Yeni Yol Grubu Grup Başkanvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ TBMM’de Su Krizine Dikkat Çekti: “Su, Ulusal Güvenlik Meselemizdir”
TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Yeni Yol Grubu Grup Başkanvekili ve Muğla Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Türkiye’nin su kaynakları konusunda ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını vurgulayan Özdağ, artan sıcaklıklar, yanlış su yönetimi ve hızlı şehirleşme nedeniyle su güvenliğinin tehdit altında bulunduğunu söyledi. Suyun ekonomik bir meta değil, stratejik bir kaynak ve insan hakkı olduğunu ifade eden Özdağ, suyun ulusal güvenlik stratejilerinin bir parçası hâline getirilmesi çağrısında bulundu.
TBMM Genel Kurulu’nda söz alan Yeni Yol Grubu Grup Başkanvekili ve Muğla Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Türkiye’nin su kaynaklarında yaşanan kritik duruma dikkat çekti. Özdağ, “Bugün hepimizi yakından ilgilendiren, milletimizin geleceğini ipotek altına alma riski taşıyan hayati bir konuyu, su meselesini ele almak üzere huzurlarınızdayım.” ifadeleriyle başladığı konuşmasında, Türkiye’nin sanıldığı kadar su zengini bir ülke olmadığını belirtti.
“Su Yerine Başka Hiçbir Madde İkame Edilemez”
Özdağ, suyun yalnızca doğal bir kaynak değil, medeniyetin temeli ve stratejik bir varlık olduğunu söyledi. “Unutmayalım ki su yerine başka hiçbir maddenin ikame edilemeyeceği sınırlı ve mübarek bir kaynaktır.” diyen Özdağ, su krizinin yaşam, kalkınma ve çevre politikalarını doğrudan etkileyen çok boyutlu bir tehdit haline geldiğini vurguladı.
“Türkiye Su Zengini Değil”
Türkiye’de kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1.519 metreküp olduğunu belirten Özdağ, bu değerin ülkeyi “su sıkıntısı çeken ülkeler” kategorisine yerleştirdiğini ifade etti. Türkiye’nin yarı kurak iklim yapısının iklim değişikliğiyle birlikte daha da kırılgan hâle geldiğini dile getiren Özdağ, artan sıcaklıklar, azalan yağışlar ve barajlardaki su seviyesindeki düşüşlerin tarımı, enerji üretimini ve içme suyu güvenliğini tehdit ettiğini söyledi.
“Kuraklık Artık Ulusal Bir Afettir”
Yanlış su yönetimi, plansız sanayileşme ve hızlı kentleşmenin krizi derinleştirdiğini belirten Özdağ, “Kuraklık artık noktasal bir olay değil, bölgesel hatta ulusal çapta bir doğal afettir.” ifadelerini kullandı. Tarımsal sulamada açık sistemlerin yaygınlığının ciddi su kayıplarına neden olduğunu söyleyen Özdağ, damla sulama ve modern tekniklerin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini belirtti.
“Suyu Yönetmek Demek, İsrafsız Yönetmek Demektir”
Türkiye’de suyun yüzde 74’ünün tarımda, yüzde 15’inin sanayide, yüzde 11’inin evsel tüketimde kullanıldığını kaydeden Özdağ, sanayi ve kentlerde geri dönüşüm, gri su kullanımı ve yağmur suyu hasadı uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Belediyelere su havzalarının korunması ve altyapı sistemlerinin yenilenmesi çağrısında bulunarak, “Suyu yönetmek demek, öncelikle israfsız yönetmek demektir.” dedi.
“Sağlıklı Suya Ulaşmak Temel Bir İnsan Hakkıdır”
Özdağ, suyun yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal bir değer olarak görülmesi gerektiğini vurguladı. “Sudan ucuz” gibi deyimlerin suyun değersiz olduğu algısını pekiştirdiğini belirtti. Bölgesel dengesizliklere dikkat çeken Özdağ, Marmara Bölgesi’nin yoğun nüfusuna rağmen sınırlı su kaynaklarına sahip olduğunu ifade etti.
“Su, Ulusal Güvenlik Stratejisinin Parçası Olmalıdır”
Özdağ, suyun gelecek nesillerden alınan stratejik bir emanet olduğunu dile getirerek, ulusal güvenlik stratejilerine entegre edilmesi gerektiğini belirtti. Kuraklık izleme merkezlerinin güçlendirilmesi, su kayıplarının azaltılması ve yerel yönetimlerin aktif rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Vatandaşlarımızı susuz bırakmayız.” sözlerini de hatırlatan Özdağ, “O belediyeler daha önce de sizin elinizdeydi, yapsaydınız, su sıkıntılarını gidermiş olsaydınız.” diyerek hükümeti geçmiş dönemdeki uygulamaları nedeniyle eleştirdi.
Konuşmasını “Bu hayati konuda siyasi ayrılıkları bir kenara bırakarak ulusal bir duruş sergilemek hepimizin ortak sorumluluğudur.” sözleriyle tamamlayan Özdağ, suyun artık çevresel bir mesele değil, ulusal güvenlik ve beka konusu olduğunu söyledi.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI