CHP’Lİ MUSTAFA ERDEM: “SAĞLIK BÜTÇESİ HALKIN SAĞLIĞINA DEĞİL ŞEHİR HASTANELERİNİN BİTMEYEN YÜKÜNE VE ÖZEL ŞİRKETLERE AKTARILIYOR”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine konuşan CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, 2026 yılı için öngörülen 1 trilyon 475 milyar liralık bütçenin enflasyondan arındırıldığında yetersiz kaldığını belirterek kişi başına yıllık koruyucu sağlık harcamasının yaklaşık 2.600 lirada kaldığını, şehir hastaneleri için sadece 2026 yılında 136 milyar 148 milyon lira ödeneceğini söyledi. Antalya Şehir Hastanesinin ulaşım, verimlilik ve hizmet kalitesi açısından ciddi sorunlar barındırdığını vurgulayan Erdem, Atatürk Devlet Hastanesinin fiilen kapatılmasına, Manavgat Devlet Hastanesi inşaatındaki gecikmelere, yoğun bakım yatak yetersizliğine, MHRS randevu krizine ve temel ilaç yokluklarına dikkat çekerek “Bu bütçe ihmal edilmiş kamu sağlık sisteminin ve şehir hastaneleri modelinin yükünü finanse etmektedir.” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşülürken söz alan CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, bütçenin dağılımını eleştirerek konuşmasına başladı. “Bu bütçe halkın sağlığına değil, kamu-özel iş birliği modelinin bitmeyen yüküne, özel şirketlerin çıkarlarına ve ihmal edilmiş kamu sağlık sistemine ayrılmış bir bütçe.” diyen Erdem, Sağlık Bakanlığının 2026 yılı bütçesinin 1 trilyon 475 milyar lira olduğunu, bunun merkezi yönetim bütçesinin yüzde 7,8’ine karşılık geldiğini hatırlattı.
Erdem, 2024’te bu oranın yüzde 6,6, 2025’te yüzde 6,9 olduğunu aktararak, “‘Sağlığa ayrılan bütçeyi artırdık.’ diyorsunuz, evet kâğıt üzerinde bir artış var ama TÜİK’in on iki aylık ortalamaya göre açıkladığı enflasyon yaklaşık yüzde 38, Bakanlığın 2026 bütçesindeki artış yüzde 44,55. Enflasyondan arındırınca reel artış yüzde 5–6 civarında. Bu artışla bu bütçe yetersiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Kişi başına koruyucu sağlık harcaması 2.600 lira; bu parayla aşı bile alınmıyor”
Bütçenin ayrıntılarına da değinen CHP’li Erdem, tedavi edici sağlık hizmetleri için yaklaşık 1 trilyon lira ayrıldığını, personel giderleri ve SGK prim ödemelerinin toplamının yaklaşık 775 milyar lira olduğunu belirtti. “Bu zorunlu ödemeleri düşündüğümüzde, 86 milyon nüfusa kişi başına düşen pay yıllık yaklaşık 3.600 lira.” diyen Erdem, koruyucu sağlık hizmetleri tarafını daha da sorunlu bulduklarını ifade etti.
Bütçenin yalnızca yüzde 27,5’inin koruyucu sağlık hizmetlerine ayrıldığını, personel giderleri düşüldüğünde kişi başına düşen koruyucu sağlık harcamasının yaklaşık 2.600 lira civarında kaldığını söyleyen Erdem, “Bu ülkenin vatandaşına sağlık giderleri için ayrılan pay bu mudur Sayın Bakanım? 2.600 lirayla aşı alınmıyor, aşı!” sözleriyle tepki gösterdi. Salgın riski ve kronik hastalıkların arttığı bir ülkede bu düzeyin kabul edilebilir olmadığını vurgulayan Erdem, “Gelişmiş ülkeler sağlık bütçelerinin yüzde 60’ını koruyucu hizmetlere ayırırken biz hâlâ ağırlığı tedaviye, üstelik özel şirketlere bağımlı tedavi finansmanına aktarıyoruz.” dedi.
Şehir hastaneleri eleştirisi: “Antalya Şehir Hastanesi verimsiz, ulaşılmaz ve pahalı”
Erdem, bütçedeki şehir hastaneleri kalemine de dikkat çekerek, sadece 2026 yılında 18 şehir hastanesi için 136 milyar 148 milyon lira ödeme yapılacağını, bu yükün daha yirmi beş yıl boyunca vatandaşın sırtında kalacağını söyledi. “Şehir hastaneleri çözüm değil, yeni sorunların kaynağıdır.” diyen Erdem, en somut örnek olarak Antalya Şehir Hastanesini gösterdi.
“1.500 yataklı dev bir bina yapmak yerine Konyaaltı’nda, Muratpaşa’da, Kepez’de 3 tane 500 yataklı hastane yapılsaydı çok daha verimli olurdu.” diyen CHP Antalya Milletvekili, Dünya Sağlık Örgütü ve çeşitli araştırmaların 300–600 yatak aralığındaki orta ölçekli hastanelerin en verimli model olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Buna rağmen Antalya’da şehrin ulaşımının en zor noktasına, toplu taşımaya uyumsuz, devasa bir hastane binası planlandığını belirten Erdem, vatandaşların şikâyetlerini şu sözlerle aktardı:
“Vatandaş diyor ki: ‘Şehir hastanesine gitmek için hasta olmaya gerek yok, yolda zaten hasta oluyoruz.’ 1.500–2.000 yataklı dev binalara milletin parasını gömdünüz; verim düştü, erişilebilirlik azaldı, maliyet katlandı, hasta yükü çözülmedi, organizasyon ve hizmette zorluklar büyüdü.”
Antalya Şehir Hastanesinde hasta ve refakatçilerin yemek, temizlik gibi temel hizmetlerden ciddi şekilde şikâyetçi olduğunu da vurgulayan Erdem, bu şikâyetleri doğrudan Sağlık Bakanına ilettiğini kaydetti.
“Sağlıkta Dönüşüm bugün basamak sistemini, MHRS’yi ve aile hekimliğini çökertmiş durumda”
AK Parti iktidarı döneminde yürütülen Sağlıkta Dönüşüm Programının başlangıçta “başarı” olarak sunulduğunu, ancak bugün gelinen noktada yıprandığını savunan CHP’li Erdem, tabloyu şöyle özetledi:
“Basamak sistemi çöktü, herkes doğrudan üçüncü basamak hastanelere gidiyor. Eğitim ve araştırma hastaneleri tıkandı. Merkezi Hekim Randevu Sistemi çöktü. Şehir hastaneleri bütçeyi yuttu. Koruyucu sağlık hizmetleri çöktü, aile hekimliği sistemi çöktü, hekimler tükenmişlik içinde.”
Sağlık Bakanlığının kendi dokümanlarında kişi başı hekime müracaat hedefinin 2026 için 12,45, MHRS üzerinden randevulu muayene oranı hedefinin yüzde 55 olarak yer aldığını hatırlatan Erdem, “Sayın Bakana soruyorum: Hangi vatandaş yüzde 55 ihtimalle randevu bulabiliyor?” diye sordu.
MHRS randevu krizi ve acil servislere yığılma
Erdem, MHRS ve 182 hattı üzerinden randevu almak isteyen vatandaşların haftalar, hatta aylar sonrasına gün bulabildiğini söyleyerek, “Devlet hastanelerinde MR, ultrason ve fizik tedavi gibi tetkik ve tedaviler için aylarca bekleyenler var. Artık vatandaş sabah altıda alarm kurup, on saniyede dolan randevulara yetişmeye çalışıyor; bulamazsa acil servisin önünde yığılıyor.” ifadelerini kullandı.
Acil servislere başvuru sayısındaki artışa dikkat çeken CHP’li milletvekili, hekim açığının da sistemi daha kırılgan hâle getirdiğini belirtti. Türk Tabipleri Birliğinin verilerine atıf yaparak, 2021 yılından bu yana 10.800 hekimin iyi hâl belgesi alarak yurtdışında çalışmak üzere başvuruda bulunduğunu aktaran Erdem, “Bu tablo maalesef sizin eseriniz.” dedi.
İlaç yokluğu: “Antibiyotik, kronik ilaçlar, çocuk şurupları bulunamıyor”
Konuşmasında eczacıların uyarılarını da gündeme getiren Erdem, Antalya dâhil Türkiye’nin dört bir yanındaki eczanelerden şu şikâyetlerin geldiğini söyledi: “En temel ilaçlarda bile erişim sorunu yaşanıyor. Özellikle antibiyotiklerde, kronik hastalık ilaçlarında, çocuk şuruplarında, enfeksiyon ilaçlarında kritik bir noktaya gelindi; bu artık çözülmelidir.”
Erdem, bu koşullarda vatandaşın hem randevu bulmakta hem de ilaç temininde zorlandığını, bunun kabul edilemez bir sağlık yönetimi sonucu olduğunu ifade etti.
Atatürk Devlet Hastanesinin fiilen kapatılması: “Yeni hastane yapılmadan bu karardan vazgeçin”
CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, Antalya’daki Atatürk Devlet Hastanesinin durumunu da sert sözlerle eleştirdi. Hastanenin fiilen kapatıldığını, yıllardır yeni hastane projesinden söz edilmesine rağmen somut bir adım atılmadığını söyledi.
“Atatürk Devlet Hastanesinde yoğun bakımlar kapatıldı, ameliyathaneler kapatıldı, poliklinikler kademeli olarak boşaltıldı. Ortada yeni hastane için ne proje var ne ödenek. 2019’dan beri verilen hiçbir söz tutulmadı.” diyen Erdem, bu karardan vazgeçilmesini istedi. “Yeni hastane yapılana kadar Atatürk Devlet Hastanesi kapatılmamalı. Burası Antalya’nın en ulaşılabilir hastanesi.” vurgusunu yaptı.
Hastanenin çevresindeki eczacıların, medikal firmaların ve esnafın da bu süreçten olumsuz etkilendiğini belirten Erdem, Atatürk Devlet Hastanesinin yükünün Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesine bindirildiğini, hekim başına düşen randevu sayısının zaten yüksek olduğu bu merkezde âdeta kriz yaşandığını ifade etti.
Antalya’nın göç ve turizm yükü: “Yazın nüfus 2,7 milyondan 6 kata çıkıyor, hastaneler bu yükü taşımıyor”
Antalya’nın dışarıdan yoğun göç alan bir kent olduğunu ve turizm sezonunda nüfusun katlandığını hatırlatan Erdem, “Yaz döneminde 2 milyon 700 bin nüfus 6’ya katlanıyor. Antalya hastaneleri bu yükü kaldıramıyor.” dedi. Randevu sistemindeki tıkanıklık, polikliniklerdeki izdiham ve hekimlerin aşırı iş yükü nedeniyle “hekimlerin isyan noktasına geldiğini, acil servislerin kilitlendiğini” söyledi.
Manavgat Devlet Hastanesi inşaatı: “2025 sonundayız, ortada bitmeye yakın hastane yok”
Mustafa Erdem, Manavgat Devlet Hastanesi Projesinin gecikmesine de dikkat çekti. 2021 yılında verilen sözlere atıf yaparak, projenin başlangıç tarihinin 2023 Şubat, teslim tarihinin ise 2025 Ocak olarak açıklandığını hatırlattı. Daha sonra “2025 yılı sonunda açılacak” denildiğini ifade eden Erdem, mevcut durumu şöyle anlattı:
“2025 yılının sonundayız, gelin birlikte gidelim; orada bitirilmiş bir hastane olmadığı gibi bir yıl sonra bile bitirilecek gibi görünmeyen bir inşaat var. Manavgatlılar soruyor: ‘Hastane ne zaman bitecek?’ Bu soruya artık net bir cevap verilmesi gerekiyor.”
Yoğun bakım yatak krizi: “Ölümün pençesindeki hastalar sırada bekliyor”
Antalya’daki yoğun bakım yatak yetersizliğini de rakamlarla ortaya koyan Erdem, mevcut Manavgat Devlet Hastanesinde 26 erişkin yoğun bakım yatağı bulunduğunu ve doluluk oranının yüzde 100 olduğunu söyledi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 118 yoğun bakım yatağı bulunduğunu, önceki gün doluluk oranının yüzde 85 olduğunu, bugün bu oranın muhtemelen daha da yükseldiğini ifade etti.
Kepez Devlet Hastanesinde 85 yoğun bakım yatağının bulunduğunu, doluluk oranının yüzde 98,5 olduğunu, Akdeniz Üniversitesinde de benzer bir tablo yaşandığını kaydeden Erdem, Atatürk Hastanesinin kapatılmasıyla yükün bu merkezlere bindiğini vurguladı. “Ölümün pençesinde olan hastalar yoğun bakım için sıra bekliyor. Bu ülkenin insanı bunu hak etmiyor. Acil önlem alınması gerekiyor.” uyarısında bulundu.
Klima tasarrufu iddiaları: “Antalya sıcağında hastane klimayı kapatamaz”
Erdem, Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde yaz aylarında tasarruf gerekçesiyle klimaların çalıştırılmadığı iddialarını daha önce bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdığını, ancak henüz cevap alamadığını söyledi. Benzer şikâyetlerin Antalya Şehir Hastanesinden de geldiğini belirten Erdem, kentin iklimini hatırlatarak şu uyarıyı yaptı:
“Antalya’daki sıcakları biliyorsunuz. Yazın, özellikle hastane ortamında klimaların kapatılması, yaşlılar, kalp hastaları ve kronik hastalar başta olmak üzere birçok hasta ve hasta yakını için büyük risk oluşturmaktadır. Umarım bu yaz, bu uygulamaları bizzat denetlersiniz; sağlıkta tasarrufa gitmezsiniz.”
Taşeron yemekhane işçileri: “Kadroya alınmadılar, çözüm bekliyorlar”
Konuşmasının sonunda üniversite hastanesinde çalışan taşeron yemekhane işçilerinin durumunu da gündeme getiren CHP Antalya Milletvekili, “Üniversitede taşeron işçi kadroya alınırken yemekhane işçileri kadro dışında bırakılmış. Seslerini bize duyurmamızı istediler. Bu konuda da bir çözüm üretirseniz memnun olacaklar.” dedi.
Mustafa Erdem, Sağlık Bakanlığı bütçesinin Antalya’daki ve ülke genelindeki yapısal sorunları çözmek için yeniden kurgulanması gerektiğini vurgulayarak, bütçenin ülkeye hayırlı olmasını diledi; ancak mevcut haliyle koruyucu sağlık hizmetlerini, kamu hastanelerini ve hekimleri değil, şehir hastaneleri modelinin mali yükünü öncelediğini söyledi.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI