CHP’Lİ GÖKÇE GÖKÇEN’DEN ADALET BAKANLIĞI 2026 BÜTÇESİNDE AKIN GÜRLEK, CHP KAPATMA TALEBİ, İMAMOĞLU DAVALARI VE ÇİFTE HUKUK DÜZENİ İDDİASI
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Adalet Bakanlığı ve yargı kurumlarının 2026 yılı bütçesi görüşülürken söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, bütçeyi yasamanın yürütmeyi denetleyebildiği “az sayıdaki araçtan biri” olarak tanımladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i “siyaset üstü değil, siyasetin içinde davranmakla” eleştiren Gökçen, Eti Maden’in Lüksemburg’daki şirketinde yönetim kurulu üyeliğine ilişkin iddia ettiği belgeyi Bakanlığa ileteceğini söyleyerek HSK’nın neden işlem yapmadığını sordu. Gökçen, Ekrem İmamoğlu’na yönelik davalar, CHP’li belediye başkanları ve gazetecilere yönelik soruşturmalar, CHP’nin kapatılması için yapılan bildirim ve uygulanmadığını belirttiği AYM ile AİHM kararları üzerinden adalet sisteminde “ikili hukuk” oluştuğunu savundu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 25 Kasım 2025 Salı günü görüşülen Adalet Bakanlığı ve bağlı yargı kurumlarının 2026 yılı bütçesi sırasında CHP Grubu adına söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Adalet Bakanlığı bütçesini sert ifadelerle eleştirdi.
Konuşmasına bütçe sürecinin parlamentodaki rolünü vurgulayarak başlayan Gökçen, “Bütçe görüşmelerinin özel bir anlamı var: Yasamanın yürütmeyi denetleyebilmesi, halkın seçtiği temsilcilerin bakanlara karşı denetim işlevini yerine getirebilmesi için geride kalan az sayıda araçtan biri bütçe.” dedi.
“Adalet alanında yaşananların baş sorumlularından biri burada değil”
Gökçen, adalet alanındaki tartışmaların odağında yer alan isimlerden birinin Komisyon’da bulunmadığını belirterek, doğrudan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i hedef aldı. “Son bütçe görüşmelerinden bu yana adalet alanında yaşananların baş sorumlularından biri ne yazık ki burada değil. Sayın Bakan, sizden daha politik birinden bahsediyoruz aslında; İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı.” ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un sık sık “Türkiye bir hukuk devletidir.” açıklaması yaptığını hatırlatan Gökçen, “Siz en azından ara sıra çıkıp ‘Türkiye bir hukuk devletidir.’ diye açıklama yapıyorsunuz ama kendisi daha politik biri.” dedi. Tunç ise araya girerek, “Hep söylüyorum, ara sıra değil.” karşılığını verdi. CHP sıralarından da “Onu söylüyorsun Allah var.” ve “Savcılara da söylerseniz iyi olur, onlar da duysun.” sözleriyle yanıtlar geldi.
Eti Maden’in Lüksemburg şirketi iddiası ve “neden işlem yapmadınız” sorusu
Gökçen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının bir gazeteye verdiği röportaja atıf yaparak, “Bugün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının bir röportajı var, bilmiyorum okudunuz mu? Kendisi bir kısımda diyor ki: ‘Başsavcı olunca yönetimden istifa ettim.’ Orada Eti Maden şirketinin Lüksemburg'daki şirketindeki yönetim kurulu üyeliğinden bahsediyor ancak açıkça yalan söylüyor.” iddiasında bulundu.
Elinde bir belge bulunduğunu belirten Gökçen, “Burada açıkça 29 Kasım 2024 tarihinde başlayan bir görevden bahsediyoruz ve 2027 yılında gerçekleşecek Genel Kurul toplantısında sonlanacak olan bir görevden bahsediyoruz ve bu görev 6 Ağustos 2025 tarihinde sonlanıyor; size belgeleri birazdan teslim edeceğim.” dedi. Bu görevin, hâkim kökenli bir ismin Bakan Yardımcılığı yaptığı dönemde yürütülemeyeceğini belirterek, “Anayasa’nın 140'ıncı maddesi çok açık, kanun hükümleri çok açık. Bununla ilgili Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanı olarak neden işlem yapmadınız, yapacak mısınız?” sorusunu yöneltti.
“Göreve geldiğinden beri İstanbul’da tek yönlü soruşturmalar yürütülüyor”
Gökçen konuşmasının geniş bölümünü, Akın Gürlek’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı döneminde açılan soruşturma ve davalara ayırdı. Peş peşe sıraladığı örneklerle CHP’li siyasetçiler, belediye başkanları, gazeteciler ve gençlere yönelik işlemleri “ikili hukuk sistemi” olarak nitelendirdi.
Gökçen, isim isim sayarak şu hatırlatmalarda bulundu:
-
“Ahmet Özer gözaltına alındı, tutuklandı. Genel Başkanımız Özgür Özel hakkında defalarca resen soruşturma başlatıldı.”
-
“Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat, Ümit Özdağ, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün gözaltına alındı, tutuklandı.”
-
“Kent uzlaşısı soruşturmasıyla Batı’daki Kürtler temsilî suç olarak gösterildi, belediye meclis üyeleri gözaltına alındı, tutuklandı.”
-
“Gazeteciler Barış Pehlivan, Serhan Asker, Seda Selek, Suat Toktaş, Kürşad Oğuz ifadeye götürüldü; Suat Toktaş tutuklandı. Merdan Yanardağ gözaltına alındı, tutuklandı; TELE 1’e kayyum atandı.”
-
“TÜSİAD Başkanı ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanı ifadeye götürüldü, yurt dışı yasağı getirildi. HDK operasyonlarında 52 kişi gözaltına alındı, gazeteciler tutuklandı.”
İmamoğlu ve CHP dosyaları: “Başkanlarımız sıraya dizildi”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçen, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturmaları da uzun bir liste hâlinde sıraladı. “İmamoğlu'nun otuz bir yıl sonra diploması iptal edildi. Ön seçimden dört gün önce, bu dört günlük gözaltı süresi hesap edilerek gözaltına alındı, 15,5 milyon yurttaşımızın oy verdiği gün tutuklandı.” dedi.
İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan dahil olmak üzere İBB yöneticilerine yönelik işlemleri hatırlatarak, “İmamoğlu'nun şoförü, özel kalem müdürü, koruma müdürü gözaltına alındı, tutuklandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde onlarca yönetici, bürokrat gözaltına alındı, tutuklandı.” ifadelerini kullandı. “Başkanlarımız sıraya dizildi Sayın Bakan, görüntüleri basına servis edildi, darbe dönemlerini andıran görüntüler ortaya çıktı.” sözleriyle eleştirisini sürdürdü.
İddiaları arasında, “İBB borsası kurulduğu, tutukluların ailelerinden para istendiği, bunun karşılığında iftira ifadelerinin imzalatıldığı ve tahliye vaatlerinin verildiği” iddiası da yer aldı. Bu tabloyu “Bu ülkede ikili bir hukuk sistemi aynen böyle inşa edildi.” cümlesiyle özetledi.
“CHP’nin kapatılması için bildirimde bulunuldu”
Gökçen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Cumhuriyet Halk Partisinin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunduğunu hatırlatarak, bu süreci ağır ifadelerle eleştirdi. “Demokrasi tramvayından indiniz, son seçimlerin 1’inci partisi Cumhuriyet Halk Partisini kapatmaya kalkıyorsunuz.” dedi.
Bir iddianamede “Cumhurbaşkanı adayı olmak” ifadesinin suç gibi yazıldığını belirten Gökçen, “Noktası virgülüne birbirini tekrarlayan, on beş gün arayla verildiği söylenen iki yalan ifadeyi alt alta koyanları korumaya hiç utanmıyorsunuz Sayın Bakan.” sözleriyle iktidara ve yargı mensuplarına seslendi.
“Bu ülkede ikili bir hukuk sistemi aynen böyle inşa edildi”
Gökçen, bazı siyasetçiler ile muhalefet arasındaki uygulama farkına dikkat çekerek, “‘Şiir okuduğum için hapse girdim.’ diyenler onlarca dosyaya rağmen bir gün bile tutuklu yargılanmadı, sesi görüntüsü hiçbir zaman yasaklanmadı; hiç iftira atılmadı, kadınlar çocuklarıyla tehdit edilmedi.” dedi.
“‘Paraları sıfırladım babacım.’ diyenler hiçbir zaman yargı önüne çıkmadı, babasının arsası kazılmadı, ailesi taciz edilmedi.” ifadelerini kullanan Gökçen, buna karşılık muhalefet temsilcilerinin sosyal medya paylaşımları, programlarda yaptıkları espriler nedeniyle dahi soruşturma ve tutuklamalarla karşılaştığını savundu.
“Sadece sözlü yorum yapmış olan Fatih Altaylı Cumhurbaşkanına fiili saldırıdan tutuklandı.” diyen Gökçen, medyada yer alan “bavullarla para”, “1200 telefon alındı” gibi iddiaların yargı önüne taşınmadığını, buna karşın eleştirel gazetecilerin dosyalarının hızla ilerlediğini öne sürdü.
AYM ve AİHM kararları, infaz eleştirileri
Konuşmasının sonunda yargılama süreleri ve yüksek yargı kararlarının uygulanması konusuna değinen Gökçen, davaların uzun sürdüğünü, yurttaşların Anayasa Mahkemesine rekor düzeyde başvuru yaptığını söyledi. “Anayasa Mahkemesi kararlarını da uygulamıyorsunuz. Can Atalay'dan sonra Tayfun Kahraman kararı da uygulanmıyor. AİHM kararları uygulanmıyor, Demirtaş, Yüksekdağ, Kavala hâlen içerideler.” sözleriyle hem AYM hem AİHM kararlarının yerine getirilmediğini savundu.
Cezaevlerindeki infaz rejimine de değinen Gökçen, “Cezaevi idare ve gözlem kurullarının keyfi kararlarıyla infazlar uzatılıyor. İnfaz rejimindeki eşitsizlikler, ailelerde travma yaratıyor.” dedi. İnfaz ve koruma memurlarına verilen sözlerin tutulmadığını, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı uygulamasının da eğitim sistemindeki sorunları açığa çıkardığını dile getirdi ve “Hukuk mesleklerine giriş sınavında çuvallayan hukuk mezunları değil de kurduğunuz bu sistem gibi görünüyor.” ifadesini kullandı.
Sürenin dolması üzerine Komisyon Başkanı Mehmet Muş’un “Buyurun bir dakika.” demesiyle konuşmasını toparlayan Gökçen, “Sayın Bakan, söyleyecek çok şey var ama ben sözlerimi burada noktalıyorum. Teşekkür ediyorum.” diyerek açıklamalarını tamamladı. Başkan Muş da “Teşekkür ediyorum.” karşılığını vererek bir sonraki konuşmacıya geçti.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI