MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter: “Enerji yoksa üretim durur, refah azalır, kalkınma sekteye uğrar”
TBMM Genel Kurulu’nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile bağlı kuruluşların 2026 bütçeleri görüşülürken MHP Grubu adına konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Dr. İzzet Ulvi Yönter, enerji arz güvenliğini “millî güç unsuru” olarak tanımladı. Yönter, Türkiye’nin yıllık 70-75 milyar dolarlık enerji faturası nedeniyle cari açık baskısı yaşadığını vurguladı; enerji verimliliği, yenilenebilir yatırımlar, depolama, nükleer enerji ve “enerji diplomasisi” başlıklarında hedef ve önerilerini sıraladı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi görüşmeleri sürerken Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Dr. İzzet Ulvi Yönter, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2026 bütçelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yönter, enerji ve tabii kaynaklarda hedefin “Türkiye Yüzyılı’nda insan ve çevreyi merkeze alan, enerji ve madencilikte dönüşümü gerçekleştirmiş, kaynak ve teknolojide net ihracatçı bir ülke” olduğunu belirterek, “Bu hedef doğru ve tutarlı bir hedeftir.” dedi. Yönter, “Türkiye’nin enerjide tam bağımsızlık mücadelesini tahkim edecektir.” ifadelerini kullandı.
“Enerji, küresel dengeleri etkileyen stratejik unsurdur”
Enerjinin uluslararası siyasetin merkezinde yer aldığını vurgulayan Yönter, “Bugün dünya siyasetinin, ekonomisinin ve güvenlik mimarisinin merkezinde tek bir kavram yer alıyorsa o da enerjidir.” dedi. Enerjinin yalnızca günlük hayatla sınırlı olmadığını belirten Yönter, “Enerji, ülkelerin kaderini tayin eden, küresel dengeleri etkileyen, uluslararası ilişkilerin rotasını çizen en stratejik unsurdur.” ifadelerini kullandı.
Ekonomik büyüme için enerjinin kritik olduğunu söyleyen Yönter, “Enerji yoksa üretim durur, üretim durursa refah azalır, kalkınma sekteye uğrar.” dedi. Yönter, enerji arzının güvence altına alınmasının “ekonomik hedef olmanın ötesinde millî güvenlik meselesi” olduğunu vurguladı.
“Olmayan enerji en pahalı enerjidir”
Küresel talebin arttığını ve kaynakların sınırlı olduğunu belirten Yönter, “Hepimiz biliriz ki olmayan enerji en pahalı enerjidir.” dedi. Yönter, bu nedenle enerji arz güvenliğinin “çağımızın en kritik millî güç unsurlarından biri” hâline geldiğini ifade etti.
“Enerji mimarisi” ve “enerji diplomasisi” vurgusu
Yönter, konuşmasında “enerji mimarisi” kavramını da açarak, “Enerji mimarisi; bir ülkenin enerji üretimi, iletimi, dağıtımı, tüketimi ve enerji güvenliği politikalarının bütününü ifade eder.” dedi. Yönter, bu mimarinin “kaynak çeşitliliği, altyapı, boru hatları, şebekeler, depolama, piyasa düzenlemeleri, teknoloji ve dönüşüm süreçleri” gibi başlıkları kapsadığını kaydetti.
Enerji diplomasisine de değinen Yönter, “Enerji diplomasisi; devletlerin enerji kaynaklarını, enerji ticaretini ve enerji teknolojilerini dış politika araçları olarak kullanmasıyla şekillenen bir diploması türüdür.” ifadelerini kullandı. Yönter, boru hatları güzergâhları, tedarik anlaşmaları ve nükleer iş birliklerinin bu diplomasinin bileşenleri olduğunu söyledi.
“Enerji ithalatı dış ticaret dengemizi belirliyor”
Enerji ithalatının dış ticaret dengesi üzerindeki etkisine dikkat çeken Yönter, “Türkiye’nin dış ticaret dengesi üzerinde olumsuz anlamda en belirleyici unsurların başında enerji ithalatı gelmektedir.” dedi. Yönter, “Ülkemiz hâlen enerji ürünleri için küresel piyasalara bağlı olarak yıllık yaklaşık 70-75 milyar dolar seviyesinde bir enerji faturasına katlanmak durumundadır.” ifadelerini kullandı.
Bu tablonun cari açık üzerinde baskı yarattığını belirten Yönter, “Cari açığın büyük bölümünün enerji ürünlerinden kaynaklandığı görülmektedir.” dedi ve “Enerji arzında dışa bağımlılığın ekonomik kırılganlık yaratmaya devam ettiğini” kaydetti.
MHP’nin önerileri: yenilenebilir, verimlilik, depolama, nükleer
Türkiye’nin enerji kaynaklı cari açığını azaltmak için önerilerini sıralayan Yönter, “Yerli ve yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması” gerektiğini söyledi. Yönter, “Enerji verimliliği uygulamalarının sanayi, ulaşım ve binalar başta olmak üzere yaygınlaştırılması” çağrısında bulundu.
Rüzgâr, güneş ve jeotermal yatırımlarının hızlandırılması gerektiğini belirten Yönter, “Enerji depolama teknolojileri ve akıllı şebeke modernizasyonuna öncelik verilmelidir.” dedi. Yönter ayrıca “Nükleer enerji projelerinin güvenli ve planlı şekilde devreye alınmasını” ve doğal gaz ile petrol tedarikinde “uzun vadeli kontrat çeşitliliğinin artırılmasını” önerdi.
“Türkiye enerji ticaret merkezi olmalı”
Türkiye’nin jeopolitik konumuna vurgu yapan Yönter, “Türkiye; Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının kesişim noktasında yer alması nedeniyle kritik bir enerji geçiş koridorudur.” dedi. “Doğal gaz ticaret merkezi olma” hedefinin önemine işaret eden Yönter, “Enerji merkezi olmak; doğal gazı depolayan, farklı kaynaklardan gazı alım satıma tabi tutan, fiyat referansı oluşturan bir ticaret noktası hâline gelmektir.” ifadelerini kullandı.
Bu hedefin Türkiye’nin pazarlık gücünü artıracağını belirten Yönter, “Enerji fiyatlamasında söz sahibi bir aktör konuma gelmesini sağlayacaktır.” dedi. LNG altyapısının güçlendirilmesini de “stratejik değer” olarak nitelendirdi.
“Arz güvenliği için hibrit modeller ve akıllı şebeke”
Yönter, arz-talep dengesinin sağlanmasının ekonomik istikrar için kritik olduğunu belirterek, yenilenebilir kaynakların mevsimsel değişkenlikler nedeniyle arz planlamasını zorlaştırdığını söyledi. Bu koşullarda doğal gaz ve kömür santrallerinin “dengeleyici unsur” olarak öne çıktığını ifade eden Yönter, “Hibrit enerji modellerinin geliştirilmesi, dijital ve akıllı şebeke altyapılarının güçlendirilmesi” çağrısı yaptı.
Nükleer enerji: Akkuyu takvimi ve küresel tablo
Konuşmasının son bölümünde nükleer enerjiye değinen Yönter, “2025 itibarıyla 31 ülkede 416 reaktör işletmede, 15 ülkede 62 reaktör inşa hâlinde.” dedi. Nükleer enerjinin dünya elektrik arzının yaklaşık yüzde 10’unu sağladığını belirten Yönter, Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2050 karbon nötr hedefleri için payın yüzde 18’e çıkması gerektiğini ifade ettiğini aktardı.
Türkiye’de Akkuyu NGS’ye ilişkin bilgi veren Yönter, santralin “yap-sahip ol-işlet modeliyle” inşa edildiğini, toplam kapasitenin 4.800 megavat olacağını söyledi. Yönter, “2024 itibarıyla ilk ünitede inşaat yüzde 85 oranında tamamlanmış olup 2026’nın ilk çeyreğinde devreye alınması planlanmaktadır.” dedi. Sinop ve İğneada projelerine ilişkin de süreçlerin takip edildiğini kaydetti.
Yönter, konuşmasını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçesinin hayırlı olması temennisiyle tamamladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI