Öz Orman İş Başkanı Settar Aslan: ‘Bu teklif işçinin emeğini görmemek, Türkiye’nin gücünü görmemektir’
Türkiye Emek Gündemi

Öz Orman iş Sendikası Genel başkanı Settar Aslan Seyfi Uzunkök'ün sorularını cevapladı.
Seyfi Uzunkök: TÜHİS tarafından kamu işçilerine sunulan ilk teklif kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Bu teklif hakkında değerlendirmeniz nedir?
Settar Aslan: Bakın, bu teklif üzerinden konuşmak bile aslında kamuoyunda yanlış bir algı yaratır. Sanki üzerinde durulabilecek, tartışılabilecek bir rakammış gibi görünür. Hayır, bu teklifin kabul edilecek hiçbir tarafı yok. Ocak ayından beri sabırla bekleyen kamu işçileri zaten uzun zamandır yüzde 27’lik vergi diliminin baskısı altında eziliyor. Bir işçi 45 bin TL brüt maaş alıyorsa, eline geçen net tutar 36-37 bin TL’ye kadar düşüyor. Şimdi TÜHİS’in sunduğu teklifle bu maaşın 41-42 bin TL bandına çıkacağı söyleniyor ama bu, işçinin yılın başında aldığı rakamın bile çok gerisinde.
Biz bu devleti seviyoruz, devletimizi yüceltmek istiyoruz. Bunu her fırsatta da söylüyoruz: Devletimiz son 20 yılda gerçekten destansı başarılar elde etti. Pandemi, deprem, savaşlar, küresel krizler… Ama böylesine büyük başarılar elde eden bir devletin kamu işçisine layık gördüğü bu rakam, ne devletimizin büyüklüğüne yakışır ne de işçimizin alın terine. Bu teklif, işçinin emeğini görmemek, Türkiye’nin gücünü görmemektir.
Seyfi Uzunkök: Son yıllarda EYT düzenlemesi çok konuşuldu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Settar Aslan: EYT meselesi, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir sosyal güvenlik reformuydu. Devletimiz bunu göğüsledi, başardı. Kolay değildi ama oldu. Bugün genç emekli sayımız ciddi şekilde arttı. Bu sistem doğru muydu, yanlış mıydı? Elbette tartışılabilir. Ancak başka kaynaklara, başka alanlara akan su, eğer işçinin sofrasından kesiliyorsa bu iyi bir şey değildir. Türkiye büyüdükçe, refahın adil dağılımı daha da önem kazanıyor. İşçinin emeği bu ülkenin taşıyıcı kolonudur. O kolonları zayıflatırsak bina çökmeden devrilir.
Seyfi Uzunkök: Pandemi süreci zordu. Ancak işçiler hep sahadaydı. Bu fedakârlığı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Settar Aslan: Türkiye pandemi sürecinde büyük sınavlar verdi. Fabrikalar kapanırken, kepenkler inerken, dünya dururken işçiler durmadı. Kamu işçisi kapanmadı. Türkiye’yi ayakta tutan ana direklerden biri kamu işçisiydi. O dönemde sağlıkta, ulaşımda, gıdada, ormancılıkta, enerjide sahada olan hep işçiydi. Eğer Türkiye o küresel kırılmalardan büyük bir yara almadan çıkabildiyse, bunda devletin organizasyon gücü kadar işçinin direnci ve emeği de çok büyüktür.
Bugün sağımıza solumuza bakalım: Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu… Kaynıyor. Dünya yeni bir rüzgâra hazırlanıyor. Türkiye bu rüzgâra kapılan değil, yön veren bir ülke oldu. Ukrayna krizinde varız, Rusya krizinde varız, İran konusunda da etkiliyiz. Bu güç, devletimizin siyasi ve diplomatik başarısı kadar savunma sanayisinin, tarımın, üretimin güçlü işlemesinden kaynaklanıyor. Bu çarkları döndüren, bu başarıyı mümkün kılan ise kamu işçisidir. Motorun içindeki piston işçidir; sessizdir ama durursa sistem çöker.
Seyfi Uzunkök: Ormanlarımızın dünü, bugünü ve yarını için neler söylersiniz?
Settar Aslan: Ormanlar bizim akciğerimizdir; yani nefesimiz. Öz Orman İş Sendikası olarak her zaman bu bilinci taşıdık. Düne baktığımızda, özellikle 90’lı yıllarda ihmal edilmiş ormanlarımızı görüyoruz. Bugün ise Allah’a şükür, yangınla mücadelede bir dünya markası haline geldik.
Avrupalı meslektaşlarımız bize şunu söylüyor: ‘Siz orman yangınlarıyla mücadelede Şampiyonlar Ligi’ndesiniz.’ Gurur duymamak elde değil. Uluslararası ölçekli sendikalarla temas halindeyiz. Katıldığımız panellerde, çalıştaylarda Türkiye örneği artık anlatılıyor. Teknolojimiz, ekipmanlarımız, işçilerimizin refleksi dünya çapında örnek gösteriliyor.
Ama bir şeyi net söyleyelim: Bugün bu başarıyı konuşuyorsak, sahada ter döken orman işçilerinin, mevsimlik çalışan kardeşlerimizin, yangınla yüz yüze gelen kahramanlarımızın alın teri var bu tabloda. Biz emeğimizle gurur duyuyoruz. Ama lütfen emeği verenleri de birer üvey evlat gibi görmeyelim. Gurur duyulan her başarı, o gururu inşa eden insanlara layık davranmayı da gerektirir. Emeğe saygı, kalkınmanın teminatıdır.
Seyfi Uzunkök: Son olarak kamuoyuna vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Settar Aslan: Şunu unutmayalım: Türkiye ne zaman zorlansa, ayağa kalkan hep işçisi oldu. Bu ülkenin işçisi kendini yalnız hissetmemeli. Biz diyoruz ki: Bu gemi hepimizin. Ama geminin küreğini çekenin yorgunluğu görmezden gelinirse, limana ulaşmak zorlaşır. Devletimizin büyüklüğüne inanıyoruz ama bu büyüklüğü hissettirecek olan; alın terine verilen kıymettir.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI