CHP’Lİ BÜLENT TEZCAN’DAN ADALET BÜTÇESİNE SERT TEPKİ: “19 MART YARGI DARBESİDİR, AKIN GÜRLEK CUNTASI SİYASETİ DIŞARIDAN DİZAYN EDİYOR”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Adalet Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşülürken konuşan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, “Bugün burada olmayan adaletin bütçesini konuşuyoruz.” diyerek bütçeye tepki gösterdi. 19 Mart’ı “yargı darbesi” olarak nitelendiren Tezcan, askerî darbeler döneminin 15 Temmuzla kapandığını ancak bu kez “yargı darbeleri ve sivil darbeler döneminin” başladığını savundu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı gösterilmesinin ardından tutuklamalar, görüntü ve sosyal medya yasaklarıyla siyaset dışı odaklar eliyle siyaset alanının dizayn edildiğini öne süren Tezcan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının Yeni Şafak’a verdiği röportajı, “Beyaz Toros” maketini masasına koyan savcıyı, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının uygulanmamasını ve “muhalif karar veren hâkimlerin sürgün edilmesini” örnek göstererek Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a “HSK Başkanı sıfatıyla neyi bekliyorsunuz?” diye sordu. Tezcan, avukat Mehmet Pehlivan ve dosyadaki diğer savunma avukatlarının tutukluluğunu “savunmayı tutsak alma girişimi” diye tanımladı ve “Hodri meydan, canlı yayınlı yargılama yapın, milletin gözünün önünde olsun.” çağrısında bulundu.

Kasım 26, 2025 - 09:42
Kasım 26, 2025 - 11:39
CHP’Lİ BÜLENT TEZCAN’DAN ADALET BÜTÇESİNE SERT TEPKİ: “19 MART YARGI DARBESİDİR, AKIN GÜRLEK CUNTASI SİYASETİ DIŞARIDAN DİZAYN EDİYOR”


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Adalet Bakanlığı, yüksek yargı organları ve bağlı kurumların 2026 yılı bütçesinin görüşüldüğü oturumda CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, sert ifadelerle hükümetin yargı politikalarını eleştirdi. Tezcan, “Bugün, burada, olmayan adaletin bütçesini konuşuyoruz maalesef.” sözleriyle başladığı konuşmasında, sabahtan bu yana yapılan tartışmaların da bunu teyit ettiğini söyledi.

“19 Mart yargı darbesi olarak tarihe geçti”

Tezcan, 19 Mart tarihini “Türkiye’de yargı darbesi günü” olarak nitelendirerek, “Bu utanç, siyaset tarihimizde yeni bir darbeler sürecini başlatan tarih olarak kaydedildi.” dedi. 15 Temmuz’da askerî darbe girişimine karşı iktidarla birlikte Meclis çatısı altında direndiklerini hatırlattı:

15 Temmuz son askerî darbe girişiminde biz sizlerle, birçok arkadaşımızla beraber bu kutsal çatının altındaydık, darbecilere karşı direndik ve askerî darbeleri sona erdirmenin onurunu birlikte yaşayacağımıza inanıyorduk.

Ancak askerî darbelerin bittiği yerde “yargı darbeleri ve sivil darbeler” döneminin başladığını savunan Tezcan, 15 Temmuz sonrası iktidarın yargı yoluyla siyaseti dizayn etmeye başladığını söyledi.

“Ekrem İmamoğlu’nu tutsak aldınız, 36 milyon seçmeni zindana kapattınız”

CHP’li Tezcan, konuşmasının önemli bölümünü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve sonrasındaki yargı süreçlerine ayırdı. “15,5 milyon vatandaşın oyuyla Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı gösterildi.” diyen Tezcan, anketlere atıfla, “Bugün anketlere baktığınızda, tutsak aldığınız Ekrem İmamoğlu’nun görüntüsünü, sesini, sosyal medya paylaşımlarını yasakladığınız İmamoğlu’nun anketlerde cumhurbaşkanlığı yarışındaki oyu yüzde 60.” ifadesini kullandı.

Tezcan, bu oranın seçmen sayısına yansımasının büyüklüğüne dikkat çekerek, “Bunu normal seçmene vurduğunuzda 36 milyon seçmen yapıyor. Yani siz 36 milyon seçmeni zindana kapattınız, millî iradeyi zindana kapattınız.” dedi.

Salonda bulunan ve haklarında soruşturma veya tutuklama süreçleri yürütülen CHP’li belediye başkanlarına işaret eden Tezcan, “Burada 15 belediye başkanımız var, iyi bakın bu zindana. Bunu siz yaptınız; bunu Ankara sanayisindeki demirciye yaptırmadık, bunu AK Parti iktidarı yaptı.” sözleriyle hükümeti suçladı. Bu başkanların temsil ettiği iradenin, yaklaşık 30 milyon nüfusa ve 17 milyon seçmene tekabül ettiğini belirterek kayyum uygulamaları ve tutuklamalarla “millet iradesine çökmekle” eleştirdi.

“Siyaset dışı yapılarla siyaseti dizayn ediyorsunuz, bunun adı cuntacılıktır”

Tezcan, Türkiye’de yeni bir dönemin başladığını belirterek, “Bu yeni dönem, siyaset dışı yapılarla siyaset alanını dizayn etme dönemi. Siyaset dışı yapılarla siyaset alanını dizayn ediyorsunuz. Bunun adı cuntacılıktır.” değerlendirmesini yaptı.

Bu çerçevede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i hedef alarak, “Bugün Türkiye’de Akın Gürlek cuntası iş başındadır maalesef.” dedi. Gürlek’in bir dönem Adalet Bakan Yardımcılığı yaptığını hatırlatan Tezcan, hâkimlikten siyasi makama, oradan tekrar yargının en kritik noktalarından birine gelmesini eleştirdi:

Milletvekili adayı olsa hâkimlikten bir daha seçilemese listeye giremese yeniden mesleğe dönemeyecek ama siyasi bir görev olan Adalet Bakan Yardımcılığına geliyor; oradan da Türkiye’nin her yerinde soruşturma yapabilecek bir göreve geliyor. Bunun adı tam da Akın Gürlek cuntasıdır.

Tezcan, geçmişte FETÖ yapılanmasına dair uyarılarda bulunduklarını ve dikkate alınmadığını hatırlatarak, “Cuntacılıktan medet umanlar bir gün cuntalara teslim olurlar. Siyaset dışı aktörlerle iş tutanlar, siyaset dışı aktörlerle tasfiye edilmenin önünü açarlar.” sözleriyle iktidarı uyardı.

Yeni Şafak röportajı ve “itirafçı” tartışması

Elindeki Yeni Şafak gazetesinin Ekrem İmamoğlu soruşturmasıyla ilgili röportajını gösteren Tezcan, gazete için “kâğıt parçası” ifadesi kullanılarak yapılan espriye atıfla, “Allah bize Yeni Şafak’ın reklamını yapma imkânını verdi, tarihin cilvesi.” dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının bir gazete röportajında soruşturmaya ilişkin detayları anlatmasını eleştiren Tezcan, “Savcı iddianamesiyle konuşur, hâkim kararıyla konuşur. Savcılar kalkıp da bu tip röportajlar veremez.” dedi. Röportajda “Dönüm noktası Ertan Yıldız’ın itirafçı olması oldu.” sözlerine dikkat çekerek, şunları söyledi:

Diyor ki: ‘Ben bu soruşturmaya başladığımda elimde bir şey yoktu ama Ertan Yıldız’ın konuşmasıyla iş çözüldü.’ Ertan Yıldız’ı ne zaman itirafçı yaptınız? Soruşturma başladıktan bir ay sonra. Peki o bir ay boyunca o kadar insanı hangi delille tutukladınız? Demek ki gizli tanıkların iftiralarıyla, iftiranamelerle bu süreci yürüttünüz.

Masadaki “beyaz Toros” maketi: “Bu şımarıklığın kaynağı iktidardır”

Tezcan, soruşturma sürecinde gündeme gelen bir başka ayrıntıya da dikkat çekerek, masasında beyaz Toros maketi bulunduran savcıyı eleştirdi. 1990’lı yılların faili meçhul cinayetleri ve zorla kaybetmelerinin sembolü olan beyaz Toroslara atıfla, “Beyaz Toros’un ne olduğunu hafızamız çok iyi biliyor.” dedi.

Cumhurbaşkanının kısa süre önce “Beyaz Toroslar dönemi bitti.” dediğini hatırlatan Tezcan, toplumsal barış ve çözüm arayışlarının gündemde olduğu bir dönemde bu sembolün kullanılmasını “şımarıklık” olarak nitelendirdi:

Bu şımarıklık nereden geliyor? Bu gücü nereden alıyorlar? Ben söyleyeyim: İktidarınızdan alıyorlar. Bu şımarıklığı, aldıkları hizmetin karşılığını verdiğiniz için gösterebiliyorlar.

AYM ve AİHM kararları, HSK Başkanına soru: “Neyi bekliyorsunuz?”

CHP’li Tezcan, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına uyulmamasını da gündeme taşıdı. Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında AYM kararı tanınmadığını, Tayfun Kahraman kararının uygulanmadığını hatırlatarak, “Can Atalay kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından tanınmadı. Tayfun Kahraman hakkında AYM kararı 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından uygulanmadı. İlk derece mahkemelerine kadar düştü bu tanımama cüreti. Anayasa gözünüzün önünde ihlal edildi.” dedi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un aynı zamanda HSK Başkanı olduğuna işaret eden Tezcan, “Sayın Bakan, HSK Başkanısınız; hâlâ neyi bekliyorsunuz bu ihlaller karşısında?” diye sordu.

Tezcan, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Osman Kavala hakkında AİHM ve AYM kararlarına rağmen tahliye sağlanmadığını hatırlatarak, “Selahattin Demirtaş hâlâ serbest bırakılmadı, Figen Yüksekdağ hâlâ serbest bırakılmadı, Osman Kavala hâlâ serbest bırakılmadı. Neyi bekliyorsunuz?” sözleriyle uyarısını sürdürdü.

“Yargı bağımsızdır” savunmasına karşı sürgün listesi

Adalet Bakanının muhtemel “yargı bağımsızdır” cevabına değinen Tezcan, bu söylemi kabul etmediklerini belirterek, “Bunu söylemeyin Sayın Bakan.” dedi ve “beğenilmeyen” kararları nedeniyle yerleri değiştirilen hâkimleri örnek gösterdi:

  • Ekrem İmamoğlu’nun “Akın Gürlek’e yönelik sözleri” davasında muhalefet şerhi yazan 14. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Mehmet Can Kozan’ın görev yerinin değiştirilmesi,

  • İzmir’de tahliye kararı veren 18. ve 28. Ağır Ceza Mahkemesi başkanlarının kararnamede görev yerlerinin değiştirilmesi,

  • “Ahmak” davasındaki kararıyla gündeme gelen hâkim Hüseyin Zengin’in Samsun’a atanması,

  • İstanbul 5. İdare Mahkemesinde verdiği ara karar nedeniyle Başkan Recep Şendil’in görev yerinin değiştirilmesi.

Bu örnekleri sıralayan Tezcan, “Demek ki işinize gelmeyince, sizin müdahale edemeyeceğiniz bir alan yok.” yorumunu yaptı.

“Savunmayı tutsak aldınız”: Tutuklu avukatlar için serbest bırakma çağrısı

Tezcan, konuşmasının son bölümünde savunma makamına yönelik baskı iddialarına değindi. Avukat Mehmet Pehlivan’ın ve aynı dosyadan tutuklu diğer avukatların isimlerini sayarak, “Sadece yargıyı değil, savunmayı da tutsak aldınız. Mehmet Pehlivan avukatlık görevini yaptığı için bugün zindanda.” dedi.

Tezcan, Pehlivan’la birlikte tutuklu bulunduğunu belirttiği avukatları da şöyle sıraladı: Onur Büyükhatipoğlu, Kazım Yiğit Akalın, Serkan Günel, Yiğit Gökçehan Koçoğlu.Teslim alamadığınız savunmayı susturmak için tutsak aldınız. Yarattığınız yargı düzeni böyle bir düzen.” ifadelerini kullandı.

Gazeteci Fatih Altaylı ve eski milletvekili Hüseyin Kocabıyık’ın tutukluluklarına da işaret eden Tezcan, “Fatih Altaylı yüz elli günü aşkın, Hüseyin Kocabıyık elli gündür tutuklu.” diyerek tutuklamaların cezaya dönüştüğünü savundu.

“Hodri meydan, canlı yayın” çağrısı

Konuşmasını dikkat çeken bir çağrıyla tamamlayan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, şunları söyledi:

Hodri meydan, canlı yayın. Getirin canlı yayını, yargılama milletin gözünün önünde olsun. El mi yaman bey mi yaman görelim.

Oturumu yöneten AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, sürenin dolduğunu belirterek Tezcan’a teşekkür etti.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI