CHP’Lİ AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU: “ÇİFTÇİ ÜRÜN DEĞİL BORÇ BİÇİYOR, YİRMİ YILDIR YERE ATILAN KASKETİ SİZ KALDIRAMAYACAKSINIZ”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesini değerlendiren CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Bakanlığın “Avrupa’da tarımsal hasılada birinciyiz, hayvan varlığımız yüzde 70 arttı” söylemini hatırlatarak gıda enflasyonundaki liderliğe dikkat çekti. 2010’dan bu yana 12 milyar dolarlık et ve canlı hayvan ithalatı, şap hastalığı sürecindeki yönetim hataları, zeytin ve üzüm üreticisindeki gelir kaybı, Gediz Havzası’ndaki su krizi, JES’lerin yer altı sularındaki bor oranını artırması ve Manisa’da mülkiyet sorunları yaşayan çiftçilerin durumuna işaret eden Bakırlıoğlu, “Çiftçi tarlayı ekiyor ama ürün yerine borç biçiyor. Bu kasketler yirmi yıldır yerde, görüyorum ki siz kaldıramayacaksınız.” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Tarım ve Orman Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde söz alan CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Bakan İbrahim Yumaklı’nın sunumunda öne çıkardığı tarımsal hasıla ve hayvan varlığı rakamlarını gıda enflasyonu ve ithalat verileriyle karşılaştırarak eleştirdi.
Bakırlıoğlu, Bakanın sıkça dile getirdiği “2002’de tarımsal hasılada Avrupa’da 4’üncü, dünyada 12’nciydik; bugün Avrupa’da 1’inci, dünyada 7’nciyiz. Hayvan varlığımız da yüzde 70 arttı.” sözlerini hatırlattıktan sonra şu soruyu yöneltti:
“Madem tarımsal hasıla bu kadar arttı, hayvan varlığı bu kadar büyüdü, neden hâlâ gıda enflasyonunda Avrupa’da birinciyiz, OECD ülkeleri arasında açık ara birinciyiz? Bunun izahını duymak istiyoruz.”
Bakırlıoğlu, Bakanlığın bitkisel üretim verilerine de atıf yaparak “Tarla bitkilerinde 2002’ye göre yüzde 29, sebzede yüzde 30 artış olduğunu söylüyorsunuz, güzel. Ama 2002’de nüfus 65 milyondu, bugün 85 milyonuz; 3,5 milyonun üzerinde Suriyeli var, kaçak göçmen sayısını bilmiyoruz, ilk on ayda 55 milyon turist gelmiş. Nüfus yüzde 50 artmışken üretimdeki yüzde 30 artış ciddi bir sıkıntıya işaret ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“HAYVAN SAYILARI KÂĞITTA VAR, AHIRDA YOK”
Bakırlıoğlu, büyükbaş hayvan sayısının 17 milyon olduğu iddiasını da sahadaki gözlemlerle çeliştiğini söyleyerek eleştirdi:
“Ahırdaki sayı ile sizin sisteminizdeki kayıttaki sayı arasında ciddi farklılıklar var. Bunu yıllardır söylüyoruz. Şimdi tarım sayımı yapıyorsunuz, bu tarihî bir fırsattı ama yanlış yapıyorsunuz; yerine gidip saymıyorsunuz, beyana dayalı sayım yapıyorsunuz. Böyle olunca aynı sıkıntılar devam edecek.”
Hayvan varlığında Avrupa’da birinci oldukları iddiasını hatırlatan CHP’li vekil, “Peki, madem hayvan varlığında Avrupa’da birinciysek neden hâlâ ithalat yapmak zorundayız?” diyerek 2010’dan bu yana 12 milyar dolarlık et ve canlı hayvan ithalatı yapıldığını, 6,5 milyon büyükbaş hayvan ithal edildiğini hatırlattı.
“Madem bu kadar üretim var, neden Avrupa’nın en pahalı etini Türk halkı yiyor? Bu ithalat biter mi? Bitmez. Neden bitmez? Siz gitmeden bitmeyecek, onu gördüm. Et ithalatını yürüten kurumun başına ithalatçı zihniyet koyarsanız bu iş bitmez.” sözleriyle Et ve Süt Kurumu yönetimini eleştirdi.
ŞAP HASTALIĞI: “AŞI DAĞITIMI DENETİMSİZ, ZARAR 4,1 MİLYAR DOLAR İDDİASI”
CHP Manisa Milletvekili, şap hastalığı sürecinin yönetimini de hedef aldı. Sınır kontrollerinin yetersiz yapıldığını, kaçak hayvan girişlerinin engellenemediğini, hastalığın başlangıcından beri hayvan hareketliliğinin tam olarak durdurulamadığını belirten Bakırlıoğlu, “Burada ya büyük bir bilgisizlik, beceriksizlik ya da kasıt var; bu süreci yürütemediniz.” dedi.
Bakan Yumaklı’nın “Kısa sürede aşı ürettik ve sahaya verdik.” açıklamasına atıf yapan Bakırlıoğlu, üreticilerle yaptıkları görüşmelerde aşıya ulaşmakta zorlanıldığı, pek çok yetiştiricinin piyasadan ücretli aşı almak zorunda kaldığı yönünde bilgiler aldıklarını söyledi. Daha ağır bir iddiayı da dile getirdi:
“Şu söyleniyor: Hastalığın yayılmasını engellemek için dağıttığınız ilaçlar, aşılar bizzat hastalığın yayılmasına neden oldu. ‘Etken izolasyonu tam yapılmadığı için aşıladığımız hayvanları kendi elimizle hastalığa bulaştırdık.’ deniyor. Bu artık iddiadan çok neredeyse gerçek gibi kabul ediliyor.”
Bakırlıoğlu, çok sayıda ineğin kesime gönderildiğini, dana ve buzağı kayıplarının yüksek olduğunu belirterek, “Bir raporda 4,1 milyar dolarlık ekonomik zarardan bahsediliyor. Kaç dana, kaç buzağı öldü, kaç inek kesime gitti? Bu tablonun hesabını vermek zorundasınız.” dedi.
“Ben artık sizi istifaya davet etmiyorum, üreticiler istifaya davet ediyor.” diyen CHP’li vekil, Bakanın siyasi sorumluluğuna dikkat çekti.
MANİSA’DA ZEYTİNDE REKOLTE DÜŞÜK, FİYAT DÜŞÜK, 3–4 FİRMA FİYAT BELİRLİYOR
Seçim bölgesi Manisa’daki tabloya da değinen Bakırlıoğlu, zeytin üreticisinin zor durumda olduğunu söyledi. “Akhisarlıyım, zeytin üreticisiyim. Zeytin hasadı bitmek üzere, rekolte çok düşük, garip bir şekilde fiyatlar da düşük ve düşmeye devam ediyor.” diyen Bakırlıoğlu, bir önceki yılın fiyatlarının bile yakalanamadığını, maliyetler katlanmışken üreticinin daha düşük fiyatla ürün satmaya zorlandığını belirtti.
Manisa’da 3–4 büyük firmanın zeytin fiyatlarını fiilen belirlediğini, üreticinin örgütsüz olduğu için bu tekel karşısında güçsüz kaldığını vurgulayan CHP’li vekil, “Manisa gibi zeytinde en fazla üretimin olduğu illerden birinde güçlü bir zeytin üretici birliğine ihtiyaç var. Ticaret Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ve gerekirse yerel yönetimler devreye girmeli, birlik yasası elden geçirilmeli.” çağrısında bulundu.
İRAN, ÖZBEKİSTAN, AFGANİSTAN’DAN DÜŞÜK KALİTE KURU ÜZÜM İTHALATI İDDİASI
Bakırlıoğlu, Manisa’nın temel ürünlerinden kuru üzümde de ciddi bir tehdit olduğunu belirterek, GTİP sistemindeki açıklar kullanılarak İran, Özbekistan ve Afganistan’dan düşük kaliteli kuru üzüm ya da işletme artığı ürünlerin ülkeye sokulduğu iddiasını dile getirdi.
“Bunlar sistemin kenarından dolaşıp yüzde 56 gümrük vergisi ödemeden geliyor. Şu an 10 bin ton civarında geldiği, bu rakamın 35 bin tona çıkabileceği söyleniyor.” diyen Bakırlıoğlu, bu ürünlerde pestisit kalıntısı ve Türk malı standartlarına aykırılık şüphesi bulunduğunu kaydetti.
“Bu iddia değil, gerçektir; ispatlayabilirim.” sözleriyle ithalat riskini vurgulayan CHP Manisa Milletvekili, hem üreticiyi hem de iç pazardaki işletmeleri zor durumda bırakacak bu girişlere karşı Bakanlığın acil önlem almasını istedi.
Toprak Mahsulleri Ofisi ve TARİŞ’in üzüm piyasasında işlevini tam yerine getiremediğini söyleyen Bakırlıoğlu, birliklerin güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
“SARI GÖL’ÜN ÜZÜMÜNÜ KURU ÜZÜME ÇEVİRİP OKULLARA VERELİM”
Komisyon salonuna Manisa’daki araştırma enstitüsünce üretilen üzüm suyu, koruk şerbeti ve kuru üzümün getirilmiş olmasına atıf yapan Bakırlıoğlu, katma değerli ürün üretiminin önemine dikkat çekti.
“Bizim kuru üzüm gibi bir zenginliğimiz var, Allah bize bunu bahşetmiş. Ama biz yeterince tüketmiyoruz, katma değeri artmıyor.” diyen CHP’li vekil, somut bir öneride bulundu:
“Sarıgöl’de hâlâ üzüm var, fiyatı 15’lere düştü, alkole gidiyor. O üzümleri bu hâle getirip (işleyerek) okullarımıza dağıtamaz mıyız? İlköğretim ve ortaöğretimdeki öğrencilerimize haftada 100 gram kuru üzüm versek yılda 40 bin ton eder; hem üreticiyi destekler hem çocukların beslenmesine katkı sağlar.”
GEDİZ HAVZASI SU FAKİRİ, MANİSA BARajDAN SU ALAMIYOR, YERALTI SULARI ÇÖKÜYOR
Bakırlıoğlu, Gediz Havzası’ndaki su krizine de dikkat çekti. Havzada 1,5 milyondan fazla insanın yaşadığını, tarım ve sanayinin yoğun olduğunu, buna rağmen bölgenin artık su fakiri konuma geldiğini söyledi.
“Manisa’da barajlardan 1 litre içme suyu dahi alamıyoruz, tüm içme suyumuz yer altı sularından karşılanıyor. Binlerce sondaj açılmış durumda, her yıl yüzlerce yeni sondaj devreye giriyor, su seviyesi her yıl düşüyor.” diyen CHP’li vekil, pompaların sürekli daha derine indirildiğini, bazı sondajların tamamen devre dışı kaldığını anlattı.
İzmir’in içme suyunun yaklaşık yüzde 30’unun Manisa’daki yer altı sularından sağlandığını hatırlatan Bakırlıoğlu, bu durumun Manisa üzerindeki baskıyı artırdığını, yeni baraj projelerinin acilen devreye alınması gerektiğini vurguladı. Akhisar’daki Şehit Osman Alp Barajı’nda su tutulmaya başlandığını, ancak isale hatlarının hâlâ yapılmadığını, bu hattın hızla tamamlanması gerektiğini söyledi.
JES FAALİYETLERİ VE BOR KİRLİLİĞİ UYARISI
Jeotermal enerji santrallerine (JES) de değinen Bakırlıoğlu, “Bu bilimsel bir gerçek: JES faaliyetleri yer altı sularındaki bor oranını artırıyor. Artık su bazı bölgelerde zehirli hâle gelmeye başladı.” sözleriyle hem tarımsal üretim hem de içme suyu açısından risklere işaret etti.
GÖLMARMARA ÇEVRESİNDE MÜLKİYET SORUNU: “KADİM KÖYLÜ İŞGALCİ SAYILIYOR”
Manisa’daki Gördes–Gölmarmara bölgesinde mülkiyet sorunu yaşandığını belirten Bakırlıoğlu, Kayaaltı, Hacıbaştanlar, Hacıveliler, Yeniköy ve İsmetpaşa mahallerinde yaşayan çiftçilerin yıllardır aynı topraklarda bulunduğunu söyledi.
“Kadimden beri oradalar; evleri var, yerleşim yerleri, mezarlıkları var, yıllardan beri üretim yapıyorlar. Daha önce DSİ’ye ecrimisil ödüyorlardı, şimdi bu insanlar resmî kayıtlarda ‘işgalci’ pozisyonuna düşürülmüş durumda.” diyen CHP Manisa Milletvekili, bu konuda Bakanlıktan destek istedi.
“BU KASKETLER YİRMİ YILDIR YERDE, GÖRÜYORUM Kİ SİZ KALDIRAMAYACAKSINIZ”
Konuşmasının sonunda Akhisar’daki çiftçi kültürüne gönderme yapan Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, yanında getirdiği kasketi göstererek sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz sizi kasketlerle karşılamıştık Sayın Bakan, hatırlarsınız. Kasket demek üretici demek, çiftçi demek. Akhisar bir zamanlar tütünün memleketiydi, tütün piyasası açıldığında bakanlar gelir, eğer verim ve fiyat iyiyse kasketler havaya atılır; kötü ise kasketler yere çalınırdı. Bu kasketler yirmi yıl önce yere atıldı ve yirmi yıldır orada duruyor. Üzülerek görüyorum ki bu kasketleri siz kaldıramayacaksınız; inşallah bizim iktidarımıza nasip olacak, bu kasketleri yerden biz kaldıracağız.”
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinin gıda enflasyonu, ithalat, hayvan sağlığı, su yönetimi ve üretici gelirleri açısından toplumun temel beklentilerini karşılamaktan uzak olduğunu savunarak, bütçeye bu gerekçelerle karşı çıktıklarını ifade etti.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI