CHP’li Namık Tan: “Türk milleti ve Türk devleti de 1’den büyüktür, Erdoğan kişisel tahakküm ilişkileriyle dış politikayı felce uğrattı”
TBMM Genel Kurulunda Dışişleri Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerine CHP Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Namık Tan, Cumhurbaşkanlığı merkezli yürütülen dış politika çizgisini ve Dışişleri Bakanlığının “asli görevinden mahrum bırakılmasını” sert sözlerle eleştirdi. Tan, 15 Temmuz sonrası OHAL sürecinde Türkiye’nin demokratik dünyadan koparıldığını, Rusya’ya ölçüsüz tavizler verildiğini, S-400 tercihinin Türkiye’yi F-35 programından dışladığını ve Erdoğan’ın bugün yeniden Beyaz Saray kapısında meşruiyet aradığını söyledi. Tom Barrack’ın Suriye ve bölgeye dair açıklamalarını “sömürge valisi üslubu” olarak niteleyen Tan, Gazze’de izlenen çizginin sonunda Filistin topraklarının “tatil şeridi projelerine” kurban edilmesi riski taşıdığını savunarak, Dışişleri bütçesinin yetersizliğine ve Bakanlığın zayıflatılmasına da dikkat çekti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda Dışişleri Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşmelerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına katılan İstanbul Milletvekili Namık Tan, konuşmasına uzun süredir eleştirdiği dış politika çizgisine ve Dışişleri Bakanlığının rolüne atıfta bulunarak başladı. Tan, “Uzun zamandır Cumhurbaşkanlığında kurgulanan etkisiz bir dış politika çizgisini ve asli görevinden mahrum edilmiş bir Dışişleri Bakanlığını ibretle ve üzüntüyle izliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Tek adam şahsi hukuku ile dış politika yürütüyor, Bakanlık sarayın emir memurluğuna indirildi”
Namık Tan, dış politikanın kurumsal istişareyle yürütülmesi gerektiğini vurgulayarak, “İktidarınız, kurumlar arası istişareyle dış politika yapım sürecini rafa kaldırmış durumda. Kendini başta Gazi Meclis olmak üzere hiçbir kuruma hesap vermek zorunda hissetmeyen tek adam, şahsi hukuku ile sınırlı bir dış politikayı ısrarla sürdürüyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Tan, Dışişleri Bakanı ve kariyer personelin konumuna ilişkin, “Sayın Bakana ve Dışişleri Bakanlığı personeline sarayın emirlerini uygulamaktan başka rol bırakılmıyor. Erdoğan’ın kişisel ve keyfî kararları iktidar medyasında ‘devlet çizgisi’ diye kutsanıyor.” dedi.
Bu anlayışın devlet ile iktidar arasındaki sınırları yok ettiğini savunan Tan, “Onlar için devlet, adeta tek kişinin zekâsından ve kapasitesinden ibaret. Bunu eleştirenler de devlete ihanetle suçlanıyor.” diye konuştu.
Tan, iktidarın sıkça kullandığı “Dünya 5’ten büyüktür” sloganına atıfta bulunarak, “Dünyanın 5’ten büyük olduğuna şüphe yok ama Türk milleti ve Türk devleti de 1’den büyüktür.” sözleriyle Genel Kuruldan alkış aldı.
“Denge politikası geleneğiniz yok, ayarınız yok”
Büyük güçler arasında denge politikasının Türkiye için yüzlerce yıllık bir gelenek olduğunu hatırlatan Namık Tan, “Denge politikası uygulamak sorun değil; sorun, bu iktidarın dengede bir ayarının olmaması.” dedi.
Tan, 15 Temmuz darbe girişimi ve OHAL sonrası dönemi hatırlatarak, Türkiye’nin demokrasisine “telafisi güç zararlar” verildiğini, Batı ittifakı ve demokratik devletler topluluğundan uzaklaşıldığını ifade etti. “Size rejim eleştirisi yöneltmeyecek olan Rusya’ya ölçüsüz şekilde yaklaştınız, kabul edilemez tavizler verdiniz. Bütün Suriye politikanızı Rusya için toptan değiştirdiniz.” iddiasında bulundu.
S-400 ve F-35 çıkmazı: “Hem projeden olduk hem teknoloji alamadık”
CHP’li Namık Tan, Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 hava savunma sistemleri üzerinden dış politikayı eleştirdi. “Rusya’dan S-400’leri alma inadınız, dünya kadar emek ve para harcadığımız F-35 ortak üretim projesinden bizi ihraç ettirdi.” dedi.
Tan, Türkiye’nin hava savunma sisteminin NATO altyapısına uyumlu olduğuna dikkat çekerek, “Bu füzeleri NATO sistemlerine entegre edemeyeceğiniz için zaten tam kapasite kullanamayacaktınız; hem projeden olduk hem de Putin, füzelerin teknolojik bilgisini vermeyi reddederek asıl kazığı attı.” ifadelerini kullandı.
Bugün gelinen noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden F-35 programına dönmek için ABD ile temas arayışında olduğunu hatırlatan Tan, “Şimdi Sayın Erdoğan F-35’e dönebilmek için Beyaz Saray kapılarında meşruiyet dileniyor.” sözleriyle konuştu.
“Putin’e alan açtınız, şimdi de Türkiye’yi Amerikan tahakkümüne sokmak üzeresiniz”
Tan, Erdoğan’ın ABD ile ilişkilerinde de savrulma yaşandığını söyledi. Biden döneminde yaşanan gerilimleri hatırlatan Tan, Donald Trump’ın dönüşüyle ilişkilerdeki ton değişimine dikkat çekti.
“Sayın Erdoğan ABD dış politikasını yalnız Başkanın belirlediğini sanıyor. Onunla arkadaş olup her istediğini alabileceğini düşünüyor ama evdeki hesap çarşıya uymadı. İki buçuk ay önce Beyaz Saray’da yaptığı görüşmede Osmanlı’nın çöküş döneminde bile görülmemiş bir tahakküm ilişkisi ülkemize dayatıldı.” diyen Tan, Türkiye’nin ABD malları için “açık pazar hâline geldiğini”, nadir toprak elementleri üzerinden taahhütler verildiğini ve buna karşılık hiçbir somut kazanım elde edilmediğini savundu.
Tan, “Yıllarca Rusya’ya tahakküm alanı açmıştınız, tam hatanızdan dönüyorsunuz derken bu kez ülkeyi Amerikan tahakkümüne sokmak üzeresiniz. Yok mu sizin bir ayarınız?” diyerek iktidara yüklendi.
“AB’nin demokratikleşme gündemini yok sayarak SAFE kapısını zorlayamazsınız”
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerini de değerlendiren Namık Tan, Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanının AB’ye bakışını eleştirdi. “Jeopolitik önemimizi yeterli sanıp, AB’nin demokratikleşme kriterlerini yok sayıyorsunuz. AİHM’in Demirtaş ve Kavala kararlarını uygulamadan kapıyı zorlayabileceğinizi düşünüyorsunuz.” dedi.
Türkiye’nin, AB’nin savunma sanayi mekanizmalarından SAFE (Avrupa Savunma Fonu) içine girmesinin önündeki tek engelin Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olmadığını söyleyen Tan, “Almanya Şansölyesi Friedrich Merz bile Ankara’da SAFE’e Türkiye’nin dâhil edilmesinin yakın gelecekte mümkün olmadığını yüzünüze karşı söyledi.” ifadesini kullandı.
“Şam Fatihi anlatınız çöktü, Suriye’nin geleceğinde etkisizsiniz; sahneye Tom Barrack çıktı”
Suriye politikalarına ilişkin iktidarın söylemini eleştiren Tan, Erdoğan için üretilen “Şam Fatihi” anlatısının hızla çöktüğünü belirtti:
“Suriye’nin geleceğinde etkinizin olmadığını biliyoruz. Yeni Suriye’nin mimarı rolüne soyunan kişi bir büyükelçi değil, Trump’ın sömürge valisi edasıyla konuşan Tom Barrack’tır.”
Tom Barrack’ın Türkiye ve bölgeye ilişkin açıklamalarını eleştiren Tan, “Bu kişi, Erdoğan’a ‘Meşruiyeti biz veriyoruz.’ deme cüretini gösteriyor. Monarşi övgüsü yaparak cumhuriyetimizi ve ulus devletimizi hedef alıyor. Bu zatı ne zaman susturacaksınız, merak ediyoruz. Trump’tan korkuyorsunuz, anladık; bari maaşlı memurundan bu kadar korkmayın.” dedi.
Gazze ve “tatil şeridi” iddiası: “Bu projenin altında Erdoğan’ın imzası olabilir”
CHP’li Namık Tan, Gazze’de yaşananlar karşısında iktidarın ikircikli tavır sergilediğini savundu. İktidarın Filistin söylemiyle fiili tutumunun örtüşmediğini belirten Tan, Trump’ın “Gazze’yi tatil şeridi yapacağız” sözlerine Erdoğan’dan güçlü bir tepki gelmediğini söyledi.
Tan, iktidar çevrelerinin Kudüs ve Filistin hassasiyetine atıfla, “Gazze halkı vatanından kovulacak, mülteci yapılacak; yerine lüks oteller, plajlar yapılacak. Bu pahalı inşaatları da Türk müteahhitleri üstlenecek; bu korkunç projenin altında maalesef Erdoğan’ın imzası olacak.” iddiasında bulundu.
“Bu gözler, yarın Erdoğan’ın Netanyahu’yu Ankara’da ağırladığını da görebilir.” sözleri Genel Kurulda dikkat çekti.
“Her ülkeye büyükelçilik açmayı başarı sanıyorsunuz, bütçe payınız binde 2,43’e düşmüş”
Dışişleri Bakanlığının kurumsal yapısına da değinen Namık Tan, iktidarın başarı ölçüsünü nicelik odaklı kurguladığını söyledi. “Her yerde büyükelçilik açmayı başarı sayıyorsunuz. Oysa kapasitesi yüksek merkez büyükelçilikler üzerinden çevre ülkelere akreditasyon sağlanarak çok daha etkin diplomasi yürütülebilir.” dedi.
FETÖ okulları üzerinden geçmişte kurulan ağlara atıfla, “Bir zamanlar FETÖ okullarının olduğu ülkelere büyükelçilik açmak için yarışıyordunuz; şimdi o okulları kapattırmak için dünya kadar bedel ödüyorsunuz.” eleştirisini getirdi.
Tan, Dışişleri Bakanlığının ulusal bütçeden aldığı payın yıllar içinde düştüğünü hatırlattı:
“Sizden önce bu pay 4,5 seviyelerinde gidip geliyordu; göreve geldiğinizden beri üç yıldır sürekli geriledi, bu yıl binde 2,43’e indi.”
Dışişleri bütçesinin binde 5’in üzerine çıkarılması ve bu bütçenin sadece Bakanlığın kendi asli ihtiyaçlarına harcandığını belgelemesi hâlinde, “Bu kürsüden size teşekkür edeceğime söz veriyorum.” diyen Tan, “Ancak bizi şaşırtabileceğinize dair umudum maalesef koca bir sıfır.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Konuşma, CHP sıralarından yoğun alkış aldı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI