağlık yapımız, ambulans kapasitemiz, UMKE’nin sahadaki gücü ve afetlerde hızla kurulan hastaneler Türkiye’nin kriz refleksinin somut örnekleridir.” dedi.
“Yerli ilaç ve tıbbi cihaz millî güvenlik meselesidir”
Sağlık endüstrilerinde yerlileşmeye vurgu yapan Ersoy, “On İkinci Kalkınma Planı hedefleri doğrultusunda… ilaç ve sağlık cihazlarında da kamu alımlarıyla güçlü bir atılım hedeflenmektedir.” dedi. Ersoy, “Yerli ve millî ilaç ve tıbbi cihaz ruhsat taleplerine öncelik verilmesi çok önemlidir.” ifadelerini kullandı.
Dışa bağımlılığın risklerine işaret eden Ersoy, “Milliyetçi Hareket Partisi olarak… sağlıkta dışa bağımlılığı millî güvenlik perspektifiyle ele alıyoruz çünkü kritik dönemlerde ağır bedeller ödetir.” dedi.
“Dijital dönüşüm: MHRS, e-Nabız, teleradyoloji, yapay zekâ destekli denetim”
Sağlıkta dijitalleşmeye geniş yer ayıran Ersoy, “MHRS’nin yapısal dönüşümü, e-Nabız entegre yapısı, teleradyoloji, yoğun bakım bilgi yönetim sistemleri ve yapay zekâ destekli denetim mekanizmaları artık modern devletin gereğidir.” dedi. Ersoy, “Bu sistemlerle Batılı birçok ülkeden daha ileri düzeyde sağlık hizmeti verilmektedir.” ifadelerini kullandı.
“Demografik risk: doğurganlık düşüşü ve yaşlanan nüfus”
Nüfus başlığını “uyarı” olarak niteleyen Ersoy, “Doğurganlık oranındaki düşüş artık istatistiksel bir veri değil, devletin geleceğini ilgilendiren bir uyarıdır.” dedi. TÜİK projeksiyonlarına atıf yapan Ersoy, “2050 yılında her 4 kişiden 1’i 65 yaşın üzerinde olacaktır.” ifadelerini kullandı. Bu tabloya karşı “geriatri, evde bakım, palyatif bakım ve uzun süreli toplum temelli bakım”ın güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
“Sağlık turizminde denetim ve akreditasyon”
Sağlık turizminin büyüdüğünü belirten Ersoy, “Türkiye’nin sağlık turizmindeki yükselişi… gurur vericidir ancak kontrolsüz büyüyen her alan risk üretir.” dedi. Denetimlerin güçlendirilmesi, akreditasyon süreçlerinin sıkılaştırılması ve Uluslararası Sağlık Hizmetleri AŞ’nin düzenleyici rolünün geliştirilmesini “isabetli adımlar” olarak değerlendirdi.
“Gereksiz tetkikler için ulusal sistem, sağlık çalışanının huzuru”
Klinik kalite ve bütçe disiplini için “gereksiz tahlil ve tetkiklerin izlenmesi” gerektiğini vurgulayan Ersoy, “Gereksiz tahlil ve tetkiklerin izlenmesi için ulusal bir sistem kurulması… iyileşme sağlayacaktır.” dedi. Üniversite hastaneleri ve tıp fakültelerinde kalite odaklı yaklaşımı da önemsediklerini belirten Ersoy, sağlık çalışanlarının haklarına ilişkin “Sağlık çalışanlarının sosyal ve mali haklarının güçlendirilmesi… bir lütuf değil, sistemin ayakta kalması için zorunluluktur.” ifadelerini kullandı.
Ersoy, “Sağlık çalışanının huzuru milletin huzurudur.” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sözlerini de aktaran Ersoy, “Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin ifade ettiği üzere, ‘sağlık ordumuzun kahraman mensupları milletimizin gururudur’.” ifadelerini kullandı.
Konuşmasını “bütçenin stratejik çerçeve sunduğu” değerlendirmesiyle tamamlayan Ersoy, “Milliyetçi Hareket Partisi olarak biliyoruz ki ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’. Bu söz bir temenni değil, Türk devlet felsefesinin özüdür.” dedi ve Sağlık Bakanlığı ile bağlı kuruluşların 2026 bütçesinin hayırlı olmasını diledi.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI