AK Parti Kırşehir Milletvekili Necmettin Erkan: “Savunma sanayisinde tam bağımsız Türkiye yolunda kararlı ilerliyoruz”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Millî Savunma Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde AK Parti Grubu adına konuşan Kırşehir Milletvekili Necmettin Erkan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin iki bin iki yüz yıllık devlet tecrübesi, artan bölgesel krizler ve küresel güç rekabeti karşısında savunma kapasitesinin güçlendirilmesinin bir zorunluluk olduğunu söyledi. Erkan, savunma sanayinde yerlilik oranının yüzde 80’lerin üzerine çıktığını, 2024’te savunma ve havacılık ihracatının 7,1 milyar doları aşarak rekor kırdığını, KAAN, KIZILELMA, SİHA’lar ve MİLGEM projeleriyle Türkiye’nin dünyada ilk sıralara yükseldiğini belirterek, Kırşehir’e kurulacak Makine Kimya fabrikasının da bu zincire ekleneceğini ifade etti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Millî Savunma Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşülürken, AK Parti Grubu adına son konuşmayı Kırşehir Milletvekili Necmettin Erkan yaptı. Komisyon Başkanı Orhan Erdem’in söz vermesinin ardından kürsüye çıkan Erkan, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’i ve Komisyon üyelerini selamlayarak konuşmasına başladı.
Askerliğin dünyanın en eski ve en onurlu mesleklerinden biri olduğunu vurgulayan Erkan, bu görevin yalnızca fiziki şartlarla değil, “cesaret, vatan sevgisi, millî ve manevi değerlere güçlü bağlılık” ile ifa edilebileceğini söyledi. Türk milletinin tarih boyunca bu vasıfları en üst düzeyde taşıdığını belirten Erkan, “Türk milleti daima dünyanın en güçlü ordularına sahip olmuştur.” dedi.
“Sayısal çoğunluk değil, inanç ve zekâ ile zafer kazanıldı”
Erkan, Türk ordusunun tarihsel başarılarını hatırlatarak, “Asker millet olarak tarihe şan katan Türkler için sayısal çoğunluk ve teknik donanım hiçbir zaman tek başına belirleyici olmamıştır.” ifadelerini kullandı. Kahraman ordunun inancı, cesareti, zekâsı ve tecrübesiyle nice zaferler kazandığını dile getiren Erkan, “Bu millî özelliklerimiz eğitim ve donanımla güçlendirildiği zaman önümüzde kimsenin duramayacağını cümle cihan bilir.” dedi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin iki bin iki yüz yıllık devlet tecrübesiyle askerlik görevini ifa ettiğini söyleyen Erkan, TSK’nin cesur, disiplinli ve fedakâr mensuplarıyla “yüksek hareket kabiliyeti, caydırıcı kuvvet yapısı ve yürüttüğü modernizasyon çalışmaları sayesinde dünyanın en saygın orduları arasında yer aldığını” vurguladı. Ordunun hem sınırları başarıyla koruduğunu hem de dünyanın çeşitli bölgelerinde barış için faaliyet yürüttüğünü belirten Erkan, Malazgirt, Mohaç, Çanakkale, Dumlupınar, Sakarya, Kore ve Kıbrıs’tan bugünkü sınır ötesi harekâtlara uzanan çizgide TSK’nin “destan yazmaya devam ettiğini” ifade etti.
“Fırat Kalkanı’ndan Pençe’ye teröre göz açtırmayan ordu”
Konuşmasında terörle mücadeleye de geniş yer veren Erkan, terör örgütleri üzerinden Türkiye’yi kuşatmaya çalışanların “karada, denizde ve havada karşılarında kahraman orduyu bulduklarını” söyledi. Vatan, bayrak, birlik, beraberlik ve demokrasiye karşı düşmanca tavır sergileyenlere karşı “tarihe geçecek başarılar” elde edildiğini belirten Erkan, “Gerek sınırlarımızın içinde gerek Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Pençe harekâtlarıyla hudutlarımız dışında teröre göz açtırmamaktadır.” dedi.
“TSK’nin kurmay kadrosu MSÜ çatısı altında yetişiyor”
Erkan, 2016’dan bu yana TSK’nin kurmay kadrolarının Millî Savunma Üniversitesi çatısı altında yetiştirildiğini vurguladı. Millî Savunma Üniversitesini “köklü askerî eğitim geleneğini modern, bilimsel yöntemlerle birleştiren, disiplinli, vizyoner ve stratejik düşünceyi merkeze alan seçkin bir eğitim yuvası” olarak tanımladı. Üniversitenin alanında uzman akademik kadrosu, ileri teknoloji imkânları ve millî hedeflere bağlılık anlayışıyla “geleceğin komutanlarını, liderlerini ve savunma uzmanlarını” yetiştirdiğini söyledi.
CHP sıralarından gelen itirazlar üzerine “Gittiniz mi, gördünüz mü?” sorusuna Erkan “Gittim, gördüm.” karşılığını vererek, kurumun bizzat yerinde incelendiğini ifade etti.
Küresel krizler, Gazze ve Karadeniz vurgusu
Dünyada küresel ağırlık merkezlerinin yer değiştirdiği, güç dengelerinin yeniden belirlendiği ve uluslararası rekabetin kızıştığı bir süreçten geçildiğini belirten Erkan, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan sistemin “çatırdadığını”, haklının hakkını arayacağı mekanizmaların görevini yapamadığını söyledi.
Erkan, Gazze’de iki yıldır devam eden soykırım, İsrail’in coğrafyayı istikrarsızlaştıran saldırıları, Rusya–Ukrayna savaşı ve Güney Asya’dan Kuzey Afrika’ya, Balkanlardan Güney Kafkasya’ya kadar uzanan sıcak gerilimlerin Türkiye’yi doğrudan etkilediğini dile getirdi. “Gazze’de insani yardım malzemesi girişine izin verilmediği için açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukların derdi bizim derdimizdir.” diyen Erkan, Suriye’de 8 Aralık devrimiyle yeniden yeşeren umutlara yönelik saldırıların ve Karadeniz’in güvenliğini tehlikeye atan çatışmaların da Türkiye açısından hassasiyet taşıdığını vurguladı.
“Emperyal hedef gütmüyoruz, barış ve adalet eksenli siyaset izliyoruz”
Türkiye’nin bazı devletler gibi emperyal hedefler peşinde olmadığını belirten Erkan, dış politikanın “barış, adalet, uluslararası hukuk, egemenliğe saygı, hakkaniyet ve dayanışma ilkeleri üzerine kurulu olduğunu” söyledi. Nerede haksızlık ve zulüm görülürse belli bir üslup içerisinde tepki gösterdiklerini ifade eden Erkan, “Sayın Cumhurbaşkanımız kürsüye çıktığı zaman sadece bizim değil, zulümlere isyan eden bütün insanlığın hislerine tercüman oluyor.” dedi.
Türkiye’nin adil ve sürdürülebilir bir dünya düzeni için her platformda çaba harcadığını vurgulayan Erkan, barış, huzur, güvenlik ve refah için caydırıcılığın en üst seviyede tutulması gerektiğini belirterek, “Eğer kendi vatanımızda izzetimizle, şerefimizle, başımız dik alnımız açık bir şekilde yaşamak istiyorsak savunma yeteneklerimizi güçlendirmek mecburiyetindeyiz.” ifadelerini kullandı.
Ambargolardan “kendi göbeğimizi kendimiz keseriz” noktasına
Erkan, Türkiye’nin yakın tarihinde savunma alanında ciddi sınamalara maruz kaldığını hatırlattı. 1960’larda, Kıbrıs hadiselerinde ve 1990’larda terörle mücadelede “dost ve müttefiklerden yeterli desteğin alınamadığını” söyledi. 1974 Kıbrıs Harekâtı sonrasında ambargoların zirveye çıktığını, bakım için gönderilen uçakların alıkonulduğunu, telsiz gibi temel iletişim sistemlerinin bile verilmediğini dile getirdi.
Esad rejimiyle yaşanan gerilimlerde ve hava savunma sistemleri arayışında da benzer vefasızlıkların görüldüğünü ifade eden Erkan, “Hava sahamızın sürekli ihlal edildiği günlerde hava savunma sistemleri ülkemizden sökülüp götürüldü.” sözleriyle geçmişteki uygulamaları eleştirdi. Libya’dan Karabağ’daki işgalin sonlandırılmasına kadar pek çok yerde benzer baskı ve çifte standartlarla karşılaşıldığını belirterek, “Her ambargo, her baskı, her haksızlık bizi yeni arayışlara sevk etti.” dedi.
Cumhurbaşkanının “Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.” sözünü hatırlatan Erkan, öz kaynakların harekete geçirilmesiyle savunma alanında kısa sürede ciddi mesafe kat edildiğini vurguladı.
“Savunma sanayisinde yüzde 80’in üzerinde yerlilik”
Erkan, uzun yıllar dışa bağımlı olan savunma sanayisinin son dönemde hızla değiştiğini belirterek, “Göreve geldiğimizde yüzde 20 seviyesinde olan savunma sanayimizin yerlilik oranı bugün yüzde 80’lerin üzerine çıktı.” dedi. Sektörde 3.500’ü aşkın firmanın 100 bin kişilik nitelikli personel kadrosuyla çalıştığını, 1.380’in üzerinde projeyle, 20 milyar dolara yaklaşan üretim hacmi ve geniş ürün yelpazesiyle savunma sanayinin “âdeta destan yazdığını” ifade etti.
Güvenlik birimlerinin neredeyse tüm ihtiyaçlarının yerli kaynaklarla karşılandığını vurgulayan Erkan, özellikle İHA ve SİHA teknolojisinde Türkiye’nin dünyanın önde gelen üç ülkesinden biri haline geldiğini söyledi. “Bugün dünyanın en büyük 100 savunma sanayi firması arasında 5 Türk firması yer alıyor.” diyen Erkan, SİHA’ların “oyun değiştirici konseptinin küresel ölçekte büyük yankı uyandırdığını ve geleneksel taktik ve stratejileri dönüştürdüğünü” belirtti.
İhracatta rekor: 7,1 milyar dolar ve 180 ülke
Savunma ve havacılık ihracatına ilişkin rakamlar paylaşan Erkan, “2024 yılında savunma ve havacılık alanındaki ihracatımız, NATO ve hizmet ihracatları dâhil olmak üzere yüzde 29’luk artışla 7 milyar 154 milyon dolara ulaşarak yeni bir rekor kırmıştır.” dedi. Böylece 2024 için konulan 6,5 milyar dolarlık hedefin yüzde 11 üzerinde gerçekleştiğini belirtti.
2025 Haziran ayı ihracatının bir önceki yıla göre yüzde 10,4 artarak 623 milyon dolara, son on iki ayda ise ihracatın yüzde 23,1 artışla 7,5 milyar dolar seviyesine yükseldiğini söyledi. Toplam proje sayısının 1.300’ü aştığını, proje hacminin 100 milyar doları geçtiğini aktaran Erkan, “Bu rakamlar kuru istatistik değil, bir milletin yeniden doğuşunun ispatıdır.” ifadesini kullandı.
Erkan, “Türkiye bugün dünyadaki en büyük 11’inci savunma ihracat firmasıdır.” diyerek, Türk savunma şirketlerinin 180 farklı ülkeye ürün ihraç ettiğini ve bunun ciddi bir başarı olduğunu vurguladı.
MİLGEM, ALTAY, FIRTINA ve insansız sistemlerle “mavi” ve “gök vatan”
Erkan, savunma sanayinin ürün gamını tek tek sıralayarak, yerli üretimin sahadaki etkisini anlattı. FIRTINA obüslerinin teröristlere göz açtırmadığını, Kirpi zırhlı araçların askerleri mayın tehdidinden koruduğunu, MIZRAK tanksavar füzelerinin hedefi 12’den vurduğunu söyledi. COBRA II zırhlı araçlarının en zorlu arazi ve görevlerde benzersiz hareket kabiliyeti sunduğunu ifade etti.
Bir dönem “Türkler tank yapacak.” sözleriyle küçümsenen adımlara karşı, bugün ALTAY ana muharebe tankını gururla gösterebilecek seviyeye gelindiğini belirten Erkan, yerli motorların seri üretime geçtiğini, motor çalışmalarının aralıksız sürdüğünü kaydetti.
Deniz kuvvetleri tarafında, MİLGEM projesi kapsamındaki TCG Heybeliada, TCG Büyükada, TCG Burgazada ve TCG Kınalıada gibi gemilerle Türkiye’nin kendi savaş gemisini tasarlayan ve geliştiren 10 ülkeden biri olduğunu hatırlatan Erkan, “Millî gemi projemizin her bir eseriyle milletimiz gurur duymaktadır.” dedi. Millî savaş gemilerinin Akdeniz ve Karadeniz’de “dalgaları yararak” görev yaptığını, denizaltıların Anadolu’yu gururla seyrüsefer ettiğini, insansız deniz araçlarının mavi sularda nöbet tuttuğunu vurguladı.
Gök vatan için de tabloyu özetleyen Erkan, bir zamanlar hayalini kurdukları İHA’ların ve SİHA’ların bugün göklerde süzüldüğünü, Bayraktar TB2’lerin terörün kökünü kazıdığını söyledi. Millî muharip uçak KAAN’ın “daha şimdiden gökleri fethetmeye başladığını”, Endonezya’yla 48 uçaklık anlaşma imzalandığını, insansız savaş uçağı KIZILELMA’nın harp sanatında yeni bir sayfa açtığını ifade etti. ATAK helikopterlerinin sınırları koruduğunu, Çelik Kubbe sistemiyle hava sahasının koruma altına alındığını dile getirdi.
TCG Anadolu’nun “dünyanın ilk SİHA gemisi” olarak öne çıktığını, KAAN’ın da “5’inci nesil millî muharip uçak” olduğunu belirten Erkan, Türkiye’nin 850 farklı projeyle titiz çalışma yürüttüğünü, bunun Türk mühendisliğinin geldiği seviye ve uluslararası rekabet gücünü gösterdiğini söyledi.
Savunma sanayii ve istihdam: Kırşehir’e MKE yatırımı
Savunma sanayinin sadece güvenlik değil, ekonomi ve istihdam açısından da stratejik alan olduğunu vurgulayan Erkan, sektörde yaklaşık 3.500 firmanın 20 milyar dolara yaklaşan üretim hacmiyle Türkiye ekonomisine büyük katkı sunduğunu, 100 binden fazla kişiye iş imkânı sağladığını hatırlattı. 2025’in ilk yarısında savunma ihracatının 2,4 milyar dolar olduğunu, yıl sonunda 6 milyar dolar hedeflediklerini söyledi.
Ankara başta olmak üzere birçok şehirde “seferberlik ruhuyla” üretim yapıldığını belirten Erkan, memleketi Kırşehir’in de bu seferberliğe katılacağını duyurdu. Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Makine Kimya Endüstrisi fabrikasının Kırşehir’e kurulacağı yönündeki müjdesinin şehirde büyük memnuniyet yarattığını söyleyen Erkan, “Bu tesiste yüzlerce insanımız istihdam edilecek, savunma sanayimizin ihtiyaç duyduğu birçok parça yerli imkânlarla üretilecektir.” dedi.
Erkan, Kırşehir’e yönelik bu takdir ve yatırımlar nedeniyle Cumhurbaşkanı ve Millî Savunma Bakanına teşekkür ederek, fabrikanın hem istihdamı artıracağını hem şehrin büyümesine katkı sağlayacağını ifade etti.
“Millî Yetkinlik Hamlesi” ve gelecek teknolojiler
Türkiye’nin “küresel güç Türkiye” vizyonuyla savunma sanayinde tam bağımsızlık yolunda kararlı adımlar attığını belirten Erkan, “Millî Yetkinlik Hamlesi” adı verilen büyük bir dönüşüm başlatıldığını söyledi. Bu hamleyle savunma sanayi ekonomisi içinde sistematik bir yapı kurmanın hedeflendiğini dile getirdi.
Ülkenin en önemli avantajının “nitelikli ve dinamik insan gücü” olduğunu belirten Erkan, savunma sanayi başta olmak üzere her alanda teknolojik atılımları daha ileri taşımakta kararlı olduklarını söyledi. Lazer ve elektromanyetik silah sistemleri, otonom sistemler, siber güvenlik, kuantum teknolojisi ve yapay zekâ gibi alanlarda doğru stratejilerle ilerleyerek yakın gelecekte rekabet gücünün daha da artacağını ifade etti. “Türk savunma sektörüyle gurur duyuyoruz, gelecekte çok daha iyi seviyede olacağımıza yürekten inanıyorum.” dedi.
Erdoğan ve Güler’e teşekkür, TSK’ye selam
Konuşmasının sonunda savunma sanayiindeki başarıların altında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonu, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’in çalışmaları, kahraman ordunun ve fedakâr mühendislerin imzası olduğunu söyleyen Erkan, “Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla Türkiye savunma sanayisinde büyük bir devrim yaptı; övünün, gurur duyun.” sözleriyle iktidarın savunma çizgisine sahip çıktı.
Cumhurbaşkanına “güçlü ve dirayetli liderliği” için şükranlarını sunan Erkan, Millî Savunma Bakanı Güler’e de “bilgisi, tecrübesi, vizyonu ve yaklaşımıyla daima güven ve itimat telkin ettiği” için teşekkür etti; Mehmetçiklere selam gönderdi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm gazileri hürmetle andığını söyleyen Erkan, “Vatan, millet, ezan, bayrak için canlarını feda eden bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.” dedi.
Konuşmasını, “Millî Savunma Bakanlığımızın 2026 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.” sözleriyle tamamlayan Erkan’a, Oturum Başkanı Orhan Erdem “Sayın Erkan teşekkür ederim.” diyerek karşılık verdi. Komisyon, Millî Savunma Bakanlığı bütçe görüşmelerini tamamlayarak diğer gündem maddelerine geçti.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI