Yapay zeka için çılgın enerji planı: Eric Schmidt, veri merkezlerini uzaya taşımak istiyor
Yapay zekanın hızla artan enerji ihtiyacına karşı çareyi Dünya dışında arayan eski Google CEO'su Eric Schmidt, yörüngeye kurulacak veri merkezlerinin 7/24 güneş ışığıyla çalışabileceğini savunuyor. Bu vizyoner projeye göre, uzayda inşa edilecek merkezler Dünya'dakilere göre 8-9 kat daha fazla enerji üretebilecek.

Yapay zeka büyüdükçe enerji ihtiyacı da büyüyor
Yapay zeka teknolojileri geliştikçe, bu sistemleri çalıştıran veri merkezlerinin enerji tüketimi de ciddi boyutlara ulaşıyor. Uzmanlara göre, bu veri merkezleri yakın gelecekte gezegenin en büyük enerji tüketicileri arasında yer alacak. Bu durum hem şirketleri hem de ülkeleri yeni ve sürdürülebilir enerji çözümleri aramaya itiyor.
Nükleer santraller bile yetersiz kalabilir
Günümüzde ABD'deki bir nükleer santral ortalama 1 gigawatt enerji üretiyor. Ancak şimdiden 10 gigawatt enerjiye ihtiyaç duyacak veri merkezleri kurulmaya başlandı. 2030 yılı itibarıyla bu talebin 75 gigawatt'ı aşabileceği tahmin ediliyor. Bu öngörüler, mevcut enerji altyapısının yakında yetersiz kalabileceğini ortaya koyuyor.
Eric Schmidt'in uzay planı
Google'ın 2000'li yıllarda CEO'luğunu yapan Eric Schmidt, bu soruna alışılmışın dışında bir çözüm öneriyor: Uzaya veri merkezleri kurmak. Schmidt kısa süre önce uzay girişimi Relativity Space’in CEO’luğunu üstlendi ve şirketin ana misyonunu, yapay zekanın enerji ihtiyacını karşılayabilecek uzay tabanlı veri merkezleri inşa etmek olarak belirledi.
Uzayda 7/24 güneş ışığı avantajı
Schmidt’in planına göre, yörüngede kurulacak veri merkezleri Dünya’daki merkezlere göre çok daha yüksek miktarda güneş enerjisi elde edebilecek. Bunun nedeni, yörüngedeki tesislerin 7 gün 24 saat güneş ışığı alabilmesi ve atmosfer kaynaklı enerji kayıplarından etkilenmemesi. Hesaplamalara göre, bu tür bir tesis Dünya’daki eşdeğerinden 8 ila 9 kat daha fazla enerji üretebilir.
Projenin önündeki engeller ve potansiyel
Elbette bu fikrin hayata geçirilmesi birçok teknik engeli de beraberinde getiriyor. Veri merkezlerinin uzaya taşınabilmesi için uygun taşıma sistemleri geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca, bu merkezlerde işlenen verilerin Dünya’ya güvenli ve hızlı bir şekilde aktarılabilmesi için de yeni teknolojilere ihtiyaç var. Relativity Space’in şu ana kadarki çalışmaları, bu aşamaların henüz başlangıç noktasında olduğunu gösteriyor. Ancak Schmidt’in bu radikal planı, gelecekteki enerji krizlerine karşı geliştirilecek çözümler için dikkat çekici bir örnek olarak değerlendiriliyor.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI