27. Dönem CHP Ankara Milletvekili Dr. Servet Ünsal CUMHA’ya konuştu: “Şehir hastaneleri bütçede ağır yük, sağlıkta koruyucu hizmetler geri planda kaldı”

27. Dönem CHP Ankara Milletvekili Dr. Servet Ünsal, CUMHA Cumhur Haber Ajansı’na verdiği özel röportajda 2026 yılı Sağlık Bakanlığı bütçesini, Sayıştay raporlarını ve şehir hastaneleri modelini sert sözlerle eleştirdi. Sağlığa ayrılan 1 trilyon 475 milyar liranın enflasyon karşısında gerçek bir artış içermediğini savunan Ünsal, kişi başına düşen sağlık harcamasının maaş ve primler çıktıktan sonra yıllık yaklaşık 5 bin 600 liraya gerilediğini söyledi. Ünsal, kamu-özel iş birliğiyle işletilen şehir hastanelerinin bütçeye “kambur” haline geldiğini, sözleşmelerin feshedilip hastanelerin Sağlık Bakanlığı tarafından işletilmesi gerektiğini dile getirdi.

Kasım 14, 2025 - 10:38
27. Dönem CHP Ankara Milletvekili Dr. Servet Ünsal CUMHA’ya konuştu: “Şehir hastaneleri bütçede ağır yük, sağlıkta koruyucu hizmetler geri planda kaldı”


Cumhuriyet Halk Partisi 27. Dönem Ankara Milletvekili Dr. Servet Ünsal, 2026 yılı Sağlık Bakanlığı bütçesi ve şehir hastaneleri modeline ilişkin değerlendirmelerini CUMHA Cumhur Haber Ajansı’na anlattı. Ünsal, Meclis’e sunulan bütçe teklifini ve Sayıştay’ın sağlık alanına ilişkin raporlarını incelediğini, tespit ettiği sorunları tek tek sıraladığını ifade etti.

“Kâğıt Üzerinde Artış Var, Reel Olarak Neredeyse Yerinde Sayıyor”

Ünsal, 2026 yılında sağlığa 1 trilyon 475 milyar lira ödenek ayrıldığını belirterek, bu tutarın merkezi bütçeden ayrılan payının yüzde 6,8 seviyesinde kaldığını söyledi. 2025 bütçesinde sağlığa ayrılan ödeneğin 1 trilyon 20 milyar lira olduğunu hatırlatan Ünsal, “İktidar, ‘bütçede sağlığa 455 milyar lira daha fazla ayırdık’ diyor ama bu rakamı enflasyonla düzelttiğimizde reel artışın yaklaşık 60 milyar liraya indiğini görüyoruz.” dedi.

TÜİK’in açıkladığı yüzde 38,26’lık 12 aylık enflasyon oranına güvenmediğini belirten Ünsal, ENAG’ın yüzde 60 civarındaki hesabını ve İstanbul Ticaret Odası’nın yüzde 50’lere yaklaşan verilerini hatırlatarak, resmi enflasyonun düşük gösterildiğini iddia etti. TÜİK’in siyasi iktidarın baskısıyla hareket ettiğini öne süren Ünsal, bu nedenle memur, işçi ve emekli maaş artışlarının da baskılandığını savundu.

Kişi Başına 16 Bin 300 Lira: “Maaşlar Çıkınca 5 Bin 600 Lira Kalıyor”

Göç Komisyonu eski üyesi olduğunu hatırlatan Ünsal, Göç İdaresi ve nüfus kayıt sistemine atıf yaparak Türkiye nüfusunun yaklaşık 91 milyon 292 bin kişi olduğunu söyledi. Bu nüfus üzerinden yapılan hesapta, 2026 bütçesinde sağlıkta kişi başına düşen payın 16 bin 300 lira olduğunu belirtti.

Ünsal, bu tutarın içinde sağlık çalışanlarının maaşları, diğer ücretler ve SGK primlerinin bulunduğunu vurgulayarak, “Bu kalemleri çıkardığımızda kişi başına yaklaşık 5 bin 600 lira kalıyor. Yani AKP iktidarının 2026 sağlık bütçesinde, vatandaşa fiilen düşen yıllık sağlık harcaması bu.” ifadelerini kullandı.

CHP’li Ünsal, bu parayla alınabilecekleri de şöyle örneklendirdi: yaklaşık 374 ekmek, 10 kilogram kıyma ya da 10 adet grip aşısı. Ünsal, “Kişi başına yıllık 5 bin 600 liralık fiili sağlık harcaması, ülkenin gerçek ihtiyaçlarıyla kıyaslandığında son derece yetersiz.” diye konuştu.

Koruyucu Sağlık Hizmetlerine Bütçe: “Tedavinin Yanında Çok Zayıf”

Dr. Ünsal, bütçede sağlığa ayrılan kaynağın koruyucu ve tedavi edici hizmetler arasında dengesiz dağıtıldığını savundu. 2026 bütçesinde koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan payın yüzde 29, tedavi edici sağlık hizmetlerine ayrılan payın ise yüzde 71 civarında olduğunu belirten Ünsal, “Dünyada en önemli sağlık politikası, hastalanmadan önce koruyucu sağlık hizmetlerine yatırım yapmaktır. Bizde tam tersi bir tablo var.” değerlendirmesini yaptı.

HPV Aşısı Eleştirisi: “147 Ülkede Ücretsiz, Bizde 1 Doz Bile Zor”

Kadın nüfusun toplumun yarısını oluşturduğunu vurgulayan Ünsal, rahim ağzı kanserine karşı koruma sağlayan HPV aşısına da ayrıca dikkat çekti. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 147 ülkede HPV aşısının üç dozunun ücretsiz uygulandığını söyleyen Ünsal, Türkiye’de ise aşının ücretsiz rutin programa tam olarak alınmadığını ifade etti.

HPV aşısının tek doz fiyatının yaklaşık 3 bin lira olduğunu aktaran Ünsal, “Bu bütçeyle kadınlarımız yılda üç doz olması gereken HPV aşısının ancak bir dozunu karşılayabiliyor. Koruyucu sağlık hizmetlerine bu kadar düşük pay ayrılırsa rahim ağzı kanseri gibi önlenebilir hastalıklarda da yeterli başarı sağlanamaz.” dedi.

“Şehir Hastaneleri Bütçede Kambur Haline Geldi”

CHP’li Ünsal, kamu-özel iş birliği modeliyle inşa edilen şehir hastanelerini Türkiye’nin en büyük sağlık sorunlarından biri olarak nitelendirdi. Halen faal olan şehir hastanelerinin sayısının yaklaşık 18 olduğunu, toplamda ise 33 hastane planlandığını hatırlatan Ünsal, daha önceki eleştiriler ve meslek örgütlerinin baskısı sonrası yeni projelerin büyük kısmının artık devlet tarafından yapılacağının açıklandığını kaydetti.

Ünsal, 2026 yılı bütçesinde şehir hastanelerine kira ve hizmet bedeli olarak 136 milyar lira ödenmesinin öngörüldüğünü belirterek, “Ülkemizde bine yakın hastane var. Sadece 18 şehir hastanesine ayrılan bu kaynak, devlet hastanelerine ayrılan bütçenin yüzde 25–30’una denk geliyor. Bu model, sağlık sisteminin üzerine ağır bir yük bindiriyor.” dedi.

“Arsa Bizden, Personel Bizden, Kira ve Hizmet Parası Müteahhite”

Ünsal, şehir hastanelerinde doktor ve sağlık personelinin Sağlık Bakanlığı tarafından istihdam edildiğini, arsa tahsisinin de devletçe yapıldığını hatırlatarak, özel şirketlerin yalnızca inşaatı üstlenip kira ve hizmet bedeli aldığını söyledi. Sözleşmelerde yer alan yüzde 70 hasta garantisinin de kamu kaynakları üzerinde ilave baskı oluşturduğunu ifade etti.

Şehir hastaneleri sözleşmelerinin 25 yıllık olduğunu belirten Ünsal, bugüne kadar geçen 6–7 yıl içinde ciddi ödemeler yapıldığını, kalan 16–17 yıllık dönemin bütçe için ağır bir yük anlamına geldiğini dile getirdi. Ünsal, “2026 bütçesinden sonra bu şehir hastanelerinin sözleşmeleri feshedilmeli, devlet bu hastanelere el koymalı ve işletmeyi Sağlık Bakanlığı üstlenmelidir.” çağrısında bulundu.

Sayıştay Raporları: “Artık Hangi Hastanede Hangi Hata Var Göremiyoruz”

Dr. Servet Ünsal, daha önceki yıllarda Sayıştay raporlarında tespit edilen usulsüzlük ve hataların hangi hastanede yapıldığının açıkça yazıldığını, son raporlarda ise bu uygulamadan vazgeçildiğini ileri sürdü. Sağlık Bakanlığı’na ilişkin son Sayıştay raporunda yaklaşık 20 başlıkta hata ve sorun zinciri bulunduğunu belirten Ünsal, “Artık raporlarda hastane isimleri yok. Hangi hata, hangi hastanede yaşanmış bilmiyoruz. Bu da denetimi zayıflatıyor.” dedi.

Ünsal, yer teslimi yapılmadan inşaata başlanması, tamamlama sürelerine uyulmaması, gerçekleşmeyen imalatlar için sabit yatırım revizyonu yapılmaması, doğalgaz tüketiminde eksik ölçüm ve bozuk saat kullanımı, yatırım döneminde KDV istisnası sağlanan müteahhitlerden kira tutarı veya sürelerinde indirim istenmemesi gibi bulgulara dikkat çekti.

Etlik ve Bilkent Şehir Hastaneleri Örneği

Dr. Ünsal, Ankara Etlik Şehir Hastanesi’nin yaklaşık üç yıl gecikmeyle tamamlandığını, sözleşmelerde öngörülen günlük onbinde üç (0,0003) oranındaki gecikme cezasının uygulanmadığını iddia etti. Hastanenin gecikmeye rağmen cezasız şekilde teslim edildiğini savunan Ünsal, bunun kamu zararına yol açtığını belirtti.

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi için ise sözleşmede öngörülen ticari alan büyüklüğünün aşıldığını öne sürdü. İhale şartlarında 10 dönüm civarında ticari alan verildiğini, fiiliyatta bunun 20 dönüme yaklaştığını söyleyen Ünsal, “Lokanta, kafe, berber gibi işletmeler için ayrılan ticari alanların sözleşmenin çok üstüne çıktığı görülüyor.” dedi.

Bilkent’te ayrıca Da Vinci robotu ve excimer lazer gibi yüksek teknoloji cihazların kayıt ve ödeme planlarında yer almasına rağmen hastanede bulunmadığını iddia eden Ünsal, eski devlet hastanelerinden buzdolabı, elbise dolapları ve cerrahi aletlerin kamyonlarla taşındığını, bunların yeniymiş gibi kullanıma sokulduğunu öne sürdü.

Kütahya, Tekirdağ ve Konya Karatay Şehir Hastanelerinde Tespit Edilen Sorunlar

Ünsal, Sayıştay raporlarına dayanarak Konya Karatay Şehir Hastanesi’nde çevre ve bahçe düzenlemesi hizmetinin sözleşmeye rağmen yerine getirilmediğini, Kütahya ve Tekirdağ şehir hastanelerinde ticari alanlara ilişkin süreçlerin tamamlanmadığını ve sözleşme haklarının kullanımında belirsizlikler bulunduğunu ifade etti.

Kütahya Şehir Hastanesi’nde yapı kullanma izin belgesi alınmadan hizmet verilmeye başlandığını, buna rağmen hemodiyaliz hizmetlerinin eksik kaldığını savunan Ünsal, kamu-özel iş birliğiyle işletilen tüm şehir hastanelerinde ticari alanların, ekipman temininin ve hizmet kalitesinin sorunlu olduğuna dikkat çekti.

Görüntüleme, Laboratuvar ve Hakediş İddiaları

CHP’li Ünsal, şehir hastanelerinde MR, tomografi, endoskopi ve kolonoskopi gibi işlemler için vatandaşlara 3 ila 6 ay sonrasına randevu verildiğini belirtti. Laboratuvar sonuçlarının da çoğu zaman bir hafta ile 15 gün arasında çıkabildiğini söyleyen Ünsal, cihaz arızaları ve personel yetersizliğinin vatandaşı mağdur ettiğini dile getirdi.

Görüntüleme ve laboratuvar hizmetlerinde, özel şirketlerin hakedişlerinde yer alan puanlama sisteminin yeterince denetlenmediğini iddia eden Ünsal, fiiliyatta örneğin 100 tetkik yapılmışken 150 tetkik yapılmış gibi fatura edildiği yönünde bulgular bulunduğunu anlattı. Bu durumun, şehir hastaneleri üzerinden devletin sistematik biçimde zarara uğratıldığı anlamına geldiğini savundu.

Ulaşım ve Otopark Sorunları: “Ulaşamadığınız Hastanenin Merdivenleri Altın Olsa Ne Olur”

Dr. Servet Ünsal, şehir hastanelerinde ulaşılabilirlik sorununa da vurgu yaptı. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nin açılması için Atatürk Hastanesi, Numune Hastanesi, Yüksek İhtisas, bazı SSK ve kadın doğum hastanelerinin kapatıldığını hatırlatan Ünsal, “Vatandaş Keçiören’den, Sincan’dan, Tuzluçayır’dan şehir hastanesine bir saate yakın yol gidiyor. Yolda fenalaşan, hastaneye ulaşamayan insanlar var.” dedi.

Bilkent’te kapalı otopark kapasitesinin yaklaşık 7 bin 500 araç olduğunu, buna karşın 20 binin üzerinde personelin çalıştığını söyleyen Ünsal, LPG’li araçların kapalı otoparka alınmaması nedeniyle çevre yollarda çift sıra parkın kronik hale geldiğini, yolların tek şeride düştüğünü ifade etti. Bu durumun hem trafik güvenliğini zayıflattığını hem de acil durumlarda hastaneye ulaşımı zorlaştırdığını dile getirdi.

“Şehir Hastaneleri Modeli Gözden Geçirilmeli, Sözleşmeler Feshedilmeli”

Röportajında şehir hastanelerini bütçe açısından “kambur” olarak nitelendiren Ünsal, kamunun sırtındaki yükün azaltılması için mevcut kamu-özel iş birliği sözleşmelerinin gözden geçirilmesi ve feshedilmesi çağrısını yineledi. Arsa tahsisi, personel giderleri, kira ve hizmet bedelleri ile KDV istisnalarının birleştiği noktada, kamu aleyhine büyük bir kaynak transferi oluştuğunu savundu.

2026 Sağlık Bakanlığı bütçesinin, Sayıştay raporlarındaki bulgular dikkate alınmadan yürürlüğe girmesi halinde aynı hataların devam edeceğini söyleyen Ünsal, “Sağlıkta gerçek anlamda reform için, koruyucu sağlık hizmetlerine ağırlık veren, denetimi güçlendirilmiş, şeffaf ve kamu yararını esas alan yeni bir modele ihtiyaç var.” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.


Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI