CHP’li Cumhur Uzun: “Bu bütçe hukukun değil talimatın bütçesidir; Türkiye’de adalet yerine siyasal mühendislik ihdas edilmiştir”
TBMM Genel Kurulunda Adalet Bakanlığı ve Anayasa Mahkemesi bütçeleri üzerine CHP Grubu adına konuşan Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Türkiye’de yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğünün ağır biçimde tahrip edildiğini söyledi. Anayasa Mahkemesi’nin 2012–2025 arasında 79 bin hak ihlali kararı verdiğini hatırlatan Uzun, bunun yurttaşın adliye kapılarında süründüğünün kanıtı olduğunu belirtti. AYM ve AİHM kararlarının sistematik biçimde uygulanmadığını, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala dosyalarının hukuk devletinin çöküşünün sembolü hâline geldiğini ifade eden Uzun, “Bu bütçeye evet demeyeceğiz, çünkü bu bütçe bağımsız yargıya değil siyasal mühendisliğe hizmet ediyor.” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde Adalet Bakanlığı ve Anayasa Mahkemesi bütçelerinin görüşülmesi sırasında söz alan CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, konuşmasına tüm milletvekillerini selamlayarak başladı. Uzun, görüşülen konunun bir bütçeden ibaret olmadığını, “ülkenin hukuka mı yoksa tek adamın talimatlarına mı emanet edileceği” sorusuna verilen bir yanıt olduğunu söyledi.
Anayasa’nın 2’nci, 9’uncu, 11’inci ve 153’üncü maddelerinin devleti hukukla, yargıyı da Anayasa Mahkemesiyle güvence altına aldığını vurgulayan Uzun, Türkiye’de bugün yaşanan sorunların münferit değil, “topyekûn çürümenin belirtileri” olduğunu ifade etti.
“Kişiye özel mahkemeler kuruluyor, tutukluluk ceza yöntemine dönüştü”
Cumhur Uzun, yargı bağımsızlığına ilişkin eleştirilerini somut örneklerle destekleyerek, “Kişiye özel mahkemeler kurulmakta, kişiye özel hâkimler ve savcılar atanmaktadır.” dedi.
Tutuklamanın istisna yerine cezalandırmanın ilk adımı hâline getirildiğini söyleyen Uzun, “Yargı siyasetin oyun alanı hâline getirilmiştir.” ifadesini kullandı.
AYM rakamları: 686 bin dosya, 79 bin hak ihlali
Anayasa Mahkemesinin iş yüküne dikkat çeken Uzun, “AYM 2012’den 2025’e kadar 686.484 dosyaya bakmış, 573.180’ini sonuçlandırmış ve 79 bininde hak ihlali kararı vermiştir.” dedi.
Bu tabloyu şöyle yorumladı:
“Bu sayılar, yurttaşın mahkeme kapısında süründüğünün, konuştuğu için coplandığının, sokağa çıktığı için toplandığının göstergesidir.”
Uzun, bunun sistemin arıza veren birkaç noktası değil, “bütünüyle çürümüşlüğün fotoğrafı” olduğunu belirtti.
AİHM dosyalarının yüzde 35’i Türkiye’den
Uluslararası endekslerin de benzer bir tabloya işaret ettiğini dile getiren Cumhur Uzun, Türkiye’nin demokratikleşme ve hukukun üstünlüğü göstergelerinde otoriter rejimlerle birlikte anıldığını ifade etti.
Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde bekleyen dosyaların her 100’ünün 35’inin Türkiye’ye ait olduğunu belirterek, “En çok ihlal gören ülkeler arasında Türkiye ilk sıralardadır.” dedi.
“Biz burada haftada bir kez ‘Türkiye hukuk devletidir.’ yalanını duyarken Avrupa’da neredeyse her gün Türkiye’den yeni bir ihlal dosyası kayıtlara geçiyor.” sözleri Genel Kurulda dikkat çekti.
AYM ve AİHM kararları uygulanmıyor: Atalay, Kahraman, Demirtaş, Kavala
Cumhur Uzun, AYM ve AİHM kararlarının sistemli biçimde uygulanmadığını belirterek örnekleri sıraladı:
-
Can Atalay hakkında verilen ihlal kararına rağmen milletvekilliğinin düşürülmesi,
-
Tayfun Kahraman için AYM’nin “adil yargılanma hakkı ihlali” kararına karşın yeniden yargılamanın yapılmaması,
-
Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala dosyalarının hâlâ bekletilmesi.
Uzun, “Anayasa çok açık olmasına rağmen mahkemeler AYM’ye ve uluslararası sözleşmelere meydan okuyor. Sizin başkanı olduğunuz HSK ise görmüyor, duymuyor, harekete geçmiyor.” sözleriyle Adalet Bakanına yüklenerek CHP sıralarından alkış aldı.
“Bu bütçe hangi hukuk ilkesiyle savunulacak?”
Adalet Bakanına dönerek şu soruyu yöneltti:
“AYM kararının ciddiye alınmadığı bir ülkede siz bu bütçeyi hangi hukuk ilkesiyle savunacaksınız?”
Uzun, yargının siyasetin baskı altına alındığını savunarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ilişkin soruşturma ve davaları örnek gösterdi.
“İBB soruşturması siyasal mühendisliğin güncel örneği hâline geldi”
Uzun, İmamoğlu dosyalarındaki iddianameleri “binlerce sayfalık propaganda metinleri” olarak nitelendirerek, “Delilden çok siyasi sıfatlara yer verilmiştir.” dedi.
İmamoğlu lehine karar veren hâkimlerin birbiri ardına görev yerlerinin değiştirildiğini, bir başsavcının basın toplantısıyla kamuoyu yönlendirmeye çalıştığını belirten Uzun, “Hüküm giymemiş birisi suç örgütü lideri ilan edildi.” sözleriyle yargıda siyasallaşma iddiasını güçlendirdi.
“Bu bütçe bağımsız yargıya değil siyasal mühendisliğe hizmet eder”
Cumhur Uzun, konuşmasının sonunda CHP’nin bütçeye neden “hayır” diyeceğini şu sözlerle açıkladı:
“AYM kararlarını tanımayan, gazetecileri sabaha karşı evlerinden alan, gençleri Saraçhane’de sanık sandalyesine oturtan bu bütçeye onay vermiyoruz. Bu bütçe bağımsız yargıya değil siyasal mühendisliğe hizmet eder.”
CHP ve diğer muhalefet sıralarından alkışlarla desteklenen Uzun, konuşmasını Gazi Meclise ve Türk milletine saygılarını sunarak tamamladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI