CHP NİĞDE MİLLETVEKİLİ ÖMER FETHİ GÜRER: “BAKANLIĞIN İDDİALAR-GERÇEKLER VERİLERİYLE SAHADAKİ KAYIPLAR BİR ARAYA GELMİYOR”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Tarım ve Orman Bakanlığının 2026 yılı bütçesini değerlendiren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Bakanlığın “İddialar-Gerçekler” kitapçığında paylaştığı rakamların üretim kayıplarıyla örtüşmediğini savundu. TÜİK tahminlerine göre tahıl ve bitkisel üretimin iki yılda 10 milyon ton, meyve üretiminin ise kayıt dışıyla birlikte 10 milyon tona yakın azaldığını belirten Gürer, buna rağmen buğday, arpa, ayçiçeği, nohut, kırmızı mercimek, çay ve pamukta “yeterlilik” açıklamalarının yapıldığını söyledi. Gübre fiyatlarındaki artış, mazot vergileri, don zararları, borç yapılandırması, tarım sayımı yöntemi, şap hastalığı, veteriner hekim atamaları ve ithalat politikalarına dikkat çeken Gürer, “Çiftçinin borçlarını en az üç yıl erteleyin, icraları durdurun, tarımı tek bir çatı kanunda toplayın.” çağrısında bulundu.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığının 2026 yılı bütçe teklifinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmada, Bakanlığın kamuoyuna sunduğu “İddialar-Gerçekler” kitapçığındaki verilerle TÜİK tahminleri ve sahadaki üretim kayıpları arasında ciddi farklar olduğunu söyledi.
Gürer, “Tarım önemli çünkü giydiren ve doyuran bir sektör, her bireyi doğrudan ilgilendiriyor, millî güvenlik kadar da önemli.” sözleriyle tarımın stratejik niteliğine dikkat çekti. Ardından, 2023 ve 2025 tahmin verilerini karşılaştıran tablolarını Komisyon üyeleriyle paylaşarak, üretimdeki düşüşe işaret etti.
“Tahıl ve Bitkisel Üretimde 10 Milyon Tonluk Kayıp Var”
Ömer Fethi Gürer, 2023 yılı tahıl ve bitkisel üretiminin 77 milyon 700 bin ton olduğunu, TÜİK’in 2025 yılı ekim ayı tahminine göre bu üretimin 67 milyon 100 bin tona gerilediğini belirtti. Gürer, “10 milyon ton düşüş var. Bu 10 milyon ton kayıp, çiftçinin zararının ve yaşadığı olumsuzluğun da karşılanmadığı anlamına geliyor.” ifadesini kullandı.
Meyve üretimindeki düşüşe de dikkat çeken Gürer, 2023’te 27 milyon 400 bin ton olan meyve üretiminin 2025 TÜİK tahmininde 19 milyon 800 bin ton olarak yer aldığını, kayıt dışı üretimle birlikte 10 milyon tona yakın meyve kaybı olduğunu kaydetti.
Buğdayda “Yeterlilik” Tartışması
Gürer, Bakanlığın “İddialar-Gerçekler” kitapçığında buğdayla ilgili yer alan ifadeleri eleştirdi. 2002 yılında Türkiye’nin buğday üretiminin 19 milyon 500 bin ton olduğunu, nüfusun 65 milyon seviyesinde bulunduğunu hatırlatan Gürer, 2002 yılı buğday yeterlilik oranının yüzde 96,4 olduğunu söyledi.
2025 tahminlerine göre buğday üretiminin 17 milyon 900 bin tona düşeceğini belirten Gürer, “Kitapçıkta, 17 milyon 900 bin tona düşen buğday için yeterlilik yüzde 224 olarak veriliyor ve yanına ‘durum’ notu düşülüyor. Bu ‘durum tespiti’ mi, ‘durum buğdayı’ mı?” diye sordu.
Gürer, “Eğer durum buğdayında yeterlilik varsa niye ithalat yapıyorsunuz? 2002’de 19,5 milyon ton buğday üretirken bugün 17,9 milyon tona düştüysek, kendi kendine yeterlilik nasıl mümkün oluyor?” diyerek hesaplama yöntemlerine itiraz etti.
Gürer, Bakanlık verilerinden aktardığı buğday yeterlilik oranlarını da şöyle sıraladı:
-
2019-2020: yüzde 89,5
-
2020-2021: yüzde 102,3
-
2021-2022: yüzde 87,3
-
2022-2023: yüzde 96,1
-
2023-2024: yüzde 118
-
2025 tahmini: yüzde 226
“Bu nasıl bir hesap, anlamak mümkün değil.” diyen Gürer, arpa, çeltik, ayçiçeği, ceviz, soya, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, çay ve pamukta da benzer çelişkiler olduğunu söyledi.
Arpa, Ayçiçeği, Bakliyat ve Yağlı Tohumlar
CHP Niğde Milletvekili, 2002 yılında Türkiye’de arpa üretiminin 8 milyon 300 bin ton, 2025 tahmininde ise 6 milyon 900 bin ton olduğunu hatırlatarak, buna rağmen “yeterliliğimiz var” denildiğini belirtti.
Ayçiçeğinde, 2023’te 2 milyon 198 bin ton üretim varken 2025 tahmininin 1 milyon 800 bin ton seviyesinde olduğunu aktaran Gürer, yağlı tohumlar ve ayçiçeğinde dışa bağımlılığın devam ettiğini söyledi.
Cevizde üretim artmasına rağmen yeterliliğin yüzde 80, soyada ise yalnızca yüzde 4,1 seviyesinde olduğunu belirten Gürer, “Soyada 2002’de 75 bin ton olan üretim 148 bin tona çıksa da ihtiyacın büyük bölümü ithalatla karşılanıyor.” dedi.
Kuru fasulye, nohut ve kırmızı mercimekte de ciddi gerileme olduğunu söyleyen Gürer, “2002’de 250 bin ton kuru fasulye üretirken bugün 247 bin tona düşmüşüz; nüfus artmış, üretim gerilemiş, hâlâ ‘yeterliyiz’ diyorsunuz.” değerlendirmesinde bulundu.
Gürer, 2002 yılında 650 bin ton olan nohut üretiminin bugün 406 bin 400 ton seviyesine indiğini, kırmızı mercimekte 2002’de 500 bin ton üretim varken 2025 tahmininin 230 bin ton olduğunu hatırlatarak, “Kırmızı mercimeği, tohumunu verdiğimiz Kanada’dan ithal ediyoruz.” dedi.
Çayda, Pamukta Üretim Artışı ve İthalat
Çay üretiminde 2002 yılında 791 bin 700 ton, 2023’te 1 milyon 369 bin ton, 2025 tahmininde 1 milyon 350 bin ton bulunduğunu aktaran Gürer, çayda dahi ithalat yapıldığını söyledi.
Pamukta 2002’de 966 bin ton, 2023’te 777 bin ton üretim olduğunu, yeterlilik oranının yüzde 97 olarak açıklandığını belirten Gürer, “Şeker pancarı üretimi 2002’de 16,5 milyon tonken 2025 tahmini 21,5 milyon ton; buna rağmen 2025 yılının ilk dokuz ayında 109 bin 969 ton şeker ithalatı yapılmış.” dedi.
Gürer, “21 üründe arz açığı var, ‘net ihracatçıyız’ diyorsunuz. Hububatta, bakliyatta Türkiye ithalatçı durumda. İhracat yaptığımız ürünler domates, kayısı, fındık, üzüm; bunlar yemek olmaz, yemek olan ürünlerde dışa bağımlıyız.” değerlendirmesinde bulundu.
Gübre Fiyatları ve Mehmet Cengiz Vurgusu
Girdi maliyetlerindeki artışı da gündeme getiren Ömer Fethi Gürer, 2024’te üre gübrenin ton fiyatının 12 bin lirayken 25.500 liraya, DAP gübrenin 18.350 lirayken 34 bin liraya yükseldiğini söyledi.
DAP gübresinin Mazıdağı Fosfat Tesislerinde üretildiğini hatırlatan Gürer, “DAP gübreyi Mehmet Cengiz üretiyor. Bir talimat versinler de bu fahiş fiyatı düşürsün, çiftçi biraz nefes alsın.” sözleriyle iktidara seslendi.
Tarım Sayımı ve ÇKS Eleştirisi
Tarım sayımı çalışmalarına da değinen Gürer, yöntemi eleştirdi. “Tarım sayımı için çiftçiye mesaj atıyorsunuz, ‘Verilerini bildir.’ diyorsunuz. Tarım sayımı sahaya gidilerek, yerinde tespitle yapılır.” dedi.
Gürer, mesajlarda “Bildirmezsen 60 bin lira ceza” ifadesi geçtiğini belirterek, “Tehdit diliyle tarım sayımı olmaz.” eleştirisini yöneltti.
ÇKS (Çiftçi Kayıt Sistemi) kapsamı dışında kalan üreticilerin destek alamadığını da hatırlatan Gürer, “ÇKS’si olmayanın bahçesinde ürün yetişmiyor mu? Yetişiyor. ‘ÇKS’ye kayıt olsunlar.’ diyorsunuz ama 3–5 dönümle geçinen garibana da bakmak zorundasınız.” dedi.
“Çiftçinin Borçlarını En Az Üç Yıl Erteleyin, İcraları Durdurun”
CHP Niğde Milletvekili, çiftçinin borç yüküne de dikkat çekti. “Çiftçilerin borçlarını en az üç yıl erteleyin, icraları durdurun.” çağrısında bulundu. Gürer, “10 binden fazla tarım arazisi, bine yakın traktör, ahırlardaki inekler, Malta keçisine varıncaya kadar haciz işlemi uygulanıyor.” ifadeleriyle haciz süreçlerine tepki gösterdi.
Mazotta ÖTV ve KDV’nin kaldırılmasını isteyen Gürer, “Bu yıl 20 milyar lira mazot desteği ayırmışsınız, ÖTV ve KDV olarak aldığınız para 60 milyarın üstünde. Üç katını vergi olarak geri alıyorsunuz.” dedi. Gübre desteği için ayrılan 9 milyar liranın bir yıllık fiyat artışını bile karşılamadığını belirtti.
Don Zararı, Şap Hastalığı ve Veteriner Atamaları
Zirai dona ilişkin daha önce yapılan açıklamalara atıf yapan Gürer, “Zirai donla ilgili ‘Fazla etkilemeyecek.’ dediniz. Meyvede 10 milyon ton kayıp var. Bu nasıl ‘fazla etkilemez’?” diye sordu.
Arpa, erkenci pancar, erkenci lahana gibi ürünlerde tespit yapılmadığını ve destek verilmediğini belirten Gürer, “ÇKS’si olmayan üreticiye de destek yok.” dedi.
Şap hastalığına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Gürer, “Şap zoonotik değil diyorsunuz ama Uludağ Üniversitesinden görüştüğüm dekan, laboratuvar ortamında bulaşıcı olduğunun tespit edildiğini söyledi, sadece yaygın değil.” dedi. Bu konuda hastanelerdeki doktorların yeterli bilgiye sahip olmadığını, zoonotik hastalıklar konusunda veteriner hekimliğin önemini vurguladı.
Veteriner hekim atamalarının yetersiz olduğunu söyleyen Gürer, “Zoonotik hastalıklar Türkiye’nin başına bela olacak. Veteriner hekimlerin atanması, sahada etkin olarak çalıştırılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“17 Ayrı Kanunu Birleştirin, Tarımı Tek Çatı Altında Toplayın”
Tarım ve Orman Bakanlığının görev alanını düzenleyen mevzuata da değinen Ömer Fethi Gürer, “17 ayrı kanunda Tarım ve Orman Bakanlığı geçiyor, bunları birleştirin, tek kanun altında toplayalım.” önerisinde bulundu.
Gürer, Ticaret Bakanlığının Tarım ve Orman Bakanlığının bilgisi dışında zaman zaman ithalat kararı aldığını da öne sürerek, “Ticaret Bakanlığı sizin bilginiz dışında ithalat yapıyor, bunu da engellemek gerekir.” dedi.
Gürer, “1 litre çiğ süt satan üretici, 1,5 kilo yem alamıyor. Ahırlar boşalmış, hayvancılık dip yapmış, süt tozu ithal eden bir ülke hâline geldik.” sözleriyle hayvancılıktaki tabloyu özetleyerek konuşmasını tamamladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI