MHP’Lİ MUSTAFA BAKİ ERSOY: “ŞEKERDE KAYIT DIŞI TATLANDIRICI KULLANIMI VE UCUZ FİYAT POLİTİKASI SEKTÖRÜ RİSKE ATIYOR”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Tarım ve Orman Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşülürken söz alan MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Kayseri’de ekili tarım arazilerinin yüzde 22 arttığını, üretici sayısının 32 bine ulaştığını ve kadın kooperatiflerinin bir yılda 172 milyon liralık ciroya eriştiğini söyledi. Şeker pancarının Anadolu çiftçisi için stratejik bir ürün olduğunu vurgulayan Ersoy, 3.100 TL pancar alım fiyatına rağmen şekerin maliyetin yaklaşık yüzde 28 altında satıldığını, yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ve kayıt dışı nişasta bazlı şeker kullanımının son iki yılda olağanüstü arttığını belirterek, PANŞEK verilerine göre tahsis edilen kotayla fiili üretim/tüketim arasında 600 bin tonu aşan fark oluştuğunu kaydetti. Ersoy, şeker satış fiyatının maliyetin altında kalmaması, YYT ve NBŞ kullanımının sıkı denetlenmesi, Şeker Kurumunun yerine güçlü bir kurumsal çerçevenin oluşturulması ve Kayseri’deki sulama ile dere ıslah projelerinin yatırım programına alınması çağrısında bulundu.

Kasım 26, 2025 - 09:35
Kasım 26, 2025 - 10:24
MHP’Lİ MUSTAFA BAKİ ERSOY: “ŞEKERDE KAYIT DIŞI TATLANDIRICI KULLANIMI VE UCUZ FİYAT POLİTİKASI SEKTÖRÜ RİSKE ATIYOR”


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Tarım ve Orman Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde söz alan MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, konuşmasına Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya sunumu için teşekkür ederek başladı. “Tarım bu ülkenin hem mazisidir hem de istikbali.” diyen Ersoy, Anadolu topraklarının yüzyıllardır hem milleti doyuran hem devleti ayakta tutan bir bereket coğrafyası olduğunu söyledi.

Üreticinin güçlenmesinin ülkenin de güçlenmesi anlamına geldiğini vurgulayan Ersoy, bitkisel üretimden hayvancılığa, sütçülükten küçük aile işletmelerine kadar tarımın tüm alanlarında üreticinin desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Milliyetçi Hareket Partisi olarak küçük aile işletmelerinin güçlendirilmesi, üretici örgütlerinin etkinleştirilmesi ve ölçek ekonomisini yakalayan modern yapılara dönüştürülmesini stratejik öncelik olarak gördüklerini söyledi.

“KAYSERİ’DE EKİLİ ARAZİ YÜZDE 22 ARTTI, ÜRETİCİ SAYISI 32 BİNE ÇIKTI”
Seçim bölgesi Kayseri’ye ilişkin verileri de paylaşan Ersoy, son dönemde ilde tarım alanında ortaya çıkan olumlu tablonun umut verici olduğunu belirtti. “Ekili tarım arazilerinin yüzde 22 artması, üretici sayısının 32 bine ulaşması hem politikaların sahadaki karşılığını hem de çiftçimizin üretime olan bağlılığını göstermektedir.” dedi.

Kadın üreticilerin katkısına da dikkat çeken Ersoy, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek öncülüğünde yürütülen çalışmalarla 48 kadın kooperatifinin bir yılda 172 milyon liralık ciroya ulaştığını söyledi. Bu tablonun kadın üreticilerin tarım-gıda ekosistemine nasıl güçlü katkı verdiğini gösterdiğini belirterek, “Kendilerine ve Sayın Valimize üretime sağladıkları vizyon ve katkı için şükranlarımı sunuyorum.” ifadelerini kullandı.

JEOTERMAL SERA OSB VE SÖZLEŞMELİ ÜRETİM VURGUSU
Kayseri’de yürütülen jeotermal kaynaklı Sera OSB Projesinin tarımda modernleşme ve katma değerli üretim açısından önemli bir adım olduğunu belirten Ersoy, altyapı çalışmalarının ilerlediğini, projenin yakın vadede bölgeye istihdam ve üretim artışı sağlayacağını dile getirdi.

Sahada görülen temel beklentilerden birinin daha güçlü üretim planlaması olduğunu söyleyen MHP’li vekil, “Üretici ne ekeceğini, ne kadar üreteceğini ve ürettiğini kime satacağını bilmek istiyor. Belirsizlik azaldıkça hem verim artacak hem de fiyat istikrarı güçlenecektir.” dedi. Bu çerçevede Milliyetçi Hareket Partisi olarak sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılmasını stratejik bir gereklilik olarak gördüklerini vurguladı.

“ŞEKER PANCARI ANADOLU ÇİFTÇİSİNİ AYAKTA TUTAN STRATEJİK BİR ÜRÜNDÜR”
Konuşmasının geniş bir bölümünü şeker sektörü ve şeker pancarına ayıran Baki Ersoy, pancarın Anadolu çiftçisini ayakta tutan, gıda sanayicileri için temel bir ham madde olan stratejik ürün olduğunu söyledi. Kayseri ve çevre illerin bu üretim yapısının merkezinde yer aldığını, Kayseri Şeker’in istihdama ve bölgesel kalkınmaya büyük katkı sunduğunu belirtti.

“Pancar çiftçiye doğrudan gelir sağlayan, diğer ürünlerin ekimini mümkün kılan ve üretim döngüsünü besleyen ana üründür.” diyen Ersoy, sektörde yaşanacak aksaklıkların yalnızca pancarı değil tarımın bütününü etkileyeceğini dile getirdi.

“3100 TL PANCAR FİYATINA RAĞMEN ŞEKER MALİYETİN YÜZDE 28 ALTINDA SATILIYOR”
Son yıllarda şeker sektöründe fiyat istikrarsızlıkları ve kayıt dışı tatlandırıcı kullanımının ciddi risk oluşturduğunu kaydeden Ersoy, 2025–2026 pazarlama yılı için açıklanan 3.100 TL pancar alım fiyatına rağmen şekerin maliyetinin yaklaşık yüzde 28 altında satıldığını söyledi.

Enerji, işçilik, nakliye ve finansman giderlerinin sürekli arttığı bir ortamda şeker fabrikalarının pancarı ton maliyetinin üzerinde fiyattan alırken şekeri düşük fiyattan satmak zorunda kaldığını, bunun da sektörde ciddi nakit akışı dengesizliği yarattığını belirtti.

“YÜKSEK YOĞUNLUKLU TATLANDIRICI VE KAYIT DIŞI NBŞ KULLANIMI OLAĞANÜSTÜ ARTTI”
Ersoy, özellikle son iki yılda yüksek yoğunluklu tatlandırıcı (YYT) ve kayıt dışı nişasta bazlı şeker (NBŞ) kullanımında olağanüstü artış yaşandığını söyledi. Bu durumun planlı üretim modelini zayıflattığını vurgulayan Ersoy, PANŞEK verilerine göre tahsis edilen şeker kotasıyla fiili üretim/fiili tüketim arasında 600 bin tonu aşan bir fark oluştuğunu aktardı.

Sınırdan kaçak şeker girişi, transit ticaretten iç piyasaya yönelen ürünler ve kontrolsüz YYT ithalatının pancar üretimini olumsuz etkilediğini belirten Ersoy, bu süreçlerin tüketici sağlığını da tehdit ettiğini ifade etti.

“YYT VE NBŞ KULLANIMI SIKI DENETLENMELİ, ŞEKER TÜRÜ ETİKETTE AÇIK YAZILMALI”
MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, şeker sektörüne ilişkin çözüm önerilerini şu başlıklarla sıraladı:

  • Yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ve nişasta bazlı şeker kullanımının sıkı denetime tabi tutulması.

  • Türk Gıda Kodeksi’nde kullanılan şeker türünün ürün etiketlerinde açıkça belirtilmesi.

  • YYT ithalatının kontrol altına alınması ve izinsiz kullanımına yaptırım uygulanması.

  • Melas ve kuru küspe ithalatının yerli üretim lehine sınırlandırılması.

  • Dâhilde işleme rejimi kapsamındaki şeker ithalatının iç piyasaya yönelmesini önleyecek tedbirlerin alınması.

  • Şeker satış fiyatının maliyetin altında kalmasını engelleyecek düzenlemelerin yapılması.

  • Kota yönetimi ve sektör denetiminin etkinleştirilmesi.

“ŞEKER KURUMUNUN KAPATILMASI KAYIT DIŞILIĞI ARTIRDI, KURUMSAL ÇERÇEVE GÜÇLENDİRİLMELİ”
Ersoy, 2017 yılında Şeker Kurumunun kapatılmasıyla oluşan kurumsal boşluğun saha denetimlerini zayıflattığını ve kayıt dışılığın artmasına yol açtığını söyledi. Bu yapının ya yeniden kurulması ya da Şeker Dairesinin yetki ve kapasite bakımından güçlendirilmesinin önemli olduğunu ifade etti.

Kayseri Şeker’in yıllardır başarıyla yürüttüğü kooperatif modelinin sektör için güçlü bir örnek olduğuna işaret eden Ersoy, bu yapının çiftçiyi faiz yükü olmadan avans sistemiyle desteklediğini, sahaya hâkim bir yapı oluşturduğunu anlattı. Ancak, sektör genelindeki ekonomik dalgalanmaların ve mevcut risklerin bu güçlü modelin sürdürülebilirliği açısından da tehdit oluşturduğunu vurguladı.

“KURAKLIK VE DON SONRASI KREDİLER ÖDENEMİYOR, DESTEKLER ÖNE ÇEKİLMELİ”
Konuşmasının devamında kuraklık ve don afetlerine değinen Ersoy, geçtiğimiz aylarda birçok bölgede afet düzeyinde kuraklık ve don hadisesi yaşandığını hatırlattı. Bu nedenlerle ürün kayıplarının yüksek olduğunu, çiftçilerin Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası’na olan borçlarını ödeyemez hâle geldiğini söyledi.

“Çiftçilerimiz ödeyemedikleri kredilerden dolayı faiz yüküyle karşı karşıya, bu sebeple yeni krediye de erişemiyorlar.” diyen Ersoy, kuraklık desteklerinin ve mazot–gübre ödemelerinin öne çekilerek ivedilikle yatırılmasının çiftçiyi ciddi anlamda rahatlatacağını belirtti. Bu desteklerin hem üretim planlamasını hem de çiftçinin finansal sürdürülebilirliğini doğrudan etkilediğini vurguladı.

KAYSERİ’DE SULAMA PROJELERİ VE DERE ISLAHLARI İÇİN ÖDENEK ÇAĞRISI
Seçim bölgesine ilişkin projeleri de gündeme taşıyan Baki Ersoy, Kayseri için kritik önemde gördüğü bazı sulama yatırımlarını sıraladı. Şu projelerin ivedilikle yatırım programına alınması ve ödenek ayrılması gerektiğini söyledi:

  • Höbek Göleti ve sulama işi,

  • Develi Ovası Sol Sahil Sulamaları İkmali 2’nci Kısım,

  • Develi Ovası Sol Sahil Sulamaları Ana İletim Hattı,

  • Develi Ovası Sol Sahil Sulamaları İkmali 3’üncü Kısım,

  • Develi 2’nci Merhale Ağcaşar S2 Sulaması,

  • Develi 2’nci Merhale Ağcaşar Sulaması yenileme,

  • Kayseri Sarımsaklı Sulaması yenileme işleri.

Bu projelerin su verimliliği, tarımsal üretim gücü ve bölgesel kalkınma açısından elzem olduğunu belirten Ersoy, özellikle dere ıslah projelerine öncelik verilmesinin sahadaki en güçlü taleplerden biri olduğunu söyledi.

Geçtiğimiz yıl Bünyan Güllüce Mahallesi’nde yaşanan taşkında bir vatandaşın, Muhittin Saraç’ın hayatını kaybettiğini hatırlatan Ersoy, benzer acıların yaşanmaması için taşkın riski taşıyan bölgelerde ıslah çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini kaydetti.

MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, konuşmasını “Başta siz olmak üzere Bakanlığımızın tüm bürokratlarına özverili çalışmaları için teşekkür ediyor, 2026 yılı bütçemizin hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.” sözleriyle tamamladı.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI