Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma çağrısı ne anlama geliyor?

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın silah bırakma ve örgütün kendini feshetmesi yönündeki çağrısı, sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda birçok soru işaretini beraberinde getirdi. Uzmanlara göre açıklama net bir talimat içeriyor ancak nihai karar, PKK'nın yanı sıra devletin de atacağı adımlara bağlı olacak.

Şubat 28, 2025 - 17:06
Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma çağrısı ne anlama geliyor?

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın örgüte yaptığı silah bırakma ve fesih çağrısının ardından gözler, örgütün bu çağrıya vereceği yanıta çevrildi. DW Türkçe'ye konuşan uzmanlara göre, Öcalan'ın açıklaması belirsizlik içermeyen, kesin bir talimat niteliğinde. Ancak sürecin nasıl ilerleyeceği hem PKK'nın tutumuna hem de devletin atacağı adımlara bağlı olacak.

Öcalan’ın çağrısı nasıl duyuruldu?

DEM Parti’nin İmralı heyetinin üçüncü ziyaretinin ardından düzenlenen basın toplantısında Öcalan’ın mesajının Türkçesini Pervin Buldan, Kürtçesini ise Ahmet Türk okudu. Öcalan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum. Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir."

Bu açıklamayla birlikte PKK'nın nasıl bir yanıt vereceği merak konusu oldu.

Uzmanlar ne diyor?

Sosyolog Mesut Yeğen, Öcalan'ın açıklamasının devletin beklentilerini karşılayan bir metin olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:

"Kesin bir bitiş ve fesih çağrısı yapılıyor. Aynı zamanda PKK ile özdeşleşen özerklik gibi taleplerin de artık geçersiz olduğu ifade ediliyor. Devlet, Öcalan’dan net bir açıklama yapmasını istemiş ve o da bunu yerine getirmiş görünüyor."

Kürt Çalışmaları Merkezi Direktörü Reha Ruhavioğlu ise Öcalan'ın bu kez öneri değil, bağlayıcı bir talimat verdiğini belirterek şu yorumu yaptı:

"Önceki açıklamalar öneri niteliğindeydi, bu ise kesin bir talimat. Mektup trafiğini de düşündüğümüzde bu çağrıya olumlu bir yanıt geleceğini tahmin ediyorum."

Ruhavioğlu, PKK’nın bu çağrıya uymasının yüksek ihtimal olduğunu belirterek, "Bundan sonra süreç daha teknik bir çerçevede ilerleyecektir" dedi.

PKK nasıl bir yanıt verecek?

Mesut Yeğen, örgütün büyük ihtimalle bir kongre toplayacağını ve sürecin bundan sonra bu kongrenin alacağı kararlarla şekilleneceğini belirtti. Ancak kongreden çıkacak sonuç hakkında kesin bir öngörüde bulunmanın şu an için zor olduğunu da ekledi.

Sırrı Süreyya Önder’in paylaştığı not ne anlama geliyor?

Öcalan’ın açıklamasının ardından Sırrı Süreyya Önder, Öcalan'ın ek bir notunu da kamuoyuyla paylaştı:

"Silahların bırakılması ve PKK’nin feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir."

Yeğen’e göre, bu notun açıklama metnine dahil edilmemiş olması devletin böyle bir vurguyu istememesinden kaynaklanmış olabilir. Ruhavioğlu ise bu mesajı, "Sivil siyasete baskı yapmanın gerekçelerini ortadan kaldırdım, artık yeni bir hukuki düzen gerekiyor" şeklinde yorumladı.

Sürecin siyasi yansımaları neler olabilir?

Öcalan'ın çağrısının ardından Türkiye'de genel bir demokratikleşme süreci başlayıp başlamayacağı da tartışma konusu. Uzmanlar, sürecin ilerleyişinin siyasi aktörlerin tutumuna bağlı olacağını belirtiyor.

Özellikle 2028 seçimlerine yaklaşırken, iktidarın ve muhalefetin Kürt politikalarının yeniden şekilleneceği öngörülüyor. Ruhavioğlu, Erdoğan'ın Kürt oylarını muhalefetten uzaklaştırmak için stratejik hamleler yapabileceğini belirterek, muhalefetin bu sürece nasıl yanıt vereceğinin kritik olacağını ifade etti.

Suriye’de nasıl bir etki yaratabilir?

Öcalan’ın çağrısının bölgedeki dengeleri nasıl değiştireceği de merak konusu. Ruhavioğlu, Türkiye'nin SDG'ye karşı olası bir operasyonunun artık gündemden düşebileceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Bu çağrı yapıldığına göre Türkiye, Suriye’ye askeri operasyon yapmayacak demektir. SDG ve Suriye'deki Kürtler, Türkiye'yi rahatsız etmeyecek ama kendi çıkarlarını da koruyacak bir formül arayacaktır."

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında yeni bir dönem mi?

Hewler Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Arzu Yılmaz, Öcalan’ın çağrısında sadece federasyon ya da özerkliğin değil, idari özerkliğin bile bir alternatif çözüm olarak görülmediğine dikkat çekti.

Yılmaz, bunun yakın dönemde en çok tartışılacak konulardan biri olacağını belirterek şu değerlendirmede bulundu:

"Merkezi bir yönetimde idari özerklik, merkezin avantajına olabilecek en ılımlı çözümdür. Ancak Öcalan'ın açıklamasında bu bile bir seçenek olarak görülmüyor."

PKK'nın bu çağrıya nasıl bir yanıt vereceği ve devletin süreci nasıl yöneteceği, önümüzdeki dönemin en kritik gelişmelerinden biri olacak.


Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI