Saadet Partili Şerafettin Kılıç: “Yap-işlet-devret kamu yatırımı değil, millete yük; Antalya hızlı tren ve otoyol için bekliyor”
TBMM Genel Kurulunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bütçesi üzerine konuşan Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, Bakanlığın 2026 yılı bütçe payının yüzde 2,77’ye düşmesini “vizyon kaybı” olarak nitelendirdi. Uygulanan yap-işlet-devret modelini kamu yatırımı değil “garantili gelir aktarma düzeni” olarak tanımlayan Kılıç, 2019’da 5,1 milyar lira olan garanti ödemelerinin 2024’te 78,7 milyar liraya, 1915 Çanakkale Köprüsü’nde ise yüzde 84 sapmayla 281 milyon avro garanti ödemesine ulaşıldığını söyledi. Demir yolunda 10 bin kilometre hedefinin sadece yüzde 14,87’sinin gerçekleştirilebildiğini belirten Kılıç, İzmir–Ankara hızlı treninin “bin seksen günde biter” denilmesine rağmen 4.500 günü geride bıraktığını, Antalya–Alanya otoyolu ile Antalya’ya hızlı tren bağlantısının acil ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi görüşmelerinde YENİ YOL Partisi Grubu adına söz alan Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının bütçesini hem model tercihleri hem de gerçekleşmeyen projeler üzerinden eleştirdi. Kılıç, “Bu bütçe sadece bir bakanlığın harcaması değildir; milletin alın terinin, geleceğinin ve ülkenin kalkınma yaklaşımının aynasıdır.” diyerek konuşmasına başladı.
Bakanlığın bütçe payının 2026 yılında yüzde 2,77’ye düşmesine dikkat çeken Kılıç, “Bu düşüş rastlantı değildir; ulaştırma politikalarının vizyon kaybının göstergesidir. Ülke kalkınmasının omurgası olması gereken ulaştırma artık kamu yararını değil garanti yükümlülüklerini önceleyen bir modele teslim edilmiştir.” ifadelerini kullandı.
“YİD kamu yatırımı değil, garanti yükümlülüğü; köprüden geçmeyen de, havalimanına gitmeyen de ödüyor”
Kılıç, yap-işlet-devret (YİD) modeline ilişkin eleştirilerini sert bir dille dile getirerek şunları söyledi:
“Biz kürsüden açıkça ifade ediyoruz: Uygulanan YİD modeli kamu yatırımı değil, kamu yüküdür; yatırım değil, borçlanma aracıdır; kalkınma değil, garantili gelir aktarma düzenidir.”
Modelin işleyişini somut örneklerle anlatan Kılıç, “Köprü yapılıyor, geçmeyen millet parasını ödüyor; havalimanı yapılıyor, uçmayan yolcu garanti ediliyor; tünel yapılıyor, kullanmayan vatandaş bile yüklenicinin gelirini karşılıyor.” sözleriyle eleştirisini sürdürdü.
Garanti ödemelerinde hızlı artış ve Çanakkale Köprüsü örneği
Kılıç, garanti ödemelerinde son yıllardaki artışı rakamlarla ortaya koydu:
-
2019: 5,1 milyar TL
-
2023: 56,9 milyar TL
-
2024: 78,7 milyar TL (öngörülen)
1915 Çanakkale Köprüsü özelinde geçiş garantileriyle gerçekleşen araç sayıları arasındaki farkı da paylaşan Kılıç, “2024 yılında Çanakkale Köprüsü için garanti edilen araç geçiş sayısı 16 milyon 425 bin; gerçekleşen araç geçiş sayısı 2 milyon 684 bin 738. Hata payı yüzde 84.” dedi.
Bu fark nedeniyle Hazinenin şirkete yaptığı garanti ödemesine vurgu yaparak “Hazinenin şirkete ödediği garanti tutarı, yani zarar, tam tamına 281 milyon avro. Bu sadece bir örnek.” bilgisini verdi.
Kılıç, kürsüden şu soruyu yöneltti:
“Millet geçmediği köprünün, kullanmadığı havalimanının parasını neden öder? Bu adalet midir, hakkaniyet midir, millî kalkınma mıdır?”
“Toplu taşıma cazip hale getirilmeden ne trafik çözülür ne can kayıpları azalır”
Kılıç, Türkiye’nin trafik kazalarında en çok can kaybı yaşayan ülkeler arasında olduğunu hatırlatarak, bireysel araç sahipliğinin yüksekliğine ve araç parkının yaşlılığına dikkat çekti:
“Trafikteki otomobillerin ortalama yaşı 14,5. Bunun manası şu: Eski de olsa araçlar trafikte dolaşıyor. Bunun en büyük sebebi toplu taşımanın yeterince cazip olmamasıdır.”
Toplu taşıma alternatiflerinin güçlendirilmesi gerektiğini belirten Kılıç, “Toplu taşıma cazip hâle gelirse, ulaşım ağları geliştirilirse hem can kayıpları hem karbon salınımı azalır, trafik de kronik sorun olmaktan çıkar.” değerlendirmesinde bulundu.
“10 bin kilometre demir yolu hedefinde yüzde 15 bile yapılamadı”
Demir yolu yatırımlarında da hedeflerin oldukça gerisinde kalındığını söyleyen Kılıç, “2011 yılında 10 bin kilometre yeni demir yolu hedefi kondu. 2023 yılı itibarıyla sadece 1.865 kilometre yapılabildi; hedefin gerçekleşme oranı yüzde 14,87.” sözleriyle tabloyu özetledi.
Bazı projelerin ise “nesilden nesile masala dönüşen dedikodular” hâline geldiğini söyleyen Kılıç, İzmir–Ankara hızlı tren projesini örnek gösterdi:
“2013’te başlandı, ‘bin seksen günde ilk ayağı bitecek’ denildi. O günden bugüne dört bin beş yüz gün geçti, ortada ayak falan yok.”
“Antalya–Alanya otoyolu gecikmeli başladı, Antalya’ya hızlı tren bağlantısı şart”
İktidarın ulaştırma yatırımlarında sıkça öne çıkardığı Antalya bölgesine de değinen Kılıç, Antalya–Alanya otoyolu ve hızlı tren projesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Antalya–Alanya otoyolu için “Defalarca ihale edildi, ertelendi; nihayet üç yıl gecikmeyle ilk kazmayı vurdunuz. Şimdi de üç yıl içinde bitirme hedefi var; umuyoruz ki bir gecikme daha yaşanmaz.” diyen Kılıç, kentin genel ulaşım yükünü şu sözlerle anlattı:
“Antalya’nın hem çevre illerle hem kendi ilçeleri arasında trafik yoğunluğu çok fazla ama ulaşım olanakları kısıtlı. Antalya hızlı tren bağlantısı artık bir lüks değil, zorunluluktur.”
Hem şehir içinde hem şehirler arası trafikte rahatlama için alternatif güzergâhların bir an önce devreye alınması gerektiğini vurgulayan Kılıç, bu projelerin Türk lirası üzerinden, şeffaf ihalelerle, kamu yararı gözetilerek yürütülmesi çağrısında bulundu:
“Bunları yaparken kendi öz kaynaklarımızla yapmalıyız, ihaleler Türk lirası cinsinden ve şeffaf biçimde yapılmalıdır.”
Kılıç, konuşmasını “2026 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.” sözleriyle tamamladı; YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar yükseldi.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI